Tarihçe-i Hayat - page 367

edilse; elbette koca Cennetin fiyat› olacak bir servet ve
hayat-› ebediyeyi kazand›racak bir âb-› hayat ve bütün
feylesoflar› hayrette b›rakacak bir keflfiyat yolunda, vücu-
dum zerreleri adedince bafllar›m bulunsa ve feda edilme-
si lâz›m gelse, bilâtereddüt feda edilir. Hem, beni tehdit
veya imha suretiyle susturmak, bir dil yerine bin dil ko-
nuflturacak. Yirmi seneden beri ruhlara yerleflen Risale-i
Nur, susmufl bir dilime bedel, binler dilleri söylettirmesi-
ni Rahîm-i Zülcelâl’den ümitvar›m.
ìĠ
EHEMM‹YETS‹Z, FAKAT EHEMM‹YETL‹ B‹R SUÇ
OLARAK BANA SORULAN B‹R MESELE
Diyorlar ki:
“Sen, flapkay› bafl›na koymuyorsun; mah-
keme gibi çok resmî yerlerde bafl›n› açm›yorsun. De-
mek, o kanunlar› reddediyorsun. O kanunlar› reddetme-
nin cezas› fliddetlidir.”
Elcevap:
Bir kanunu reddetmek baflkad›r ve o kanun-
la amel etmemek bütün bütün baflkad›r. Evvelkinin ceza-
s› idam ise; bunun cezas› ya bir gün hapis ve bir lira ce-
za-i nakdî veya bir tekdir veya bir ihtard›r. Ben o kanun-
larla amel etmiyorum; hem, amel etmekle dahi mükellef
olam›yorum. Çünkü münzevi yafl›yorum. Bu kanunlar
hususî menzillere girmez.
Bir ihtar:
Bu iki ayd›r gayet dikkatle ve ince elekle ele-
mek suretiyle hem Isparta, hem Eskiflehir mahkemeleri,
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 367
E
SK‹fiEH‹R
H
AYATI
mesele:
konu.
mükellef:
bir fleyi yapmaya, bir
fleyi ödemeye mecbur olan, vazi-
feli, muvazzaf.
münzevi:
köflesine çekilip kim-
seyle görüflmeyen, herkesten
uzaklafl›p yaln›z yaflayan.
Rahîm-i Zülcelâl:
büyüklük sahi-
bi olan bol merhamet sahibi Al-
lah.
redd:
reddetme, geri verme, geri
çevirme, kabul etmeme, tan›ma-
ma.
resmî:
devletin olan, devlete ait,
devletle ilgili.
servet:
zenginlik, varl›k, mal,
mülk.
suret:
biçim, görünüfl, k›l›k, k›ya-
fet.
tehdit:
gözda¤› verme, birisini
korkutma, birinin gözünü korkut-
ma, korku verme, gözda¤›.
tekdir:
azarlama, azar, uyarma,
ç›k›flma, îkaz.
ümitvar:
ümitli, umutlu, uman,
ümidi olan.
zerre:
maddenin en küçük parça-
s›, molekül, atom.
âb-› hayat:
ebedî hayat› ka-
zanmay› temin eden manevî
de¤erler.
amel:
uygulama, meydana
ç›karma.
bedel:
karfl›l›k, karfl›.
bilâtereddüt:
tereddütsüz.
ceza:
kanunlar›n ihlâlinde uy-
gulanan müeyyide.
ceza-i nakdî:
para cezas›.
ehemmiyet:
önem, k›ymet,
de¤er.
ehl-i izzet:
izzetli kimseler.
elbette:
kesinlikle, mutlaka,
flüphesiz.
evvel:
önce, ilk, birinci, iptida,
bafllangݍ.
fedâ:
kurban, kurban olma,
u¤runa verme.
feylesof:
felsefe ile u¤raflan,
filozof.
hayat-› ebediye:
ebedî ve
sonsuz hayat.
hayret:
flaflk›nl›k.
haysiyet:
onur, fleref, itibar.
hususî:
bir fleye, bir kifliye, bir
yere has olan, herkese âid ol-
mayan, özel.
idam
:
öldürme.
ihtar:
idarî bir ceza, resmî
uyar› cezas›.
imha:
bozma, yok etme,
mahvetme, ortadan kald›rma,
y›kma.
kanun:
devletin yasama kuv-
veti taraf›ndan herkesçe
uyulmak üzere konulan her
türlü kaide, yasa.
keflfiyat:
keflifler, bulup mey-
dana ç›kar›lan fleyler, yeni
bulunan fleyler.
menzil:
yer, dünya, ev.
1...,357,358,359,360,361,362,363,364,365,366 368,369,370,371,372,373,374,375,376,377,...1390
Powered by FlippingBook