Tarihçe-i Hayat - page 1009

“C. fiahsî nüfuz temin ve tesis etmek maksad›yla.
“Peki, ya siyasî menfaat kast› var m› acaba?
“Hay›r, bu yok. Ehl-i vukuf da bu maksad› görmemifl.
Savc› da bunu diyemiyor. Peki amma, madem ki siyasî
menfaat kast› yokmufl, bu pir-i fânînin flahs›, cüssesi, be-
deni ne ki, dünyadan ne bekliyor ki nüfuz temin etmek
istesin?
“Savc›, ‘Ben oras›n› bilmem,’ diyor. ‘‹stiyor iflte. Hem,
bunu böylece bilirkifliler de söylüyorlar.’
“Peki, nas›l yapt› bu iflleri bu Müslüman?
“A. Dini, dinî hissiyat› ve dince mukaddes tan›nan
fleyleri alet etmek suretiyle.
“Nedir bu mukaddes tan›nan fleyler? ‹slâm dini, Müs-
lümanl›k hisleri, Allah kelimesinin kalpteki haflyeti,
Kur’ân, tefsir... Demek savc› bunlar› biliyor. Bunlar›n
mukaddesat oldu¤una inan›yor. “Peki amma, bunlar› bil-
mek, inanmak ve sonra söylemek alet etmek midir?
Evet, davay› açan savc›ya göre alet etmektir. Öyle ise
savc› da bunlar› alet ediyor. Hem de, siyasî bir kanuna
alet ediyor. Hem de, bir Müslüman› mahkûm ettirmek
için alet ediyor. fiu hâlde o da 163’üncü maddeye göre
suç ifllemiyor mu?
“‘Hay›r’ der savc›. ‘Ben propaganda yapm›yorum; o
propaganda ve telkin yapt›.’
“Ne dedi peki?
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 1009
I
SPARTA
H
AYATI
siyasî:
siyasetle ilgili, siyasete ait.
suret:
biçim, flekil, tarz.
tefsîr:
Kur’ân’›n mana bak›m›n-
dan izah›, aç›klamas›.
telkin:
fikir afl›lama, zihinde yer
ettirme.
temîn:
sa¤lama.
z›nd›ka:
dinsizlik, inançs›zl›k.
amma:
ama, lakin, ancak.
cüsse:
gövde, ceset, beden,
kal›p.
dalâlet:
Hak ve hakikatten
sapma, do¤ru yoldan ayr›lma,
azma.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
ehl-i vukuf:
hâkimler.
f›rka:
topluluk, grup, cemaat.
haflyet:
korku, korkma, ür-
perme.
hissiyat:
hisler, duygular.
kumanda:
komuta.
madem:
...den dolay›, böyle
ise.
mahkûm:
bir mahkemece
hüküm giymifl, hükümlü.
menfaat:
fayda.
muharebe:
savaflma, savafl.
mukaddes:
takdis edilmifl,
kutsal, aziz, temiz.
mukaddesat:
mukaddes,
kutsal, temiz ve yüce olan
fleyler.
nefs-i emmare:
insana kötü
ve günah ifllerin yap›lmas›n›
emreden nefis.
nüfuz:
bir kimsenin emir ve
hükümlerinin ifllemesi, geçer-
li olmas›.
pîr-i fânî:
çok yafll› kimse.
propaganda:
bir inanç, dü-
flünce, doktrin v.b. ni baflkala-
r›na tan›tmak, benimsetmek
amac›n› güden ve çeflitli vas›-
talarla yap›lan faaliyet.
1...,999,1000,1001,1002,1003,1004,1005,1006,1007,1008 1010,1011,1012,1013,1014,1015,1016,1017,1018,1019,...1390
Powered by FlippingBook