"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Güven ve demokrasi ilişkisi

Sebahattin YAŞAR
27 Eylül 2017, Çarşamba
İnsanda önce ‘güven’i tesis etmek gerekiyor. Çünkü o olmadan hiçbir şey olmuyor. Güven duymadığınız insanla, hangi ilişkileri geliştirebilirsiniz ki.

Toprağa attığınız tohum bile bir güven duygusuna dayanıyor. 

Kurulan cümle, konuşanda ve dinleyende bir ‘güven’ temeline dayanıyor.

Cümle, sahibine güvenle muhatabına ulaşıyor.

‘Türkiye’de Yargıya Güven’ isimli kitabın giriş bölümünde, ‘Güven her türlü birlikteliğin en temel ve önşartıdır. Zira ne içinde yaşadığımız toplumda kurumlara, ne de diğer şahısları güvenmeden hayatımızı sürdürmemiz mümkün değildir.’ denilmiş.

Yine kurumlara duyulan güven, bir ülkede mevcut siyasî, sosyal ve ekonomik istikrarın dışa vurumu, ölçütü olarak tanımlanmış.

Dünya Değerler Araştırması-2011 yılında gerçekleştirilen, Türkiye insanının birbirlerine güvenini ihtiva eden, ‘diğer insanlara güvenilebileceğini’ ifade edenlerin oranının (% 11,6) (düşük) olması ve ‘dikkatli olunması gerekir’ diyenlerin oranı ise (% 82,9) olması, bir tedirginlik halini, güvensizlik halini ortaya koyuyor.

Düşünün ki bütün şahıslar ve sosyal, ekonomik, psikolojik ilişkiler bu güven duygusu üzerine bina edilmiyor mu? İşte o zayıfsa, ciddî bir kilitlenmeye doğru gidiliyor demektir.

Çalışmada demokrasi ile güven duygusunun paralelliği de dikkat çekici.

Ötekine güvenilebileceğini düşünenlerin oranı Hollanda’da % 66,1 iken, bu oran Danimarka’da % 76, Norveç’te % 75 ve İsveç’te % 71 olmuş.

Araştırmanın sonuçlarına göre Türkiye, dünyada kişiler arası güvenin en düşük olduğu ülkelerden biridir. 

Türkiye’de şahıslar, aileleri, yakınları ve birebir tanıdıkları dışında kalan insanlara güven duymamaktadır.

Çözüm olarak da, güven seviyesinin arttırılmaya çalışılması, özellikle demokrasinin pekişmesinde ve sosyal barışın sağlanmasında, huzur ortamının oluşturulmasında elbette önemli bir yeri olacaktır.

Güven konusundaki çalışmalar aslında ülkelerin demokrasi, refah, birlikte yaşama başarısı, sivil örgütlenmelerin yaygınlığı, ekonomik refahın düzeyi, işbirliği ve dayanışmayı temel alan sosyal sermaye değerlerinin durumu, hayattan memnuniyeti, kısacası bir ülkenin demokratiklik derecesinin birer göstergesi gibi değerlendirilebilir.

Kitabın sonuç bölümünde bazı cümleler acı gerçeklere dikkatleri çekmiş:

* Son yıllarda birkaç ülkede ve Türkiye’de, yargıya duyulan güven gözle görünür biçimde azalmakta ve vatandaşla devlet arasında oluşan bu güven erozyonu, vatandaşların devlete olan güvenini olumsuz yönde etkilemektedir.’

* Mahkemelere/yargı mensuplarına güveni etkileyen en önemli faktör yargı bağımsızlığının olmaması.

* Katılımcıların büyük çoğunluğu ülkemizde yargı sisteminin bağımsız olmadığını ve siyasallaştığını düşünmektedirler.

* Türkiye’de yargı organları arasında en güven duyulan kurum ‘Anayasa Mahkemesi’ olmuş.

Durum onu gösteriyor ki, şahıstan aileye, aileden topluma ve toplumlararası ilişkilere kadar giden bir şeffaflaşmaya ihtiyaç var. Güveni şeffaf politikalar sağlayabilir.

Hak ve hürriyetler geliştikçe, şahıs öncelikli adımlar atıldıkça şahısların kurumlara olan güvenleri de sağlanmış olacaktır.

2011 yılında yapılan çalışmada en güvenilir kurumlar Cumhurbaşkanlığı, ordu ve silâhlı kuvvetler olmuş. Diyanet, eğitim kurumları, üniversiteler, emniyet genel müdürlüğü, valilik / kaymakamlık, polisler, karakollar, belediye başkanları, hükümet, sivil toplum örgütleri, TBMM, vergi daireleri ve gümrük güvenilen kurumlar olarak algılanmaktadır.

* Hastaneler, tapu daireleri, ÖSYM, televizyonlar, gazeteler ve muhalefet partileri güven duyulmayan kurumlar olarak değerlendirilmiş.

Evet, şimdi 2017’deyiz. Ülkemizde bir takım yapısal değişiklikler oldu. Demokratik teamül ve yargı işleyişi ile ilgili yeni gelişmeler yaşandı. Tabiî çalışmadaki sonuç cümleleri çalışıldığı yılları kapsıyor. Çalışma, çalışıldığı döneme bir ayna tutmuş. Alan ilgilileri çalışmayı temin edip, daha detay bilgilere ulaşabilirler.

Okunma Sayısı: 2522
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı