"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yine de tebrikler gençler!

Sebahattin YAŞAR
26 Ekim 2016, Çarşamba
Önümdeki araç park yerini boşaltıyor, ben de onu bekliyorum.

Bekliyorum yani, o boşalan yere ben aracımı çekeceğim. Daha doğrusu çekeceğimi düşünüyorum.

Beklediğim araç yerini boşaltır boşaltmaz hiç hesapta olmayan bir araç sür’atle bizim beklediğimiz yere yerleşiyor. Biz beklemeye devam ediyoruz.

Size böyle bir şey yapılsa tepkiniz ne olurdu bilmiyorum, ama ben hiçbir şey yapamadım.

Hatta yerimize geçen gençler bize de şöyle bir bakış attılar.

Normal şartlarda böyle durumlarda mutlaka bir tepkimiz olurken, bu olay esnasında bir şeyler beni tuttu ve ilgili beyefendiyi izlemeye başladım. Bu tepkisizlik çok öyle korkudan falan da değildi.

Diyecek bir şey de yok.

Doğrusunu söyleyeyim onların yaptıkları nazik olmayan davranışlardan bir insan olarak benim yüzüm kızardı. Belki biraz da ondan sessiz kaldım. 

Sessiz kalmanın güçlü bir cevap olduğunu sonuçta anlamadım.

Hani insan kendini aldatılmış hisseder ya bizimki de öyle oldu.

Neyse dedik, olsun bakalım.

Beklemeye devam, dedik.

Bu esnada genç beyefendiyi de şöyle bir ardından izledim.

Keşke, dedim böyle yapmasaydı. Doğrusu onun adına üzüldüm. Bir gence hiç yakışmadı, dedim içimden.

Üzüldüm çünkü toplumda gördüğümüz bir şey sadece o kişiye mahsus kalmıyor. Bir yanlış, o yanlışı yapanın yanında çevreye de ciddî bir kirlenme yapmış oluyor.

Durumu gören çocuklar, gençler ve diğer insanlar için böyle bir nezaketsiz davranış hakikaten moral bozucu oluyor.

Güya buna gözüaçıklık deniyor.

Yani beyefendiliği ayakaltı ederek, gözüaçıklığı başüstü yapmak şık değil.

İnsanın kendini kandırılmış hissetmesi iyi değil, ama daha da kötü olanı o kandırdığını zannedenlerin içinde olduğu ruh halidir. Kötülüğün prim yapması gibi bir şey bu.

Böyle bir tavır ve tutum Müslüman bir ülkeye ve Müslüman bir topluma hiç mi hiç yakışmıyor. Nezaketsizlik insanî değil, İslâmî hiç değil.

Kaş çatarak bile insanların morallerini bozma haklarının olmadığını öğütleyen dinimiz, apaçık hak ve hukuk ihlâllerini hiç mi hiç kabul etmez.

Evet, kendimi kandırılmış hissettim, ama kandıran olmadığıma şükrettim.

Bir Müslüman kandırılabilir, ama bir Müslüman asla kandırmaz.

Sonra ne oldu biliyor musunuz?

İlgili gencim dalgınlığa gelmiş. Çok önemli bir işi varmış. Heyecan, hareket ve dikkatsizlik bundan kaynaklanıyormuş. Nasıl fark ettiyse ciddî bir özür hali içerisinde gelip aracını çekti ve ısrarla benim aracımı oraya park etmemi istedi.

Ama gerçekten cümlelerinden, tavır ve tutumlarından ciddî bir pişmanlık hali içerisinde olduğu anlaşılıyordu. Helâlleştik ve ayrıldık.

Evet, haksızlığa uğramak iyi olmuyor; ama haksızlık yapanın özrünü anlaması iyi oluyor. O zaman insan, insan olmanın haz ve lezzetini hissediyor.

Mesele yanlışlığın yapılmaması değil, mesele bir yanlışlık, bir haksızlık, bir nezaketsizlik söz konusu olduğunda dönüp özür dileyebilmektir.

Asıl erdem budur.

Yine de tebrikler gençler!

Okunma Sayısı: 1430
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı