"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yine bir sevinç hali…

Sebahattin YAŞAR
30 Mart 2015, Pazartesi
X. Risale-i Nur Kongresi’nden kesitler

Risale-i Nur Enstitüsü yine muhteşem bir organizasyona imza attı. 10. Risale-i Nur Kongresi, 70’i bulan ilim ve fikir adamı ile, iki günlük masa çalışmasının sonucunu, dün, Haliç Kongre Merkezi’nde ciddî katılımlı bir panelle, çalışmanın meyvelerini kamuoyu ile paylaştı.

Beş masadan oluşan ilim ve bilim heyeti, iki gün boyunca ‘Risale-i Nur’da Tecdid’ konusunu değişik yönleriyle ele aldılar.

Bizim masamızda ise konu ‘iman-ahlâk-ibadet’ bağlamında tecdid müzakere edildi.

Doğrusu müzakereler de gösterdi ki, imanı, ahlâkı, ibadeti birbirinden tamamıyla ayrı düşünmek pek mümkün gözükmüyor. Hatta değil sadece bu üçlünün birbirleriyle olan ilişkilerini ayrı düşünmek, bu üç kavramın temas etmediği, bu üç kavramın kapsam alanına girmeyen hiçbir şey gözükmüyor.

Nitekim şahsımın tebliğinde geçen, ‘His ve Duygularda Tecdid’ kapsamındaki ortaya çıkan netice, Türkiye’nin son zamanlardaki moral bozukluğunun sebebi olan kadın cinayetleri ve şiddet haberlerine tam da masamızda müzakereyle birlikte çözümler üretildi.

Bu asır insanına, bu asır hastalığı çerçevesinde, bu asırda geçerli olacak Kur’ânî çözümü getiren Risale-i Nur, kullanıldığında hemen neticesini gösterebilecek bir reçete yazmış bulunmaktadır.

İşte masamızın sonuç bildirgesinden iki güncel probleme çare olacak öneriler;

Risale-i Nur, Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye ışığında duyguları ifrat ve tefritten (aşırılıklardan) arındırıp, sırat-ı müstakime yönlendirerek, aklı takviye, kalbi tasfiye ve nefsi terbiye etmeyi hedeflemiştir.

Bediüzzaman, insanlığı maddî ve manevî felâket ve toplumsal bunalımlara iten imansızlığın dayandığı ateizm, ahlâksızlığın dayandığı hedonizm ve enaniyetin dayandığı egoizmin esaretinden kurtarmanın çaresini; imanı tahkim ve takviye ederek, ahlâk-ı İslâmiyeyi tesis ve insanlığı ubudiyet bağı ile Allah’a bağlamak olarak göstermiştir.

“Bu asırda hissiyat-ı insaniye akıl ve fikre galebe ettiğinden ehl-i sefaheti sefahetten kurtarmanın çare-i yegânesi, aynı lezzetinde elemini gösterip hissini mağlup etmektir” diyen Bediüzzaman, günahlardan uzak durabilmenin yolunu da göstermiştir.

Risale-i Nur, imanın içindeki lezzeti ve günahların içindeki elemi aynı anda akla ve kalbe göstererek, insanı günaha sevk eden hisleri mağlûp eden bir model sunmuştur. Bu model, ‘şunu yap, bunu yapma’ demekten ziyade; iyi ve kötü şeyleri yaptığında ortaya çıkacak güzel ve kötü sonuçları hissettirerek, çağımız insanına, “günahların ve fenalıkların ve haram lezzetlerin içinde manevî elim elemleri gösterip, hasenat ve güzel hasletlerde ve hakaık-ı şeriatın amelinde cennet lezaizi gibi manevî lezzetler bulunduğunu ispat ediyor”.

Tabiî bundan sonrası artık iş uygulayıcılara düşüyor.

Yüz yılı aşkın bir zamandır bu ülkede bir Bediüzzaman gerçeği var, ama idareciler onun ne demek istediğini bir türlü anlayamadılar veya anlamak istemediler. Ama bu duyarsızlık ülkeye kan kaybettirmekten başka bir sonuca dönüşmedi.

Bir yılı bulan bir zamandır, dindar bir hükümetin marifetiyle Türkiye’de Risale-i Nur neşriyatı kesintiye uğradı. Bunun vebali elbette bir şekilde birilerine fatura edilecektir. Yani ortaya çıkan boşlukla oluşan manevî yıkımlara sebep olanlar huzur-u İlâhide hesabını vereceklerdir.

Oysa Türkiye’de devlet organizasyonunun Risale-i Nur Eserlerine ciddî bir teşekkür borcu bulunmaktadır. Bu da Nurların neşrine bir şekilde müdahale etmek, tekeline almak değil, metne müdahale etmek değil, Kur’ân hakikatlerini talim yoluyla yeni nesle ulaştırabilmek olmalıdır. Çare gecikmeden sağlanırsa, sulh ve selâmeti sağlamak neticesine daha erken ulaşılacaktır. 

Risale-i Nur Enstitüsü’nü, bütün katılımcıları ve diğer emeği geçenleri güzel organizasyonları dolayısıyla tebrik ediyorum.

Okunma Sayısı: 1274
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı