Zaman durmaksızın akıyor. Sani-i Zülcelâl bütün eşya üzerinde hükümlerini icra ediyor. 

“Hayat bir mahluk olduğu gibi ölümde bir mahluktur” diyor Bediüzzaman. Hak olan ölüm devamlı hükmünü icra etmeye devam ediyor. Ağabeyler, kardeşler, akrabalar, bu fani dünyada vazifelerini bitirip ebedi âleme kanat açıyorlar. 

En son bölgemizden ahiret yurduna gönderdiğimiz bir HÜSEYİN DİKER vardı. Afyonkarahisar’dan ebediyete kanat çırpıp fani dostlarından geçici olarak ayrılıp, ebedi dostlar yurdunu uçtu! 

Batmandan da çok ehli hizmet Mehmet Uçar Ağabeyimiz de ebedi aleme irtihal etti. Bütün vefat eden abi ve kardeşlerimize Rabbimiz merhamet etsin. Amin. 

Hüseyin kardeşimiz tam bir dava adamıydı. Sarsılmaz bir Yeni Asya mensubuydu. Sakindi, müdakkikti, gayretliydi. samimi olan mübarek yüzündeki tebessümünü kararlı ve nazik davranışlı karakterini  tamamlıyordu. 

Risale-i Nur davasının ve Yeni Asya meslek meşrebinin sarsılmaz bir takipçisi ve müdafaacısıydı. Hem ilinde hem bölgede Kudsî Nur hizmetleriyle tanınan çok mümtaz bir eğitimci şahsiyetti. Bu haliyle arkasında çok sağlam bir aile ve çok istikametli dava arkadaşlarına görevi devretti. Hizmet anlayışındaki sarsılmaz istikameti öne çıkan değerli bir vasfıydı.

Kâinatı yaratanla müşerref olmak! İman ve İslâm nimetinin vesilesi olan Hazreti Muhammed (asm) sancağının gölgesinde bulunabilmek! Bütün peygamberler, sahabeler, şehitler aktaplar, asfiyalar, ulemalar ve geçmiş tüm ecdadla birlikte olup onlarla sohbet etme imkanı bulmak ve Cenabı Hakk’ın cennet gibi akla hayale gelmeyen sadece bu dünyada örnekleri olan nimetlerle donanmış bir hayata mazhar olmak için ölüm hakikati ile yüzleşmek kaderin ve fıtratın bir hükmüdür. 

Bir yıl önce o malum hastalıktan başarılı bir ameliyat geçtiğini duymuştum. 10 Aralık 2024 tarihinde Uşak‘ta yaptığımız Ege bölge meşveretinde canlı ve güzel fikirler ile aramızdaydı. İyi ve dinç görünüyordu. 

Avrupa dönüşünde Afyon’da evinde 27 Ocak gecesi geçmiş olsun ziyaretine gitmiştim. Biraz teselli edici kısa sohbetimiz oldu. Va esnafa! Tam bir hafta sonra 3 Şubat 2024 cumartesi günü saat gece 23.00 sıralarında, ruhunu Yaratanla teslim etmiiş! Haberi geldi! Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. 

Hüseyin Diker kardeşimiz 57 senelik ömründe çocukluğundan ve gençiliğinden beri Risale-i Nur davası ve Yeni Asya meslek meşrebinden asla hiç ayrılmadan, tereddütsüz, istikametli, değerli bir dava adamıydı. Kafasına takılan konularda istişare için arardı. 

4 Şubat 2024 Pazar günü doğum yeri olan Afyonkarahisar’ın Şuhut ilçesi Ulu Camideki cenaze namazında imamın güzel konuşması ve helallik almasından sonra asri mezarlığa defnedildi. 

Geride iki kız bir oğlu, iki damadı ve eşi kaldı. Hepsi elhamdülillah bu davanın içerisindeler. Bu kudsi davayı devam ettirecekler

Risale-i Nur davasında, kırk yıla yakın tanışıklığımızda onun çocuk masumiyetindeki o asil duruşunu, vakarlı tavırlarını, davaya, derslere ve cemaate olan bağlılığını çok takdir ettik unutmadık ve unutmayacagiz. 

Allah taksiratını affetsin, aile efradına ve dostlarına sabırlar versin, mekanı cennet olsun inşallah. 

Ne mutlu ki Hüseyin Diker kardeşimiz bu dünyada hoş sedalar hatıralar, hizmetler faaliyetler bırakarak Rabbine, Resulü Ekrem (asm) peygamberine, davası uğruna bir ömür verdiği üstadına ve abilerine, ecdadına kavuştu. O nöbeti geride kalanlara devretti. İnşallah ailesi ve dostları katkıda bulunduğu ve bir ömür verdiği kudsi davada onu yalnız bırakmayacaklar. 

Geçici ayrılık inşallah Cennet bahçelerindeki güzel sohbetlerle devam edecektir. Ruhun sad olsun, mekanın cennet olsun çok değerli Hüseyin kardeşim. Sana dünya durdukça dualar,  Kur’anlar okunmaya devam edecektir. Mezarın cennet bahçelerinden bir bahçe olsun inşallah Rabbim yar ve yardımcın olsun masum ve istikametli aziz kardeşim! AMİN.