"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Okumak, ihtiyaçtır

Yasemin GÜLEÇYÜZ
09 Aralık 2015, Çarşamba
​İnsan sonsuz ihtiyaçlar içinde yaratılmıştır. Bu bitmek tükenmek bilmez ihtiyaç ve arzular, onu kâinattaki sonsuz ikramları ve bu ikramların kaynağını tanımaya yöneltmiştir.

Bilgiye olan açlığımız, bu ihtiyaçların en temel olanlarından biridir. Çünkü bilgi, insanın kendisine sunulan ikramlara erişmesinin anahtarıdır. Kâinatın sırları bilgi ile çözülür. Bizi ikramları sunan Zata götüren, O’nu tanıtan bilgi nuranileşip hikmete dönüşür. ‘Kime hikmet verilmişse ona hayırlar verilmiştir.’

Nimetlerin gerek ihtiyaçlarla, gerekse bilme iştiyakıyla olan ilişkisi, ilâhî adaletin bir tezahürüdür. Zira bu konuda kadınların erkeklerden farkı yoktur. Bu yüzden Kur’ân, düşünme, tefekkür etme ve öğrenme hususundaki emirlerinde kadınla erkek arasında bir fark gözetmez.

Kadınlar da yaratılıştan gelen bir araştırma ve öğrenme ihtiyaç ve arzusuna sahip kılınmışlardır. Bu ihtiyaçlarını ne ölçüde karşılarlarsa, o nisbette manevî tatmine ulaşır ve topluma o derece katkıda bulunabilirler.

Hadisi şerife göre, ilim tahsili kadın ve erkek her Müslümana farzdır.

O halde, erkek gibi kadın da okuyup, tefekkür edecek, ilim öğrenecek, Rabbini tanıyacak, O’na kulluk edecektir. 

İlim öğrenmek, hem onun yaratılışının bir gereği, hem de zarurî bir ihtiyacıdır. 

Hz. Peygamberin (asm) devri, kadınların da erkeklerle beraber, nasıl ilimle haşir neşir olduklarının en güzel örnekleriyle doludur. Başla Peygamberimizin (asm) hanımları olmak üzere, herkes, çoluk - çocuk, kadın - erkek, yaşlı-genç, ilim öğrenmekle meşguldü o devirde. 

Bu ilim faaliyetlerinin hedefi de, Rabbimizin istediklerini öğrenmekti. Zaten o devrin sosyal hayatı, günlük sohbetler, hep bu hedefe yönelikti: “Acaba Rabbimiz bizden ne istiyor? O’nu nasıl daha iyi tanıyabiliriz? O’na nasıl daha yakın olabiliriz?”

Bu bir anlayış ve bakış açısı meselesidir. Yaratılış ve dünyada bulunuş maksadımızla iç içe geçmiştir. Bunu kavrayıp da bütün hayatımızı ona göre düzenlediğimiz, ilim öğrenmeyi bu hedeflerin bir vasıtası olarak benimsediğimiz zaman, okumak, öğrenmek, tefekkür etmek bizim için vazgeçilmez bir ihtiyaç olur. Ruhumuzu, aklımızı, duygularımızı doyurmak için devamlı okumaya zaman ayırırız. Ve “Aslında okumak istiyorum, ama bir türlü vakit bulamıyorum ki. Evin bilmek tükenmek bilmeyen işleri, çoluk - çocuk derken zamanın nasıl geçtiğini fark edemiyorum bile” şeklindeki mazeret beyanları ortadan kalkar. Çünkü bir şeyin ihtiyaç ve zaruret olduğuna gerçekten inanan bir insan, ne olursa olsun, onu yapar, zaman ayırır. Ne çocuğu, ne misafirleri, ne ev işleri buna engel olmaz. Çocuğunu dizlerine yatırıp uyuturken bile eline kitabı alıp okur. Hem de yüksek sesle okur. Tâ ki, yavrusu daha o çağlarda okumayı, kitabı ruhen benimseyip hazmetsin. Misafir sohbetlerinde, okuduğu mevzuları gündeme getirir ve bu sohbetlerin de birer ilim meclisine dönüşmesini sağlar. 

Allah’ın âyetlerini okuyup, düşünüp, müzakere etmek, kısaca Allah’a kul ve muhatap olup bize ihsan edilen kabiliyetleri o istikamette geliştirme hedefine yürümek ufkumuzu açar, hayatımızı renklendirir. Attığımız her adımda Rabbimizin rızasına biraz daha yaklaştığımızı hissetmenin huzurunu yaşarız. Böylece, Enfal Sûresinin 2. âyetinde tasvir edilen mü’minlerin ruh halini, gayretlerimiz ölçüsünde, kendi hayatımızda idrak etmiş oluruz:

“Mü’minler ancak onlardır ki, Allah anıldığı zaman kalbleri titrer. Onlara âyetleri okununca imanları artar. Rablerine tevekkül ederler.”

“Kadın olsun, erkek olsun...”

Peki, bu anlayış ve idraki nasıl kazanacağız? 

Ne tür kitaplar okuyacağız? 

Bu soruların cevabı, aslında iç içedir. Bize, bu dünyada bulunuş maksatlarımızı anlatan Kur’ân tefsirleri, çok şükür ki, mevcuttur. 

 Kur’ân’ın çağdaş tefsiri Risale-i Nur Külliyatının Türkiye’de ve Türkçe olarak yazılmış ve her yerde bulunabiliyor olması, bizim için çok büyük bir şans ve imkândır. 

O halde, bütün iş, tez elden bu paha biçilmez değerdeki eserleri temin edip, okumaya başlamaktır.

Hem şahsî, hem de dostlarmızla  birlikte ...

Okunma Sayısı: 1692
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı