Hayatın normal akışı içerisinde insan olarak birçok ilgi alanımız ve irtibat sahamız vardır.
İlgi ve irtibat derecesi yakın olsun, uzak olsun günlük sayısız insanlarla bir şekilde ilgi ve irtibat kurma durumunda kalıyoruz. Muhatap olduğumuz her insanın ayrı bir yapısı, karakteri, mizacı ve değişik bir fıtratı vardır. Bütün bu farklılıkları ve değerleri dikkate alarak toplum hayatında kendimizin bir konumu ve yeri vardır. Bu konum ve hareketliliğin mihveri ise; ahlâkî değerlere sadâkat, nezaket ölçülerine riayet, dengeli bir hayat yaşayabilmek ve böyle bir birey olarak topluma faydalı olabilmektir. Bu yazıda bir nebze bunlara değinme ihtiyacı duydum.
Normal hayat akışı içerisinde; muhataplarımıza tutamayacağımız sözler verilmemeli. Kırıcı, hoş olmayan ve uygulama imkânı olamayan tehditlerde bulunmamalı. Tansiyonu yüksek ortamlarda esprilerle tansiyonu düşürecek maharetler ortaya konulmalı.
Çevreyle aktif ve müsbet irtibatı devamlı kılmak mutluluğa giden yollara gül döşemektir. Kişilerin haysiyet ve onuruna saygı göstermek aslında kendine saygı göstermektir.
Hatalara suçlamadan işaret etmek, insanlara şahsî özelliklerine göre hoşgörüyle yaklaşmak. Özel kişilere biraz daha özel davranmak mizaç ve karakterlere uygun davranmanın gereğidir. Tutarlı olmak en büyük meziyetlerdendir.
Dakik olmayı hayatın bir parçası haline getirmek fıtrata uygun hareket etmektir. Mecburî meşguliyet anlarında bile muhataplara kayıtsız kalınmamalı. Çözüm ve yardım konusunda gönül kapıları hep açık olmalı, çözüm sağlayamayacağınız hallerde de bunu dürüstçe ve nazikçe muhataplarımıza ifade edebilmeliyiz.
Randevulara mutlaka uymak, verilen söze gösterilen ciddiyetin ifadesidir. Zira rehberimiz olan Yüce Nebi (asm); “güvenilir olmak hazinedir” buyuruyor. Yüzlerden eksik olmaması gereken tebessümün evrensel bir dil olduğunu ve etrafa Nur saçtığını unutmayalım. İnsanların sevdikleri ile beraber olmak isteklerini dikkate almak çözüm üretmenin bir başka adresidir.
Bu güzel konuyu bir Allah dostunun ince ve şiirimsi bir vezinle tesbitleri ve hayat tecrübeleriyle bitirelim inşallah:
Emanete ihanet etmeyin.
Halinizden şikâyet etmeyin.
Büyüğünüze emretmeyin.
Boş şeylerde ısrar etmeyin.
Cahillerle sohbet etmeyin.
Nefesinizi boşa tüketmeyin.
İnsanları bekletmeyin.
Etrafınızı kirletmeyin.
Hayatınızı mahvetmeyin.
Kimseye minnet etmeyin.
İnsanları yüzüne karşı methetmeyin.
Kimseye küfretmeyin.
Kötülüğe meyil etmeyin.
Malınızı boşa sarf etmeyin.
Sırrınızı açık etmeyin.
Her şeyi merak etmeyin.
Suçunuzu inkâr etmeyin.
Şerefinizi kaybetmeyin.
Vatanınızı terk etmeyin.
İyiliğe niyet edin.
Büyüklere hürmet edin.
Sıkıntıya sabredin.
Aza kanaat edin.
Sözünüzde sebat edin.
Bildiğinizle amel edin.
Hatanızı kabul edin.
Yaramaz ise def edin.
Varken tasarruf edin.
Âlimlerle sohbet edin.
Nefsinizle inat edin.
Sofranıza dâvet edin.
Zararlıysa men edin.
Seviyorsanız ifade edin.
Kalpleri fethedin.
Misafire ikram edin.
Muhtaca yardım edin.
Bilseniz de istişare edin.
Tehlikeye dikkat edin.
Hakkı teslim edin.
Unutacaksanız kaydedin.
Esirgemeyin lütfedin.
Gariplere merhamet edin.
Kazanmaya gayret edin.
Çalışanı takdir edin.
Başarıyı tebrik edin.
Mazereti kabul edin.
Her an tevekkül edin.
Hastaları ziyaret edin.
Çocuğunuzu terbiye edin.
Herkese tebessüm edin.
Güvenseniz de kontrol edin.
İnanmayana ispat edin.
Fakirleri gözetin.
Hayır için sarf edin.