02 Ağustos 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Haberler

 

BEN ORADAYKEN OPERASYONU YAPTIRMADIM

“Göreve geldiğimde kısa süre içinde Bayrampaşa Cezaevinde sükûneti sağladım. Operasyon için hazırlanmış olan planlar uygulanamadı. Bir hafta sonra operasyon yapmak için cezaevine geldiler ve ben izin vermedim. ‘Cezaevine sokmam’ dedim, sokmadım. ‘Bunu yapabilmek için ya beni burada öldürürsünüz ya da yetkimi kaldırırsınız’ dedim. Operasyon yapılamadı.”

İÇERİDE HEM ARAMA YAPTIM, HEM İFADE

ALDIM

“ ‘Cezaevinde arama yapamıyoruz’ diyorlardı. Biz kameralarla arama yaptık. Sabancı suikastıyla ilgili soruşturma yapılamıyordu. ‘Ercan Kartal içeride. Cezaevine giremiyoruz’ bahanesiyle soruşturma yapılmıyordu. Ben görüştüm tutukluyla, ifadeye götürdüm, bomba gibi patladı, bu da Sabancı suikastının çözülmesini istemeyen derin gücü rahatsız etti.”

AYNI DERİN GÜÇ YAPTI

“32 kişinin hayatını kaybettiği Hayata Dönüş operasyonlarının zemini, görevden alınmamdan sonra aynı derin güç tarafından organize edildi. Operasyonun şartları hazırlandı. Ergin kardeşler ve Alaaddin Çakıcı Kartal Cezaevine konularak birbirine kırdırmak istendi. Bayrampaşa’da 4-5 kişi idarenin koridorlarında öldürüldü. Diğer cezaevlerinde benzer olaylar yaşandı.”

ÖZDEMİR GİBİ ÖZ'Ü DE BİTİRMEK İSTİYORLAR

“Operasyonların yapılma şartlarını o derin güç organize etti. Ergenekon bu derin gücün devamıdır. Ertosun, beni görevden almak için başlatılan soruşturmayı yaparken adeta terör estirdi. Lehime ifade verecek olanları yıldırdı. İstediği kişiden istediği modda ifadeler aldı. O zaman Necati Özdemir’i bitirmek isteyen derin güç, bu gün de Zekeriya Öz’ü bitirmek istiyor.”

HAKİM, YARGILANAN KİŞİYLE GÖRÜŞEMEZ

“Bir HSYK üyesi, rastgele işler yapamaz, rastgele yaşayamaz. rastgele ilişki kuramaz. Gerektiğinde babası ile dahi konuşamaz. Artık bu insanlar kendileri olmaktan çıkmıştır. Başka birşeyi temsil ediyorlar. Hepimizin vefa duyguları var. Vefa başka birşey, görev başka birşey. Bir hâkim, savcı yargılaması devam eden birisiyle görüşürse meslekten çıkarılır.”

SAVCI Necati Özdemir, HSYK Üyesi Ali Suat Ertosun’un düzenlediği basın toplantısında “Hayata Dönüş operasyonları o dönemde daha fazla kan akmasını engelledi” sözlerini yorumladı. Göreve geldiğinde yaptığı çalışmalarla kısa süre içinde Bayrampaşa Cezaevi’nde sükûneti sağladığına anlatan Özdemir, “Benim Bayrampaşa’da göreve gelmemle birlikte birçok şey tersine döndü. Kum saati tersine döndü. Hazırlanmış olan planlar uygulanamadı. 1 hafta sonra aynı kararlılıkla operasyonu yapmak için cezaevine geldiler ve ben izin vermedim. Gece saat 3-4’e kadar her anlamda birçok yetkili ile birlikteydik. Operasyon yapılamadı” şeklinde konuştu.

“OPERASYONUN ŞARTLARI ADIM ADIM HAZIRLANDI”

Mahkûmlarla kurduğu diyalogdan ve cezaevlerine operasyon şartlarını ortadan kaldırılmasından sistemin içinde bulunan karanlık güçlerin büyük rahatsızlık duyduğunu belirten Özdemir, “İnsanların serbest yaşamlarında özgür bir şekilde yaşamazken, orada burada öldürülürken, devletin ‘giremiyoruz’ dediği yerde, her türlü kötülüğün kaynağı olarak gösterilen yerde güzel şeyler oldu. ‘Biz cezaevinde arama yapamıyoruz’ diyorlardı. Biz kameralarla arama yaptık. Sabancı suikastıyla ilgili soruşturma yapılamıyordu. 2 sanık yurt dışında. ‘Ercan Kartal içeride. Cezaevine giremiyoruz’ bahanesiyle soruşturma yapılmıyordu. Ben görüştüm tutukluyla, ifadeye götürdüm, bomba gibi patladı, bu da rahatsızlık uyandırdı. Sabancı suikastının çözülmesini istemeyenler aynı derin güç nezdinde rahatsızlık oluşturdu.“

Operasyon sürecinin ise adım adım hazırlandığına dikkat çeken Özdemir, “Benim görevden ayrılmamın hemen ardından operasyon yapamazlardı. Bunu kamuoyuna anlatamazlardı. Şartlarının hazırlanması gerekiyordu. Bir şekilde bu şartlar hazırlandı. Ergin kardeşler ve Alaaddin Çakıcı Kartal Cezaevi’ne konuldu. Orada birbirine kırdırmak istendi. Bayrampaşa Cezaevi’nde 4-5 kişi idarenin koridorlarında öldürüldü. Diğer cezaevlerinde benzer olaylar yaşandı. Adım adım operasyona hazırlık süreci başladı. F tiplerinin yapılması önemli bir argüman olarak toplumun karşısına konuldu. Bunlarla kamuoyuna hazırlandı ve arkasından bu operasyonun düğmesine basıldı” ifadelerini kullandı.

Ergenekon’un o dönemdeki derin gücün devamı olduğuna işaret eden Özdemir, “Operasyonların yapılma şartlarını o derin güç organize etti. Bu gün için tabiî ki bunların bir kısmı tasfiye olmuştur. Ergenekon soruşturması kapsamında da bir sürü eyler gördük. Ergenekon bu derin gücün devamıdır. “

“O GÜN NECATİ ÖZDEMİR’İ BİTİREN DERİN GÜÇ BU GÜN ZEKERİYA ÖZ’Ü BİTİRMEK İSTİYOR”

Cezaevinden ayrıldıktan sonra mahkûmlarla veda konuşması yaptığını belirten Özdemir, bu konuşmada ifade ettiği sözlerin çarpıtılarak basına yansıtıldığını belirtti. Özdemir, tüm ısrarlarına rağmen Ertosun’un konuşmasının ses kayıtlarını incelemeden gazetelerin küpürlerine göre dosya hazırladığını savundu. Ali Suat Ertosun’un o dönemde görevden ihracını isteyen güçler tarafından seçilmiş birisi olduğunu iddia eden Özdemir, Ertosun’un soruşturmada delilleri karartarak suç işlediğini öne sürdü. Soruşturmalar sırasında Ertosun’un cezaevinde adeta ‘terör’ estirdiğini öne süren Özdemir, “Delilleri karartarak, suç işledi. Gazetelerden ve basın kuruluşlardan ses ve görüntü dökümlerini getirmedi. İhracım için dosya hazırladı, cezaevinde tam anlamıyla bir terör estirdi. Benim lehime ifade verecek ne kadar namuslu çocuk varsa hepsini yıldırdı. Takdirname verdiğim veya teklifi bakanlıkta bulunan herkesi cezalandırdı. İstediği kişiden istediği modda ifadeler aldı. Necati Özdemir’i bitirmek isteyen derin güç, bu gün de Zekeriya Öz’ü bitirmek istiyor.” ifadelerini kullandı. “Ertosun’un seçilmiş birisi olduğunu düşünüyorum” diyen Özdemir, “Eğer seçilmiş biri olmasaydı Necati Özdemir’e takdirname verirdi. Beni soruşturmaya alan kurul üyeleri daha sonra Neşter operasyonu kapsamında soruşturma geçirdiler. Meslekten istifa etmek zorunda kaldılar” şeklinde konuştu.

“ERTOSUN İSTİFA ETMELİDİR”

HSYK üyesi Ali Suat Ertosun’un Ergenekon sanığı Ergin Aydın’la görüştüğü fotoğraflarla ilgili ‘Aile yakınım’ açıklamasını değerlendiren Özdemir şunları söyledi: “Onu da çok sıradanlaştırıyor. Bir HSYK üyesi bir bakan rastgele işler yapamaz, rastgele yaşayamaz, rastgele ilişki kuramaz. Gerektiğinde babası ile bile konuşamaz. Bunlara dikkat etmek durumundadır. Artık bu insanlar kendileri olmaktan çıkmıştır. Başka bir şeyi temsil ediyorlar. Hepimizin vefa duyguları var, borçları var. Vefa başka bir şey, görev başka bir şey. Bir hâkim, savcı yargılaması devam eden birisiyle görüşürse meslekten çıkarılır. Sayın Ertosun da o mesleğin vakarını, görev yaptığı kurulun vakarını düşünerek yapacağı en iyi şey istifa etmek ve savcıların korkulu rüyası olmaktan çıkmalıdır.”

“BİZ ASKERİZ. ÖLMEK ÖLDÜRMEK İÇİN VARIZ, GEREKİRSE 10 MİLYON İNSAN ÖLÜR”

Bayrampaşa Cezaevi’nde yatan PKK terör örgütü üyelerinin ve dışarıdan kendisiyle temas kuran üst düzey PKK’lıların ‘Biz silâh bırakmak istiyoruz. Bu iş artık halk savaşına doğru gidiyor. Bunun da ne Kürt halkına, ne Türk halkına ne de bu devlete bir yararı olur. Herkes zarar görür. Bu işi ancak sen çözersin” diyerek kendisinden istekte bulunduğunu söyleyen Özdemir, konuyu görüşmek için dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’yı aradığını, yut dışına gideceği için kendisini Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’e yönlendirdiğini söyledi.

Çevik Bir ile Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı Çetin Sanver’in de beraberlerinde yer aldığı bir görüşme yaptıklarını söyleyen Özdemir, PKK’nın silâh bırakma teklifini Çevik Bir’e ilettiğini belirtti. Özdemir, “Şart olarak şu söylendi; Eğer bunda samimiyseler çıksınlar, ‘Biz özür diliyoruz, pişman olduk. Askerden özür diliyoruz, Genelkurmay’dan özür diliyoruz. Türklerden özür diliyoruz. Bu savaşı pişman olarak bırakıyoruz. desinler’ dedi. Ben de ‘Hasan Sabbah’tan bu yana bunu söyleyerek silâh bırakan bir örgüt var mı dünyada?’ dedim. ‘Hayır’, ‘Peki bunlar bunu der mi?’, ‘demezler’, ‘Peki niye istiyoruz böyle bir şeyi?” sözlerini kullandı. Yaklaşık 2,5 saat süren görüşmede bunun tarihî bir fırsat olduğu konusunda ısrar ettiğini aktaran Özdemir, “O arada şunu söyledim; ‘Peki bu savaş gerilla savaşından sokağa dönerse -1997 yılında konuşuyoruz- halk savaşına dönerse ne kadar sürer bu halde?’ ‘20 yıl sürer’ dediler. ‘Peki kaç milyon insan ölür?’, ‘10 milyon ölebilir’ dediler ve ben ayağa kalktım büyük tepki gösterdim. ‘Kim ölüyor paşam, nasıl ölüyor! Kimin halkı ölüyor’ Sakin olarak şunu söylediler; ‘Savcı bey kızma, biz askeriz, ölmek ve öldürmek için yetiştik. Bu bizim mesleğimiz. Biz işin siyasetinde ve ölü sayısında olmayız.’ cevabını verdi.” diye konuştu.

Genelkurmay’ın aynı yıllarda 28 Şubat sürecini organize etmekle uğraştığı için Kürt sorunu ile ilgilenmediğini ileri süren Özdemir, “O günlerde işleri vardı. 28 Şubat’la uğraşıyorlardı. Daha önemli işler vardı. Türk insanını yeniden yapılandırma modelleri, insanların üniversitelere girememesiyle ilgili hazırlıklar, başı örtülü olarak üniversitelere hiç girilememesiyle ilgili hazırlıklar, karanlık örgütler kurarak insanları öldürülmesi ile ilgili, Susurluk’la meşguldü, kimi kurtaralım kim yatsın hesapları vardı.” iddiasında bulundu.

Özdemir, “Konuyu neden siyasi iktidara götürmediniz?” sorusuna ise şu cevabı verdi: “Adalet Bakanı Şevket Kazan Bey’le görüşme talebim oldu. Ancak tayin için geldiğimi zannederek görüşmeyi kabul etmedi. Ayrıca o gün bunu çözmeye muktedir bir siyasî iktidar yoktu. Kendi varlığını ortadan kaldıracak deklarasyonu hükümete yazdırdılar MGK’da sonuç olarak.” İstanbul / cihan

02.08.2009


 

1. Ergenekon dâvâsına devam

27’si tutuklu 86 sanıklı birinci Ergenekon dâvâsının görülmesine, 52 günlük aranın ardından 3 Ağustos Pazartesi günü 102. duruşmayla devam edilecek. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon dâvâsının ilk duruşmasını 20 Ekim 2008 tarihinde gerçekleştirdi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon davasının ilk duruşmasını 20 Ekim 2008 tarihinde gerçekleştirdi. Mahkeme, yaklaşık 7,5 ayda yapılan 101 duruşmada, iddianamedeki sıralamaya göre önce tutuklu sanıkların savunmalarını aldı. Yargılama sürecinde en uzun savunmayı 12 duruşma boyunca yaklaşık 60 saatte avukat Kemal Kerinçsiz yaptı. Tutuklu sanıklarla birlikte ifadeleri alınan Ali Yiğit ve Semih Tufan Gülaltay dışındaki tutuksuz sanıklardan aralarında Sedat Peker ve Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun da bulunduğu 33’ünün savunması ise davanın 94. duruşmasında tamamlandı. Prof. Dr. Alemdaroğlu’nun ardından avukatı Metin Çetinbaş’ın yazılı olarak hazırladığı savunmasını okuması 101’inci duruşmaya kadar devam etti. Duruşmaların yeniden başlaması ve avukat Çetinbaş’ın savunmasını tamamlamasının ardından davanın tutuksuz sanıkları İlhan Selçuk, Ferit İlsever ve avukat Fuat Turgut ile haklarında yakalama kararı bulunan 2 sanığın yakalanmaları halinde ifadelerinin alınmasına geçilecek.

Mahkeme heyeti, Ergenekon’ davasında ilk tahliye kararını, 15. celsenin yapıldığı 18 Kasım 2008 tarihinde verdi. Mahkeme heyeti, bu tarihte Mahmut Öztürk’ün serbest bırakılmasını kararlaştırdı. Tutuklu sanıklardan Gazi Güder 25. celsede, Muammer Karabulut, Vedat Yenerer ve Orhan Tunç 41. celsede, Sami Hoştan, Serhan Bolluk ve Abdulmuttalip Tonçer 53. celsede, Vatan Bölükbaşoğlu ve Hüseyin Gazi Oğuz 65. celsede, Bekir Öztürk, Abdullah Arapoğulları, Rasim Görüm, Oğuz Alparslan Abdülkadir ve Halil Behiç Gürcihan ise 83. celsede tahliye edildi. Mahkeme heyeti, 101. duruşmada da Mete Yalazangil, Mehmet Adnan Akfırat, Ali Kutlu ve Murat Çağlar’ın tahliyelerini kararlaştırarak, tutuklu 46 sanıktan 19’unu serbest bırakmış oldu. Mahkeme heyeti, en son 12 Haziran 2009 tarihinde gördüğü davanın duruşmasını, heyetin yıllık izne ayrılması, ikinci Ergenekon dava dosyasının incelenecek olması nedeniyle 3 Ağustos Pazartesi günü saat 09.30’a bıraktı. İstanbul / aa

DANIŞTAY’A

SALDIRI DÂVÂSI

İLE BİRLEŞİYOR

Ergenekon davası ile Danıştay üyelerine saldırı davasına ilişkin birleştirilmesi kararı da pazartesi günü yapılacak duruşmada açıklanması bekleniyor. Mahkeme heyeti, bu kapsamda Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılan saldırılara ilişkin davanın tutuklu sanıkları Alparslan Arslan, Erhan Timuroğlu, Süleyman Esen, Osman Yıldırım, İsmail Sağır ve Tekin Irşi ile tutuksuz sanıklar Aykut Metin Şükre ile Salih Kurter’e duruşmaya katılmaları için davetiye gönderdi. Mahkeme heyetinin, Pazartesi günkü duruşmada önce birleştirme kararını açıklaması, ardından da Danıştay üyelerine saldırı davasının sanıklarının duruşma salonundaki yerlerini alması bekleniyor.

02.08.2009


 

Yine trafik faciası

Tokat’ın Reşadiye ilçesi yakınlarında Kelkit Çayına uçan otomobilde 1’i çocuk 5 kişi öldü. Sivil Savunma ekiplerince yapılan aramalarda çalılıklara takılmış bir kadın cesedi bulundu. Dereye uçan otomobilde, İstanbul’dan Gümüşhane’nin Şiran ilçesindeki düğüne giden bir ailenin olduğu ifade edildi.

TOKAT’IN Reşadiye İlçesi yakınlarında Kelkit Çayı’na uçan otomobilde 1’i çocuk 5 kişinin öldüğü bildirildi. D100 Karayolu’ndaki kamyon şoförleri Reşadiye İlçesi’ne 10 kilometre uzaklıkta dün akşam yoldan çaya doğru inen fren izleri görünce bir aracın çaya uçmuş olabileceğini bildirdi. Sivil Savunma ekiplerince yapılan aramalarda 500 metre uzaklıkta çalılıklara takılmış 1 kadın cesedi bulundu. Havanın kararması sebebiyle ara verilen aramalar dün sabah hızlandırıldı. Bulunan cesetle ilgili yapılan araştırmalar ve gelen ihbarlar dogrultusunda İstanbul’dan Gümüşhane’nin Şiran İlçesi’ndeki düğüne giden 35 yaşındaki Fikri Tosun, eşi 35 yaşındaki Gönül Tosun, çocukları 4 yaşındaki Müjdat Tosun ile 33 yaşındaki Yusuf Tosun ve 30 yaşındaki Ersoy Tosun’un içinde olduğu otomobilin sulara gömüldüğü belirlendi. Su üzerinde bulunan cesedin ise Gönül Tosun’a ait olduğu belirlendi. Araçtaki diğer kişilerin de öldüğü tahmin ediliyor. Tokat / cihan

02.08.2009


 

Karadeniz’de afetin sebebi bilinçsizlik

KAÇED Başkanı Yaşar Yeğen, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin en fazla yağış alan bölgesinin Doğu Karadeniz olduğunu, 1928 yılından bu yana 25 tabiî afetin meydana geldiği yörede, çoğu sel ve heyelanlardan oluşan afetlerde 200’ün üzerinde kişinin vefat ettiğini belirtti.

Doğu Karadeniz’de yaşanan sel ve heyelanların başlıca sebepleri arasında yolların ve dere yatakları içerisinde yapılan evlerin geldiğini ifade eden Yeğen, şöyle devam etti: ‘’Sel ve heyelan bölgesinde yapmış olduğumuz arazi çalışmaları, gözlemlenen jeomorfolojik çevresel değişimlerin iki temel sebeple meydana geldiğine dikkati çekmiştir. Bunlardan biri vadi yataklarına yapılan birincil ve ikincil konutlar, diğeri ise bu konutlara, iş yerlerine, bahçelere hizmet etmek amacıyla bilinçsizce açılan yollar ve yol çalışmalarıdır.’’

Gelişigüzel açılan yolların akarsu yatağı içerisinde malzeme birikimlerine sebep olduğunu ifade eden Yeğen, bu durumun da dere yataklarındaki evleri daha büyük risk altına soktuğunu vurguladı. Yeğen, mühendislik çalışmalarından uzak bilinçsiz yol çalışmaları ile dere yataklarında yapılan kontrolsüz evlerin, afetin bilânçosunu arttırdığını savunarak, şunları kaydetti:

‘’Bölge, bol yağış alması sebebiyle heyelan ve benzeri kütle hareketlerine son derece müsait. Burada tabiata yapılacak en küçük müdahale, çok büyük sonuçlar doğurabilmektedir. Son yıllarda artan yol yapım çalışmaları ve buna bağlı ağaçlı sahanın azalması, yoldan çıkan molozların gelişigüzel araziye dökülmesi yamaç dengesinin bozulmasına yol açmıştır. Bu olumsuz etki sadece tabiî ortam şartları üzerinde sınırlı kalmayarak, aynı zamanda da bu sahada yaşayan insanlar üzerinde de can ve mal kayıplarına sebep olmaktadır.’’

KAÇED Başkanı Yeğen, tabiatta meydana getirilen bu gelişim ve değişimin çoğu kez geri kazanılması mümkün olmayan maddî ve manevî sonuçlar doğurduğunu belirtti. Trabzon / aa

02.08.2009


 

MEHTER KANADA’YI COŞTURDU

KANADA tarihinde ilk defa Mehter, Toronto’nun Queen’s Parkı’ndaki Ontario Eyalet Meclisi’nin önünde ve içinde gösteri yaptı.

Çok sayıda Kanadalı ve Türk toplumu üyeleri Mehterle birlikte coştu. Kanada medyasının yoğun ilgi gösterdiği Mehter gösterisi, uzun yıllardır bu anı bekleyen Türk Kanadalıların duygulanmasına sebep oldu. Milletvekilleri ve halkın alkış tufanı karşısında Mehter, gösterisini tekrarladı. Toronto Türk Festivali’nin altın sponsoru olan Fatih Belediyesi Başkanı Mustafa Demir’in eşlik ettiği 20 kişilik Mehter Takımı ana gösterisini Toronto Türk Festivali’nde yapıyor. Toronto’nun Queen Caddesi’nden Dundas’a kadar giden ve dünyanın en uzun caddesi olan Yonge’da yürüyen Mehter’in şovu sebebiyle Toronto’nun en işlek caddesi yarım saatliğine trafiğe kapatıldı. Toronto’da iki gün boyunca dört defa sahne alacak Mehter, daha sonra başşehir Ottawa ve Quebec eyaletinin en büyük şehri Montreal’de de birer gösteri sunacak. Toronto / cihan

02.08.2009


 

6 YIL SONRA GÜNEŞ DAHA DA YAKACAK

çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ulupınar Gözlemevi Müdürü Prof. Dr. Osman Demircan, bugünlerde yaşanan hava sıcaklıklarının tek sebebinin iklim değişiklikleri olduğunu bildirdi.

Demircan, yaptığı açıklamada, Türkiye’de ‘’yoğun oranda sıcak bir hava durumu yaşandığını’’ belirterek, sıcaklıklarla birlikte buharlaşmanın arttığını ve nem fazlalığının yaşandığını söyledi.

Bununla birlikte insanların hayat zorluğu çektiğini dile getiren Demircan, ‘’İnsanlar sıcak ve nemli havada rahat ve aktif şekilde yaşayamazlar. O yüzden de yoğun sıcak hava ve nemden sürekli şikayet ederiz ‘’ dedi. Atmosferde ısı biriktiğini ve böylece iklim değişikliğinin daha şiddetli yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Demircan, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bugünlerde yaşanan hava sıcaklığının tek sebebi iklim değişiklikleri. Ama şu an şükrediyoruz ki güneş minimum aktivite döneminde. Güneşin de bir etkinlik dönemi var. Güneş binde 2’lik değişimini minimum seviyede bu yıllarda yaşıyor. 2008 ve 2009 yıllarında, güneşin üzerindeki manyetik etki minimum durumda. Minimum durumda demek, güneşin yaydığı ışıkların çok fazla tehlikeli ve zararlı olmaması demek. O yüzden bu duruma şükretmemiz gerekiyor.’’ ÇOMÜ Ulupınar Gözlemevi Müdürü Prof. Dr. Demircan, güneşin 6 yıl sonra maksimum etki yayacağını belirterek, şunları kaydetti: ‘’Biz sürekli dışarıda çok fazla kalınmaması ve güneşten korunulması konusunda uyarılarda bulunuyoruz, ama bu yıllarda güneşten gelen mor ötesi ve X ışınları çok yoğun değil. Önümüzdeki yıllarda bu durum artacak ve 6 yıl sonra maksimum boyutlara ulaşacak. 6 yıl sonra mor ötesi ışınım 1 milyon kat artıyor. 1 milyon kat etki arttığı zaman dışarıda gezerken ona göre dikkatli olmamız gerekecek; ona göre giyineceğiz, ona göre korunmamız gerekecek. Tabiî bu hareketli bir evrim. 6 yıl önce minimum durumda olan etki 6 yıl sonra maksimuma çıkacak, bir sonraki 6 yıl tekrar minimum seviyeye gelecek, bu bir çevrim dönemidir. O yüzden bizim bu dönemde yaşadığımız ve maruz kaldığımız hava durumundan çok da yakınmamız anlamlı değil. Bu sebeple de duruma şükretmemiz gerekiyor. Buna bağlı olarak önümüzdeki yıllarda sanayi de gelişecek. Şu anda kullandığımız 40 faktörlü güneş kremleri yerine de, belki 140, belki de 240 faktörlü krem kullanmamız gerekecek. Bu da üretim sanayisini geliştirecek. Güneş kremleri, koruyucu gözlükler ve sağlığımızı koruyacak her şey için üretim artacak.’’

02.08.2009


 

Gurbetçi aile Bulgaristan’da soyuldu

Almanya’dan Türkiye’ye gelirken, Bulgaristan’da polis kıyafetli kişilerce silah tehdidiyle durdurularak, elleri kelepçelendikten sonra değerli eşyaları gasbedilen Aksoy ailesi Türkiye’ye ulaştı. Alınan bilgiye göre, Münih şehrinde yaşayan Akın Naci Aksoy (44), eşi Nalan (45), kızı Hande (21) ve oğlu Alper Aksoy (17) ile birlikte INAA 65 plakalı otomobille Türkiye’ye gelirken, Bulgaristan’nın Sofya kenti yakınlarında polis kıyafetli kişilerce silah tehdidiyle durdurularak, elleri kelepçelendikten sonra değerli eşyaları gasp edilen ve araçları yakılan aile, bir uluslararası otobüs firmasının otobüsüyle Kapıkule’den Türkiye’ye giriş yaptı. Kızlarının sakladığı cep telefonu ile polisle irtibat kurarak kurtulabildiklerini anlatan Naci Aksoy, pasaportlarınında bulunduğu arabalarının yakıldığını belirtti. Aksoy şunları söyledi: “Bu işin peşini bırakmayacağım, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar götüreceğim. Çünkü başka vatandaşlarımızın canı yanmasın. Çok acı çektik. Özellikle kollarımız birbirine kelepçelendiğinde hareket etme şansımız yoktu.’’ Edirne / aa

02.08.2009


 

İstanbul’da, terör operasyonu: 8 kişi yakalandı

İstanbul’da çeşitli kundaklama ve bombalı saldırı olaylarına karıştıkları iddiasıyla 8 kişi yakalandı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince il genelinde ‘’bölücü terör örgütü’’ne yönelik operasyon gerçekleştirildi. Operasyonda, ‘’kamu düzenini bozarak güvenliği tehlikeye düşürmek amacıyla araç, iş yeri ve alışveriş merkezi kundaklama ve bombalı saldırı olaylarına karıştıkları’’ gerekçesiyle 8 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerin üzerlerinde ve kaldıkları yerlerde yapılan aramalarda, örgütsel dokümanlar, sahte kimlikler, cep telefonları ve sim kartları ele geçirildi. Polisteki işlemleri tamamlanan bu kişiler, daha sonra adliyeye sevk edildi. İstanbul / aa

02.08.2009


 

Rögar kuyusunu açmaya inen işçi öldü

Adana’da tıkalı kanalizasyon şebekesini açmak için rögar kuyusuna inen ve haber alınamayan işçinin cesedine yaklaşık 2 saat sonra ulaşıldı. Huzurevleri Mahallesi Adana Hafif Raylı Sistemi Kurttepe İstasyonu önündeki yaklaşık 12 metre derinliğindeki rögar kuyusuna inen Adana Su ve Kanalizasyon İdaresine (ASKİ) bağlı taşeron firmada çalışan Muammer Ergül’ü (30) kurtarmak için yapılan çalışmalar sona erdi. Adana Büyükşehir Belediyesi CANKUR ekipleri, oksijen tüpüyle indikleri kuyuda, kanalizasyon tahliye kanalına sıkışan Ergül’ün cesedine ulaştı. Bazı arkadaşları gözyaşlarına hakim olmazken, bazıları da ASKİ yönetimine tedbirsiz çalışma yaptırdıkları gerekçesiyle tepki gösterdi. Ergül’ün evli ve 2 çocuk babası olduğu, 2 yıldır ASKİ’ye bağlı çalıştığı öğrenildi.

02.08.2009


 

Diyanet-Sen, İstanbul Barosu’nu kınadı

Dİyanet-Sen Diyarbakır Şubesi, YÖK’ün “Farklı Katsayı Puanı Uygulamasını Kaldırma” kararının yürütmesinin durdurulması ve iptaline karar verilmesi amacıyla Danıştay’a yaptığı başvuru nedeni İstanbul Barosu’nu kınadı. Şube binasında basın açıklaması yapan Türkiye Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası (Diyanet-Sen) Diyarbakır Şubesi Mali Sekreteri Ferit Tanrıverdi, Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) aldığı “Farklı Katsayı Puanı Uygulamasını Kaldırma” kararını savundu. Dindar insanlara irtica paranoyasıyla yıllarda haksızlık yapıldığını belirten Tanrıverdi, sırf inançları nedeniyle birçok insanın eğitim hakkının gasp edildiğini vurguladı. Yıllarca devam eden haksız uygulamanın YÖK’ün aldığı kararla son bulduğunu söyleyen Tanrıverdi, şunları kaydetti: “Bu da toplumun tüm kesimlerinde büyük bir sevinç ve memnuniyetle karşılandı. Henüz bu sevincimizi yaşamadan bunu kursaklarımızda bırakmak isteyen zihniyet tekrar yeni barikatlar kurmaya başlamıştır. İlk adımı da Sabih Kanadoğlu’nun kışkırtması ve yönlendirmesiyle İstanbul Barosu attı. 28 Şubat’ın ürünü olan bu zihniyeti ve bu zihniyetin temsilcisi olan İstanbul Barosu ile toplumu yanlış yönde manipüle eden Sabih Kanadoğlu’nu Diyanet-Sen camiası olarak şiddetle kınıyoruz. Temennimiz odur ki, Danıştay bu iptal başvurusunu reddedecektir.” Diyarbakır / cihan

02.08.2009


 

İmamlara işaret dili öğretilecek

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Özürlüler Müdürlüğü (İSÖM) kamu personeline işaret dili eğitimi veriyor. Son olarak bu eğitime Emniyet Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi zabıtaları katıldı. Eylül ayı başından itibaren yeniden başlayacak olan eğitimlerde ise Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nin 130 Hemşiresi ve İstanbul Müftülüğü’ne bağlı imamlar eğitilecek. Aynı şekilde sözkonusu eğitimi alan imamlar da işitme engelli cemaatle daha kolay anlaşabilecek.

02.08.2009


 

Akyurt’ta deprem korkuttu

Ankara’nIn Akyurt ilçesinde meydana gelen, 3,3 büyüklüğünde deprem kısa süreli paniğe neden oldu. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nden edinilen bilgiye göre saat 09.40 da merkez üssü Ankara’nın Akyurt ilçesi olan 3,3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Çubuk ilçesinde de hissedilen çok hafif şiddetli deprem ilçede kısa süreli panik yaşanmasına sebebiyet verdi, ancak kısa süre sonra yaşam normale döndü. Akyurt / aa

02.08.2009


 

Vali Okutan’dan 20 aileye mektup

ŞanlIurfa Valisi Nuri Okutan, okul öncesi eğitim konusunda kamuoyunda farkındalık oluşturmak ve özellikle kız çocuklarının okullaşmasını sağlamak amacıyla 20 bin aileye mektup gönderdi. Vali Nuri Okutan, kaleme aldığı mektupta, okul öncesi eğitimin önemi ve kız çocuklarının okullaştırılması gibi konularda ailelere çağrıda bulundu. ‘’Çocuklarımızın eğitimi işimizden, aşımızdan önce gelmelidir’’ diyen Okutan mektubunda, ailelerden il genelinde başlattıkları ‘’eğitim seferberliği’’ne destek olunmasını istedi. Şanlıurfa / aa

02.08.2009


 

Bursa’da 6 ayda 30 bin 761 kişi işsiz kaldı

BURSA’da geçen Haziran ayında işsizlerin sayısına 3 bin 66 kişi daha eklenirken, yılın ilk 6 ayında işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39.4 artışla 30 bin 761’e yükseldi. Geçen yıl Bursa’da ilk 6 ayda 22 bin 65, yıl boyunca 56 bin 700 kişi işsiz kalmıştı.Buna karşılık ise yılın ilk 6 ayında bin 435 kişi işe yerleştirildi. Türkiye İşçi Sendikaları 8’inci Bölge Temsilcisi Mehmet Kanca, krizin sona erdiği yönünde yapılan açıklamaların doğruyu yansıtmadığını söyledi. Geçen yılın ilk 6 ayında 22 bin 65 kişinin işsiz kaldığını hatırlatan Kanca, bu yıl bu rakamın yüzde 39.4 arttığını belirtti.

02.08.2009


 

Çete operasyonu: 11 tutuklu

KAYSERİ’de, maddi durumu iyi olan kişilerden tehditle haraç aldıkları ileri sürülen çeteye yönelik operasyon düzenleyen polis, 21 kişiyi gözaltına aldı. Mahkemeye çıkartılan şüphelilerden 11’i tutuklandı.Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ekipleri, maddi durumu iyi olan kişileri tehditle sindirerek haraç almak için örgüt kurdukları ileri sürülen çeteye yönelik operasyon düzenlendi. Operasyonda 21 kişi yakalandı. Şüphelilerle birlikte 2 ruhsatsız tabanca, 9 milimetre çaplı 10, 7.65 mm çaplı 8 fişekle birlikte ele geçirildi. Zengin işadamlarını tehditle sindirerek, haraç almak için örgüt kurdukları ileri sürülen şüphelilerden11’i tutuklanarak, cezaevine konuldu.

02.08.2009


 

Dinçer: Memur amir değil, hizmetkâr

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, bürokratlarından, kamuda bürokratik süreçlerin azaltılmasıyla ilgili yönetmeliğin gereklerini en çabuk biçimde yerine getirmelerini istedi. Dinçer, bakanlık ile bağlı ve ilgili kurumların bürokratlarıyla bir araya gelerek, Bürokrasinin Azaltılması Yönetmeliği hakkında bilgi verdi. Yönetmelikle kamu hizmeti sunumunda bürokratik süreçlerin azaltılmasının hedeflendiğini anlatan Dinçer, bürokratlarına, ‘’Bu yönetmeliğin gereklerine en çabuk biçimde cevap veren bakanlığın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olmasını istiyorum. O yüzden herkes programını yapsın’’ diye seslendi. Bakanlık birimlerinde vatandaştan gereksiz evrak ve bilgi talep edilmemesini isteyen Dinçer, bakanlık içi ve diğer bakanlıklarla yazışmalar konusunda gereksiz yazışmaların kaldırılmasıyla ilgili önlem alacaklarını bildirdi. Dinçer, yönetmelik gereklerinin yerine getirilmesiyle bütçeye sağlanacak yaklaşık 1 milyar TL’nin büyük kısmının, bakanlığı tarafından karşılanacağını ifade etti. Dinçer, bakanlığı ile bağlı ve ilgili kurumlardaki her türlü yazışmaların elektronik ortamda yapılması için talimat verdiğini bildirerek, bu kapsamda bakanlıktaki herkesin elektronik imzasının olacağını belirtti. Vatandaş odaklı yönetim tavsiye ettiğini belirten Dinçer, ‘’Bugünden itibaren, bu bakanlıkta devlet memuru vatandaşa egemen ve ona amir değil, vatandaşa hizmet eden, saygı gösteren ve onu önemseyen kişi olmalıdır’’ diye konuştu.

02.08.2009


 

Piknikte ‘top kavgası’ kanlı bitti

Batman’da çocuklar arasında futbol topu yüzünden çıkan kavgaya aile büyüklerinin karışması sonucu 3 kişinin ölmesinin ardından bir gün sonra yine ‘top cinayeti’ yaşandı. Osmaniye’de Cebel Yaylası Suyungözü mevkisinde piknik yapmaya giden Kıl ailesi, kendi aralarında oynadığı top Küçük ailesinin bulunduğu yere sekti. Bunun üzerine iki ailenin mensupları arasında tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede bıçak, tahra (budama bıçağı) ve baltanın kullanıldığı kavgaya dönüştü. Küçük ailesi mensupları da av tüfeği ve tabanca ile Kıl ailesinin üzerine ateş açtı.

Kamyonetle hastaneye götürülen yaralılar, yolda 112 Acil Servis ambulanslarına alınarak Osmaniye Devlet ve Özel İbni Sina hastanelerine kaldırıldı. Mustafa Kıl ile İrfan Küçük’ün durumunun ağır olduğu, bildirildi. Kavgaya karışan ve kaçan bazı aile mensuplarının arandığı, olayla ilgili soruşturma sürdüğü bildirildi. Osmaniye / aa

02.08.2009


 

"HSYK bağımsızlığını kaybetti"

Kocaelİ İnanç Özgürlüğü Platformu, 224. hafta basın açıklamasında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu(HSYK)’nun savcı ve hakim atamalarını eleştirdi. İzmit Sabri Yalın Parkı’nda toplanan grup, HSYK atamalarını eleştirdi. Bu kapsamda HSYK’nın savcı ve hakim atamalarının usulsüz bir şekilde yapıldığını belirten platform üyeleri, HSYK tarafından Ergenekon savcılarına karşı oluşturulan korsan kadronun, Ergenekon sürecini kesintiye uğratmak gibi bir amaç taşıdığını ve HSYK’nın bağımsızlığını kaybettiğini söyledi. Platform adına açıklama yapan MAZLUMDER Kocaeli Şube Başkan Çetin Tahtacı, “Sivil toplum olarak yargı bağımsızlığı ve hakimlik, savcılık teminatının ihlali sayılabilecek her türlü girişimlere asla geçit vermemeliyiz. Toplumun yargıya olan saygınlığı zedelenmesine sebep olabilecek tüm girişimleri kabul etmemiz mümkün değildir” açıklamasında bulundu.

02.08.2009


 

SBS sonuçları internette

İLKÖĞRETİM 7. sınıf öğrencilerinin girdiği Seviye Belirleme Sınavı (SBS) sonuçları açıklandı. Öğrenciler sınav sonuçlarını Millî Eğitim Bakanlığının ‘’www.meb.gov.tr’’ ve ‘’http://e_Okul.meb.gov.tr’’ internet adresinden T.C kimlik numaralarını girerek öğrenebilecek. İlköğretim 7. sınıf öğrencisi yaklaşık 1 milyon 50 bin adayın katıldığı Seviye Belirleme Sınavı (SBS) sonuçlarına göre 17 öğrenci bütün soruları doğru cevapladı. Alınan bilgiye göre, 7 Haziran’da ilköğretim 7. sınıf öğrencisi yaklaşık 1 milyon 50 bin adayın girdiği Seviye Belirleme Sınavı’nda öğrencilerden 17’si sınavda sorulan 90 sorunun tümüne doğru cevap verdi. Ankara /aa

02.08.2009


 

Yeni Galata Köprüsü tek yönlü kapalı

YENİ Galata Köprüsü’nün Karaköy-Eminönü istikameti, çalışmalar sebebiyle 3 Ağustos tarihine kadar trafiğe kapatıldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklaya göre, Deniz Hizmet Müdürlüğü’nce gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında köprünün açılır kapanır baskül kanatlarındaki mil kapaklarının değişimi yapılacak. Söz konusu çalışmalar kapsamında saat 01.30 sıralarında Karaköy-Eminönü istikametinde trafiğe kapanan köprü, 3 Ağustos Pazartesi günü saat 05.00’de yeniden ulaşıma açılacak. Bu süre içinde köprünün Eminönü’nden Karaköy’e geçiş istikameti açık olacak. Çalışmaların yapılacağı tarihler arasında, Karaköy-Eminönü istikametini kullanacak sürücü ve yayaların Atatürk Köprüsü’nü kullanmaları istendi. İstanbul / aa

02.08.2009


 

Giresunlu selzedelere yardım hesabı

GİRESUN Belediye Başkan Yardımcısı Ömer Cinel, şehirde yaşanan sel felâketinin ardından, selden zarar görenler için yardım hesabı açıldığını bildirdi. Cinel, yaptığı yazılı açıklamada, yaşanan büyük sel felâketinin ardından belediyenin, Giresun halkı ile büyük bir dayanışma içerisinde çalışmalarını sürdürdüğünü, yurt içinde ve yurt dışında yaşayan Giresunluların talebi üzerine afet yardım hesabı açma kararı aldıklarını belirtti. Bütün Giresunluların yanlarında olduğunu hissetmenin büyük bir moral kaynağı oluşturduğunu ifade eden Cinel, açıklamasında şunları dile getirdi: ‘’Selden zarar görenler için yardım hesabı açıldı. Yaşanan sel felâketinin ardından şehrimizin hem alt yapısı hem de üst yapısı büyük hasar gördü. Tüm imkânlarımızı seferber ederek çalışmalarımıza devam ediyoruz. Fakat belediyemizin kendi imkânlarıyla bu zararın altından kalkması mümkün değil. Birçok duyarlı hemşehrimizin talebi üzerine, biz de bir afet yardım hesabı açma kararı aldık. Halkımızla dayanışma içerisinde çalışmak bize aynı zamanda moral kaynağı da oluyor.’’ Belediye adına Ziraat Bankası Giresun Şubesi’nde açılan hesap numaraları şöyle: ‘’TL Hesabı: 38657430–5013, Dolar Hesabı: 38657430-5015, Avro Hesabı: 38657430-5016’’ Giresun / aa

02.08.2009


 

Ağustos’ta orman yangınlarına dikkat

KOÇ Bilgi Grubu Yeşil Bilgi Platformu, geçen yıl çıkan toplam 2 bin 135 orman yangınından 465’inin Ağustos ayında meydana geldiğine dikkati çekerek, orman yangınları konusunda bilinçli ve duyarlı olunmasını istedi. 2008 yılında çıkan toplam 2 bin 135 orman yangınında 29 bin 749 hektar ormanlık alan kaybedildi ve yangınlar 125 milyon 958 bin 682 lira zarara sebep oldu. Sivil toplum kuruluşları, orman yangınlarının; çoğunlukla ihmal, dikkatsizlik (söndürülmeyen piknik ateşi, sigara izmariti ve benzeri) sonucu meydana geldiğine işaret ederek, dikkatli olunmasını istiyor. Görülen bütün yangınların, 177 numaralı orman yangın ihbar telefonuna bildirilmesi gerekiyor. İstanbul / aa

02.08.2009


 

ÖSS’de tercih için son gün 3 Ağustos

ÖSS tercih formlarının teslim süresi 3 Ağustos 2009 Pazartesi günü sona erecek. 2009-ÖSS’de 165 ve üstünde puan alan adaylar, tercihlerini 2009-Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu’ndaki Tablo-4, Tablo-3A ve Tablo-3B’den, 145-164.999 arasında puan alan adaylar ise sadece Tablo-3A ve Tablo-3B’den ve Tablo-4’teki Açıköğretim Fakültesi programlarından (İngilizce Öğretmenliği hariç) tercih yapabiliyor. ÖSS puanına göre ön lisans programı tercih edecek adayların Tablo-3A’dan tercih yaparken, önceliğin sınavsız geçiş için başvuran adaylara verildiğini göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Tercih işlemlerini tamamlayan adaylar, formları internetten veya başvuru merkezleri aracılığıyla ÖSYM’ye gönderebiliyor. Tercih formları 3 Ağustos Pazartesi gününe kadar teslim edilebilecek. Başvuru merkezleri ve internet dışında posta, faks, elektronik posta gibi yollarla tercih bildiriminde bulunulamıyor.

Tercihlerini başvuru merkezleri aracılığıyla yapacak adayların, randevu alması ve bizzat gitmesi gerekiyor. Başvuru Merkezi aracılığıyla tercih yapacak adayların tercihleri, merkezdeki görevli tarafından sisteme girilecek ve ÖSYM’ye gönderilecek. Aday, işlem tamamlandıktan sonra görevliden tercih formunun bir örneğini vermesini isteyecek. Aday, tercih hizmet ücreti olarak 3 YTL ödeyecek. Tercih formunu internet üzerinden göndermek isteyen adayların, bu konuda deneyimli olması gerekiyor. İnternet üzerinden tercih formu gönderecek adaylar, yine aynı süre içinde ÖSYM’nin web sayfası üzerinden işlemlerini gerçekleştirebilecek. Bu işlem için aday, T.C Kimlik Numarası ve ÖSYS şifresini kullanacak. Bu adayların ekranda ‘’Tercihleriniz sistem tarafından başarıyla kabul edilmiştir’’ uyarısını görmeleri gerekiyor. ÖSYM, tercih işlemlerinin tamamlanmasından sonra yerleştirme sonuçlarını Ağustos ayının ortalarına doğru açıklamayı planlıyor. Ankara /aa

02.08.2009


 

Öğrencilere kredi ödemesinde kolaylık

YÜKSEK Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Genel Müdürü Hasan Albayrak, öğrenim ve katkı kredisi borçlarını banka kredisi çekerek defaten ödemek isteyenlerin, 3 Ağustos Pazartesi gününden itibaren Vakıflar Bankası’nın tüm şubelerine T.C. kimlik numaralarıyla kredi başvurusu yapabileceklerini bildirdi. Hasan Albayrak, yaptığı yazılı açıklamada, 10 Temmuz’da, öğrenim ve katkı kredisi borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin yeni bir düzenleme yapılarak, vatandaşlara borçlarını ödemede kolaylık getirildiğini hatırlattı. Albayrak, açıklamasında şunları kaydetti: ‘’Bu doğrultuda, YURTKUR’dan öğrenim ve katkı kredisi alan ve çeşitli sebeplerden dolayı borçlarını zamanında ödemeyerek 6183 sayılı kanun hükümlerine göre vergi dairelerince takibe alınmış ve 10 Temmuz tarihi itibariyle tahsil edilmemiş borçlarını banka kredisi çekerek defaten ödemek isteyenler, 3 Ağustos’tan itibaren doğrudan Vakıflar Bankası’nın bütün şubelerine T.C. kimlik numaralarıyla kredi başvurusu yapabileceklerdir. Bankaya gelecek kredi başvurularının inceleme, kabul ve reddi konuları tamamıyla bankanın inisiyatifinde olup, kredi verilip verilmemesi hususunda banka tek karar vericidir. Vakıflar Bankası tarafından kredilendirilen borç karşılığı tutarlar, borçlu adına kurum hesabına yatırılacaktır. Kredilere, banka tarafından 3-24 ay vadede yüzde 1.48 faiz oranı uygulanacaktır. Borçlar, bankanın tüm şube gişelerinden veya internet kanalıyla ödenebilecektir.’’ Ankara / aa

02.08.2009


 

Yargıtay: Cinayetten, Beşiktaş ve Federasyon da sorumlu

yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Beşiktaş İnönü Stadı’nda Cihat Aktaş’ın bıçaklanarak öldürülmesi olayında, ev sahibi spor kulübü Beşiktaş’ın ve Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) da sorumlulukları olduğuna hükmetti. BJK İnönü Stadı’nda 22 Kasım 2004 tarihinde oynanan Beşiktaş_Çaykur Rizespor maçı sırasında bıçaklanarak öldürülen Cihat Aktaş’ın ailesi, Beşiktaş Spor Kulübü ve Türkiye Futbol Federasyonu’nun stadın güvenliğinden sorumlu olduklarını öne sürerek, iki kuruluş aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açmıştı. Davanın görüldüğü İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi de olaydan Cihat Aktaş’ı bıçaklayan kişinin sorumlu olduğunu, Beşiktaş ve TFF’nin herhangi bir sorumlulukları bulunmadığını belirterek, davayı reddetmişti. Ailenin kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, dosyayı karar bağlandı. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin davanın reddi yönünde verdiği kararı usul ve yasaya aykırı bularak, oy birliğiyle bozdu.

Daire kararında, 5149 sayılı Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Yasa’ya işaret ederek, yasanın ‘’Spor Alanlarının Düzenlenmesi’’ başlıklı bölümünde, ‘’spor alanlarında, sağlık ve güvenlikle ilgili her türlü düzenlemeyi yapma görevinin ev sahibi kulübe ait’’ olduğunun belirtildiğini kaydetti.

Saha güvenliği, müsabaka güvenliği ve ev sahibi spor kulübünün sorumluluklarıyla ilgili hükümlerin yasada açık ve net bir şekilde yer aldığını vurgulanan kararda, federasyonların görev ve sorumluluklarına da işaret edildi. Federasyonların, ‘’statlarda gerekli önlemlerin aldırılması, denetlenmesi, bağlı olduğu uluslararası federasyonların talimatlarının uygulamaya konulması ve gerekli ek önemleri aldırması konusunda il veya ilçe spor güvenlik kurulu ile koordinasyonun sağlanmasından’’ yetkili ve sorumlu olduğu ifade edilerek, kulüplerin bulundurmakta zorunlu oldukları özel güvenlik güçlerinin sayısı ve gözlem kameralarının yerleştirilmesinin spor güvenlik kurulunun, bilet satış ve güvenlik konularının da federasyonların talimatıyla belirleneceğine yönelik yasa hükümleri bulunduğu hatırlatıldı. ‘’Statların güvenlik konusundaki kontrol ve denetiminden federasyonların yetkili olduğu’’ belirtilen kararda, ‘’5149 sayılı Yasa’da yer alan düzenlemeler gereğince, iç güvenliği sağlamakla sorumlu ev sahibi spor kulübü Beşiktaş Spor Kulübü Derneği’nin, güvenliğin sağlanmasını kontrol ve denetleme görevi ile de TFF’nin meydana gelen ölüm olayından sorumlulukları bulunduğu anlaşılmaktadır’’ denildi.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin bozma kararının ardından, İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi ilk kararında direnirse dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda görüşülecek. Ankara / aa

02.08.2009


 

TBMM Başkanlığı için adaylık Pazartesi sona eriyor

MECLİS Başkanlığı için 3 Ağustos Pazartesi günü saat 24.00’e kadar aday olunabilecek. Meclis, tatilini yarıda keserek 4 Ağustos Salı günü Meclis Başkanlığı seçimi için toplanacak. Meclis Başkanlığı seçiminde ilk tur 4 Ağustos’ta yapılacak. Başkan seçilemezse ikinci tur da aynı tarihte gerçekleşecek. Başkan’ın yine seçilememesi durumunda üçüncü ve dördüncü turlar ise 5 Ağustos Çarşamba günü yapılacak. Meclis Başkanı seçimi gizli oyla olacak. Başkan seçilebilmek için ilk iki turda üye tam sayısının üçte ikisinin oyu (367), üçüncü turda ise salt çoğunluk (276) aranacak. Üçüncü turda seçilebilmek için salt çoğunluk sağlanamazsa, bu turda en çok oyu alan 2 aday dördüncü turda yarışacak. Dördüncü turda en fazla oy alan aday, başkan seçilmiş olacak. Genel Kurulun 4 ve 5 Ağustostaki birleşimlerinde, TBMM Başkanı seçiminin tamamlanmasının ardından Başkanlık Divanının diğer üyelerinin seçimi de yapılacak. Genel Kurul, bu seçimlerin bitimine kadar çalışacak. AKP’den Köksal Toptan, Salih Kapusuz, Mehmet Ali Şahin, Burhan Kuzu’nun adları adaylık için geçiyor.

02.08.2009


 

Sel risk haritası çıkarılacak

TÜRKİYE'DE birinci, ikinci ve üçüncü derece sel riski altında bulunan bölgeler tesbit edilecek. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri (DSİ), Tarım ve Köyişleri Bakanlığı işbirliğiyle yürütülecek çalışma çerçevesinde, risk bölgelerine göre önlem projeleri geliştirilecek. Afet İşleri Genel Müdürü Mustafa Taymaz, Türkiye’de depremlerden sonra en fazla zarar verici afetin su taşkınları ve buna bağlı gelişen heyelanlar olduğunu belirterek, bu konuda çalışma yapmak amacıyla DSİ, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile ilgili tarafları bir araya getirdiklerini söyledi. Türkiye’de her yıl su taşkınlarından dolayı ortalama 100 milyon dolar hasar meydana geldiğini, geliştirilen tedbir projelerinin ise 20 milyon dolarla sınırlı kaldığını anlatan Taymaz, ‘’Önlem projeleri yeterli değil. Bununla ilgili kurumların bütçelerini bir araya getirip, öncelikleri belirleyip, nehir yataklarında birinci dereceli risk altındaki bölgeleri belirleyeceğiz. İkinci, üçüncü derece risk altındaki yerleri tesbit edeceğiz, aynı deprem risk haritamızda olduğu gibi’’ diye konuştu. Ankara / aa

02.08.2009


 

iPhone'a güvenlik yaması

APPLE firması, iPhone’da SMS mesajlaşma sisteminde bulunduğu bildirilen güvenlik açığı için ücretsiz yama yayımladı. Apple yetkilileri, önceki gün Las Vegas’taki Black Hat bilgisayar güvenliği konferansında açıklanan ücretsiz yazılımın kısa süre önce kullanıcıların hizmetine sunulduğunu belirterek, “anlatıldığı gibi kimse, kişisel bilgileri elde etmek için iPhone’un kontrolünü ele geçiremez” dedi. Kullanıcılar, iPhone’larını bilgisayara bağladıklarında, güvenlik açığını gideren bu yazılımı hemen indirebilecek. CNET teknolojik haber ajansı, güvenlik açığı nedeniyle SMS gönderilmesi sırasında bilgisayar korsanlarının iPhone’ların kontrolünü ele geçirebileceğini ileri sürmüştü. Washington / aa

02.08.2009


 

İsiliğe karşı, sıkça ılık duş almak lâzım

SICAKTA teri emen kıyafetler giymeyen kişilerde görülen isilik, yol açtığı kabarıklık ve kaşıntı sebebiyle tatil keyfini kaçırıyor. Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burhan Engin, yaptığı açıklamada, özellikle tatile gidenler ya da uzun süre açık alanda güneşe maruz kalarak çalışan kişilerin vücutlarında, yoğunlukla sırt ve kollarda kaşıntı görülebildiğini söyledi. Sürekli kaşınan ciltte bir süre sonra yoğun şekilde çıkan sivilce benzeri kırmızı kabarıklıklar meydana geldiğini dile getiren Engin, bu durumun devam eden kaşıntıyla birlikte verdiği rahatsızlık yüzünden kişinin uyumasını bile etkilediğini anlattı. Sıcak sebebiyle terleyen ve teri emen kıyafetler giymeyen kişilerin cildinde çıkan isiliğin, yol açtığı kabarıklık ve dayanılması zor kaşıntıyla, tatili adeta kişiye zehir ettiğini anlatan Engin, “Ilık duş, cildi temizlediği gibi, cildin aniden uzun süre sıcağa maruz kalıp tepki vermesini engeller. Çünkü isilik, ter bezlerinin sıcağa bağlı geliştirdiği bir fonksiyon olarak ortaya çıkıyor.’’ Konya / aa

02.08.2009


 

İnternetten müzik indirene 675 bin dolar ceza

ABD'DE internetten müzik dosyası indirdiği ve paylaştığı için telif hakları yasasını ihlâl ettiğine karar verilen bir üniversite öğrencisi, 4 plak şirketine 675 bin dolar ödemeye mahkum edildi. Boston’da görülen dâvâda, mahkemenin önceki gün Joel Tenenbaum adlı öğrencinin telif hakları yasasını ihlâl ettiğine karar vermesinden sonra jüri, gence verilecek para cezasını kararlaştırdı. Universal, Warner ve Sony gibi büyük plak şirketlerinin açtığı dâvâda, mahkemenin, “her gencin yaptığını yapan” Joel Tenenbaum isimli üniversite öğrencisinin internetten korsan müzik indirdiğine karar vermesinin ardından dikkatler, jürinin kararlaştıracağı para cezasının miktarına çevrilmiş, para cezasının 4,5 milyon dolara kadar çıkabileceği bildirilmişti. Fizik doktorası yapan 25 yaşındaki Boston Üniversitesi öğrencisi Tenenbaum, duruşmada, müzik dosyalarını indirmek ve dağıtmak için ailesindeki ve okuldaki bilgisayarları kullandığını kabul etmişti. Washington / aa

02.08.2009


 

Cep telefonunda kulaklık kullanılmalı

3 GENERATİAN (3G) ile abonelerin telefonla geçirdiği süre artınca Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Tayfun Acarer’den uyarı geldi. Görüntülü konuşmaya geçilmesine rağmen abonelerin büyük bölümünün hâlâ sesli konuşmayı kullandığını belirten Acarer, Kurum laboratuarlarında yapılan incelemelere göre beyinde tümör oluşturma riskine karşı uzun görüşmelerde kulaklık kullanmayı tavsiye etti. Acarer, konuşma esnasında telefonun yüze yapıştırılmadan 45 derecelik açıyla tutulmasını önerdi. Acarer, telefonu açar açmaz kulağa götürülmesinin zararlı olduğunu söyledi. Uzmanlar cep telefonlarının muhtemel zararlarını ise şöyle sıralıyor: Geçici işitme aksaklıkları, gözlerde kararma, sulanma ve yanma, kalp ritminde bozukluk, kalp pilinin arızalanma riski, yoğun stres ve yorgunluk hâli, konsantrasyon ve dikkat dağılması, baş ağrısı ve sersemleme, unutkanlık, refleks zafiyeti, kulakta çınlama ve ısınma, görüş alanında daralma, gözlerin çapaklanması. Uzun dönemdeki zararları ise beyin tümörü, işitme siniri kökenli tümörler, cilt kanseri, yüksek tansiyon, görme bozukluğu, kan hücrelerinin deformasyonu, kan beyin bariyerinin zedelenmesi, kalıcı işitme kayıpları, kalp hastalıkları, hafızada zayıflama, embriyo gelişiminin zarara uğraması, düşük ihtimalinde artış, sperm sayısının azalması. Ankara / cihan

02.08.2009


 

SELLERİN SORUMLU SU

MEVSİM ortalamalarının üzerinde seyreden sıcaklıklar, aşırı sıcak günlerin sayısının artması, mevsim dışı yağışlar gibi yanlış yerde veya yanlış zamanda gözlenen hava durumlarının, küresel iklim değişikliğinin günlük hayatta görülen en belirgin etkileri olduğu, son zamanlarda özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan sellerin de bu kapsamda değerlendirilebileceği bildirildi. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak, yaptığı açıklamada, son haftalarda özellikle Karadeniz Bölgesi’ndeki şehirlerde çok sayıda sel olayı yaşandığını anımsatarak, bu durumun küresel iklim değişikliğinin etkilerine hazır olunmadığı gerçeğini bir kez daha ortaya koyduğuna dikkati çekti. Çanakkale / aa

02.08.2009


 

D vitamininiz eksik kalmasın

GÜNEŞ ışınlarında bulunan D vitaminin yeterli alınmadığında ciddî sağlık sorunlarına yol açabileceği, hatta D vitamini eksikliğinin kansere yakalanma riskini artırabileceği belirtildi. Uzmanlara göre, her sağlıklı kişinin, gün içerisinde 15 dakika güneş ışınlarından doğrudan yararlanması gerekiyor. Tıbbî Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Demirkazık, yaptığı açıklamada, ‘’Beyaz tenlilerin elleri, kolları ve yüzü günde en az 15 dakika güneş görmelidir ki D vitamini eksikliği olmasın. Ankara / aa

02.08.2009


 

Amişlerin nüfusu gittikçe artıyor

ELİZABETTOWN Üniversitesi’nden Amişler uzmanı Donald B. Kraybill’in yaptığı, 1992-2008 verilerini kapsayan araştırmaya göre, 18. yüzyılda baskılar sebebiyle Avrupa’dan Yeni Dünya’ya göçen topluluk, son 16 yılda yüzde 4’lük nüfus artışıyla ülkenin en hızlı büyüyen alt topluluğu oldu. Kraybill, ülkedeki diğer etnik ve dinî toplulukların nüfus planlaması yaptığını, Amişlerin ise son 20 yılda ‘’çok çocuk sahibi olma’’ politikası izlediğini belirterek, toplulukta her ailenin ortalama 5-6 çocuk sahibi olduğunu kaydetti.

Yapılan araştırmaya göre, topluluk içi evlilik yapan Amişlerin nüfusu bu hızla büyümeye devam ederse 2026 yılında 500 bine yaklaşacak. Otomobil yerine atlı arabalarıyla ulaşımı sağlayan, internet, cep telefonu gibi her türlü yeni teknolojiyi reddeden, evlerine elektrik bağlatmayan Amişler, geçimlerini tarımcılık yaparak sağlıyorlar. Ülkenin pek çok eyaletine yayılmış halde yaşayan Amişlerin en yoğun bulunduğu bölge ise Pensilvanya eyaletindeki Lancester şehri. ABD’nin doğu kısmında bulunan ve şehirlerarası trafik bakımından da yoğun olan Lancester’da anayollarda atlı arabalarıyla gezen Amişler için trafikte de özel düzenlemeler yer alıyor. Kendi özel kiliselerinde ibadet etmeyi tercih eden Amişlerin en çok önem verdiği şeyler, fazla çocuk sahibi olmak, komşuluk ilişkileri ve akrabalarıyla görüşmek.

Almanca’nın farklı bir aksanıyla konuşan ve anadillerini 200 yıla yakın süredir bulundukları Amerika kıtasında da kullanmayı sürdüren topluluk, çocuklarını ilköğretimin ardından okula göndermiyor. Giyim tarzlarıyla da farklı olan Amiş topluluğunda kadınlar uzun kollu ve uzun etekli elbiseler giyiyor. Elbiselerini önlük ve 17. yüzyıldan kalma şapkaları ile tamamlıyorlar. Erkekler ise çalışırken askılı elbise, günlük hayatta ise koyu renk takım elbise giyerek şapka takıyorlar. Evlendikten sonra bütün erkekler sakal bırakıyor. Amişler, çamaşır ve bulaşıklarını elde yıkıyorlar, akşamları mum ışığında oturmayı tercih ediyorlar, atlı arabanın yanı sıra zaman zaman bisiklet kullanarak ulaşımı sağlıyorlar ve akşama kadar tarlalarında çalışıp günbatımına yakın evlerine çekiliyorlar. Kurdukları köylerde yaşayan bu aşırı Hristiyan ve içe kapanık topluluğun hayatlarını yerinde gözlemlemek isteyen turistler, atlı arabalarla düzenlenen turlarla köylere gidiyorlar. New York /aa

02.08.2009


 

Sigaraya tepki için Kars'tan İstanbul'a koşacak

ABD'DEKİ Dowling Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergün Yurdadön, sigaranın zararlarına dikkati çekmek amacıyla Kars’ın Sarıkamış ilçesinden İstanbul’a kadar yapacağı ‘’30 günde 30 maraton’’ koşusuna başladı. Kars’ın Sarıkamış ilçesinde doğan ve ABD’de yaşayan Prof. Dr. Yurdadön, koşuya başlamadan önce Allauekber Şehitleri Anıtı önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, hayatında hiç sigara kullanmadığını, özellikle çocukları sigaradan korumak için büyük mücadele verdiğini söyledi. Sigaranın zararlarına dikkat çekmek amacıyla ilk başta ‘’35 Günde 35 Maraton’’ koşmayı istediğini, ancak sağlık sorunları üzerine koşu gün ve sayısını 35’ten 30’a çektiğini belirten Yurdadön, şunları söyledi: ‘’Sarıkamış’tan İstanbul’a koşarak sigaranın zararlarıyla ilgili herkese mesaj vermeye çalışacağım. Yaklaşık bin 400 kilometrelik mesafeyi 30 günde koşacağım. Günde ortalama 50 kilometre koşmuş olacağım. Bu bir yarış olmadığı için zamana karşı koşmuyorum. Bu maratonu 1 Ağustosta kendi doğum yerim olan Sarıkamış’tan başlatmayı uygun gördüm. Kars, Artvin, Trabzon ve Karadeniz güzergahından koşarak 1 Eylülde İstanbul’da olmayı planlıyorum.’’ Kars /aa

02.08.2009


 

Tübitak’ın Formula-G yarışları başlıyor

TÜBİTAK ‘’Formula-G Güneş Arabaları Yarışı’’ ve ‘’Hidromobil- Hidrojen Arabaları Yarışı’’ 5-9 Ağustos arasında İzmir’de düzenlenecek. TÜBİTAK’tan yapılan yazılı açıklamaya göre, TÜBİTAK’ın Türkiye’de güneş enerjisi ve hidrojen yakıt pili konusunda halkı bilinçlendirmek ve alternatif enerji kaynaklarının kullanımına yönelik teknolojilerin Türkiye’de üretilmesinde gençlerin aktif rol oynamasını teşvik etmek amacıyla üniversite öğrencilerine yönelik olarak düzenlediği yarışlar, bu yıl İzmir Pınarbaşı Yarış Pisti’nde yapılacak. Üniversite takımlarının kendi ürettikleri araçlarla katıldığı TÜBİTAK Formula-G Güneş Arabaları Yarışı’nın bu yıl beşincisi, TÜBİTAK Hidromobil’in ise üçüncüsü gerçekleştirilecek. ‘’TÜBİTAK Formula-G’’ ve ‘’TÜBİTAK Hidromobil Yarışı’’, 5 Ağustosta idari ve teknik kontrollerle başlayacak ve 9 Ağustosta final yarışları ile son bulacak. Etkinlik süresince Yarış Pisti’ne girişler ücretsiz olacak. Ankara/a

02.08.2009


 

Şişmanlık bulaşıcı

ABD'DE yapılan yeni bir araştırmaya göre, şişman arkadaşı olan gençlerin kendilerinde de bir süre sonra kilo problemi görülüyor. Ekonomi ve İnsan Biyolojisi adlı dergide çıkan araştırmanın sonuçlarına göre, gençlerin kendi kiloları ile en yakın arkadaşlarının kiloları arasında bağlantı bulundu. 5 bin genç üzerinde 2 yıl boyunca yapılan araştırmada, bu durum “taklitçi şişmanlık” olarak adlandırıldı ve sorunun yakın arkadaşların birbirlerinin alışkanlıklarını taklit etmesinden kaynaklandığı kaydedildi. Hawaii Üniversitesi’nden araştırmayı yapan uzmanlar, gençler arasındaki dostlukların, şişmanların birlikte takılması gibi, kiloya göre kurulma eğilimi gösterdiğini de belirttiler. Uzmanlar, bu çalışmalarına bakarak, şişman gençlerin kilo almalarında arkadaşlarını etkileyip etkilemediği ya da gerçekten şişman gençlerin birlikte takıldığına dair sonuca varamayacaklarını kaydettiler. Washington / aa

02.08.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.