"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gidenin dönmesi mümkün müdür?

Süleyman KÖSMENE
14 Mart 2024, Perşembe
A.D: “Gidenin dönmesi mümkün müdür?”

Giden Gelir mi?

Gidenden maksat, bir cemaat ehlinin içinde bulunduğu mesleği, tarzı, biçimi, üslubu beğenmeyerek, başka ve aslında tehlikeli mesleklere, tarzlara, üsluplara, biçimlere geçiş yapmasıdır. Bu adam geriye aynı mesleğine dönebilir mi?

Teorikte mümkün gibi gözüküyor. Ama pratikte çok zor bir meseledir. Önce insanın kendini, sonra ve varsa çevresini, ona değer veren kişileri, belki varsa menfaatini, belki varsa yeni kazandığı itibarını, algısını, tabir caizse çiğnemesiyle mümkündür. Hemen hiç kimse bunları çiğnemeyi göze alamıyor.   

Bunun örneği var mıdır? Bir adet örnek hatırlıyorum. Ahmet Feyzi Ağabey merhum. 

1971’li yıllarda Milli Selamet Partisinin kuruluşu ve siyasette yer alması, Nurculuk camiasında bir hayli yorumlara ve tartışmalara sebep olmuş. Çünkü siyaset din hizmeti yapar. Yapmalıdır. O ayrı meseledir. Ama Nurculukta din hizmeti, siyasete dayanarak yapılmaz. Böyle bir durum, Nurculuğun özüne ve esaslarına zıttır. 

Bana Sadakat Dersi Verdin

Fakat bu parti hareketi, o zaman cemaatten bazı üst düzey kimseleri cezb etmiş ve kendine çekmiş. Kahramanmaraş senatörü Hacı Tevfik Paksu, Vahdettin Karaçorlu ve Sudi Reşat Saruhan gibi İstanbul’dan ve Anadolu’dan bazı kimseler bu harekete taraftar olmuş. O dönemlerde Ahmet Feyzi Ağabey de bu hareketi bir süre savunmuş.  

O zaman demişler ki “Nurcular da bizi destekliyor. Doğru yerdeyiz.” 

O sırada Hacı Tevfik Paksu, Zübeyir ağabeyin yanına geliyor ve bu meseleyi açıyor.  

O günlerde Erbakan hocanın Mehmet Zahid Kotku Efendi hazretlerine gittiği, ondan parti kurmak için izin istediği, onun da bir şey demediği, hocanın “sükût ikrardandır” diyerek onu izin saydığı ve partiyi kurduğu da ortalıkta konuşuluyor.   

Tevfik Paksu ağabey kendisine bundan bahsedince, Zübeyir ağabey, aslanlar gibi kükrüyor: 

 “Hacım! diyor “Allah razı olsun, bana sadakat dersi verdin. Çünkü Erbakan gibi bir profesör gidiyor, bir şeyhin elini öpüyor ve onun sükutunu ikrar kabul ediyor, ve o şekilde bir parti kurma gayreti içerisine giriyor. O şeyhine o kadar bağlı olursa, ben böyle koskoca çığır açmış Mehdi-i Azam Üstadıma ne kadar bağlı olmam lazım. Gel sen hesap et.”       

Beyanat ve Tenvirler’in Çıkışı

Zübeyir ağabey hemen ardından Nazilli’ye kapanıyor ve Risale-i Nur’da Nur hizmetinin siyasetten uzak olması gerektiğini işleyen ne kadar metin varsa çıkarıyor, bir broşür olarak hazırlıyor ve bastırıyor. 

İşte bu broşür bugün hala baskısı yapılan Beyanat ve Tenvirler’den başkası değildir.

Beyanat ve Tenvirler, Nurculara istikamet veren bir risaledir. Kur’ân’ın elmas kılınçlarını siyasetin çürümüş ve kokuşmuş yargılarına alet etmemeyi ve çiğnetmemeyi esas alan bir risaledir. 

O günlerde bir Nurcunun, bir siyasal İslam hareketini neden desteklememesi gerektiği gün gibi aşikâr olunca, Ahmet Feyzi ağabey cemaate geri dönüyor ve şu tarihî sözü söylüyor:

“Kardeşler! Beni tekrar kardeşliğe kabul eder misiniz?” 

Rahmetullahi aleyhim ecmain

Ancak, bu fazileti göstermek elbette kolay değildir. Dolayısıyla gidenin dönmesi sadece bir fazilet meselesidir. Başkaca bir zorluğu yoktur. Biz dua edelim de Rabbim ayağımızı kaydırmasın. Âmin.

Okunma Sayısı: 1649
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    16.3.2024 05:16:21

    "Sakın sakın!. Şimdiye kadar mabeyninizdeki fedakârane uhuvvet ve samimane muhabbet sarsılmasın. Bir zerre kadar olsa bile, bize büyük zarar olur. Bizler birbirimize -lüzum olsa- ruhumuzu feda etmeğe, hizmet-i Kur'aniye ve imaniyemiz iktiza ettiği halde, sıkıntıdan veya başka şeylerden gelen titizlikle hakikî fedakârlar birbirlerine karşı küsmeğe değil, belki kemal-i mahviyet ve tevazu ve teslimiyetle kusuru kendine alır; muhabbetini, samimiyetini ziyadeleştirmeğe çalışır. Yoksa habbe kubbe olup tamir edilmeyecek bir zarar verebilir. Sizin ferasetinize havale edip kısa kesiyorum." Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı Tarihçe-i Hayat - 599

  • S.topuz

    16.3.2024 05:14:55

    "Sakın, sakın! Dünya cereyanları, hususan siyaset cereyanları ve bilhâssa harice bakan cereyanlar sizi tefrikaya atmasın. Karşınızda ittihad etmiş dalalet fırkalarına karşı perişan etmesin! اَلْحُبُّ فِى اللّٰهِ ٭ وَ الْبُغْضُ فِى اللّٰهِ düstur-u Rahmanî yerine, el'iyazü billah اَلْحُبُّ فِى السِّيَاسَةِ وَ الْبُغْضُ لِلسِّيَاسَةِ düstur-u şeytanî hükmedip, melek gibi bir hakikat kardeşine adavet ve el-hannas gibi bir siyaset arkadaşına muhabbet ve tarafdarlık ile zulmüne rıza gösterip, cinayetine manen şerik eylemesin." Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı Kastamonu - 122

  • AHMET AYDIN

    14.3.2024 12:06:21

    Allah razı olsun Süleyman abim. elinize yüreğinize sağlık. Rabbim bizleri istikametten ayırmasın inşallah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı