"Gerçekten" haber verir 01 Nisan 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Lahika

Hadis-i Şerif Meâli

İmanın en üstünü, nerede olursan ol, Allah’ın senin yanında bulunduğunu bilmendir.

Câmiü's-Sağîr, No: 721.

01.04.2009


En birinci vazife, Risâle-i Nur’la imana hizmet

[Çok ehemmiyetlidir.]

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Bugünlerde, gâyet sâdık ve dikkatli bir kardeşimizin ihtiyatsızlığından küçük bir tokat yemesi münasebetiyle, hem bu dört ay müddetçe, binler adam kadar alâkadar olduğum halde ahvâl-i âlemden, siyaset ve harpten kat’iyen bir haber almayıp ve istemeyip ve merak etmez bir tarzda bulunmamdan, Feyzi ve Emin gibi has kardeşlerimin hayretleri ve istifsarları sebebiyle bir hakikatten, çok defa beyan ettiğim gibi yine bir parça ondan bahsetmek lüzum oldu. Şöyle ki:

Hakâik-i imâniye, her şeyden evvel bu zamanda en birinci maksat olmak ve sâir şeyler ikinci, üçüncü, dördüncü derecede kalmak ve Risâle-i Nur’la onlara hizmet etmek en birinci vazife ve medâr-ı merak ve maksûd-u bizzat olmak lâzım iken, şimdiki hâl-i âlem hayat-ı dünyeviyeyi, hususan ha- yat-ı içtimâiyeyi ve bilhassa hayât-ı siyasîyeyi ve bilhassa medeniyetin sefâhet ve dalâletine ceza olarak gelen gadab-ı İlâhînin bir cilvesi olan Harb-i Umumînin tarafgirâne, damarları ve âsabları tehyîc edip bâtın-ı kalbe kadar, hattâ hakâik-i imaniyenin elmasları derecesine o zararlı, fâni arzuları yerleştirecek derecesinde bu meş’um asır öyle şırınga etmiş ve ediyor ve öyle aşılamış ve aşılıyor ki, Risâle-i Nur dâiresi haricinde bulunan ulemalar, belki de velîler o siyasî ve içtimaî hayatın rabıtaları sebebiyle, hakâik-i imaniyenin hükmünü ikinci, üçüncü derecede bırakıp, o cereyanların hükmüne tâbi olarak, hemfikri olan münafıkları sever. Kendine muhalif olan ehl-i hakikati, belki ehl-i velâyeti tenkit ve adâvet eder, hattâ hissiyat-ı diniyeyi o cereyanlara tâbi yaparlar.

İşte bu asrın bu acip tehlikesine karşı, Risâle-i Nur’un hizmet ve meşgalesi, şimdiki siyaseti ve cereyanlarını o derece nazarımdan ıskat etmiş ki, bu Harb-i Umumîyi bu dört ayda merak etmedim, sormadım.

Hem Risâle-i Nur’un has talebeleri, bâki elmaslar hükmünde olan hakâik-i imaniyenin vazifesi içinde iken zâlimlerin satranç oyunlarına bakmakla vazife-i kudsiyelerine fütur vermemek ve fikirlerini onlarla bulaştırmamak gerektir.

Cenâb-ı Hak, bize, nur ve nuranî vazifeyi vermiş, onlara da zulümlü zulümatlı oyunları vermiş. Onlar bizden istiğna edip yardım etmedikleri ve elimizdeki kudsî nurlara müşteri olmadıkları halde, biz onların karanlıklı oyunlarına vazifemizin zararına bakmaya tenezzül etmek hatâdır. Bize ve merakımıza, dairemiz içindeki ezvak-ı mâneviye ve envar-ı imâniye kâfi ve vâfidir.

Umum kardeşlerimize birer birer selâm ve bayramlarını tebrik ederiz.

Kastamonu Lâhikası, s. 84, (yeni tanzim, s.156)

Lügatçe:

ahvâl-i âlem: Âlemin halleri, dünyanın durumu.

istifsar: Sorup anlama.

hakâik-i imâniye: İman hakikatleri.

medâr-ı merak: Meraka sebep olan.

maksûd-u bizzat: Asıl maksatlar, esas kasdedilen.

hâl-i âlem: Şimdiki hâl ve yaşama şekli.

hayat-ı dünyevîye: Dünya hayatı.

hayat-ı içtimâîye: Sosyal hayat.

sefâhet: Zevk, eğlence ve yasak şeylere düşkünlük.

