"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur’un ve Nur Cemaati’nin şahs-ı manevîsi

Orhan GÜLER
11 Ağustos 2017, Cuma
İlk olarak “şahs-ı manevî” mefhumunun ta’rîfi: “Manevî şahıs; belli bir şahıs olmayıp, kendisine bir şahıs gibi muamele edilen ‘şirket, cemaat, cemiyet’ gibi ortaklıklar; belli bir kişi olmayıp bir cemaatten meydana gelen manevî şahıs…”1

İkinci olarak da aynı mefhuma dair bir tesbit: “[‘Şahs-ı ma’nevî…’] Bu kavram değil cühelanın, ulemanın literatüründe veya gündeminde bile yer almıyor! Bu kavram âdeta Üstad Bediüzzaman ve talebelerine has bir deyim gibidir; çünkü ben görevim icabı sosyal hayatın çok geniş yelpazesi sayılabilecek çeşitli alanlarda hasbelkader çalıştım, [dolayısıyla] bu yönüyle bu camianın dışında bu kavramı duymadığıma ve önem de verilmediğine dair [böyle bir] iddiada bulunabiliyorum…”2

***

Son zamanlarda bilhassa sanal âlemde “Risale-i Nur’un ve ‘Nur Cemaati’nin şahs-ı manevîsi”nin, hattâ bu ikisinin tefrikinin (?) tartışıldığını haber almaktayız.

Yazının girişinde “şahs-ı manevî” mefhumuyla alâkalı mühim ve manâlı bilgi ve yorumlara yer verildi. Lâfı uzatmadan mevzuya devam etmek isteriz…

“Bir insanın başlıca iki şahsiyeti var[dır]: 1. Zâtî[/bedenî] şahsiyeti; ki icabında o bir ‘hiç’ hükmündedir. 2. Manevî şahsiyeti (şahs-ı manevîsi); ki esas kıymet ve ehemmiyet ona göredir, yani insanı ‘kimlik’ sahibi yapan sosyal valörüdür.”3 Buradan hareketle, te’lifinin tamama ermesinden bu yana tam 60 senedir bîhakkın “çağ(lar)ın tefsiri” senasına ma’sadak olan Risale-i Nur’ların müellifi Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin “manevî şahsiyeti”nin mühim farklar barındırdığını söylemeliyiz.

Evet, Bediüzzaman’ın “manevî şahsiyeti” onun çağımızda başkasına nasip olmayan, hakikaten esaslı ve büyük “misyon”una delâlet ediyor; ki bu yönüyle Üstad sıra dışıdır…

Onun manevî şahsiyetini kavrayabilmek için “kime vâris olduğunu, ilminin gerçek veçhesini (kesbî-vehbî ilim mukayesesi) ve dolayısıyla şaheseri Risale-i Nur Külliyatı’nın nasıl bir tefsir olduğunu, hâkezâ ‘vazifesi’nin (misyon) ne/ler olduğunu”—en azından—bilmek gerekir. (Bu arada, Üstad’ın şahsiyetini mütevazıyane aradan çıkartıp kendi yerine Risale-i Nur’ları, şahs-ı manevîyi ve cemaati öne çıkarmasının ehemmiyetini…)

Kur’ân-ı Kerîm ve Hadîs-i Şerîf’e (Sünnet) dayalı Risale-i Nur’lar manâ cihetiyle “medrese / okul / ekol / sistem / hareket / hizmet”tir; dolayısıyla bu manevî “yapı”ların vazifelileri ve/ya takipçileri bir “cemaat”i, yani bir “şahs-ı manevî”yi teşkil ederler. 

Ayrıca “ağaç” misalinden hareketle “Risale-i Nur cemaati” şöyle tasnif edilir:

“(…)Cemaatin çekirdeği[/kökü] üstadı, gövdesi şahs-ı manevîsi, dal ve yaprakları fertleridir.” 4 

Günümüzde Bediüzzaman cismiyle hayatta olmadığına (fakat fikirleriyle yaşadığına) göre, onun (Kıyamet’e kadar cari olacak) vasıflarını biz okuyucularına miras bıraktığı Risale-i Nur’ların şahs-ı manevîsi, yani “Nurcular” taşıyor, taşıyacak.5 

Mevzunun bir de “temsil” ciheti var ki o da şöyle izah edilir:

“Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri bu asrın ve Kıyamet’e kadar geleceğin imamı ve müçtehidi, ahir zamanın meb’usu olarak ‘temsil’ makamındadır. Kendi ifadesiyle bu temsiliyet ‘Risale-i Nur ve şahs-ı manevîsi adına’dır. Ama bizler ‘dost, kardeş ve talebe’ler olarak ‘tebliğ’ makamındayız, yani bizler tebliğe memuruz! Elbette bir memur, efendisinin şerefiyle muamele görür…” 6 

Ha, mes’ele “Nur cemaatinin, Türkiye’nin, âlem-i İslâm’ın… şahs-ı manevîsini kim/lerin teşkil ettiği” ise, bu suallerin cevapları “Yeni Asya Medya Grubu” neşriyatındadır, diyebiliriz! 

“Lütfen bizi izlemeye devam ediniz…”

Dipnotlar:

1- Risale-i Nur Enstitüsü, Osmanlıca-Türkçe Lügat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-Mayıs 2001, s. 1216. 2- Şemsettin Çakır, “Şahs-ı ma’nevî,” Yeni Asya gazetesi, 02 Haziran 2017, s. 2. 3- a.g.y. 4- a.g.y. 5- Abdülbaki Çimiç, “Bediüzzaman mücedditlik cübbesini talebelerine giydiriyor,” Yeni Asya gazetesi, 19 Haziran 2017, s. 2. 6- Sabahattin Boyacı, “Temsil makamı ayrı, tebliğ makamı ayrı,” Yeni Asya gazetesi, 27 Mayıs 2017, s. 2.

Okunma Sayısı: 4561
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı