"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ruhsattan faydalanmak kolaycılık mıdır?

Süleyman KÖSMENE
06 Ekim 2020, Salı
Rabia Hanım: “Ruhsat nedir? Ruhsat ile amel edilir mi?”

Allah Kolaylık Diler

Ruhsatı azimetle birlikte ele almamız lâzım. Çünkü ikisine de yerine ve zamanına göre ihtiyacımız oluyor.

Azimet, Allah’ın emrini, erkân ve adabına göre tam ve mükemmel şekilde yapmaktır. Ruhsat ise, gerçek bir özür sebebiyle, tam ve mükemmel şekilde eda edilemeyen emirlerin, yine bizzat Cenab-ı Allah’ın nazar-ı müsamahası ile daha kolayca bir yol ile yapılmasıdır.

İslâm kolaylık dinidir. Azimet ile amel etmek mümkün olmadığında, ameli terk etmek yerine, ruhsat ile amel etmek fazilet olur. Hatta Allah’ın kuluna ihsanı ve sadâkası hükmünde olur. Nitekim Cenab-ı Hak: “Allah sizin için kolaylık diler, zorluk dilemez.” 1 buyurmuştur.

Peygamber Efendimiz de (asm): “Nerede kolaylık varsa, orada güzellik vardır. Kolaylığın bulunmadığı her şey çirkindir.” 2 ve “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.” 3 buyurmuştur.

Ruhsatta Kolaylık Vardır

Ruhsatla azimet birbirinin zıttıdır. Bir meselede ruhsat yoksa, azimetten de söz edilmez. Kişi zorlukları göze alıp ruhsattan yararlanmayıp, emri olduğu gibi yerine getiriyorsa bu azimettir. Meselâ Ramazan ayında oruç tutmak farzdır, oruç yemek haramdır. Fakat hasta ve yolcu olanların, hastalıktan iyileşince veya yolculuktan dönünce oruç tutmaları şartıyla, oruç yemelerine ruhsat verilmiştir.

“İçinizde hasta ve yolcu olanlar ise diğer günlerde tutmak şartıyla veya fidye vermek kaydıyla oruçlarını yiyebilirler. Ancak bu durumda da oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” 4 Görüldüğü gibi ruhsatı veren âyet azimeti de göstermiştir. Yani hasta veya yolcu olan kişi, oruçlarını tutarsa buna azimet denmektedir. Fakat hasta veya yolcu olmayan kişi için oruç yemeye ruhsat yoktur, bu durumda azimet de yoktur. Emir yapılacaktır.

Ruhsatta kolaylık ve hafiflik vardır. Kişi kendisine gösterilen kolaylıktan yararlanmıyorsa azimetle amel ediyor demektir. Bu fazilettir. Fakat ruhsattan yararlanmak faziletsizliktir denmez. Peygamber Efendimiz (asm), “Allah azimetle amel yapılmasını sevdiği gibi, ruhsatla amel yapılmasını da sever” buyurmuştur. 5 Dolayısıyla ihtiyaç olduğunda ruhsattan yararlanmak da, azimetle amel etmek de Allah’ın rızasına uygundur.

Şu Zamanın Nazarı

Ruhsatla amel etmeyi, kolaycılığa kaçmakla karıştırmamak gerekir. Her meselenin ruhsat yönünü araştırıp ihtiyaç olmayan durumlarda da ruhsatı seçmek doğru değildir. Rahatlık ve dünyevîleşme sebebiyle, ruhsat olmayan durumlarda da ruhsat bulmaya çabalamak ve dinin emirlerinin yapılmasını gevşetmek fazilet değildir.

Bediüzzaman bu zamanda bu tehlikeye şu sözleriyle dikkat çeker: “Şu zamanın nazarı evvelâ ve bizzat saadet-i dünyevîyeye bakıyor ve ahkâmları ona tevcih ediyor. Hâlbuki şeriatın nazarı ise evvelâ ve bizzat saadet-i uhreviyeye bakar. İkinci derecede -ahirete vesile olmak cihetiyle- dünyanın saadetine nazar eder. Demek şu zamanın nazarı ruhsat-ı şeriattan yabanidir.” 6

Ruhsatların su-i istimale sebep olmamasına dikkat çeken Bediüzzaman, “Lâubaliler ruhsatlarla okşanılmaz; azimetlerle, şiddetle ikaz edilir” 7 der. Azimet takvayı ifade eder. Üstad Hazretleri Risale-i Nur Talebelerini ikaz ederek takva ile azimetlerle amel etmeyi teşvik ediyor. “Bu zamanda tahribat ve menfî cereyan dehşetlendiği için, takvâ bu tahribata karşı en büyük esastır. Risâle-i Nur şakirtlerinin bu zamanda en mühim vazifeleri, tahribata ve günahlara karşı takvayı esas tutup davranmak gerektir” 8 der.

Allah ruhsatla amel etmeyi sever, fakat ruhsatı istismar etmeyi sevmez. Ruhsat uydurma mazeretler üreten kimsenin değil, gerçek özrü olan kimsenin amelidir. 

Hayatî bir zorluk yoksa azimetle amel, ruhsatla amelden faziletlidir. Ve sevabı daha çoktur. İhlâs, azimet, meşakkat, zorluk ve huşu, ibadetlerin sevaplarını arttıran hususlardandır.

Dipnotlar:

1- Bakara Sûresi: 185.

2- Müslim, Birr 78. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 10.

3- Buhâr, İlim 11, Edeb 80, Cihâd 164; Müslim, Cihâd 6-7. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 17.

4- Bakara Sûresi; 184. 

5- Müsned, 2: 108.

6- Sözler, s. 782.

7- Mektubat, s. 809.

8- Kastamonu Lâhikası, s. 206. 

Okunma Sayısı: 2464
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı