"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Okuma programları kurumsallaşmalı - 2

Sebahattin YAŞAR
01 Ekim 2014, Çarşamba
Okuma programlarının kendi içinde bir disiplini vardır, olmalıdır. Aksi halde disiplinin olmadığı yerde başarı da, verimlilik de olmaz.
Hatta bu zaviyeden bakıldığında, programların bir müfredatı da çıkarılmalıdır.
‘Hangi yaş grubu, hangi eğitim düzeyindeki insanlar, hangi konuda bir program düşünüyorlar, istiyorlar?’ bunun belirlenmesi lâzımdır ki o neticeyi elde edecek adımlar atılabilsin.
Nitekim böyle bir programa, bu istenen konu ile ilgili, Risale-i Nurlardaki ilgili metinler çıkarılarak bir kitapçık oluşturulup, programın konu çerçevesi belirlenebilir.
Meselâ, ‘kader’ konusunda bir okuma programı istiyorlarsa, bu konuyu çalışmış eğitimciler, onların çalışma notları, materyaller, slaytlar, konuyu anlamayı kolaylaştıracak unsurlar böyle bir programda planlanabilir.
**
Doğrusu bu görüşü gündeme getirdiğimiz ortamlarda bu organizasyonun bir ciddî ihtiyaç olduğu noktasında herkes hemfikir.
Risale-i Nur eserleriyle insanı buluşturan bütün zeminlere bu zamanda daha bir ihtiyaç var.
Dolayısıyla çocukların, gençlerin yaşlıların; ailelerin; meslek gruplarının; genç bayanların, evli hanımefendilerin oluşturacağı guruplarla, hiç değilse yılda bir de olsa, bir okuma programına iştirakleri kişi dünyasını, o kişilerin yaşadığı aile, iş ve daha farklı yaşam alanlarını renklendirecek ve imanlı hayata bakan ve olayları iman penceresinden değerlendiren insanlar topluluğu haline dönüşeceklerdir.
İnsanlar şöyle bir ay dinlenmek, eğlenmek, vakit geçirmek için zaman, imkân, bütçe ayırıyorlar da neden içinde hem dinlenme, hem eğlenme, hem sosyal ihtiyaçlarını karşılama gibi onlarca amaca hizmet edecek okuma programlarına zaman ayırmasınlar, imkân ayırmasınlar?
Ki bu çağda artık bu birlikteliğe dünden daha çok ihtiyaç olacak.
Müteşebbisler için, illerdeki imkân sahipleri için, kazançlarını hayırlı işlerde, hayırlı gençlerin hayatlarına sarf etmek isteyenler için okuma programları tam da bir fırsattır.
Yani şöyle düşünülebilir, yazlığı bir ayın dışında on bir ay boş duran bir insan için, ‘Benim falan şehirde, falan semtinde bir evim var. Şu aylar arasında bu evimi, yazlığımı okuma programları için kullanabilirsiniz.’ dese, bu o kişi için çok yönlü bir kazanç olmayacak mıdır?
Ki, böyle bir kapı açılsa, kim bilir nice himmet sahipleri, imkânlarını böyle ulvî bir amaca ve yüksek gayeye sarf etmek isteyen kahramanlar çıkabilecektir.
Nitekim şu anda, pek çok ilde sadece okuma programı yapılmak üzere planlanmış, bu amaçla ciddî yatırımlar yapılmış pek çok teşekkül var. Ve o teşekküllerde yazları, tatil zamanları yüzlerce öğrenci, ilgililer okuma programları yapıyorlar.
Doğrusu, Risale-i Nur Enstitüsü’ne böyle bir adım yakışır ve böyle bir adım çok büyük hizmetlere vesile olur.
Çok zor değil, yeter ki, bu işin gerekliliği konuşulsun, inanılsın ve bir adım atılsın.
Göreceksiniz arkası gelecektir.
Okunma Sayısı: 865
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı