Tarihçe-i Hayat - page 493

R‹SALE-‹ NUR'UN KÜÇÜK VE MASUM fiÂK‹RTLER‹
Aziz s›dd›k kardefllerim;
Risale-i Nur’un küçük ve masum flakirtlerinden elli-alt-
m›fl talebenin yazd›klar› nüshalar bize de gönderilmifl.
Biz de, o parçalar› üç cilt içinde cem ettik. Hem o ma-
sum flakirtlerin baz›lar›n›, isimleriyle kaydettik. Meselâ:
Ömer, on befl yafl›nda; Bekir, dokuz yafl›nda; Hüseyin,
on bir yafl›nda; Haf›z Nebi, on dört yafl›nda; Mustafa, on
dört yafl›nda; Mustafa, on üç yafl›nda; Ahmed Zeki, on
üç yafl›nda; Ali, on iki yafl›nda; Haf›z Ahmed, on iki ya-
fl›nda... Bu yaflta daha çok çocuklar var, uzun olmas›n di-
ye yaz›lmad›. ‹flte bu masum çocuklar›n, Risale-i Nur’dan
ald›klar› derslerinin ve yazd›klar›n›n bir k›sm›n› bize gön-
dermifller. Biz de onlar›n isimlerini bir cetvelde derç et-
tik. Bunlar›n, bu zamanda, bu ciddî çal›flmalar› gösteri-
yor ki; Risale-i Nur’da öyle manevî bir zevk ve cazibedar
bir nur var ki, mekteplerdeki çocuklar› okumaya flevkle
sevk etmek için icat ettikleri her nevi e¤lence ve teflvik-
lere galebe edecek bir lezzet, bir sürur, bir flevk Risale-i
Nur veriyor ki, çocuklar böyle hareket ediyorlar. Hem bu
hâl gösteriyor ki, Risale-i Nur köklefliyor. ‹nflaallah daha
hiçbir fley onu koparamayacak. Ensal-i atiyede devam
edecek.
Aynen bu masum küçük flakirtler gibi, Risale-i Nur’un
cazibedar dairesine giren ümmî ihtiyarlar›n dahi, k›rk-el-
li yafl›ndan sonra Risale-i Nurun hat›r› için yaz›ya baflla-
y›p yazd›klar› k›rk-elli parçay›, iki-üç mecmua içinde
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 493
K
ASTAMONU
H
AYATI
nur:
ayd›nl›k, par›lt›, parlakl›k, zi-
ya, ›fl›k, flule.
nüsha:
bir kitaptan veya yaz›l› bir
fleyden ç›kar›lan suret.
sevk:
yönlendirme.
s›dd›k:
çok do¤ru, çok dürüst.
sürur:
mutluluk, sevinç, nefle.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
flevk:
fliddetli arzu, afl›r› istek ve
heves.
talebe:
ö¤renci, tahsil gören.
ümmî:
okuma yazmas› olmayan,
okumam›fl.
zevk:
tatma, tat, lezzet, haz.
aynen:
bir fleyin asl› veya
kendisi olarak, t›pk› t›pk›s›na,
hiç de¤iflmeden, oldu¤u gibi.
aziz:
muhterem, sayg›n, sev-
gili, de¤erli.
cazibedar:
çekici, cazibeli,
al›ml›, cezp edici.
cem:
toplama, toplanma, bir
yere getirme, biriktirme, y›¤-
ma.
cetvel:
çizelge, liste.
ciddî:
mühim, önemli.
derc:
toplama, biriktirme.
ensal-i atiye:
gelecek kuflak-
lar, müstakbel nesiller.
galebe:
galip gelme, yenme,
üstünlük.
icat:
yeni bir fley ortaya koy-
ma, yeniden bir fley ç›karma,
bulufl.
ihtiyar:
yafllanm›fl kimse,
yafll›.
inflaallah:
Allah izin verirse.
kayd:
yaz›ya geçirme, deftere
yazma.
lezzet:
her hangi bir fley kar-
fl›s›nda duyulan zevk, haz,
keyf.
manevî:
madde d›fl› olan,
maddî olmayan, manaya ait.
masum:
suçsuz, kabahatsiz,
günahs›z.
mecmua:
çeflitli kiflilere ait
veya çeflitli konularla ilgili ya-
z› veya fliirlerin toplanmas›n-
dan meydana gelen kitap.
mektep:
e¤itim ve ö¤retim
kuruluflu, ilim ve irfan ö¤reni-
len yer, okul.
meselâ:
misal olarak, flunun
gibi, söz gelifli, faraza.
nevi:
tür, çeflit.
1...,483,484,485,486,487,488,489,490,491,492 494,495,496,497,498,499,500,501,502,503,...1390
Powered by FlippingBook