"Gerçekten" haber verir 19 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Haberler

 

TÜRKİYE DOSTLARINDA TÜRKİYE YORGUNLUĞU

Avrupa Parlamentosu üyesi Vural Öger, “AB'deki Türkiye dostları içinde bir Türkiye yorgunluğu başladı. Bunların eline birşeyler vermek lâzım. Hükümet Mart ayından sonra Avrupa Birliği konusuna soyunmazsa benim de şevkim biter" dedi. Öger yerel seçimlerin ardından hızlı bir şekilde reformlara girişilmesi gerektiğini söyledi.

HÜKÜMET BU ÇOĞUNLUĞUYLA YAPABİLİRDİ

“Mecliste çoğunluğa sahip olan bir hükümet reform yasalarını daha güçlü ve sür'atli bir şekilde yapabilirdi“ diyen Öger, “AB içindeki Türkiye dostları, Mart'taki seçimlerden sonra çok aktif bir Avrupa politikası yapılmadığı takdirde bu sürecin duracağını ve hatta kopabileceğini düşünüyorlar” uyarısında bulundu.

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türk asıllı vekillerinden Vural Öger, Ankara’nın Avrupa Birliği (AB) üyeliğini destekleyen vekiller arasında Türkiye yorgunluğu başladığını söyledi. Öger, Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinin 2009 yılında alacağı boyutlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hükümetin yerel seçimlerin ardından reformlara hızlı bir şekilde girişmesi gerektiğinin altını çizen Öger, aynı zamanda Türk toplumunun AB konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Avrupalı parlamenter, Kıbrıs meselesinde limanların açılması gerektiğini savunurken AB’nin dış politikada önemli adımlar atan Türkiye’yi yüksek not verdiğini ancak iç politikadaki istikrarsızlığından dolayı ikmale bırakabileceğini vurguladı. AB’de Türkiye dostları içinde bir Türkiye yorgunluğu başladığını işaret eden Vural Öger, “Seçimlerden sonra çok aktif bir Avrupa politikası yapmadıkları takdirde bu sürecin duracağını ve hatta kopabileceğimizi de düşünüyorlar. Türkiye dostları içinde de bir Türkiye yorgunluğu başladı. Bunların eline bir şeyler vermek lâzım diye düşünüyorum. Hükümet Mart ayından sonra Avrupa Birliği konusuna soyunmazsa benim de burada açık söyleyeyim şevkim biter” dedi.

“AB, POLİTİKA ÜSTÜ”

AP üyesi Öger, hükümetin 2002-05 yılları arasında “cumhuriyet tarihinde belki son 30-40 yılın en önemli reformalarını gerçekleştirdiğini” ancak daha sonra bu reform hızının kesildiğini söyledi. Hızın kesilmesinde iç politik sorunların rol oynadığını kabul eden Öger, “Ama şu anda mecliste çoğunluğa sahip olan bir hükümetin kanımca bu yasaları daha güçlü bir şekilde daha çabuk bir zaman içinde yapabilirdi diye düşünüyorum. Muhakkak iç politik sebepler bunda rol oynuyor. Diğer taraftan Avrupa içinde çıkan çatlak sesler aleyhte bir kamuoyu oluşturuyor. Böyle bir ortamda da kanımca hükümeti yasaları meclisten geçirmesi de zor oluyor. Muhalefet de yardımcı değil.” diye konuştu. Avrupa Birliği’nin her türlü politik alanın dışına çıkarılması gerektiğini savunan Avrupalı parlamenter, “Yani AB konusu, Türkiye’de çok politize olan bir konu. Belli ideoloji sahip belli kesimler AB sürecini kendi amaçları için kullanıyorlar. Dolayısı ile bence AB konusu, partiler üstü bir konu olmalı Türkiye’de. Hükümetin, muhalefetin, sivil kamu örgütlerinin, tüm toplum örgütlerinin, gençliğin ve üniversitelerin birbirine kenetlenerek AB yolunda medyanın da desteği ile yol almaları gerekir. Çünkü Türkiye’nin geleceği bu AB içinde ne yazık ki Türkiye’de bu konu iyi anlaşılamıyor.” şeklinde konuştu.

19.12.2008


 

MİT çürüyor, BBG evi gibi oldu

CHP’li Ersin, “MİT içinde çürüme başlamıştır, kurum içinde ne varsa dışarıya yansıyor. MİT, BBG evi gibi” dedi. “MİT’te hizipleşmeler olduğu doğru mu?” diye soran Ersin, “MİT maalesef istihbarat yönüyle güçlü bir örgütümüz değil” diye konuştu.

CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, ‘’MİT içinde çürüme başlamıştır, kurum içinde ne varsa dışarıya yansıyor. (MİT), BBG evi gibi’’ dedi.

Genel Kurulda, MİT Müsteşarlığının bütçesi üzerinde söz alan Ersin, MİT’e ait gizli bilgilerin, medyada yayınlanmasına tepki gösterdi. Kurumun elemanlarının deşifre olduğunu öne süren Ersin, kurum içinde ne varsa dışarıya yansıdığını söyledi.

‘’Çeçen eski komutanları kim pusuya düşürüp öldürüyor?’’ diye soran Ersin, şöyle devam etti: ‘’Türkiye KGB’nin arka bahçesi mi oldu? Kim bu Tuncay Güney? Eski Müsteşar Şenkal Atasagun’un, Tuncay Güney deşifre olduktan sonra, ABD’ye kaçırdığı doğru mu? MİT’in gizli bilgileri nasıl basına yansıyor? MİT’te hizipleşmeler olduğu doğru mu? Şu an MİT içinde vali, yüksek bürokrat çocuğu olan kaç kişi var? Hangi görevleri yapıyorlar? MİT içinde kendilerini ‘zenci’ diye tanımlayan bir kesim var mı? MİT maalesef istihbarat yönüyle güçlü bir örgütümüz değil. Çürüme başlamıştır. MİT içinde ne varsa dışarıya yansıyor. (MİT) BBG evi gibi.’’

‘’MİLLETVEKİLİ ÇOCUĞU HIRSIZLIK YAPMAYACAK’’

CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasetçi çocuklarıyla ilgili sözlerini eleştirdi. Başbakan Erdoğan’ın, siyasetçi çocuklarını tarif etmeye hakkının bulunmadığını ileri süren Özdemir, ‘’Çünkü Sayın Başbakanın döneminde siyasetçi çocukları, aldıkları sahte çürük raporlarıyla önce askerlikten yırtıyorlar, arkasından 300, 500 milyon dolara gemi alıyorlar’’ dedi. AKP Muğla Milletvekili Mehmet Nil Hıdır’ın, ‘’çamur atma’’ diye laf atması üzerine Özdemir, bugün bir gazetede çıkan ‘’Gitti gemi, geldi tersane’’ yazılı haberi okudu. Özdemir, AKP’li milletvekillerinin ‘’ticaret yapmak yasak mı?’’ demeleri üzerine, ‘’Sayın Maliye Bakanı da aynısını söylüyor. Bakan ve milletvekili çocukları ticaret yapacak ama hırsızlık yapmayacak, ihale yolsuzluğu yapmayacak. 25 yaşında genel müdürü olduğu şirketlere ihale pazarlaması yapmayacak’’ dedi. Bu ifadeleri tarihe not düşmek için söylediklerini anlatan Özdemir, ‘’Güzel bir söz vardır, ‘Keser döner sap döner, bir gün gelir hesap döner’. Hesap vereceğiniz günlerin karinesi olsun diye bunları söylüyoruz’’ ifadesini kullandı. Ankara/ aa

19.12.2008


 

KANDIRILDIK

DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ‘’68 kuşağından’’ geldiklerini belirterek, ‘’Bu yanlışları neden yaptık diye oturup konuşuyoruz. Kullanıldığımızı şimdi çok daha iyi anlıyoruz’’ dedi.

TBMM Genel Kurulunda, Başbakanlık, MİT, MGK Genel Sekreterliği, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu (YDK), Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE), Gümrük Müsteşarlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğünün, 2009 yılı bütçeleri kabul edildi. Çiçek, bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada, hangi siyasî partiye oy verirse versin, hangi siyasî kanaati taşırsa taşısın, herkesin anayasa ve Allah huzurunda eşit olduğunu ifade etti. ‘’Dünün sorunları, bugün çözüme kavuşturulmamışsa siyaset kurumunun hiç mi günahı yok?’’ diye soran Çiçek, her şeyi kırıp dağıttıktan sonra ‘’birlik ve beraberlik’’ sözlerinin yapıştırıcı ve birleştirici olmadığını söyledi. Doğan her çocuğun kazançları, ölenlerin de kayıpları olduğunu dile getiren Çiçek, ‘’Biz 68 kuşağından geliyoruz. Geçmişte neleri yaptık? Şimdi karşı karşıya geldiğimizde bu yanlışları neden yaptık? diye oturup konuşuyoruz. Kullanıldığımızı şimdi çok daha iyi anlıyoruz’’ dedi.

Çiçek, bir takım olumsuzluklar ortaya konulacaksa, bunun iki yanlı yapılması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti: ‘’8 yaşındaki çocuğun boynu bükük fotoğraflarının şurada burada asılması, gencecik yavruların şu veya bu şekilde ölmesi ne kadar üzücüyse, 1 kilometre uzaklıktaki rehabilitasyon merkezinde 20 yaşında kolunu, bacağını kaybetmiş insanlar var, onların da hakkı var. Bunu da onu da konuşalım, madalyanın bir yanını konuşup, öbürünü konuşmazsak inandırıcı olamıyoruz. Filanca yerde hayatını kaybeden 8, 12 yaşındaki çocuk, insan olarak bizi yaralamalıdır. Ama Güngören’de balkonda otururken, insafsız elin çektiği fitilin sonucu hayatını kaybedenleri görmezden gelirsek, insan hakları özgürlükler adına konuştuklarımızın inandırıcılığı kalmaz.’’

Bakan Çiçek, YDK’nın, yolsuzlukları denetleyen bir kuruluş olmadığına, TBMM adına KİT’lerin denetimini yaptığına işaret etti. Çiçek, 2006’da 135, 2007’de 100, 2008’de de 104 kuruluşun denetlendiğini, raporlarının TBMM KİT Komisyonuna gönderildiğini bildirdi. Çiçek, YDK’nın, 2006’da 7 özel inceleme raporu ve 2 ivedi durum raporu, 2007’de ise 5 özel inceleme raporu hazırladığını ifade etti.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı da soruları cevaplarken, bütünleşik sosyal hizmet projesi çalışmasını sürdürdüklerini, bu çerçevede Türkiye’nin yoksulluk haritasını çıkaracaklarını, ortak veri tabanı oluşturacaklarını söyledi. Yazıcı, kimlerin yardıma muhtaç olduğunun, kimlerin hangi kurumlardan yardım aldığının burada görüleceğini dile getirdi. Yazıcı, sosyal yardıma muhtaç vatandaşların derecelendirilmesi ile eşi vefat eden kadınların sosyal, ekonomik durumlarıyla ilgili araştırma projelerinin bulunduğunu kaydetti. Kurumların 2009 yılı bütçelerinin kabul edilmesinin ardından, TBMM Başkanvekili Meral Akşener, birleşimi yarın saat 11.00’de toplanmak üzere kapattı. Ankara / aa

19.12.2008


 

Bush’a Beyaz Saray önünde de ayakkabı atıldı

Irak’a sürpriz ziyarette bulunan İngiltere Başbakanı Gordon Brown, İngiliz askerlerine espri yaparak, askerlerin kendisine fırlatmamaları için postallarını çıkarmalarını istedi.

ABD Başkanı George W. Bush’a, basın toplantısında Iraklı bir gazetecinin ayakkabı fırlatmasıyla dünyanın gündemi bir anda ayakkabılara odaklandı. Irak’a sürpriz ziyarette bulunan İngiltere Başbakanı Gordon Brown, İngiliz askerlerine espri yaparak, askerlerin kendisine fırlatmamaları için postallarını çıkarmalarını istedi. Gordon Brown, İngiliz birliklerinin konuşlandığı güneydeki Basra şehrinde askerlere hitaben konuşma yaptı. Konuşmasında, Bush’a, basın toplantısında Iraklı bir gazetecinin ayakkabı fırlatmasıyla ilgili bir espri yapan Brown, ‘’Başlamadan önce şunu söylemek istiyorum. Postallarınızı çıkarmanız gerekiyor, çünkü son günlerde Iraklılar’ın en sevdiği oyun, insanlara ayakkabı fırlatmak’’ dedi. Bush’a pazar günkü basın toplantısında ayakkabı fırlatılmasından sonra, Iraklılar’ın Brown için ek güvenlik önlemleri aldıkları bildirildi. Öte yandan Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, düzenlediği basın toplantısına katılan gazetecilere espri yaparak, ‘’ayakkabılarını fırlatmamalarını’’ istedi.

Lula, Brezilya’nın kuzeydoğusundaki Costa do Sauipe’de düzenlenen Latin Amerika-Karayipler zirvesinin ardından basın toplantısı düzenledi. Lula, ‘’Burası gerçekten sıcak. Ayakkabılarınızı çıkarırsanız, onları bana fırlatmanızdan önce koku sayesinde farkedilir’’ dedi. Basra / aa

19.12.2008


 

DÜNYA SEMA DÖNÜYOR

MevlÂnÂ’nIn 22. kuşaktan torunu ve Uluslararası Mevlânâ Vakfı İkinci Başkanı Esin Çelebi Bayru, Konya’da düzenlenen Mevlânâ’nın 735. Vuslat Yıldönümü Anma faaliyetlerinin devam ettiğini söyledi. Faaliyetlere her yıl daha fazla ilgi gösterildiğini ifade eden Bayru, bu durumun fikirleri ve felsefesi ile dünyadaki bütün insanları kucaklayan Mevlânâ’nın giderek daha çok tanınmasından kaynaklandığını bildirdi.

Faaliyetlerde en büyük ilgiyi her yıl olduğu gibi semanın gördüğünü dile getiren Bayru, şunları kaydetti: ‘’Yerli ve yabancı turistler sema programını izlemek ve manevî havayı solumak için Konya’ya geliyor. Bu ilgi dünyada da giderek artıyor. Birçok ülkede sema ve mesnevî öğrenmek isteyen çok sayıda kişi var. İsviçre, Hollanda, Almanya ve ABD’de yabancılar tarafından açılan merkezlerde sema ve mesnevî eğitimi veriliyor. ABD’de 3 merkez bulunuyor. Burada mevleviliğe ilgi duyan kişiler eğitim alıyor. Vakıf olarak bu merkezlere danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bizim desteklerimizle çalışmalar yürütülüyor. Meksika’da da yine vakıfın destekleyeceği bir merkez açılması gündemde. Çalışmalar sürüyor.’’ Konya / aa

SEMA

NEDİR?

“İşİtmek” anlamına gelen sema, terim olarak, mûsikî nağmelerin dinlerken vecde gelip hareket etmek, kendinden geçip dönmektir. Sema eden semazen her dönüşte Allah ismini okur, Allah’ı düşünür ve bu sayede Allah’ın sevgisini kazanmayı amaçlar. Mevlevî dervişlerinin giydikleri “siyah hırka” mezar toprağını, içine giydikleri beyaz tek parça uzun elbise olan “tennure” saflığı ve kefeni, başlarına taktıkları, yüksek ve tepesi düz keçe külâh olan “sikke” ise tevhidi ve mezar taşını ifade eder.

SEMA

ANLAŞILMAYA BAŞLANIYOR

Bayru, sadece bu ülkelerde değil birçok İslâm ülkesinde sema yapıldığını, yabancıların Mevlânâ ve sema konusunda çok ilgili olduğunu söyledi. UNESCO tarafından Dünyada Korunması Gereken Kültürel Miras listesine dahil edilen semanın Türkiye’de de anlaşılmaya başlandığını belirten Bayru, ‘’Türkiye’de gösteri gibi görülüyordu. Açılışlarda, yemeklerde, konserlerde sema gösterisi yer alıyordu. Artık semaya vatandaşlar sahip çıkmaya başladı. Tepkiler giderek artıyor. Semanın maneviyatı artık daha iyi anlaşılıyor. Türkiye bunu kavradı’’ dedi. Bayru, Kültür ve Turizm Bakanlığının sema programlarının uygun olmayan mekân ve şartlarda, kısaltılarak veya başkalaştırılarak icra edilmesinin önüne geçilebilmesi için yayımladığı genelgesinin de çok yerinde bir karar olduğunu sözlerine ekledi.

19.12.2008


 

Stres sağlıklı düşünmenin düşmanı

ABD’de yapılan bir araştırmada, stresli durumların yaşlı insanların sağlıklı düşünmelerini zorlaştırabildiği belirlendi.

Journal of Gerontology dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, Kuzey Carolina Üniversitesi’nden araştırmacılar, yaşlılarda, özellikle tansiyonları yüksek seyreden ileri yaştaki erkeklerde ani tansiyon yükselmesinin akıl ve idrak faaliyetinin azalmasıyla doğrudan bağlantılı olduğunu bildirdi. Dr. Jason Allaire, inceledikleri kasımlı (sistolik) yüksek tansiyonu ortalama 130 ve üzeri olan deneklerde, tansiyonun ani yükselmesiyle idrak faaliyetinde belirgin bir düşüş belirlediklerini belirterek, ortalama tansiyonları düşük ya da normal olanların tansiyonlarının ani yükselmesinde akıl faaliyetlerinde bir değişiklik görmediklerini kaydetti. Bulguların, mental stresin yüksek tansiyonun kısmen sorumlusu olabileceğini ve idrak faaliyetinin azalmasıyla bağlantılı olabileceğini gösterdiğini belirten Allaire, tansiyondaki normal dalgalanmaların da böyle bir rol oynadığını tahmin ettiklerini ifade etti. Ankara / aa

19.12.2008


 

MHP ‘ÖZÜR’E KARŞI

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘’Özür diliyorum’’ kampanyasıyla ilgili olarak, ‘’Kampanyayı başlatan kişilerden utandığımı söylemek istiyorum’’ dedi.

Bahçeli, Sheraton Otel’de yaptığı basınla sohbet toplantısında, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir süre önce başlatılan 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarına ilişkin ‘’Özür diliyorum’’ kampanyasına yönelik soru üzerine Bahçeli, iddiaların Türk devletini uzun süredir meşgul ettiğini söyledi. Bahçeli, Türk devletinin her zaman bu iddialara karşı duruş sergilediğini, ancak bütün bunlara rağmen Ermeni diasporasının özellikle ABD ve Fransa’da gayretlerini sürdürdüğünü belirtti. ‘’Sözde bazı aydınlarımız sözde Ermeni soykırımı iddialarına sanki bir cevap verilmesi gerekiyormuş gibi özür dileme kampanyası başlattılar’’ diyen Bahçeli, kampanyanın yersiz olduğunu ve vazgeçilmesi gerektiğini daha önce de söylediğini dile getirdi. Toplumun her kesiminde bu kampanyaya karşı millî ruh sergileme gibi bir davranış geliştiğini ifade eden Bahçeli, bunun ülke için sevindirici olduğunu söyledi. Bahçeli, ‘’Kampanyayı başlatan kişilerden, samimiyetle söylemek istiyorum, utandığımı söylemek istiyorum. Bu kampanyayı yapanlardan Türk milleti olarak utanmamız gerektiğini söylüyorum’’ diye konuştu. Bir soru üzerine, Bahçeli, MHP’nin belli bölgelerde aday çıkartmayacağı yönünde haberler yayımlandığına dikkati çekti. Bu haberlerde İstanbul ve Diyarbakır’dan söz edildiğini aktaran Bahçeli, ‘’İstanbul ve Diyarbakır’da MHP niye aday çıkartmasın? MHP’nin buralarda teşkilâtı, seçmeni yok mu?’’ dedi. Bahçeli, ‘’MHP, 2 bin 115 seçim çevresinde aday çıkartma kararlılığı içindedir’’ dedi. Ankara / aa

19.12.2008


 

DP, adaylarını yarın tanıtacak

DP, belediye başkan adaylarını yarın tanıtacak. Alınan bilgiye göre, DP’nin, 29 Mart 2009’da yapılacak seçimler için belirlediği belediye başkan adaylarının tanıtımı dolayısıyla yarın Ankara’da Plaza Otel’de tören düzenlenecek.

