"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müsbet hareket - 2

Şemseddin ÇAKIR
30 Haziran 2017, Cuma
Bunu âlem-i İslâmda hangi âlim başarabilmiş acaba?

Bizim mistiklerin hayran kaldığı Şeyh Said mi, Hasan el Benna mı, Seyit Kutup mu? Hem de zulmün en dehşet olduğu bir dönemde, Bediüzzaman Said Nursî, müsbet hareket tarzı geliştirerek, dessasların hilelerini boşa çıkarmıştır. “Medenîlere galebe çalmak ikna iledir, söz anlamayan vahşiler gibi icbar ile değildir” diyerek, her zaman müsbet yolu ihtiyar ediyor.

Bizim münevver olmayan aydınlar Bediüzzamanı anlamasalar da, dışarıdan onu anlayan ilim ve fikir adamları vardı. Meselâ, Pakistan Maarif Nazırı Ali Ekber Şah, Suriye’nin meşhur âlimi Ramazan Elbuti, bunlardan bazılarıdır. Yine içeride, Ömer Nasuhi Bilmen, Hasan Basri Çantay ve Mehmed Âkif gibi ehli ilim ve ehli vicdan münevverler de mevcuttur.     

Meselâ Ali Ekber Şah, Bediüzzaman için şunları söylüyor: 

“İnneşşâmiha fil İslâm  

Fahrul havas vel avam 

Hediyyetün minallahi ilanevil beşer,

Mehdiyyün ve müceddidün ilâ karnissalisi aşar,

Keşşafı hakaikul Kur’ân Mevlânâ Üstad Bediüzzaman.” 

 (Bediüzzaman İslâmın bürhanı, halk ve ulemanın medarı iftihârıdır. Allah’tan (cc)  insanlığa bir hediye olup, on üçüncü asrın mehdi ve müceddididir.) Böylece Mehdinin de 13. Hicri asırda geleceģini ve geldiģini haber veriyor. Netice olarak Bediüzzaman, Kur’ân hakikatlerinin keşşafı ve bizim velinimetimizdir” demiş oluyor.

Ramazan Elbuti’ye gelince; o da Suriye savaşına şu gerekçe ile karşı çıkıyor ve Bu meseleyi Bediüzzaman’la ilgili bir eserinde şöyle izah ediyor:

“Ben önce Bediüzzaman’ı önemsemezdim yani o âlimse ben de  âlimim, zalime boyun eğdikten sonra ne fark eder Ezherde’de bir sürü ulema var vs derdim. Ancak birçok kişiler itiraz edip beni uyardı, boyun eğmeyip bilâkis dimdik durup bizzat tek başına mücadele ettiğini söyleyince, “hani isyan etmemiş” dedim. Biz de mücadeleyi o zamana kadar hep maddî isyan olarak anlamıştık. Sonra anladım ki,  Bediüzzaman manevî ve müsbet bir şekilde mukabele etmiş. Zaten Efendimiz’de (asm) küçük savaştan büyük savaşa gitmeyi böyle izah etmiyor mu? Demek cihad-ı ekber ilmen ve fikren savaştır. Diğer bir ifade ile dik duracaksın, fakat dikleşmeyeceksin, çünkü bu asırda maddî kılınç kınına girmiştir. Kılınç çekenlerin perişan halleri görülmüyor mu? Bediüzzaman’ın mücadelesi, Kur’ân’ın elmas kılıncı ve cerh edilmez kati delilleri ile olmuştur. Efendimiz (asm) “Cihadın en efdali zalim sultana karşı Hak sözü söylemektir” buyuruyor. Bediüzzaman da 25. Sözün başında, “Elde Kur’ân gibi bir mu’cize-i bâki varken, başka bürhan aramak aklıma zâid görünür. Elde Kur’ân gibi bir bürhanı hakikat varken münkirleri ilzam için gönlüme sıkletmi gelir” demektedir. Bu vesile ile ben de bazı eserlerini okudum  ve anladım ki Bediüzzaman’ı bize yanlış tanıtmışlar. Zira o sıradan bir âlim değil aynı zamanda Mehdidir onun için sözü bize hüccettir”demiş. 

Bu vesile ile ifade edeyim ki son müceddit Mevlânâ Hâlid de “Benden sonra mehdi-i azam gelecek” demiştir. “Hadaikul vardiye” isimli eserde yine “Son müceddit Mevlânâ Halid, bundan başka müceddit yok, Mehdi-i  müceddit var” diyerek, Küçük Âşık’la sarık ve cübbesini Bediüzzaman’a göndermiştir. 

İşte Ramazan Elbuti de, ona uyarak Suriye savaş veya isyanına karşı çıkıyor ve  gerekçe olarak da şöyle söylüyor:

“Bediüzzaman 1923 - 24’lerde hem de hilâfet merkezinden halifeliğin kaldırılıp Kur’ân harflerinin yasaklanması, Ezan-ı Muhammedi’nin (asm) Türkçeleştirilmesine, kadınların açılması ve bütün İslâm inanç ve kültürünün yasaklanmasına rağmen o, “Dahilde menfi hareket olmaz, hariç hesabına geçer müsbet harekete memuruz” diye isyana fetva vermemiş ve muvaffak olmuştur. Şimdi söyleyin Suriye’nin hanımlarını mı açtılar? Ezanı mı yasakladılar? Kur’ân’ı mı yırtıldı? Nedir bu savaş? İslâm’ın tebliğ metodu ve emri yok mu? O halde biz de sulh yolunu seçip demokratik yollardan hakkımızı arayalım” deyip Suriye iç savaşına karşı çıktığı için siyonistlerin planlarını bozacağı endişesi ile şehit edilmiştir. 

Şimdi Bediüzzaman’ın müsbet hareket fetvasına uymayanların acı sonlarını hep birlikte görüyoruz. Bu felâketlerin acı sonuçları, ne ile telâfi edilebilir? İşte “Bâde harab-ul Basra” budur. Al Suriye’yi vur Irak’a, vur Mısır’a, vur Afganistan’a ve Libya vs. 

Yazıklar olsun bu oyunu kuranlara ve bile bile uyanlara. Yazıklar olsun vurdum duymaz, gafil Müslümanlara. Allah izan ve basiret verip ıslah edip yardım etsin meseleyi anlayamayan veya yanlış anlamakta direnip âlemi İslâm’ın başını belâya sokan, dinde hassas, muhakeme-i akliyeden noksan olan Müslümanlara.   

Peki şimdi ne yapalım?

Ayrı sınırlara, ayrı iklimlere, ayrı kimliklere, ayrı coğrafya, ayrı siyasetlere ve hatta ayrı menfaatlere rağmen İslâm âlemi kimse kimsenin ayağına celme takmadan, tam bir teslimiyetle tahkiki iman ve ihlâs tam ile kucaklaşıp halleşip, dertleşip kader birliği yapmalı. AB ve ABD gibi, 57 İslâm Ülkesi, bir İslâm Birliği  (İB) kurarak ittihadı teşkil ederek, İslâm ülkelerini bu meskenet ve zilletten kurtarmak gerekir. Zira Kitabımızın emri de, Bediüzzaman’ın isbatı da bu yöndedir.” 4  tane 4 alt alta gelirse, 16 eder. Ama yan yana gelir, omuz omuza verirlerse, 4444 eder” diyerek, matematiksel olarak da isbatını yapmıştır.

İşte ey Müslüman aradaki azim farkı gör ve kararını ona göre ver! Yavuz Selimin “İhtilâf u tefrika endişesi kûşe-i kabrimde hattâ bîkarar eyler beni. / İttihadken savlet-i a’dâyı def’e çaremiz, İttihad etmezse millet, dağ-dar eyler beni.” sözünü düşün... 

Okunma Sayısı: 1854
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı