Tarihçe-i Hayat - page 780

Evvelâ:
Biz iman› kurtarmak ve Kur’ân’a hizmet için,
Mekke’de olsam da buraya gelmek lâz›md›. Çünkü, en
ziyade burada ihtiyaç var. Binler ruhum olsa, binler has-
tal›klara müptelâ olsam ve zahmetler çeksem, yine bu
milletin iman›na ve saadetine hizmet için burada kalma-
ya Kur’ân’dan ald›¤›m dersle karar verdim ve vermifliz.
Saniyen:
Bana karfl› hürmet yerine hakaret görmek
noktas›n› mektubunuzda beyan ediyorsunuz. “M›s›r’da,
Amerika’da olsayd›n›z, tarihlerde hürmetle yâd edilecek-
tiniz” diye yaz›yorsunuz.
Azîz, dikkatli kardeflim,
Biz, insanlar›n hürmet ve ihtiram›ndan ve flahs›m›za
ait hüsnüzan ve ikram ve tahsinlerinden mesle¤imiz iti-
bar›yla cidden kaç›yoruz. Hususan acip bir riyakârl›k
olan flöhretperestlik ve cazibedar bir hodfüruflluk olan ta-
rihlere flaflaal› geçmek ve insanlara iyi görünmek ise,
Nurun bir esas› ve mesle¤i olan ihlâsa z›tt›r ve münafidir.
Onu arzulamak de¤il, bilakis flahs›m›z itibar›yla ondan
ürküyoruz. Yaln›z Kur’ân’›n feyzinden gelen ve i’caz-›
manevîsinin lemaat› olan ve hakikatlerinin tefsiri bulu-
nan ve t›ls›mlar›n› açan Risale-i Nur’un revac›n› ve her-
kesin ona ihtiyac›n› hissetmesini ve pek yüksek k›ymeti-
ni herkes takdir etmesini ve onun pek zahir manevî ke-
ramat›n› ve iman noktas›nda z›nd›kan›n bütün dinsizlik-
lerini ma¤lûp ettiklerini ve edeceklerini bildirmek, gös-
termek istiyoruz ve onu rahmet-i ‹lâhiyeden bekliyoruz.
acip:
tuhaf, hayrette b›rakan.
Aziz:
izzetli, muhterem, sayg›n.
beyan:
aç›klama, bildirme, izah.
bilakis:
aksine, tersine.
cazibedar:
çekici, cazibeli.
cidden:
ciddî olarak, gerçek ola-
rak.
Evvelâ:
birinci olarak, her fleyden
önce, ilk olarak.
feyiz:
bolluk, bereket, ihsan, ba-
¤›fl.
hakaret:
sayg› göstermeme, al-
çak görme, afla¤›lama.
hakikat:
gerçek, esas.
hodfürufl:
kendini be¤endirmeye
çal›flan, övünen.
hürmet:
sayg›.
hüsn-i zan:
bir kimsenin veya bir
hâdisenin iyili¤i hakk›ndaki vicda-
nî ve iyi kanaat.
Hususan:
bilhassa, özellikle.
i’caz-› manevî:
manen mu’cize
olufl.
ihlâs:
samimiyet, bir ameli baflka
bir karfl›l›k beklemeksizin, s›rf Al-
lah r›zas› için yapma.
ihtiram:
hürmet etme, sayg› gös-
terme.
ikram:
a¤›rlama, sayg› gösterme,
hürmet etme.
iman:
inanç, itikat.
780 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
E
M‹RDA/
H
AYATI
keramat:
kerametler, ermifl-
lerin, velîlerin ola¤an üstü
sözleri ve hâlleri.
k›ymet:
de¤er.
lemaat:
lem’alar, par›lt›lar,
parlay›fllar.
ma¤lûp:
yenilme, kendisine
galip gelinmifl.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
meslek:
gidifl, tutulan yol, sis-
tem.
münafi:
z›t, ayk›r›.
müptelâ:
tutkun, bir fleye
düflkün ve tutulmufl olan.
rahmet-i ‹lâhîye:
Allah’›n
sonsuz rahmeti, ‹lâhî rahmet.
revaç:
ra¤bet, k›ymet, de¤er.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
riyakâr:
riya eden, iki yüzlü,
sahtekâr.
ruh:
dirilik kayna¤›, hayat›n
temeli ve sebebi olan manevî
varl›k.
saadet:
mutluluk.
Saniyen:
ikinci olarak.
flaflaa:
gösterifl, debdebe.
flöhretperest:
flöhret düflkü-
nü.
tahsin:
be¤enme, güzel bul-
ma.
takdir:
k›ymet verme, be¤en-
me.
tefsir:
aç›klama, izah.
t›ls›m:
herkesin bilip çözeme-
di¤i gizli s›r.
yâd:
anma.
zahir:
aç›k, görünür.
z›nd›ka:
dinsizlik, inançs›zl›k.
ziyade:
fazla, fazlas›yla
1...,770,771,772,773,774,775,776,777,778,779 781,782,783,784,785,786,787,788,789,790,...1390
Powered by FlippingBook