"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Akıldaki ilmin mertebeleri

Osman KOYUNCU
31 Ağustos 2016, Çarşamba
Akıl, ilmin derin sırları ile maddî ve manevî âlemi tanımamız, olgunlaşarak kemalata ermemiz için ihsan edilmiş bir nurdur.

Aklın en büyük özelliği, maddî ve manevî şeylerde mukayese yapmayı sağlamasıdır, kıyas yapmayan, aynen kabullenip nakleden bir akıl gerçek bir akıl değildir. Bediüzzaman mealen, “akıl ile nakil (yoruma dayalı âyet ve hadis) zıtlaştıkları zaman, akla uyup nakli başka şekilde yorumlamalısınız” der, fakat o akıl gerçek akıl olmalı. Hz. Ömer “insanın şerefi aklıyla, asaleti diniyle, şahsiyeti ahlâkıyladır” der.  Akıl kalpteki nurdur, kalp, aklın komuta merkezidir.  

Bediüzzaman, Fatiha Sûresi’ndeki dosdoğru yolu açıklarken, aklın ifrat (çok ileri) tefrit (çok geriş) ve vasat (orta) mertebesinden bahseder. İfrat mertebesine cerbeze (hakkı batıl, batılı hak göstermek), tefrit mertebesine gabavet (ahmaklık), vasat mertebesine hikmet der (hakkı hak bilmek ona uymak, batılı batıl bilmek ondan çekinmek).

Akıllardaki ilmin mertebelerini şu misalle açıklayabiliriz. Bir kitap dükkânı veya bakkalı düşünün, içinde her türlü kitaplar veya mallar var, fakat bu kitaplar ve mallar dükkân içinde karmakarışık dizilmiş veya üst üste yığılmış. Birisi şu kitap veya mal var mı? diye soruyor, sen de var, ama nerede olduğunu bilmiyorum, diyorsun. O malı veya kitabı bulup vermen hem zaman alır, hem zordur, hem de alıcıyı usandırır. İşte ilmi olmayan akıllardaki bilgiler de bu şekildedir. Her mertebede farklı durumları ve makamları vardır. Eğer akıllardaki ilim, sistematik şekilde oluşturulmuşsa ilimdir, yoksa gazete bulmacaları veya ansiklopedi bilgileri gibi olur. 

Bediüzzaman “Dimağda (akıl) merati (mertebeler) var, birbiriyle mültebis (karışık veya iç içe), ahkâmları (hükümleri) muhtelif (çeşitli). Evvel tahayyül (hayal kurma, çıplak düşünce) olur, sonra tasavvur (zihinde şekillendirme, yani düşüncelere elbise giydirmek gibi) gelir.” 1 

Büyük icatlar ve keşifler yapmak yeni eserler meydana getirmek, hayal kurmakla başlar. Uzayla ilgili pek çok konu, hayal âleminde geliştirilen çizgi filmlerle şekillendi sonra da teknolojiye döküldü. Çok geniş hayaller kuramayan kişilerin, roman ve hikâye gibi eserleri yazması mümkün değildir. Büyük hayaller kurabilen insanlar büyük işler başarmıştır. Bizim eğitimdeki en büyük eksikliğimiz çocuklara belli kalıpları ezberleterek veya belli ilkeleri zihinlerine çakarak geniş hayaller kurmasını engellememizdir. Muhakemat’ta Bediüzzaman’ın belirttiğine göre, çocukları zorlayarak şu haram, şu mübah, şu helâl gibi konularda aşırıya kaçmak tehlikelidir. Çünkü çocukların geniş düşünmesini engellemiş oluruz. Düşüneceği zaman, ya belli ilkeler veya belli kurallar çevresinde düşünmek zorunda kalır, o zaman yeni şeyler icat edemez. Hep şu âlim şu şekilde açıkladı, bu âlim böyle dedi, der. Başkalarından aktarma yapar, kendine özgü düşünce geliştiremez.

Demek ki insan önce hayal kuracak, sonra onun şeklini tasavvur edecek sonra o şekli teknolojiye dönüştürecektir. “Sonra gelir taakkul (akıl yürütme, hatıra getirme, ölçerek kıyas yapmak), sonra tasdik ediyor (onaylıyor, yani akıl karar veriyor), sonra iz’an (basiret, teslim olup itaat etmek, aklın verdiği kararı kalbin onaylaması) oluyor” 2 

Bediüzzaman “İslâmiyet iltizamdır (taraf olma), iman izandır (onaylamak)” der. Hayallerden sonra zihinde canlandırdığın konuyu veya şekli, akıl süzgecinden geçireceksin, akıl onu tasdik ettikten sonra basiret açılır. Buna sezgi de denebilir, duygu ve hisler bu noktadan açılmaya ve genişlenmeye başlar, ilk başta bu iş zor ve yavaş olur, fakat sonra çok kolaylaşır ve sür’atli olur. İşte bütün icatların kapısı buradan açılır. Bunu kabullenirsin ve olacağına inanırsın. Ben başaracağım deyip çalışan her insan, başarır. 

Sonuç olarak ulaşmak istediğin hedef hayallerde canlandırılacak, zihinde canlandırdığın şeyin ön planını yapacaksın. Planının gerçekleşmesi için kafanı yoracaksın, eğer akıl bunu onaylarsa kişinin hoşuna gider, huzur-u kalple bu işe sarılır. Bu işe inanırsın ve inandığın için başarırsın. Allah hayallere bile mükâfat veriyor. Kötü hayallere ceza vermiyor, güzel hayalleri ise mükâfatsız bırakmıyor. Bununla birlikte, batıl şeylerin hayalinin, saf ve temiz zihinleri bozacağını vurgular.

 Dipnotlar: 1-2 Sözler 1148 (Lemaat)

Okunma Sayısı: 4712
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı