Amerika Amerika’dır diyenler olacaktır. Cehalet, tembellik, taassup ve zihni müşevveşiyetin günümüz insanına verdiği en büyük zararlardan biri de, analize yanaşmayan toptancılığımızdır.
Genel insanlık açısından pozitif hukuk ve katılımcı demokrasi, Müslümanlar açısından din veya şeriat, insanı böyle bir cinayetten şiddetle men ediyor.
Yeni Asya yine mi haklı çıkacak, bekleyişindeki insanları genellikle iki kategoride düşünüyorum. Birileri; günümüzde ve geçmişindeki kusurları ve sebep olduğu cinayetlerinden pişmanlık duymayıp; hırs, haset ve tarafgirlikle hadiselerin bizi haklı çıkarmamasına adeta dua edenlerdir. Diğerleri ise; şu istikbalin sis ve karanlıkları arasında Yeni Asya’nın yaktığı ışık ve fenerden memnun olup günün ağarmasını bekleyenlerdir.
Yıllardır söylüyoruz. Bediüzzaman’ın Kur’an ve Sünnet tezgahında dokuduğu ”ahir zaman haritası”na sahip olmayan dindarlarımız, geleceğin dehşetli dalgalarından, patikaların sürüklediği beyabanlardan veya labirentli hayatın çıkmaz sokaklarından kurtulamıyorlar. Yeni Asya’nın feraseti, haklılığı veya sosyal hayata koyduğu doğru teşhisler, yazar ve okuyucularını istikamet üzere Kur’an caddesinde muhafaza eden Risale-i Nur’daki prensip ve derslere dayalı haklı şuraların meyvesidir.
Günümüzdeki sınıf ayrışması ve hakimiyet mücadelesini Bediüzzaman tam yüz sene önce haber vermiş: ‘’Devletler ve milletler muharebesi, tabakat-ı beşer (sınıflar) muharebesine terk-i mevki ediyor (yerini bırakıyor)”. Günümüzdeki bazı Müslümanlar, komünist ve masonları taklit ile Avrupa ve Amerika’yı bir bütün olarak değerlendirip, bir asır önceki telakkilerle günümüzü değerlendirdiklerinden, Müslümanları sıkıntıdan sıkıntıya, musibetten musibete atıyorlar.
Amerika’yı ve Avrupa’yı siyaset, ideoloji, hayat telakkileri ve iktisadi cihetleriyle doğru analiz edemeyip, oradaki dostlarını düşmanlarından tefrik edemeyerek, dostlarının yardımlarından mahrum kalmak suretiyle per perişan oldular.
Cehalet, bilhassa dini hasis menfaatlerine alet eden siyasal İslamcılığın körüklediği şekliyle yakın tarihi doğru okumamızı engelliyor. Amerika’nın koloniyal dönemindeki İslam ülkelerini, II. Avrupa’nın hegemonyasından 1940’lı yılların sonlarında kurtardığını maalesef çok az insan biliyor. Dünkü Bosna savaşında I. Amerika ve Avrupa’nın rollerini de çok az insan biliyor. Ve Arap baharı da doğru okunamadı. AB ve ABD’deki dostlarımızı dinlemek yerine; dost postuna bürünmüş neocon ve neoliberal ittifaklarla işbirliğine girildi. BOP‘a eş başkan olunup Libya yerle bir edildi.
NEOCONLAR İLE OBAMA’NIN SAVAŞI
Yukarıdaki bilgileri misallerle müşahaslaştırırsak mesele tüm boyutlarıyla anlaşılacaktır. Marksizmi liberalizm ile karıştırıp neoliberal kimliğiyle ortaya çıkan organizeli global dinsiz kapitalistlerin renkli devrimlerini hepimiz biliyoruz. Sivil kimliklerle, kültürel ve sosyal STK’larla ve ellerindeki dehşetli sermaye ile dünya barışına saldıran bu çekirge ve köpek balığı sürülerinin yağmaladığı ve talan ettiği coğrafyaları hâlâ bilmeyen var mı? ABD ve Avrupa’nın din karşıtı ikinci yüzünü temsil eden bu güruha karşı Obama’nın Irak ve Suriye’de verdiği mücadeleyi Türkiye’de iktidarın parasıyla çıkan medya, hiç ama hiç bilmiyor. Neocon ve neoliberallere fon sahipleri de katılınca, Ukrayna Timoşenko’dan sonra ikinci kez turuncu devrime maruz kaldı. Aynı zamanda, dünya barışı misyonunu yüklenmiş AB’ye de düşman olan bu ittifak, Merkel ile Soros’un önderliğinde AB ile Rusya’yı Kiev Meydanında karşı karşıya getirmeyi başardı. Buna zemin hazırlayan diplomatların Kissinger ve Wolfowitz çizgisinden gelen Troçkistler olduğu şimdi daha da belirginleşiyor. Bu barış karşıtı kadroların geçen haftalarda Obama’ya muhtıra verdiklerini hepimiz izlemiştik.
Obama’nın Amerika’sı Ortadoğu haritasının değişimini istemezken; neocon diplomatlar başkana ihanet ediyorlardı. Bir tarafta IŞİD’e, diğer taraftan Marksist Kürt örgütüne yardım edenler, müsbet I. Amerika’nın resmî teziyle gizlice savaşıyorlardı.
Diğer bir misali Rusya’dan verelim : Rusya, Meydan darbesini finanse ettiğinden dolayı George Soros ile irtibatlı tüm STK’ları yasakladı. Renkli devrimlerin altyapısını hazırlayan Açık Toplum Enstitülerini tamamen kapattı. İrtibatlarını, finans kaynaklarını ve projelerini sildi süpürdü. Soros ile Merkel birlikte çalışıyorlardı. Devrimi II. Amerika idare etmişti. Obama’nın Amerika’sı dünya barışı için Rusya ile ittifaklar kurarken, neoconların Amerika’sı ihtilal ve kaosa devam emrini veriyor bugün…
1. AVRUPA VE AMERİKA İLE İTTİFAK KURMADAN...
Bizimkisi malumu ilamdan ibaret… Obama’nın Amerika’sı ve Christian Wolf’un Almanya’sıyla ittifak kurmazsanız, II. Avrupa’nın zamana yaydığı ihtilallerle Türkiye ve Müslüman Türkler hep risk altında olur. Devletimiz, “Hey AB! Duy sesimi!” diyor. Halbuki AB’deki dostlarımızı ve müttefiklerimizi tanımadan ve sessizce onlarla ittifaklar kurmadan II. Avrupa’yla başa çıkmamız mümkün değil. Yine devletimiz, “Hey Amerika! Duy beni! Çık ortaya! Biliyoruz bu ihtilali sen düzenledin” diyor. Neoconların Amerika’sı ellerini oğuştururken, Obama ve barış taraftarları Türk siyasetçilerinin derin cehaletlerine dişlerini gıcırtarak üzülüyor. Bu iki Avrupa ve Amerika’yı keşfetmenin çok da zor olmadığını biliyorsunuz. Kemalistleri, Selanikliler hanedanını ve Türk ırkçılarını memnun eden her hareket, ihtilal ve kalkışma; elbette ki II. Amerika’nın yanında ve milletimizin karşısındadır