Bir değil, iki santorofor alınacak denmesine rağmen hiç alınamaması birinci şoku yaşattı. Taraftar son gün son saate kadar forvet bekledi. Yönetim, Ömer Bayram’ı alıp transferi kapattığını söylemesi, infiale sebep oldu. Şampiyonlar Ligi’nde kolay diye nitelendirilen  guruba düşülmesine, hatta G.Saray bu gurubu lider çıkar denilmesine ve o ihtimalin yüksek olmasına rağmen. Finansal fair-play G.Saray’ın önünde büyük engel kabul ediyoruz. Ama toplamda 10 milyon euroya yakın bir tasarruf yapıldı. Yeni transferler rahat yapılabilirdi. Yapılamamasının en önemli sebebi, yönetimin plânsızlığı ve hazırlıksızlığıdır.  

İkinci olarak, Trabzon’da G.Saray’ın yaşadığı 4-0’lık hezimet, bir başka hayâl kırıklığı oldu. Süper Kupa finalide dahil olmak üzere G.Saray’ ın oynadığı resmi maçlarda, hiç iyi oyununa şahit olmadık.  Çünkü G.Saray takımı bu sezon dişli olmaktan uzak. Omurgasız bir yapısı var. Öyle ki, kalede çok güvenilen Muslera bile eleştirilecek performans seviyelerine düşmeye başladı. Defansın ortası dağınık, orta saha son derece dirençsiz rakibi ısırmayan ve organizeden uzak. 

Geçen yılki takım ve oyunu bile bugünkünden çok daha yüksek seviyelerde idi. Bu takım ilk üç haftada dokuz puan aldı. Böyle oynamaya devam ederse, üç maçı üst üste kazanmayı zor görür. Fatih Terim bu kadro yapısının kırılgan yanlarını acil düzeltmeli. Mücadele gücünü artırmalı. Reaksiyon göstermeyi öğretmeli. Yenilmeninde bir adabı var. G.Saray bir maçı hiç şut atamadan bitiriyorsa, sıkıntı büyük. Allah‘tan milli ara denk geldi. İyi değerlendirilmeli. Krakterli oyuncularını takıma motive etmeli. Ruhsuz oyuncularla maça çıkacağına, alt yapıdan gelen oyunculara forma vermeli. 

Şampiyonlar Ligi maçına 15 gün kaldı. Düzeltmeler süratle yapılmalı. Eğer G.Saray Şampiyonlar Ligi’nde bu gruptan çıkamazsa, Mustafa Cengiz yönetimi hedef olur. Hiç kimse Fatih Terim’i suçlamaz. Hele işler sarpa sarar da, yönetimin Terim’i suçlamaya kalkması ise, kendi sonlarını hazırlar. Zira Terim’in G.Saray’ daki bugünkü pozisyonu, Ünal Aysal dönemine hiç benzemiyor.