âsab: Sinir, sinirler ve damarlar.

tehyîc: Coşturma, ayağa kaldırma, heyecanlandırma.

bâtın-ı kalb: Kalbin içi, mânevî tarafı.

meş’um: Kötü. Uğursuz.

ehl-i velâyet: Evliyâlar, velîlik makamında olanlar.

adâvet: Düşmanlık.

vazife-i kudsiye: Mukaddes vazife. Kusursuz ve kıymetli vazife.

fütur: Usanç. Zaaf. Keder, gam. Gevşeklik.

istiğna: Allah’tan başka kimsenin minneti altına girmemek, gönül tokluğu.

ezvak-ı mâneviye: Mânevî zevkler.

envar-ı imâniye: Îmân nurları, aydınlığı.

01.04.2009


Filipinler’de, Risâle-i Nur hizmetlerinden bir demet

Çorum’dan esnaf, öğretmen ve mühendis yedi arkadaş, Merzifon ve Ankara’dan katılan arkadaşların da iştirakiyle (Şubat 2009 ayı başında) Allah’ın avn ve inayeti ile Filipinler’e hizmet ziyareti için yola çıktık.

Bu bir gezi değil, Nur hizmetinde akd-i uhuvvet etmek, tesellî vermek, teselli almak, Risâle-i Nur hizmetinin mû’cizâne tesirini müşahede etmek ve daha önce Müslüman olduğu halde İslâm âleminden uzak kalmış, yüzde 90’ı Hıristiyanlaşmış bir millete gecikmiş bir vazifeyi ifâ etmek sadedinde bir ziyaret idi.

Bu meâlde, oraya giderken Filipinler’deki kardeşlerimizin arzularıyla İstanbul’dan İngilizce risâleleri de beraberimizde götürdük. Bu risâlelerin şefaatiyle olduğuna inandığımız büyük bir sühûletle varış seyahatimizi tamamlayıp başşehir Manila’ya indik. Tekrar 1,5 saatlik bir uçuşla akşam üstü Filipinler’in güneyindeki Zamboanga şehrine vardık ve otelimize yerleştik.

Zamboanga’ya vardığımızda; o ekvatoral sıcaklık, 6 saatlik zaman dilim farkı, muhteşem yeşillik ve hemen göze çarpan dehşetli fakirlik, başka bir dünyaya geldiğimizi her cihetle hissettiriyordu.

Zamboanga Nur Talebelerinin hâletindeki ciddiyet, samimiyet ve hizmet şuuru herkesin dikkatini çekti. Sanki yıllarca medrese eğitimi almış gibi bir şuurla hizmetleri anlatmaları bizi mesrur etti. Bununla beraber Türkiye’den geldiğimiz için bizlere Nur’un mühim ehl-i hizmet talebeleri nazariyle muâmeleleri, doğrusu hepimizi mahcup etti.

Buradan bir hanım Nur Talebesi; “Nurina bacı”, hiç Türk Nur Talebesinin olmadığı bölgesinde, çok zor şartlar altında, durmadan dinlenmeden, köy köy dolaşarak, zamanla teşkil olan cemaatlere Nur dersleri yapıyor. Zamboanga merkezinde onun alâkadar olduğu iki dersane var. Katıldığımız ilk sohbet, bu şehirdeki ilk İngilizce sohbet oldu. Çevreden gelen 20 kadar genç talebenin iştiyakla dinlediği feyiz dolu sohbet sonrası tanışma oldu. Bizler, ihtida etmiş pür şevk Nur Talebeleriyle tanışmanın lezzetini ilk defa burada tadıyorduk. Sabah namazından sonra Basilan Adasına doğru yola çıktık. Adaya vardığımızda bizi küçük bir sürpriz bekliyordu. İskelede onlarca kalabalık ve küçük iki çocuğun tuttuğu pankartta da ‘’Tesanüd ve birliktelik ziyaretiniz için Türkiye’den gelen Nur Talebeleri ve kardeşlerimiz, hoşgeldiniz” yazılı idi.

Bu ada, Filipinlerin en fakir halkının yaşadığı yerlerden biri. Vali yardımcısı Jubayra Said’in vakfettiği dershaneye gittik. Yaklaşık 30 saatlik bir seyahat sonunda, ücra bir adada “Medresetü’z-Zehra” levhalı müstakil bir yer görmenin lezzetini tahmin edersiniz. Jubeyra Said, Nurlarla tanıştığı ilk ay Arapça ve İngilizce Külliyatın tamamını satın almış. Dersanenin odalarına risâleden isimler vermişler: The Flashes (Lem’alar), The Letters (Mektubat), Bediüzzaman... Burada 9-21 yaş arası 12 talebe kalıyor. Hafta sonları, Risâle-i Nur bahisleriyle verilen “Terbiyetü’l-Kur’ân” dersine katılanların sayısı ise 200 ilâ 250 arası. Basilan’da yapılan Arapça sohbetin yerel lisâna tercümesini Basilan Müftüsü Osman Hoca yaptı. Bu adada 21 tane Arapça eğitim veren medrese var. Müftü, bunların hepsindeki müderrislerle beraber de ayrıca Arapça Risâle-i Nur dersleri yapıyor.

Filipinler’de bir yıllık seminer ve konferans programları hazır. Konular, yerler ve görevliler şimdiden belli. Program ve planlamanın büyük bir kısmını Filipinli yerli Nur Talebeleri yapıyorlar.

Akşam Zamboanga’ya dönünce dersanede Muhammed Rıza’dan Filipinler hizmetinin seyrini ibret ve hayretle dinledik. Kardeşlerimizin nice zor şartlar altındaki hizmetlerini gözlerimiz yaşararak dinledik. “Maddî mânevî bütün sarayların arkasında büyük bir fedakârlık ve gayret saklıdır” hakikatini tekrar müşahede ettik. Elhamdülillah, meşakkatlerin elemleri gitmiş, lezzetleri kalmış. O günlerde birer çekirdek hükmünde olan birçok mühtedi, bugün filizlenip birer ağaç olmuş, herbiri hizmetin mühim bir rüknü hâline gelmişler. Filipinler’de müşahede ettiğimiz sebat ve gayretin aynı minvalde, diğer ülkelerde de görülmesi ayrı bir ümit ve iftihar vesilesi oldu. Nihayetsiz hamdettiğimiz bir husus da, bütün bu ülkelerde iman ve Kur’ân dâvâsıyla dertlenen bu kardeşlerin memleketimizde yetişip oralara gitmiş olması. Buralarda kuvvetli misyonerlik faaliyetleri var. Tayvan, Vietnam, Kamboçya, Laos, Myanmar, Burma, Yeni Zelanda... ve daha adını sayamadığımız birçok ülke var ve fedakâr Nur Talebelerini bekliyorlar. Cenâb-ı Hak, iman ve Kur’ân hizmetinin bayraktarlığı vazifesinde memleketimizi daim etsin. Âmin.

Daha sonra Marawi’ye ulaştık. Burası Filipinler’de yüzde 99’u Müslüman olan ve içerisinde hiç kilise bulunmayan tek İslâm şehri. Akşam yemeğinden sonra, dersanede kalan yine çoğu mühtedi kardeşle tanıştık. Daha 20 gün önce Müslüman olup şimdi dersanede kalan Abdullah Muharrem kardeşin heyecanı ve sürûru herkesi mesrur etmeye yetti.

Cuma namazını Baloi’de kıldık. Burası küçük bir yerleşim merkezi. Caminin yanındaki evde, kocaman bir levha asılı. Levhada “Bediüzzaman Said Nursî Okuma Merkezi” yazıyor. Geçtiğimiz Kadir Gecesinde vefat eden Sultan Abdülkadir burayı vakfetmiş. Yine burada tarihinde ilk defa bir yabancıya, Muhammed Rıza kardeşe “sultanlık” ünvanının verildiğini öğrendik. “Müslüman Hanımlar Birliği”nin başkanı ile de tanıştık. 700 Müslüman hanım üyesi olan bu birliğin büyük toplantılarına dersaneden de iştirak edilip dersler yapılıyor. Daha sonra Mindanao YÖK başkanı Norman Şerif’i evinde ziyaret ettik. Kendisine 64 üniversite bağlı. Evlerinin bir katını Risâle-i Nur Enstitüsü’ne vermişler. Buralarda her yaş grubuna Risâle-i Nur ve Kur’ân tedrisatı yapılıyor. Enstitü vesilesiyle de maksadları Risâle-i Nur’u öğretebilecek muallim yetiştirmek. Şu anda takip ettikleri mühim bir hedefleri de, Risâle-i Nur’un eğitim sistemine entegrasyonu. Türkiye’den Risâle-i Nur’un ders kitabı haline getirilmesini taleb etmişlerdi. Şimdi gelen kitapların tashihâtı ile meşguller. Heyecanla bir an önce kitap hazırlıklarının bitirilmesi gerektiğini ifade buyurdular. Filipinler’de ilk tanışılan ve şimdi de hizmette mühim yer alan Filipinli Nur Talebeleri’nin çoğunun isminde “Nur” bulunması da kaderin ayrı bir cilvesi olsa gerek: Nurina, Nurkisa, Norman Şerif, Nuralin Şerif, Jübeyra Said….

Filipinler’den dönüş vakti gelmişti. Daha uğrayamadığımız hizmet mahalleri ve göremediğimiz hizmetle alâkadar diğer ağabey ve kardeşleri bir dahaki ziyarete teşvik vesilesi olarak bırakıp ayrıldık.

Bir grup Çorum Nur Talebesi

01.04.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis