Geçen haftaki yazımda ifâde etmeye çalıştığım meseleyi Bediüzzaman bir kelime ile hülâsa ediyor ve onlara "menfi milliyetçiler" diyor ve CHP'nin ırkçı kısmı kabul ediyor. Hakikaten ben de pek farklı görmüyorum. Sadece biri dine halkçılık adına karşı çıkıyor, öteki ırkçılık adına karşı çıkıyor ve bir noktada buluşuyorlar.
Yalnız dinin dışında bazı farkları var. Bunlar kafatasçı oldukları için kullanılmaya da müsaitler. Çünkü dinden gelen basiret ve ferasetletleri de yoktur. Onun için kullanılmaya müsaittirler. Meselâ 1960 ihtilâlinde Bediüzzaman'ın ifadesiyle "Halkçıların ırkçıları elde ederek Demokratlara karşı ihtilâl yaptırtması" bunun delilidir. Hani bir söz vardır "Elin oğlu zenginsin der maldan, yiğitsin deyip candan edermiş." Aynen onun gibi bunları da "Bir Türk dünyaya bedel" deyip kandırmışlardır.
Demokratları devirmekle, ezânı Muhammediyeyi aslına çeviren, İHL'leri ve memleket ekonomisini düze çıkaran vs. bir iktidarı devirmekle daha fazla hangi kötülük yapılabilirdi? Ve bir kafatasçılık uğruna bütün maddî ve manevî terakki ve yatırımlar durdu. Belki de biz bugün dünyanın sayılı bir ülkesi olacaktık.
Çok entresandır. Zübeyir Gündüzalp Ağabey, demokrasi düşmanı olan siyasal İslâmcılara da CHP'nin dindarları dermiş. O da ne kadar haklı. Zira CHP onları da kullanarak 1980 ve 28 Şubat 1997'yi yaptırmıştır. İşte gel de bunlara bir isim bul! Veya diğer ifâdeyle 'ahmak dost, düşmandan daha tehlikeli imiş' demiyelim mi? Üstad ise “onlar din adına öyle cinayetler işler ki beşer ona daha isim bulamamıştır” der. Zira Müslümanın bozulması hiçbir şeye benzemez. Meselâ; diğer dinler süt, yoğurt ve yağa benzer. Süt kesilir yenir, yoğurt ekşir yenir, fakat hepsinin neticesi ve en kıymetli sonucu olan 'yağ' bozulunca yenilmez, insanı zehirler. İşte bunlar da maalesef böyledir. Çünkü kaideten "Âli şeylerin bozulması çok adi olur".
Bir gün Hz. İsa, bir yerden hızlıca geçiyormuş. Topluluktan birisi "Hayrola ya İsa? Bir olay mı var? Nereye gidiyorsun" der. Hz. İsa da "Hiç sormayın. Şurada bir ahmak var, lâf anlatamadım, şerrinden kaçıyorum" deyince; öbür vatandaş "Ya İsa, senin ne dediğinden haberin var mı? Zira sen körlerin gözünü, sağırların kulağını açar ölüleri bile diriltirsin de bir ahmağa lâf anlatamadın mı?" der. Hz. İsa, "Her derdin bir devası vardır, ahmaklık müstesna. Zira o anlatanı yorar, fakat bir türlü anlamaz" der. İşte siyasal ırkçılar da böyledir.