Kıymetli okurlarım, şu an bir çam ağacının gölgesinde, serinliğinde, hafif bir esinti altında, Haziran ayına göre serin diyebileceğimiz bir iklimde, sularının çok soğuk olduğu, ama kitap ve tabiat okumalarının, tefekkürlerinin çok muhteşem bulunduğu bir mekândan bu satırları yazıyorum.

Doğrusu yazı yazmak için özel çekildiğim bu güzide mekâna gelirken, içinden geldiğim, cennetî tadı bulunan otuz kırk gencin Risale-i Nur özel okumalarından kendilerini özel etkileyen cümleleri paylaşım esnasında ayrılmak pek de kolay olmadı. Bu adeta güzel meyve paylaşımı gibi bir şeydi.

Bir farklı atmosferden, başka bir farklı atmosfere çıkar gibi kendimi hissettim. Ama kendi nefsim gibi, bazen ondan daha fazla okuyucularımı da önemsediğim için yaşadığım maddî ve manevî hazlar halini sizinle paylaşmak üzere muhteşem manevî süreçten kenara çekilmiş bulunuyorum.

Malûm yaz okuma programları mevsimimiz başladı.

‘Her şey mevsiminde olur.’ kuralı gereği biz de kendi muhitimizde liseli, hazırlık ve üniversiteli, beş gurup okuma programlarını planlamış bulunuyoruz.

An itibariyle, liseli iki gurubumuz Bayburt ve Mersin’de programda.

Seçim gününden itibaren beş günlük bir okuma program için biz de Bayburt şehrinde programdayız. Doğrusu programa katılabilmeyi bir nasiplilik olarak görüyorum ve katılanları da tebrikler ediyorum. Her türlü imkânı olduğu halde, dünyevî meşgalelerle gerek öğrenci veya gerekse eğitimci olarak katılamayanları da dâvet ediyor, duâ ediyorum.

Trabzon Risale-i Nur Enstitüsü’nde Zübeyir Ağabeyin hizmet prensiplerini bir seminer ortamında konuştuğumuz bayan öğrencilerimizin hizmet heyecanını ve sorularını ileriye dönük çok güçlü müjdeler olarak gördüğümüzü belirtmek isterim.

Urfa-Trabzon hava hattından hareketle, Trabzon-Bayburt kara hattıyla ulaştığımız okuma programı mekânımız, tam da bir okuma kampüsü denilebilecek bir zenginliğe ve genişliğe sahip. Eskiden et kombinesi olan geniş ve müştemilatlı mekân şimdilerde özel teşebbüse devredildiği için yüzlerce öğrencinin katılımıyla okuma programlarına hizmet veriyor.

Bediüzzaman’ın hayat hedefi haline gelmiş olan Medresetü’z-Zehra Üniversitesi’nin farklı şubeleri bir bir derslerini işlemeye devam ediyor. Kilim ilmek ilmek dokunuyor. Desen aşama aşama ortaya çıkıyor. Böylece Asr-ı Saadet huzur iklimi kıyamet asrında bir güneş gibi doğuyor.

Günlük gelişmeler de gösteriyor ki, Kur’ân’ın mu’cize-i maneviyesi olan Risale-i Nurların gündeme getirdiği hakikatlere uyulmadığında ister istemez müjdeler geciktirilmiş oluyor. Alınmamış dersler, davranışa dönüşmemiş bilgiler eksikliğini ciddî hissettiriyor. Her seferin de bir kez daha keşkeler gündeme geliyor.

Ama biz yine de derslerimizi okumaya, dinlemeye devam ediyoruz ve edeceğiz. Biz şimdi imanın içindeki cenneti lezzeti yaşıyoruz.

80’li yaşlardaki Çetin Ağabeyimizin sahiplik ettiği okuma programı mekânımız, her Nur okuyucusuna açık. Çetin Ağabeyimizin nurlarla irtibatı çok eskilere dayanıyor. Üstadın saff-ı evvel talebelerinin yakınında bulunmuş, onlarla farklı hatıraları olmuş. Özellikle de Avukat Bekir Berk Ağabeyle pek çok hatırası mevcut. 

Hacı Çetin Ağabey’den dinlediğimiz bir Nur dersinde telâffuzundaki güzellik çok dikkatimizi çekti. Az önce sessiz sedasız yanı başımızda duran ağabeyin Nurları okumaya başladığı andan itibaren ki ses tonu, mimikleri, hareketleri birden değişti canlandı ve adeta ayrı bir hayat haline büründü.

Anladık ki, Nurlar seslendiği iç ve dış dimağlara hayat veriyor.

Bayburt, Trabzon, Gümüşhane ve Şanlıurfa’dan iştirak eden, farklı farklı fakültelerde okuyan Nur Talebesi kardeşlerimizle yaptığımız beş günlük okuma programımız hakikaten bize farklı duygular yaşattı. Farklı farklı şehirlerden aynı satırlardan beslendiğimiz kardeşlerimizle tanışmayı, konuşmayı ve dostluğu netice verdi.

Okuma programımıza iştirak eden Yeni Asya Trabzon temsilcimiz Temel Ağabeyimize, Psikolojik Rehberlik Öğretmeni Muharrem kardeşimize ve cevval, hayat dolu, hizmet aşkı dolu, kahraman Safa kardeşim ve ekibine ve tabiî ki programa katılma şerefine nail olan Gümüşhane, Trabzon ve Urfa gurubuna ayrı ayrı teşekkürlerimi iletiyorum. Hepsi birer çiçek gibi…

Daha bir program bitmeden, biri yurt dışı ve biri de yurt içi iki program daha gündeme girmiş oldu. Biz istiyoruz Rabbimiz nasip ediyor.

Haza min fadli Rabbi.