Tarihçe-i Hayat - page 860

hem Medine-i Münevvere’de, hem fiam-› fierif’te, hem
M›s›r’da, hem Halep’te âlimlerin takdirleri alt›nda k›s-
men intiflarlar›yla, o komünist propagandas›n› k›rd›¤› gi-
bi; âlem-i ‹slâma gösterdi ki, “Türk milleti ve kardeflleri
eskisi gibi dinine ve Kur’ân›na sahiptir ve sair ehl-i ‹slâ-
m›n dindar büyük bir kardefli ve Kur’ân hizmetinde kah-
raman kumandan›d›r” diye, o ehemmiyetli, kudsî mer-
kezlerde o Nur mecmualar› bu hakikati gösterdiler. Aca-
ba Nurun bu k›ymettar hizmet-i milliyesi bu tarz iflkence-
lerle mukabele görse, zemini hiddete getirmez mi?
•
Dokuzuncusu:
Denizli müdafaat›nda izah› ve ispat›
bulunan bir meselenin k›sac›k bir hülâsas›d›r.
Bir dehfletli kumandan, deha ve zekâvetiyle, ordunun
müsbet hasenelerini kendine al›p ve kendinin menfi sey-
yielerini o orduya vererek, o efrat adedince haseneleri,
gazilikleri bire indirdi¤i ve seyyiesini o ordu efrad›na is-
nad ederek onlar›n adedince seyyieler hükmüne getirdi-
¤inden, dehfletli bir zulüm ve hilâf-› hakikat olmas›ndan,
ben k›rk sene evvel beyan etti¤im bir hadisin o flahsa
vurdu¤u tokada binaen, sab›k mahkemelerimizde bana
hücum eden bir müddeiumumîye dedim: “Gerçi onu ha-
dislerin ihbar›yla k›r›yorum, fakat ordunun flerefini mu-
hafaza ve büyük hatalardan vikaye ederim. Sen ise, bir
tek dostun için Kur’ân’›n bayraktar› ve âlem-i ‹slâm›n
kahraman bir kumandan› olan ordunun flerefini k›r›yor-
sun ve hasenelerini hiçe indiriyorsun” dedim. ‹nflaallah,
o müddei insafa geldi, hatadan kurtuldu.
âlem-i ‹slâm:
‹slâm âlemi, ‹slâm
dünyas›.
âlim:
ilim ile u¤raflan, ilim adam›.
bayraktar:
bayrak tafl›yan, alem-
dar.
beyan:
aç›klama, bildirme, izah.
binaen:
-den dolay›, bu sebep-
ten.
deha:
ola¤anüstü zekâ sahibi ol-
ma.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
dindar:
dinin emirlerini yerine
getiren.
efrat:
fertler.
efrat:
fertler.
ehemmiyetli:
önemli.
ehl-i ‹slâm:
‹slâm toplulu¤u, Müs-
lümanlar.
evvel:
önce.
hadis:
Hz. Muhammed’e (a.s.m.)
ait söz, emir, fiil veya Hz. Pey-
gamberin onaylad›¤› baflkas›na
ait söz, ifl veya davran›fl.
hakikat:
gerçek, esas.
hasene:
hay›rl› amel, Allah r›zas›-
na uygun ifl.
hiddet:
öfke, k›zg›nl›k.
hilâf-› hakikat:
gerçe¤e ve haki-
kate z›t, ayk›r›.
hizmet-i milliye:
millî hizmet.
hücum:
sald›rma.
hükmüne:
yerine, de¤erine.
hülâsa:
bir fleyin özü, esas›, özeti.
ihbar:
haber verme, bildirme.
inflaallah:
‘Allah izin verirse’ ma-
nas›nda kullan›lan bir dua.
intiflar:
yay›lma, yayg›nlaflma,
neflrolunma.
isnat:
dayand›rma, mal etme, bir
fleyi bir kimseye ait gösterme.
ispat:
delil göstererek iddiay› sa¤-
lamlaflt›rma.
izah:
aç›klama, ayr›nt›lar› ile an-
latma.
k›smen:
k›smî olarak, bir k›s›m.
k›ymettar:
k›ymetli, de¤erli.
komünist:
bütün mallar›n ortak-
lafla kullan›ld›¤› ve özel mülkiye-
tin olmad›¤› iddias›nda bulunan
860 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
A
FYON
H
AYATI
düzen in mensubu olan kim-
se.
kudsî:
mukaddes, yüce.
kumandan:
komutan.
mecmua:
toplan›p, biriktiril-
mifl, düzenlenmifl yaz›lar›n
hepsi.
Medine-i Münevvere:
Nurlu
Medine flehri.
menfi:
olumsuz, müspet ol-
mayan.
mesele:
konu.
müdafaat:
müdafaalar, sa-
vunmalar.
müddei:
dava eden, davac›.
müddeiumumî:
savc›.
muhafaza:
koruma.
mukabele:
karfl›l›k verme,
karfl›lama.
müspet:
gerçek, do¤ru, yarar-
l› olan› yapan veya arayan.
propaganda:
bir inanç, dü-
flünce, doktrin v.b. ni baflkala-
r›na tan›tmak, benimsetmek
amac›n› güden ve çeflitli vas›-
talarla yap›lan faaliyet.
sab›k:
geçen, önceki.
sair:
di¤er, baflka, öteki.
fiam-› fierif:
flerefli fiam flehri,
Suriye’nin baflkenti.
fleref:
onur, haysiyet.
seyyie:
fenal›k, kötülük, çir-
kinlik.
takdir:
be¤enme, be¤endi¤ini
belirtme.
tarz:
biçim, flekil.
vikaye:
koruma, sahip ç›kma.
zekâvet:
zekilik; çabuk anla-
ma, kavrama kabiliyeti.
zemin:
yeryüzü.
zulüm:
haks›zl›k, eziyet, ifl-
kence.
1...,850,851,852,853,854,855,856,857,858,859 861,862,863,864,865,866,867,868,869,870,...1390
Powered by FlippingBook