Panelin yapılacağı mekânın, önceki yıllarda olduğu gibi Haliç Kongre Merkezi salonlarından biri olması öngörülmüş ve bununla ilgili mutabakat sağlanıp sözleşme de imzalanmıştı.

Ancak bilâhare bu mutabakat karşı tarafça herhangi bir gerekçe gösterilmeden tek taraflı olarak bozuldu ve bize tahsis edilen salon iptal edildi.

Ardından Lütfi Kırdar Kongre Merkeziyle görüşülüp mutabık kalındı. Ancak panel bildiriminin valiliğe ulaşmasından iki saat sonra orası da iptal etti. Bu iptalin gerekçesi ise OHAL ve güvenlikti.

Hiçbir inandırıcılığı olmayan bir gerekçeydi bu. Ve iki sözleşme iptali de, ahlâkın ve hukukun en temel prensiplerinden olan “sözünü tutma ve ahde vefa” ilkelerinin açık ihlâliydi.

İkinci iptal üzerine büyük salonu olan İstanbul otelleriyle temas ettik ve sonunda 2005 panelimizi de yapmış olduğumuz Kaya Ramada’da karar kıldık.

Sonuçta, keyfî engelleme girişimlerine rağmen o gün sırf bu panel için İstanbul’a gelme kararından vazgeçmeyen binlerce okuyucumuzla orada buluştuk.

Önceki benzer buluşmalarda hep yaşanagelen samimî kucaklaşma görüntüleri Kaya Ramada’da da tekrarlandı.

Masa çalışmalarında hazırlanıp orada deklare edilen sonuç bildirilerindeki vurucu mesajlar ve panel konuşmalarındaki kuvvetli vurgular, okurlarımızın yoğun alkışlarıyla, şahs-ı manevî adına haktan yana ve haksızlığa karşı ortaya konulan sağlam ve tavizsiz duruşun bir kez daha tahkim ve ilanına vesile oldu.

Ve dost-düşman yine gördü ki, Yeni Asya misyonunda kenetlenen şahs-ı manevî bütün hücumlara rağmen, bütün mazlumlar için nokta-i istinad olan bir kale gibi dimdik ve sapa sağlam ayakta.

Şükürler olsun.

Keyfî engellemelere ve karanlık algı operasyonlarına cevabını her zamanki vakur tavrı ile ve müsbet hareket prensibi çerçevesinde bu coşkulu buluşmada da bir kez daha en güzel şekilde veren mütesanid ve sarsılmaz şahs-ı manevînin bütün mensuplarına ve isimsiz kahramanlarına gönülden teşekkür ediyor, Allah razı olsun diyoruz.

«««

Yeni Asya’nın her hal ve şartta haktan yana ve haksızlığa karşı duran ve bundan ne pahasına olursa olsun taviz vermeyen çizgisi, okurları tarafından içtenlikle benimsenir ve desteklenirken, karanlık mahfillerin tetikçileri tarafından da sürekli hedefe konulup seviyesiz ve aşağılık saldırılara maruz kalıyor.

Uzun süredir cevap vermeye bile tenezzül etmeyişimizden cür’et ve cesaret bularak iyice şirretleşen bu saldırganlara karşı son dönemde hukuk yolunu işletmeye karar verdik ve her biri hakkında savcılığa suç duyurusu yaptık.

Ondan sonra gördük ki, hepsi bir anda “tırstı.” Demek ki, anladıkları dilden konuşmak gerekiyormuş...