YÖNETİMDE EHLİYET ÖNEMLİDİR  

571 yılında Mekke’de dünyaya teşrif buyurdu. 610 Yılında kırk yaşında Peygamber oldu. 23 Yıllık peygamberlik süresinin ilk 13 senesi Mekke’de, son 10 senesi Medine’de geçti. Mekke yılları çok çetin geçti. Müşrikler, aslında çok güvendikleri bu insanın peygamber olduğunu açıklamasına karşı tavır aldılar, kendisini yalanladılar. Az sayıda kişi İslâm’ı seçebildi.

Fakat, Medine’de iman edenlerin sayısı tam manasıyla patladı. Müşriklerle yaptıkları hemen bütün savaşları aldı. Hicretin 6. Yılında Hudeybiye’de yaptığı savaşsızlık anlaşması tam bir diplomatik başarıydı. Bu anlaşmayla Mekke’lilerin gönlünü ve güvenini kazandı. İki sene sonra 630 yılında Mekke’yi kan dökmediği bir operasyonla fethetti.

Mekke’yi fethetmekle beraber, Mekke’nin yönetimini İslâmiyet’te kıdemi bulunan birisine değil, henüz o gün Müslüman olmuş olan Attab bin Esîd’e (ra) bıraktı. Böylece yönetimde din unsurunun değil, ehliyet unsurunun önemli olduğunu gösterdi.

Resulullah Efendimiz (asm) 632 yılında 63 yaşındayken dar-ı bekaya irtihal eyledi.

BEN EN İYİNİZ DEĞİLİM 

Mekke’de doğan Hazret-i Ebu Bekir (ra), Resulullah’tan (asm) 2 veya 3 yaş küçüktür. Peygamberlik geldiğinde 37 yaşlarında bulunuyordu. Resulullah’ın (asm) haberini duyar duymaz hiç tereddüt etmeden ilk tasdik edendir. Bu sebeple Sıddîk lâkabını almıştır. Cennet ile müjdelenmiştir.

Hazret-i Peygamber’in (asm) İslâm’ı tesis ettiği 23 yıl boyunca hep yanında yer alan Hazret-i Sıddîk, Resulullah (asm) vefat edince Müslümanların hür müzakere ve seçimleri ile halife oldu.

Halife seçildikten sonra ilk işi hutbeye çıkmak ve Müslümanlara hitap etmek oldu. 

Bu günkü halkı ve tevazuu unutmuş kibirli liderlere büyük ders niteliği taşıyan konuşmasının bir bölümü şöyledir:

“Ey İnsanlar! Ben en iyiniz değilim! Fakat siz beni seçtiniz. Doğru yaparsam bana itaat ve yardım edin. Yanlış yaparsam beni kılıçlarınızla doğrultun!”

Keza halife olduktan sonra devlet işlerinde Resulullah’tan (asm) kendisine geçen mührü kullanır; özel işlerinde ise “Abdün zelîl Li Rabbin Celil”(Celil olan Rabbin zelil kulu) ibaresi yazılı özel mührünü kullanırdı.

Peygamberimiz (asm) vefat edince halife olan Hazret-i Ebu Bekir (ra), 2 yıl 3 ay kadar hilâfet görevini yürüttükten sonra 634 yılında 63 yaşında vefat etti.

SANA VAİZ OLARAK ÖLÜM YETER  

Yaklaşık 583 yılında Mekke’de doğdu. Bi’setin 6. yılında 616 senesinde kırkıncı Müslüman oldu. Cennet’le müjdelenen, vahiy kâtibi de olan Hazret-i Ömer, Resulullah’ın (asm) en yakın sahabilerindendi. Özel mührüne, “sana vaiz olarak ölüm yeter ey Ömer!” ibaresini kazıtmıştı.

Hazret-i Ebu Bekir (ra) vefat ettiği gün halife olan Hazret-i Ömer (ra) on yıl hilâfet görevinde bulundu ve 644 yılında, hicri takvime göre 63 yaşında vefat etti. Vefat etmeden önce kendisinden sonra halifeyi seçmek üzere, halife seçilmemek şartıyla kendi oğlu Abdullah’ı da içine aldığı 6 kişilik bir heyet seçti.

HAYAT TİMSALİ 

Yaklaşık 574 yılında Taif’te doğdu. İlk on Müslüman arasında yer aldı. Eziyetler gördü ve 615 yılında hanımıyla birlikte Habeşistan’a göçtü. Fakat çok kalmadı, bir yıl sonra geri geldi. Cennetle müjdelendi. Engin hayasıyla ve yumuşak huyluluğu ile meşhurdur.

Hazret-i Ömer’in (ra) seçtiği heyet tarafından 644 yılında halife tayin edildi. 12 yıl bu görevde bulunduktan sonra 656 yılında 82 yaşlarında vefat etti.

ÇOCUK YAŞTA İSLÂM’I KABUL ETTİ 

599 yılında Mekke’de doğdu. Peygamberimizin (asm) amcası Ebu Talib’in oğludur. Aynı zamanda kızı Hazret-i Fatma’nın (ra) eşidir. Çocuk olarak kendi tercihiyle İslâm’ı kabul eden ilklerdendir. İlim sahibiydi. Cennet’le müjdelenmiştir.

Sahabelerin ortak seçimi neticesinde 656 yılında oturduğu halifelik makamına 661 yılına kadar 5 yıl süreyle devam etti. 63 yaşında vefat etti.

Radiyallahü anhüm.