"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâm heybeti ve şahs-ı manevî

Rifat OKYAY
30 Ocak 2021, Cumartesi
Eski zamanlardaki İslâm heybeti, İslâm haşmeti, İslâm mehabeti ve tesirleri, teşkil ettiği kuvvetleri, müsbet ve faydalı neticelerin elde edilmesi sebebi; bu ahirzamanda adeta isim ve libas/elbise değiştirmiş olarak şahs-ı manevî ve şahs-ı manevinin birer şubeler halinde kuvveti, azameti, büyüklüğü ve müessir/tesir edeni olması olarak anlandırılabilir, isim verilebilir ve kıyaslaması yapılabilir.

İşte bu eski zamanın İslâm heybeti, şimdiki zamanın şahs-ı manevî kuvveti maalesef şu yaşadığımız günlerde varlığını gösteremediği gibi tesirleri ve müsbet neticeleri de olmuyor… Ebu Hureyre’den (ra) rivayetle Efendimiz (asm) buyuruyorlar ki: “Ümmetim dünyaya fazlasıyla değer verirse, İslâm heybeti ondan çekilip alınır…”

Maalesef değil heybet, şahs-ı manevî kuvveti Müslümanlar doğru dürüst ibadetlerini hakkıyla eda edebilmekte bile acze düşmüşler… Çünkü varsa da yoksa da ancak birbirleriyle uğraşıyorlar ve en ufak bir dünyevî menfaatten, faydadan bile taviz vermiyorlar. Adamcağızlar falan yerden falan ekmekten alınmazsa “yemeğim zehir oldu…” diye figan ediyor.

Milyonlarca aç, sefil, yoksul, fakir, bir parça kuru ekmeği, bir avuç una muhtaç olan Müslümanları bildiği başkalarına da böyle muhtaç Müslümanlar var diye anlattığı halde, keyfinden zırnık kadar taviz vermiyor yaygarayı koparıyor. Sanki kırk gün ekmek yemeyen ölmediği halde bu bir gün falan ekmeği yemese ölür. Taakkul, teemmel…

Bu hallere Müslümanların düşmesinin birinci sebebi iman zaafiyetidir. Taklidî imanlarını bir türlü tahkiki iman yaparak hayatta yaşayamamalarıdır. Öğrenmeyen, okumaya, anlamaya gelince kendi nefislerine değil hep elâleme, bakmaları ve görmeleridir. 

Bu hallere düşen zayıf imanlı kişiler her hallere; israfa, iktisatsızlığa, kanaatsizliğe ve bilerek, isteyerek sefalete ve sefahate düşebilirler ve düşerler. 

Yine Ebu Hureyre (ra) rivayet ediyor ki: “Ümmetim iyiliği tavsiye ve kötülükten sakınma vazifesini terk edince, vahyin bereketinden mahrum bırakılır.”

Ve netice itibariyle mü’min, Müslümanlar kendi elleriyle kendilerini Allah’ın (cc) katında itibarsızlaştırarak, kulluktan uzaklaşınca ne İslâm heybetinin kanatlarının altına ne de İslâm şahs-ı manevisinin himayesi altına giremezler. Kendi elleriyle kadere fetva verdirerek belki de bir kıyameti başlarına kopartılmasına sebep olurlar.

Ey ehl-i iman, tahkikî iman sahibi olmaya, mertebelerine çıkmaya ve İslâm heybeti ve şahs-ı manevisinin altında olmaya bak!.. Başka necat/kurtuluş yolu yok.

Okunma Sayısı: 1545
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı