"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mânevî makamlar, marka değerler, süflî şahsiyetler sefil nefisler

Nejat EREN
27 Kasım 2018, Salı
Hikmet ve fıtratın gereği, hayat yolculuğunda zıt kutuplar çatışması yaşanır.

İyi-kötü, mazlûm-zalim, imanlı-kâfir, güzel-çirkin, hayır-şer çatışması devam ediyor. Müsbet ve menfîlikler içi içedir.

Güzel, müsbet, hayır ve sevabın temsilcisi; “Mânevî Makamlar” vardır.

Hazreti Muhammed (asm) ve bütün peygamberler (as) “Mâne-vî Makamlardadırlar.”

Hz. Ebu Bekir Sıddık, sahabeler ve bütün Allah dostları da böyle manevî makamdadırlar.

İmam-ı Azam, Gavs-ı Azam gibi müctehidler, ilim, irfan sahibi aktab, asfiya, evliyalar da böyle makamın sahibi mümtaz şahsiyetlerdir.

Buna mukabil; Hz. Muhammed’e (asm) karşı Ebu Cehili Lâinler, Hz. Musa’ya karşı Firavunlar, Hz. İbrahim’e karşı Nemrut’lar var.

Uhrevî alanda böyle yüksek makamlar olduğu gibi, dünyevî noktada da; “Marka değerler” vardır. Bunlar kendi sahalarında: İtimadın, güvenin, garantinin adresleridirler.

Bu yüksek makam ve değerli markaların yanında, zıtları olan süflî nefisler ve zalim karakterler, sahte markalar da vardır. Piyasada bu sahte, yalancı kopya markaları da görmek mümkündür. Ucuz, değersiz, yıpranan ve kaybolan makam ve markalar.

Müsbet mânâda, insanlığın ortak değeri olan, “antikalar” birer “Marka Değerdir.” Teknoloji harikası Allah’ın nimetleri olan; İnternet, elektrik, rahmani gaz, her türlü kara ve hava vasıtaları, Mercedes’i, Iphone’u, Airbus’ı, Sony’si hepsi sahasında birer “Marka Değerdirler.”

Gül, yeşillik, miski amber, bülbül, meyveler, sebzeler, ihsan-ı İlâhî olan harika meyve ve sebzeler bizatihi “Marka Değerlerdir.” Ayırım yapmaksızın her millet, inanış, kademdeki insanlar tarafından sevilip takdir edilirler.

“Mânevî Makam” sahiplerinin kendilerini ispata, alkışa ve propagandaya ihtiyaçları yoktur. Onlar, “dâvet” ve “tebliğe” memurdurlar. Duâya, tasdike ve kabule lâyıktırlar.

“Marka Değerler” de kendilerini ispat etmek gereği duymazlar. Pazarlamacı kullanmazlar. Kimsenin ayağına gitmezler. Müşteri onların ayağına gelir. Kalite ve değerlerinden emindirler.

Materyalizme, ateizme ve her türlü mânevî değerlerin istismarcılığına, hiçbir konuda mağlûp olmadan hizmetine devam eden, susturulamayan; İspat, delil metodlarıyla, inancı, hakkı, adaleti, hürriyeti, demokrasiyi, hukukun üstünlüğü ve kanun hâkimiyetini savunan, haykıran bir Risale-i Nur hakikati vardır bu topraklarda! Ve büyük bir “Mânevî Makam” sahibidir. Meydandadır!

Bu asırda “Seyyidler Halkasının” mânevî varisi olan bir Bediüzzaman gerçeği vardır. Siyaset, diyanet, saltanat, cihad âlemindeki harika fetva ve icraatlarıyla bu asrı ve insanlarını, ümitsizlikten kurtaran, kuvve-i mânevîyeyi takviye ederek, deccaliyetin tahribatını tamir eden, tecritlere, tehditlere rağmen; Tereddütsüz, telâşsız, yılmadan, korkmadan, irade, ilim, merhamet ve şefkatiyle kıt’alara ve gönüllere damga vuran bir Bediüzzaman gerçeği! Deccaliyet ve süfyaniyete rağmen!

Derin yerlerden güdümlü, naylon ünvanlı sahte, sathî, yalancı saltanat sahibi olmaya çalışan fetvacılara karşı Risale-i Nurlar’daki fetva ve hakikatleriyle cevap verip susturarak, sahneyi onlara bırakmayan “Mânevî Makam” sahibi, bir Sahibüzzaman, Bediüzzaman Said Nursî gerçeği var.

Ve, Risale-i Nur’un nâşiri efkârı ve Hz. Bediüzzaman’ın “başyazarı olduğu” matbuat âleminde, medya dünyasında, sağlam ve muhkem bir kale, şaşmaz, şaşırmaz konuşan bir lisan ve dil olarak önemli bir patent ve marka olarak neşriyat yapan Yeni Asya Gazetesi ve neşriyatı var. Kendisini ispatlamış farklı bir marka olan bu gazeteye sahip çıkan kuvvetli bir cemaat ve “Şahs-ı Mânevî” var. Onu kararlılıkla devam ettiren yetişmiş, tecrübeli ciddî bir kadro var.

Bütün bunların kıymetini, makamını takdir edip ona göre hareket edip vebal ve sorumluluk idrakiyle takip edenlere, duâ ve destek olanlara selâm olsun.

Bütün şer kuvvetlere, tahribatlara rağmen Allah Nurunu devam ettirecek, bu ses susmayacak, susturulamayacak. Bu nefes müsbet fikre kuvvet vermeye devam edecektir, inşallah.

Doğruyla yalanın, hakla zulmün, Allah dostlarıyla şeddatların, âli seciyelerle süflî nefislerin, çukur kimliklerin mücadelesi dünya durdukça devam edecek. Kur’ân hadimlerine düşen kendi mânevî hizmetlerine kesintisiz ve ihlâsla devam etmek olmalıdır.

Her türlü olumsuzluklar karşısında yılmayan, yıkılmadan, savrulmadan, doğru çizgide mânevî hizmetlere devam etmek ümit ve temennisiyle...

Okunma Sayısı: 1807
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ahmet Zeki

    27.11.2018 16:35:36

    Böyle güzel bir yazıdan dolayı gönül dolusu teşekkürler, tebrikler ve aminıer.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı