Hayatın dünyevi telaşelerle hızla aktığı ahirzamanda vaktimizi iyi değerlendirmenin ipuçlarını da verir. Hele de manevi bir ticaret mevsimi olan üç aylar bu açıdan ayrı bir öneme sahiptir. Bediüzzaman Hazretlerinin tavsiyelerini şöyle sıralayabiliriz:

KURAN VE İMAN HAKİKATLERİ İLE MEŞGUL OLMAK

 ‘’Şuhur-u Selâse çok kıymettardır; Leyle-i Kadrin sırrıyla seksen sene bir ömrü kazandıracak bir vakitte, en iyi, en efdal şeylerle meşgul olmak lâzım geliyor. İnşaallah, Kur’ân’a ait mesâille iştigal, bir nevi manevî mütefekkirâne Kur’ân okumak hükmündedir. Hem ibadet, hem ilim, hem marifet, hem tefekkür, hem kıraat-ı Kur’ân manaları risalelerin istinsah ve mütalâalarında vardır itikadındayız. Zaten bu ciheti siz takdir etmişsiniz.’’  (Barla L., mektup no: 257, s. 376)

HİZB-İ NURİYE

Bediüzzaman Hazretlerinin bir de “bazı eyyam-ı mübarekede okunmasını” tavsiye ettiği virdler ve hizbler vardır. 

HİZB-İ NURİYE: Risale-i Nur’da Hizb-i Nuriye, Hizbü’n-Nuriye, Hizbü’l-Ekber-i Nurî, Hizbü’l-Ekber-i Nuriye, Virdü’l-Ekber, Hizbu’l-Virdi’l-Ekber ve Virdü’l-Ekber-i Nuriye isimleriyle geçer. Bediüzzaman bu eser için “Risale-i Nur’un menbaı, Risale-i Nur’un Zülfikar’ı” gibi ifadeler kullanır. Zülfikar Risalesi’nin sonunda yer alan Arabi bölümdür. Arabî 29. Lem’a ve Ayetü’l-Kübra Risalesinin hülasasıdır. Büyük Cevşen’de yer alan “Hülasatü’l-Hülasa” bölümü bu hülasanın da özetini ihtiva eder. 

Bediüzzaman Hazretlerinin şu mektubdaki tavsiyesi de ilginçtir. İhlas Risalesi’nde ‘laakal her on beş günde bir defa okunmalıdır’’ kesin ifadesini kullanırken bu mektupta ‘’Hizb-i Nuriye’’ için‘’On günde bir defa okunsa imana büyük inkişaf ve kuvvet verir’ tavsiyesinde bulunur:

‘’Risale-i Nur’un tam Arabi bilen veyahut Ayetül Kübra ve Münacat ve Yirminci Mektub risaleleri yanında bulunan ve okuyan şakirtlerine imani ve tefekküri ara sıra okunacak bir vird-i azam olabilir. On günde bir defa okunsa imana büyük inkişaf ve kuvvet verir.’’ (Zülfikar Risalesi. s.472, Yeni Asya Neşriyat 2017 Baskısı)

HİZBÜ’L-KURAN

Hizbü’l-Ekberi’l-Kur’ânî ve Hizbü’l-Kur’âni’l-Muazzam şeklinde iki ismi vardır. Hizbü’l-Kur’ân diye kısaca ifade edilse de asıl isimleri bu ikisidir. Büyük Cevşen’deki Hz. Osman’a (ra) ait Münacatü’l-Kur’ân ile karıştırılmamalıdır.

Bediüzzaman Hazretleri Hizbü’l-Kur’ân’ı şöyle tarif eder: “O Hizb-ül Ekber’deki âyât; bütün Resail-i Nuriye’nin ruhu, esası, madeni, üstadı ve güneşidir.” (Kastamonu Lâhikası)

“Hizb-ül Kur’an-ül Muazzam’ın hem fevkalâde ehemmiyeti, hem faideleri; hem okumasında hiçbir vesvesenin gelmemesi, hem bütün Kur’an’ın en sevablı âyetlerinin ihtivası, hem Risale-i Nuriye’nin bütün esaslarını ve hakikatlarını cem’etmesi, hem herkese, hususan her vakit bütün Kur’anı okumağa fırsat bulamayan ve hâfız olmayanlara tamam Kur’anın bir numune-i kudsîsi; hem tamam Kur’anın tevafuklu tab’ında bir misal-i musaggarı ve müjdecisi; hem maddî ve lafzî ve manevî parlak bir i’caz göstermesi gibi, pek çok hasiyetleri var.” (Emirdağ Lâhikası)

HÜLASA

Bediüzzaman Hazretlerinin kendi hayatında tatbik ettiği ve bize de okumamızı tavsiye ettiği eserleri üç aylarda  Kur’an hatimlerimize ilaveten dilimizden eksik etmeyelim inşallah.