Şahsî hayatın ve toplum hayatının yaşama kalitesi, refahı, huzuru iktisad ve kanaattır.
İktisad, kalkınmanın zenginleşmenin çarelerinden birisidir. İktisad maksada uygun hareket etmektir. Arapçada kast mastarından çoğaltılmış, bir işi bilerek isteyerek niyet ederek yapmak doğru ve istikamette olmaktır.
İktisad ihtiyaca göre harcama yapmak israfa girmemek diye de tanımlayabiliriz. İktisad, sarf edilen para, mal, zaman gibi değerlerin kıymetini bilmektir. Güzel geçimin sırrı, iktisadı hayatımıza düstur edinmektir, hayat felsefesi haline getirmektir. Peygamber Efendimiz (asm) “İktisad eden, maişetçe aile zahmet ve meşakkatini çok çekmez.” buyuruyor.
Şu zamanımızda hayat pahalılığı, ihtiyaçların fazlalaşması ve eldeki kazancın o ihtiyaca kâfi gelmemesi gibi sebeplerle hayat şartları çok zorlaşmıştır. Medeniyetin getirdiği yaşama tarzı, ihtiyaç fazlası her şeyi ihtiyacımızmış gibi göstermekle israfa kapı açmıştır. Zaman israfından, giyim-kuşam, yemek-içmek, kelime, düşünce, hayal ve daha birçok şey de yapılan israfları sıralamak mümkündür. Bunların elde edilmesinde ne ömür, ne de para yeter. Elde edilemediğinde ise hırs, aç gözlülük ve şikâyetler başlar.
Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur eserlerinden Kastamonu Lâhikası’nda ahir zamanda açlık ehemmiyetli bir rol oynayacağını ve bilhassa ehl-i imanın bu durumdan daha fazla etkileneceğini iktisad, kanaat ve sabırla bu musîbeti karşılamak gerektiğinin önemini vurguluyor.
On dokuzuncu Lem’ada İktisad Risalesi ile israf marazından kurtulmanın çarelerini anlatıyor. İktisadlı yaşamanın faydalarından ve israfın hayatımıza verdiği sıkıntılardan yaşanmış örneklerle izahlar getiriyor. Bu Risaleyi yazma sebebini de “İsraftan kurtarmak ve bu fakir milleti iktisada alıştırmak için yazdığım risale” diye bir müdafaasında bildiriyor. Barla Lâhikası’nda Hulusi Bey mektubunda, “iktisad hakkındaki risale hem insanî, hem içtimaî, hem dinî, hem dünyevî, çok güzel ahlâkî, çok hoş imanî, çok değerli nuranî bir nasihatnamedir” diye de tarif ediyor.
İktisad Risalesi’nin girişinde “yiyiniz içiniz israf etmeyiniz” âyet-i kerîmesi ile iktisada kat’î emir ve israftan açık olarak men ediyor. İnsanın bu dünyaya gönderilme hikmetinin şükür etmek olduğunu, şükür etmemeyi de yaradılışın hikmetine ters hareket olduğu belirtiliyor. Bediüzzaman Hazretleri, “Evet, iktisad hem bir şükr-ü manevî, hem nimetlerdeki rahmet-i İlâhiyeye karşı bir hürmet, hem kat’î bir surette sebeb-i bereket, hem bedene perhiz gibi bir medar-ı sıhhat, hem manevî dilencilik zilletinden kurtaracak bir sebeb-i izzet, hem nimet içindeki lezzeti hissetmesine ve zahiren lezzetsiz görünen nimetlerdeki lezzeti tatmasına kuvvetli bir sebebdir.” buyuruyor. İktisad Risalesi yedi nüktede çok güzel inceliklerle dolu zevkli, harika bir hayat dersidir.
İktisad, Cenab-ı Hakk’ın Hâkim isminin cilvesi olduğundan kâinatın nizam ve intizamına uygun hareket etmek, israf etmemek yani emir dairesinde hareket etmek gerekiyor. Çünkü kâinatta gözümüzü nereye çevirsek hiçbir şeyin israf edilmediğini, nizamsız gayesiz olmadığını ve adaletle iş görüldüğünü müşahede ediyoruz.
İnsan ise kâinattaki Allah’ın koymuş olduğu düzene uymakla sorumludur. Müsteşrik Sedio “Kur’ân, insanı iktisad ve itidale sevk eder, dalâletten korur, ahlâkî zaafların karanlığından çıkarır, teali-i ahlâk nuruna ulaştırır; insanın kusurlarını, hatalarını itila ve kemale kalbeyler” diyor. Ahlâk-ı âliye-i Peygamberiyeden (asm) olan ve belki kâinattaki nizam-ı hikmet-i İlâhiyenin medarlarından olan iktisad ise, Bu hakikatler ışığında bizim en vazgeçilmez düsturumuz, rehberimiz olmalıdır.