Genel Başkan Süleyman Soylu, tanıtım toplantısının ardından belediye başkan adayları ile bir araya gelecek. İstanbul / Yeni Asya

19.12.2008


 

“KIBRIS SORUNU ULUSALLAŞMIŞ”

KIBRIS meselesinde çözümsüzlüğün çözüm olmadığını belirten Öğer, Türkiye’nin hislerine kapılmadan, geçmişe saplanmadan ve aklını kullanarak çıkış yolu araması gerektiğini belirtti.

Öger, “Kıbrıs burada Türkiye karşıtları tarafından kullanılıyor. Türkiye’de belli bir kesim de Kıbrıs konusunu kullanıyor. Hiçbir hükümet bu konuda kesin adımlar atamıyor çünkü devamlı bir muhalefet oluşuyor. Kıbrıs, Türkiye’de ulusallamış bir konu. Çok zor.” diye konuştu. Avrupa Birliği’nin “Kıbrıs”ı tanı demediğini belirten Öger, “Limanların açılması gerekiyor çünkü Gümrük Birliği kapsamında bu limanların açılması gerekiyor. Bu limanlar 1970 sonlarına kadar açıktı. Türkiye gemilerini açmıştı. Bu politik bir konu haline geldi. Bu yerine getirilse dondurulmuş başlıklar açılır. Bu süreçte Kıbrıs’tan gelen vetolarda ortadan kalkabilir. Türkiye bir yol kesimine gelmiş durumda. Geleceğimiz için AB ile devam edecek miyiz yoksa 1970’den başlayan ve çözümsüz bir hale gelen Kıbrıs konusunda aynı argümanı ileri sürerek bu konuyu çözümsüz mü bırakacağız?” diye konuştu. Sorunun çözümsüz kalmasının Türkiye’nin lehine olmadığını vurgulayan Öger, sorunun çözümüde “hislerin” değil “aklın ön planda olması” gerektiğini belirtti. Öger, “Birşeyler verilecek birşeyler alınacak.” diye konuştu. Kıbrıs’ın “tamamen politize” olması sebebiyle hükümetin vereceği en küçük bir tavizi “vatan hainliği” olarak görenlerin ortaya çıktığını anlatan Öger, “Bu süreçte Kıbrıs sorunu başlı başına bir sorun olarak ortaya çıktı. Benim görüşüm çözümsüzlük çözüm değildir. Belli konulara neşter atıp konuyu çözmek gerekir.” dedi. Türkiye’nin dış politikadaki performansını iç politikada gösteremediğini dile getiren Öger, “Türkiye’nin dışişleri açısından süper notları var. Son 50 senede en başarılı bir dış politika uyguluyor ve bu raporlarda da geçiriliyor. Bugün Suriye ve İsrail arasına Türkiye arabulucu olarak giriyor. Avrupa liderleri şaşırdı buna. Kafkaslarda çözüm için gitti. İran’la gayet güzel ilişkiler içerisinde. Türkiye’ye kırık notlar iç politika açısından veriliyor. Dış politikada çok başarılı sınıf geçiyor iç politika açısından da ikmale kalmasa bile dikkat et diyorlar” ifadelerini kullandı. Strasbourg / cihan

19.12.2008


 

AKP, Antalya, Kayseri ve Konya’da aynen devam

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Antalya, Kayseri ve Konya’nın mevcut belediye başkanlarının, partisinden yeniden aday olacaklarını açıkladı. Erdoğan, Konya’da düzenlediği basın toplantısında, Antalya Belediye Başkanı Menderes Türel, Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki ve Konya Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in 29 Mart yerel seçimlerinde yeniden AKP’den belediye başkan adayı olduklarını bildirdi. Konya / aa

19.12.2008


 

Gazeteciye tahliye yok, ayakkabılar imha edildi

ABD Başkanı George Bush’a ayakkabılı saldırıda bulunduğu için tutuklanan Iraklı gazetecinin tahliye talebi reddedildi. Muntazar El Zeydi’nin dosyasına bakan yargıç Diya El Kenani, AFP muhabirine, “Gazetecinin avukatı aracılığıyla yaptığı kefaletle tahliye talebini, soruşturmanın selameti ve gazetecinin can güvenliği bakımından reddettik” dedi. Bu arada Zeydi’nin fırlattığı ayakkabıların tahlilleri yapıldıktan sonra imha edildiği bildirildi. Bağdat / aa

19.12.2008


 

Şimdiki çocuklar daha şişman

Günümüz çocuklarının 25 yıl öncesine oranla daha şişman olduğu, çocuklarda obezitenin 5 yaşa kadar oluştuğu belirtildi. İngiltere’de EarlyBird Diabetes’in 233 çocuk üzerinde yaptığı araştırmada, çocuklar doğumdan ergenliğe kadar olan dönemde takip edildiler. Pediatrics dergisinde yayımlanan araştırmada, araştırmaya katılan çocukların doğum kilolarının 25 yıl önceki çocuklarla aynı olduğu ancak ergenliğe kadar 1980’lerdeki çocuklara kıyasla çok daha fazla kilo aldıkları belirlendi. Araştırmada, bu fazla kiloların da 5 yaşa kadar toplandığı kaydedildi. Buna göre obez bir kız çocuğu okul çağına ulaşmadan önce aşırı kilolarının yüzde 90’ını, oğlan çocuğu da yüzde 70’ini almış bulunuyor. Araştırma başkanı Prof. Terry Wilkin, çocukların fazla kilolarını okul çağından önce toplamış olmalarının çocukluk obezitesinden okulun değil evin sorumlu olduğunu gösterdiğini belirtti. İstanbul / aa

19.12.2008


 

Mars’ın nemli iklimi var

Mars’a hayatın izlerini bulması için gönderilen ve kısa süre önce devre dışı kalan Phoenix uzay aracının topladığı toprak örneklerini analiz eden Amerikan Havacılık ve Uzay Kurumu (NASA), Kızıl Gezegen’in toprağının çok soğuk ve kuru olduğunu, ancak iklim döngüsü içinde nemli hale gelmiş olabileceğini açıkladı. NASA bilim adamları, Phoenix aracının, Mars atmosferi ile yüzey altı su-buz katmanı arasındaki toprak boyunca su buharı hareketi bulunduğu yönünde önceden yapılan tahminleri doğrulayacak deliller elde ettiğini belirterek, su buharının, Mars’ın ekseninin eğiminin şimdikinden fazla olduğu dönemde toprağı ıslatmış olabileceğinin altını çizdiler. İstanbul / aa

19.12.2008


 

Bağışıklık gece en üst seviyede

ABD’de yapılan bir araştırmada, bakterilere karşı vücut bağışıklık sisteminin geceleri en yüksek, gündüzleri ise en düşük seviyede olduğu tesbit edildi.

Stanford Üniversitesinden yapılan açıklamaya göre, vücudun 24 saatlik dinlenme ve faaliyet döngüsünü inceleyen araştırmacıların elde ettiği veriler, bağışıklık sisteminin geceleri daha güçlü olduğunu gösterdi. Araştırmacılar, vücudun bağışıklık sisteminin geceleri kuvvetli olduğu yönündeki bulguların, vücudun günlük döngüsündeki protein salgısının uyku sırasında özel bağışıklık tepkisi gibi canlandırıcı fonksiyonları düzenlediği teorisiyle örtüştüğünün altını çizdiler. Meyve sineklerini iki değişik patojen bakteriyle enfekte eden bilim adamları, geceleri enfekte olan sineklerin, gündüz bakteri bulaşanlardan daha fazla yaşama imkânı olduğunu belirledi. Ankara / aa

19.12.2008


 

Kâinatı karanlık enerji sarmış

AmerİkalI astronomlar, kâinattaki karanlık enerjinin varlığını doğrulayacak yeni bir yöntemle ilk kez bu maddenin etkilerini gözlemlediklerini açıkladılar.

Amerikan Havacılık ve Uzay Kurumu’ndan (NASA) yapılan açıklamada, Chandra X-ışını uzay teleskobunu kullanan astronomların, karanlık enerjinin, kâinattaki en büyük objeler olan galaksi kümelerinin büyümesini nasıl bastırdığını, çekim gücüne rağmen kâinatın genişleme sürecini gözlemledikleri belirtildi. Bu alanda önceki çalışmaları da değerlendiren bilim adamları, karanlık enerji ile ilgili şimdiye kadarki ve kâinatın kaderinin ne olacağına dair en iyi ip uçlarını elde ettiklerini kaydettiler. Çalışmalarının karanlık enerjinin kâinatta değişmez bir unsur olduğuna dair delilleri sağlamlaştırdığına işaret eden NASA bilim adamları, gözlemlerinin kâinatın yüzde 70 ve daha fazlasının karanlık veya siyah enerjiden oluştuğunu teyit ettiğini kaydettiler. Washington / aa

19.12.2008


 

Kola kemiğin baş düşmanı

Ercİyes Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, içerisinde kafein bulunan kolanın sodyum açısından da zengin olduğunu belirterek, bir miktar kafein ve aşırı miktarda sodyumun kemik kırılmalarına sebep olduğunu bildirdi.

Prof. Dr. İnanç, yaptığı açıklamada, sağlıklı bir hayatın güvenli besinlerle sürdürülebileceğini söyledi. Güvenli besinin öncelikle besleyici değerini kaybetmemiş olması gerektiğini ifade eden İnanç, şunları kaydetti: ‘’İçerisinde kafein bulunan kola, sodyum açısından da zengindir. Bir miktar kafein ve aşırı miktarda sodyum, kemik kırılmalarına sebep olur. Bir taraftan süt içirelim kemikleri koruyalım derken kola tüketimine göz yummak doğru değil. ‘Yasaklansın’ demeyi istiyorum ama yasaklar da doğru yere götürmüyor. Mümkün olduğu kadar tüketilmemesi gerekiyor. Sağlıklı beslenmede kolaya yer yok. Hele hele sporcuların kemikleri çok daha önemli. Kemiklerinizin kırılmasına razıysanız kola içebilirsiniz.’’ Karbonhidrat ve proteinlerin aynı anda tüketilmesinin zararlı olmadığını söyleyen İnanç, tabiî besinlerin içerisinde protein, karbonhidrat, vitamin ve minerallerin birlikte bulunduğunu belirtti. İnanç, bunların boşuna bir arada yaratılmadığını ifade ederek, ‘’Bunları böyle almak lâzım’’ dedi. Kayseri / aa

19.12.2008


 

Mevlânâ’ya ziyaretçi akını

MevlÂn Müzesi’ni Kurban Bayramı’nda 30 bin, 1 Aralıkta başlayan Mevlânâ’nın 735. Vuslat Yıl Dönümü Anma Etkinlikleri boyunca 56 bin yerli ve yabancı ziyaret etti. Türkiye’de en fazla ziyaret edilen müzeler arasında yer alan Mevlânâ Müzesi’nin, her dönem yerli ve yabancı turistin ilgi odağı olduğunu söyleyen Müze Müdürü Yusuf Benli, ‘’9 günlük bayram tatilinde Akdeniz’e tatile gidenler mutlaka müzeye uğrayıp geçtiler. Yabancıların da ilgisi yoğun oldu. 56 bin ziyaretçinin 6 binini yabancılar oluşturdu. En çok Japonlar ve İranlılar geldi’’ diye konuştu.

19.12.2008


 

“Mezar”da emeklilik!

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) ölen emeklilerin maaşını alan 80 bin kişiyi yakalaması büyük yankı uyandırırken, konuyla ilgili ayrıntılar netleşmeye başladı.

SGK Sosyal Sigortalar Genel Müdürü İbrahim Ulaş, en büyük suiistimali SSK’da tesbit ettiklerini açıkladı. 2003 yılından bu yana SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı hak sahiplerine yapılan geriye dönük incelemelerde 45 bin 290 SSK’lının vefat etmiş olmasına rağmen maaşlarının çekilmeye devam edildiğini açıkladı. Benzer şekilde Bağ-Kur’dan 21 bin 96, Emekli Sandığı’ndan da 13 bin 47 sigortalının hayatta olmamasına rağmen maaşlarının çekildiğini tesbit ettiklerini vurguladı.

Sosyal güvenlik sistemindeki söz konusu suistimal medyada geniş yankı bulmuştu. Olayla ilgili yazılı bir açıklama yapan İbrahim Ulaş, hem konunun doğruluğunu teyit etti hem de suistimalin ulaştığı noktaya yeniden dikkat çekti. SGK çatısı altında birleştirilen SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’ndan emekli maaşı alanların kimlik bilgilerinin 2003’ten itibaren güncellendiğini aktaran SGK’nın Sosyal Sigortalar Genel Müdürü, vatandaşlık numaralarıyla MERNİS kayıtlarının çapraz sorgulamalardan geçirilerek karşılaştırıldığını söyledi.

Yapılan incelemeler sonucunda yersiz ödemelerin ortaya çıkarıldığına işaret eden Ulaş, “SSK’da 45 bin 290, Bağ-Kur’da 21 bin 96 ve Emekli Sandığı’nda 13 bin 47 kişi olmak üzere toplan 79 bin 433 kişinin haksız gelir ve aylık aldığı tesbit edilerek, bu aylıkların kesilmesi suretiyle 480 milyon YTL tasarruf sağlanmıştır” dedi. Söz konusu çalışmaların millet ve devleti için çalışan özverili ekibin gayretleriyle yapıldığına işaret eden Ulaş, aynı ekibin e-bildirge, e-borcu yoktur, e-rehberlik, e-evrak uygulamalarıyla vatandaşların işlemlerini kolaylaştırıp hızlandırdığına vurgu yaptı.

19.12.2008


 

‘SGK’YI ELEŞTİRMEK ALIŞKANLIK HALİNE GELDİ’

SOSYAL Güvenlik Reformu’nun Ekim ayında yürürlüğe girmesiyle kaos ve karmaşa bekleyenlerin aksine başarıyla vatandaşa hizmet götürüldüğünü kaydeden Ulaş, SGK ve reformu eleştirenlere sert çıktı: “Reformun hayata geçirilmesiyle ilgili olarak 30.10.2008 tarihinde ‘1 Kasım’da 30 milyon vatandaşımız hastane kapılarında kalacak’ şeklinde yapılan haberin 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamındaki hükümlerle uzaktan yakından ilgili olmadığı halde bu yönde açıklama yapılmasının sebep ve gerekçesinin kamuoyuna açıklanmasının etik kuralların gereği olduğu unutulmamalıdır. Bu ve buna benzer kamuoyunu yanıltıcı haber, yorum ve manşetlerin alışkanlık haline getirildiği görülmektedir.” Kuruma bildirimi yapılan çocuk sigortalılarla ilgili denetimlerin sürdüğüne dikkat çeken Genel Müdür Ulaş, 20 bin 889 çocuk sigortalının bildirimlerinin iptal edildiğini söyledi. Ankara / cihan

19.12.2008


 

Anlaşma olmazsa, eczaneden ilâç dönemi bitiyor

SOSYAL Güvenlik Kurumu (SGK) ile Türk Eczacıları Birliği (TEB) arasında devam eden görüşmelerde, 2008 Yılı İlâç Alım Protokolü’nün kamu kurum iskontolarına yönelik maddeleriyle ilgili anlaşma sağlanamazsa, SGK kapsamındaki hastalar, 1 Şubattan sonra serbest eczanelerden ilâç alamayacak.

SGK ile TEB arasında 2008 Yılı İlâç Alım Protokolü’nün kamu kurum ıskontolarına yönelik maddelerinin uygulanmasına ilişkin görüşmeler devam ediyor. Bu görüşmelerden 31 Aralık tarihine kadar sonuç alınamaması halinde, SGK ile TEB üyesi serbest eczaneler arasındaki sözleşmeler feshedilecek ve SGK kapsamındaki hastalar, 1 Şubat 2009 tarihinden itibaren serbest eczanelerden ilâç alamayacak. TEB Genel Başkanı Erdoğan Çolak, 2005 yılından bu yana kamu tarafından yapılan ilâç alımlarında, ilâç firmaları tarafından uygulanan kamu kurum ıskontosunun, eczaneler üzerinden kamuya aktarıldığını anlattı. Ancak bu uygulamada, ilâç şirketlerince kamuya imalatçı satış fiyatı üzerinden iskonto yapılırken, devletin kamu kurum ıskontolarını eczanelerden perakende satış fiyatı üzerinden aldığını belirten Çolak, bunun eczacılar açısından bir kayıp oluşturduğunu dile getirdi. Çolak, 30 Haziran 2008 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Sağlık ve Maliye Bakanlıkları ile TEB arasında yapılan ortak protokol şartlarına göre, kamu kurum iskontosu eczacının üzerinden kaldırıldığını söyledi. Ankara / aa

19.12.2008


 

Erzurum eksi 30 derece

DOĞU Anadolu Bölgesi’nde etkili olan Sibirya soğukları hayatı etkilemeye devam ediyor. Bölgede en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında olmak üzere Erzurum’da 30, Ağrı’da 25, Kars’ta 20, Ardahan’da 18, Erzincan’da 14 ve Iğdır’da 10 derece olarak ölçüldü.

Şehir merkezlerinde yapılan son ölçümlere göre kar kalınlıkları ise Ağrı’da 14, Erzurum’da 11, Kars ve Ardahan’da ise 3 santimetre olarak olarak ölçüldü. Bölgede etkili olan soğuk hava nedeniyle Ardahan’daki Çıldır ve Aktaş gölleri ile Erzincan’daki Karasu Nehri’nin yüzeyinde buz tabakası oluştu. Öte yandan, Ardahan’ın Damal, Hanak ve Posof ilçelerinde etkili olan şiddetli rüzgarın enerji nakil hatlarına zarar vermesi sebebiyle 3 ilçeye 9 saat elektrik verilemedi. Aşırı soğuk hava sebebiyle yollarda oluşan yoğun sis ve buzlanma da ulaşımı olumsuz etkiliyor. Erzurum, Kars, Ardahan, Muş gibi illerde bazı sürücüler buzlanmanın olduğu yollarda araçlarıyla güçlükle seyredebildiler. Araçlarının deposu donan bazı vatandaşlar ise piknik tüpüyle ısıtarak araçlarını çalıştırabilmek için uğraş verdi. Meteoroloji yetkilileri, hafta boyunca bölgede havanın parçalı az bulutlu olacağını, rüzgarın ise değişik yönlerden hafif şiddette eseceğini belirttiler. Gelecek hafta başından itibaren bölgenin yağışlı hava kütlesinin etkisi altına gireceğini kaydeden yetkililer, 23 Aralıkta ise bölge genelinde kar yağışı beklendiğini söylediler. Erzurum/aa

19.12.2008


 

“Tarihi geçen şeye tekrar tarih verilmez”

ULAŞTIRMA Bakanı Binali Yıldırım, ‘’Hızlı tren projeleri ile ilgili tarih vermiyoruz. Tarihi geçen şeye tekrar tarih verilmez’’ dedi.

Bakan Yıldırım, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumunca Türk Dil Kurumu Konferans Salonu’nda düzenlenen ‘’Cumhuriyet Döneminde Demiryolları’’ konulu panele gelişinde gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Yıldırım, bir gazetecinin ‘’Sayın Başbakan bütçe görüşmeleri sırasında, hızlı tren projelerinin en kısa sürede bitirileceğini ifade etmişti. Proje ne durumda’’ sorusuna, ‘’Hızlı tren projeleri ile ilgili tarih vermiyoruz. Tarihi geçen şeye tekrar tarih verilmez. Bütün Avrupa’da da bu yeni teknoloji bitirilinceye kadar çeşitli aşamalardan geçiyor. Hesap edilmeyen şeyler oluyor’’ cevabını verdi.

Ankara-Sincan arasındaki hemzemin geçitlerin alta alınması gerektiğini belirten Bakan Yıldırım, çalışmaların bir kısmının tamamlandığını, bir kısmının ise tamamlanmasının beklendiğini söyledi. Atatürk Orman Çiftliği’ndeki geçit için idarî yargının engel olduğunu ve yürütmeyi durdurma kararı alındığını belirten Yıldırım, ‘’Orada bir tıkanma yaşıyoruz, bunu aştığımızda tamamen bitmiş olacak, yoksa diğer yönleri tamamlanmış durumda biraz daha bekleyeceğiz’’ dedi. Yıldırım, bilet fiyatlarının belirlenip belirlenmediğini sorulması üzerine, ‘’makul fiyat neyse onun olacağını, şu an o aşamaya gelinmediğini’’ kaydetti. Ankara / aa

19.12.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır