Mefkûre sahibi olanlar hedeflerine ulaşmışlardır… Bu idealin iyisine ve kötüsüne bakılmaz... Şerli işler olsa da muvaffakiyetlere sahip olurlar. Hareketin ve faaliyetin ana unsurları, şevk ve gayret içinde olunmasıdır. 

Tahkiki bir imana sahip olan bir ehli iman, elbette kulluğun gerekliliklerini yerine getirmekte titiz davranır… Böyle bir gayretin içine giren insanın, karşısına çıkan en önemli engel ümitsizliktir…

Ümidini kaybeden her şeyini kaybeder...

“Yeis mani-i her kemaldir, neme lazım başkası düşünsün istibdadın yadigarıdır” sözünü Bediüzzaman hazretleri dile getirmek ile insana ümit ve şevk vermektedir... Birçok kabileleri devlet yapan işte bu anlayıştır… Osmanlıyı 444 atlı ile altı yüz sene imparator devlet eden işte bu anlayıştır…

“Kimin himmeti milleti ise, o kimse tek başına küçük bir millettir” sözünü Said Nursi hazretleri, hayatı ile imzalamıştır.

Hayırlı ve hedefli işlerde aceleci davranmamak, itidalli ve hedefli hareket etmek gereklidir… Muvaffakiyetin temeli budur… “Sabırlı olun, sabır yarışında düşmanlarınızı geride bırakın” Ayetine (Al-i İmran Suresi) uymak, muvaffakiyetin temelini teşkil eder…

Fertler arasın da dayanışma, kuvvetin ve hedefe götürücü bir unsurudur… Nice halatların ince tellerden meydana geldiğini unutmamak gerekiyor…

“İttihat, imtizacı efkârdır” Sözü ise fikir ve ideal birlikteliği muvaffakiyetin temelidir… Bu anlayışı zehirleyen tembellik ve tenperverliktir… Bu, dehşetli bir şeydir… 

İşte, bu manaları, Kırıkkale deki bahtiyar heyet ile paylaştık… Yönetim Kurulu Üyemiz Ömer Güney, Sungurlu ilçemizden Sururi Yılmaz, Nabi Erdoğan ve Çorum’dan Beşir Güney ağabey ile mutlu bir akşam sohbetinden memnun ve müferrah olarak döndük…