"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Türkiye’nin Avrupa’sız ‘huzur ve refah’a ulaşması zor”

Orhan GÜLER
13 Haziran 2017, Salı

05 HAZİRAN 2017 PAZARTESİ 

l “Cumhuriyet tarihi boyunca (…) Bediüzzaman’dan başka, devrin idarecilerine ‘yanlış iş ve uygulamalarda bulunmamaları’ hususunda ikaz ve tavsiyelerde bulunarak doğru yolu gösteren gerçek din büyüklerine maalesef rastlayam[ıyoruz]…” (Hüseyin Gültekin)

06 HAZİRAN 2017 SALI 

l “Türkiye[’nin], Avrupa’nın yardımı olmadan, kendi dinamikleriyle, içinde bulunduğu Kemalist kıskaçtan, otoriter siyasetten, sivil ve askerî vesayetten arınarak hürriyetçi demokrasiye geçmesi, huzur ve refaha ulaşması çok zordur; Avrupa’nın da İslam âlemine ve onların geniş pazarına, onların potansiyel lideri mesabesindeki Türkiye köprüsü olmadan ulaşması pek kolay değildir…” (İbrahim Ersoylu)

07 HAZİRAN 2017 ÇARŞAMBA 

l “(…)Kendi çapımızda yaptığımız araştırmalar neticesinde, 19-21 Eylül 1918’de hezimetle neticelenen Suriye-Filistin Cephesindeki Nablus Savaşı ve sonrasında ciddi bazı tuhaflıklarla karşılaştık—savaş ciddiyetine, harp nizamına ve savaş ahlakına uymayan tuhaflıklar… Yine hatırlatmak gerekir ki söz konusu tarihlerde M. Kemal Paşa—Dördüncü, Yedinci ve Sekizinci Orduların dâhil olduğu—Yıldırım Orduları Grup Komutanıdır. Garip olduğu kadar acıklı da olan durum, yekûnu hakkında 30-40 bin civarındaki rakamların telaffuz edildiği bu kalabalık orduların âdeta ‘yıldırım hızıyla’ ric’at ettiği/geriye çekildiği ve kısm-ı âzamının hezimete uğradığı; bunların İngilizlere esir düştüğü ve bölgedeki kızgın Ermenilerin de müdahalesiyle asitli sularda vücutları ve özellikle gözleri haşlanıncaya kadar işkenceye maruz bırakıldığı yönündeki gelişmelerdir. (…) 1924’te bu konuya dair bir Meclis araştırması istendiği hâlde ne hikmetse üzeri örtülüyor ve on binlerce Osmanlı askerinin âkıbeti âdeta bilerek ve kasten meçhule terk ediliyor. Sebep? En kuvvetli ihtimal, cephedeki bu ağır yenilginin asıl sorumluları ortaya çıkarılmasın ve hesaba çekilmesin diyedir!” (M. Latif Salihoğlu) 

08 HAZİRAN 2017 PERŞEMBE 

l “(…)Terbiye veya eğitim işini sadece okula—hele de dinden/ahlaktan mahrum edilmiş materyalist eğitim sistem[in]deki bir okula—bırakmak büyük bir hatadır!” (Naci Tepir)

09 HAZİRAN 2017 CUMA 

l “Bugün de bazı ülkelerde milletin tarihini yasaklayıp hafızasını ortadan kaldırmak, ‘Emir var, yorum yok!’ kabilinden belli talimatlarla bir milleti zombileştirmek isteyenler var mı? Ağa kim, zombi kim? Zombiliğin çaresi olan tuz mahiyetindeki ilaçlar hangi dükkânda bulunuyor?..” (Şemsettin Çakır)

10 HAZİRAN 2017 CUMARTESİ 

l “[Ey Meclis!] AB sürecinin de katkısıyla, hem de bir koalisyon döneminde, 3.10.2001’de, Anayasanın Başlangıç kısmını değiştiren ve ‘fikirler üzerindeki Kemalizm dayatması’nı kaldırarak milletin fikir ufkunu ve sizin yolunuzu açan o eski Meclis sizden daha demokratikti! Zira siz onun açtığı yoldan bile gidemediniz… Öncekiler zoru başardılar: ‘Değişmez.’ denilen ve sanılan Başlangıç bile değişti. Ama siz maddeleri hâlen de değiştiremediniz, Başlangıca uygun hâle getiremediniz... Anayasa caddesinin yön levhaları yerinde, ama siz milleti de peşinize takıp kanunlar labirentinde kovalamaca oynuyorsunuz; hem de ‘Biz de azıcık demokratız.’ diyerek! Bir de yozlaşması yüzünden neredeyse—haşa—biraz zayıf olsak gönlümüzden çıkacak hâle gelen başörtüsünü gözümüze sokarak… Veyl size!” (Ahmet Battal)

l “‘Bilge, cesur, ölçülü ve âdil’ hukukçulara ihtiyacımız hiç bu [dönemdeki] kadar şiddetli olmamıştı…” (Kâzım Güleçyüz) 

l “(…)TRT’nin Kur’an ziyafeti vermesi güzel—ama hafızları ‘sahne’ye çağırarak değil! Hafızların ihlasla ve huşuyla Kur’an okudukları mukaddes mekânlardan canlı yayın yaparak böyle bir ziyafete vesile olması daha şık olur...” (Süleyman Kösmene)

l “(…)Aynı kuyuya düşmekten kendini alamayanlar, dine en büyük zararı dine en büyük zarar verenlerle mücadele ederken yapıyorlar!” (Yasemin Yaşar)

11 HAZİRAN 2017 PAZAR

l “(…)Bütün (…) zıtların bütün şiddetiyle harmanlandığı yer neresidir? Elbette ki İslam âleminin hilafet merkezi en son neresi olmuşsa orası olacaktır, ahir zamanda beklenen şahısların faaliyet alanı neresiyse orası olacaktır, Süfyan ile Mehdînin yüz yüze geldiği ve Süfyanizm ile Mehdiyetin kıyasıya çarpıştığı yer neresiyse orası olacaktır…” (Mikail Yaprak)

«««

Not: Yukarıdaki tespitler, gazetemizin (yılın 23. haftasına tekabül eden) 05-11 Haziran 2017 tarihli nüshalarından derlenmiştir. 

Okunma Sayısı: 1583
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı