11 Ağustos 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Haberler

 

BİTLİS, VAN VE DİYARBAKIR'DA

Cehalet, zaruret ve ihtilâf düşmanlarına karşı sanat, marifet ve ittifak silâhlarıyla yapılması gereken cihadın en önemli araçlarından biri olarak gördüğü şark üniversitesi için 2. Meşrutiyetin ilânından önce İstanbul'a gelerek destek arayan Bediüzzaman Said Nursî, 1911'de şark aşiretleriyle sohbetinde de “Darülfünunu mutazammın pek âlî (üniversiteyi ihtiva eden yüksek) bir medresenin Bitlis'te ve Bitlis'in iki cenahı olan Van ve Diyarbekir'de tesisini isteriz” demişti.

HER DEFASINDA AKAMETE UĞRADI

Bediüzzaman, projesini benimseyen Sultan Reşad'dan aldığı tahsisatla bu üniversitenin ilk kampüs binasının temelini Van gölü kıyısında atmış, ama Birinci Dünya Savaşının patlak vermesi üzerine inşaat tamamlanamamıştı. Said Nursî'nin Ankara'da aynı proje için Birinci Meclisten aldığı destek ve tahsisat da, kısa bir süre sonra medreselerin kapatılıp Bediüzzaman'ın sürgüne gönderilmesi ile yine akamete uğramıştı.

Şark Üniversitesi için, hürriyetten evvel

İstanbul’a geldim

Ben hasta olmasaydım, ben de o mesele için vilâyat-ı şarkiyeye gidecektim. Ben bütün ruh u canımla Maarif Vekilini tebrik ediyorum. Hem 55 seneden beri, Medresetü’z-Zehra nâmında Şark Üniversitesinin tesisine çalışmak ve o üniversiteyi biri Van’da, biri Diyarbakır’da, biri de Bitlis’te olmak üzere üç tane veya hiç olmazsa bir tane Van’da tesis etmek için, Hürriyetten evvel İstanbul’a geldim. Hürriyet çıktı, o mesele de geri kaldı. Sonra İttihatçılar zamanında Sultan Reşad’ın Rumeli’ye seyahati münasebetiyle Kosova’ya gittim. O vakit Kosova’da büyük bir İslâmî darülfünun tesisine teşebbüs edilmişti. Ben orada hem İttihatçılara, hem Sultan Reşad’a dedim ki: “Şark böyle bir darülfünuna daha ziyade muhtaç ve âlem-i İslâmın merkezi hükmündedir.”

O vakit bana vaad ettiler. Sonra Balkan harbi çıktı. O medrese yeri istilâ edildi. Ben de dedim ki: “Öyleyse o 20 bin altın lirayı Şark Darülfünununa veriniz.” Kabul ettiler.

Ben de Van’a gittim. Ve bin lira ile Van gölü kenarında Artemit’te temelini attıktan sonra Harb-i Umumî çıktı. Tekrar geri kaldı.

Esaretten kurtulduktan sonra İstanbul’a geldim. Hareket-i Milliyeye hizmetimden dolayı Ankara’ya çağırdılar. Ben de gittim. Sonra dedim: “Bütün hayatımda bu darülfünunu takip ediyorum. Sultan Reşad ve İttihatçılar 20 bin altın lirayı verdiler. Siz de o kadar ilâve ediniz.” Onlar 150 bin banknot vermeye karar verdiler.* Ben dedim: “Bunu mebuslar imza etmelidirler.”

Bazı mebuslar dediler: “Yalnız sen medrese usûlüyle sırf İslâmiyet noktasında gidiyorsun. Halbuki şimdi garplılara benzemek lâzım.”

Dedim: “O vilâyat-ı şarkiye âlem-i İslâmın bir nevî merkezi hükmünde, fünun-u cedide yanında ulûm-u diniye de lâzım ve elzemdir. Çünkü, ekser enbiyâ şarkta ve ekser hükema garpta gelmesi gösteriyor ki, Şarkın terakkiyâtı din ile kâimdir.HAŞİYE Başka vilâyetlerde sırf fünun-u cedide okutturursanız da, Şarkta herhalde millet, vatan maslahatı namına, ulûm-u diniye esas olmalıdır. Yoksa Türk olmayan Müslümanlar, Türke hakikî kardeşliği hissedemeyecek. Şimdi bu kadar düşmanlara karşı teâvün ve tesânüde mecburuz.” (...)

HAŞİYE: Hattâ o zamandan evvel Türk olmayan bir talebem vardı. Eski medresemde hamiyetli ve gayet zekî o talebem ulûm-u diniyeden aldığı hamiyet dersiyle her vakit derdi: “Salih bir Türk elbette fâsık kardeşimden, babamdan bana daha ziyade kardeş ve akrabadır.” Sonra aynı talebe talihsizliğinden sırf maddî fünun-u cedide okumuş. Sonra ben dört sene sonra onunla görüştüm. Hamiyet-i milliye bahsi oldu. O dedi ki: “Ben şimdi Râfizî bir Kürdü, salih bir Türk hocasına tercih ederim.” Ben de “Eyvah!” dedim. “Sen ne kadar bozulmuşsun.” Bir hafta çalıştım. Onu kurtardım. Eski hakikatli hamiyetine çevirdim. Sonra Meclis-i Meb’usandaki bana muhalefet eden meb’uslara dedim: O talebenin evvelki hâli Türk milletine ne kadar lüzumu var. Ve ikinci hâlinin ne kadar vatan menfaatine uygun olmadığını fikrinize havâle ediyorum. Demek farz-ı muhal olarak siz başka yerde dünyayı dine tercih edip siyasetçe dine ehemmiyet vermeseniz de herhalde şark vilâyetlerinde din tedrisatına âzamî ehemmiyet vermek lâzım. O vakit bana muhalif meb’uslar da çıkıp o lâyihamı 163 meb’us imzâ ettiler. Bu kadar imzayı taşıyan bir istidâyı elbette yirmi yedi sene istibdad-ı mutlak onu bozamamış.

* “Mustafa Kemal de içinde idi.” (Emirdağ Lâhikası, s. 439)

Emirdağ Lâhikası, s. 402, (yeni tanzim, s. 775)

Bediuzzaman Said Nursi

LUGATÇE:

şark: doğu.

darülfünun: üniversite.

Harb-i Umumî: dünya savaşı (metinde kastedilen I. Dünya Savaşı)

hareket-i Milliye: Milli Mücadele hareketi.

garplı: batılı.

vilâyat-ı şarkiye: doğu illeri.

fünun-u cedide: yeni fenler, ilimler.

ulûm-u diniye: dini ilimler, din ilimleri.

elzem: daha lâzım.

enbiyâ: peygamberler.

hükema: filozoflar.

terakkiyât: ilerlemeler

teâvün: yardımlaşma.

tesânüd: dayanışma.

salih: hayırlı, iyi.

fâsık: günahkâr.

hamiyet-i milliye: millet için gösterilen gayret.

râfizî: Kurallardan ve nizamdan ayrılan.

11.08.2009


 

Giresun Rektöründen açıklama

Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, hakkında yapılan “Üniversite öğrencilerini tek tek fişlemiş” şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, Ergenekon dâvâsının iddianamesinde adının geçmediğini hatırlattı.

GİRESUN Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, hakkında yapılan “üniversite öğrencilerini tek tek fişlemiş” şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını ileri sürdü. Rektör Prof. Dr. Öztürk, Cihan Haber Ajansının “üniversite öğrencilerini tek tek fişlemiş” şeklindeki haberi üzerine yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, 3. Ergenekon iddianamesine dayandırılan haberin Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Metin Öztürk ile hiçbir alakası bulunmadığı belirtilerek, Öztürk’ün iddianamede şüpheli veya başka bir adla yer almadığı, rektörlüğe Mayıs 2007 yılında atandığı vurgulandı. Aranıldığı iddialarda belirtilen Ankara’daki ev adreslerinin de doğru olmadığı ve gerçek ikâmetgahında da hiçbir aramanın yapılmadığı dile getirilen açıklamada, ele geçirilen müstehcen içerikli cd’lerinde Öztürk’e ait olmadığı kaydedildi. Rektör Öztürk, haberi yapan Cihan Haber Ajansı hakkında gerçeğe aykırı haber yapıldığı gerekçesiyle yargı yoluna gideceğini de ifade etti.

11.08.2009


 

Üretimde daralma 9.7’ye geriledi

Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan sanayi üretimi Haziran’da yüzde 9.7 geriledi. Üretim ise Mayıs’a göre yüzde 7.3 artış gösterdi. Bu durum kriz sebebiyle ciddî şekilde daralan sanayi üretimindeki toparlanmanın devam ettiği şeklinde yorumlanıyor.

Ekonomİk büyümenin öncü göstergesi olan sanayi üretimindeki toparlanma devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Haziran ayında sanayi üretimi bir önceki yıla göre yüzde 9.7 geriledi. Üretim Mayıs’a göre yüzde 7.3 artış kaydetti. Üretimdeki daralma Şubat ayında yüzde 23.8’le rekor kırmıştı. Sanayi üretimi Mayıs ayında yüzde 17.4 düşüş göstermişti. Sanayi üretimi Haziran’da kriz döneminde ilk kez tek haneli daralma kaydetmiş oldu. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, üretim madencilik ve taşocakçılığı sektöründe yüzde 7.9, imalat sanayi sektöründe yüzde 10.6, elektrik, gaz ve su sektöründe yüzde 3.8 azaldı. Ana sanayi grupları sınıflamasına göre, Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre en yüksek düşüş yüzde 29.7 ile sermaye malı imalatında görüldü. Aramalı imalatında yüzde 10.8, enerjide yüzde 7 düşüş olurken, dayanıklı tüketim malı imalatı yüzde 7.2, dayanıksız tüketim malı imalatı yüzde 1.8 arttı.

OTOMOTİV ÜRETİMİ

YÜZDE 33.6 GERİLEDİ

İmalat sanayi alt grupları incelendiğinde, en yüksek düşüş oranı yüzde 36.5 ile diğer ulaşım araçlarının imalatında gerçekleşti. Onu, yüzde 35.9’luk düşüş ile tıbbi hassas ve optik aletler ile saat imalatı ve yüzde 33.6’lık düşüş ile motorlu kara taşıtı, römork ve yarı römork imalatı izledi. Bir çok sektördeki daralmanın iyiliştiğini ve yavaşladığını gördüklerini belirten uzmanlar Mayıs ayı ile karşılaştırıldığında durumun pozitif olduğunu ifade ediyorlar.

11.08.2009


 

Meclis yine tatile giriyor

TBMM Başkanı seçimi için özel gündemle toplanan Meclis, bugünden itibaren yeniden tatile girecek. Meclis, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bir kez daha görüşülmek üzere Meclise iade ettiği kanunu görüştükten sonra dağılıp tatiline devam edecek.

TBMM Başkanı seçimi için özel gündemle toplanan Meclis, bugün yeniden tatile girecek. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bir kez daha görüşülmek üzere Meclise iade ettiği İş Kanunu, İşsizlik Sigortası Kanunu ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasında Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun, bugün TBMM Genel Kurulunda görüşülecek. Genel Kurul, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda özel istihdam bürolarına ilişkin maddesi çıkartılan yasayı görüştükten sonra tatile girecek. Öte yandan, AK Parti TBMM Grubu da bugün toplanacak. Ankara/aa

11.08.2009


 

Kürt açılımı için muhalefete randevu talebi

İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, Kürt açılımıyla ilgili görüşmek için muhalefet ve STK’lardan randevu istedi.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Kürt açılımıyla ilgili siyasi parti liderlerinden randevu talep etti. Ancak CHP ve MHP’nin talebe henüz yanıt vermediği öğrenildi. İçişleri Bakanı Atalay, başta DSP olmak üzere diğer partilere de görüşme talebini iletti. Atalay, sivil toplum kuruluşlarından da randevu istedi. Bakan Atalay, kendisine olumlu cevap veren kuruluşlarla hafta içinde bazı görüşmeler yapacak. İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın Kürt açılımıyla ilgili yaptığı açıklamanın ardından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, DTP lideri Ahmet Türk’le bir araya gelmişti. Ankara/aa

11.08.2009


 

Domuz gribi aşısı yıl sonunda Türkiye’de

Türkİye çapında 10 milyon kişiyi domuz gribine karşı aşılama kararı alan Sağlık Bakanlığı’nın sipariş ettiği aşılardan ilk 10 milyon dozu yıl sonuna kadar, kalan 10 milyon doz ise 2010 başında bakanlığın elinde olacak.

Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Turan Buzgan, yaptığı açıklamada, insan üzerinde denemelerine başlanan ve son baharda piyasaya çıkması beklenen domuz gribi aşısından 20 milyon doz sipariş verdiklerini söyledi. ‘’Domuz gribi aşısına, gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelere göre daha zor ulaşacağı’’ tartışmalarını değerlendiren Buzgan, ‘’Bu doğru ama biz bu yönden şanslıyız. Çünkü aşı üreticileriyle çok önceden ön anlaşmalar yaptık. Aşı üretim bandından çıkar çıkmaz Türkiye buna ulaşan ilk ülkelerden birisi olacak’’ dedi. Domuz gribi aşısının, mevsimsel grip aşısı gibi tek değil 2 doz hâlinde uygulanacağını, Dünya Sağlık Örgütünün görüşünün de bu yönde olduğunu anlatan Buzgan, aşının ilk etapta hacı adayları ve hamilelerin yanı sıra kalp, karaciğer, şeker gibi kronik rahatsızlığı olanlarla sağlık personeline yapılacağını bildirdi. Buzgan, ‘’Hac döneminin erken başlamasından dolayı öncelikle hacı adaylarını aşılayacağız. Önceki grip salgınlarından elde edilen tecrübelerden yola çıkarak 65 yaşın üstündekilerin aşılanmasına gerek duymuyoruz. Ankara / aa

11.08.2009


 

Yasak Şehir yol geçen hanı gibi

Pekİn’dekİ eski imparatorluk sarayı Yasak Şehir’in aylık ziyaretçi sayısı 1,5 milyonu aştı. 14. yüzyılın başlarında inşa edilen Yasak Şehir’i geçen ay 1 milyon 590 bin yerli ve yabancı turist ziyaret etti.

Yasak Şehir’e giriş ücreti 60 yüen, yani yaklaşık 9 dolar. Günümüzde Çin Seddi ile birlikte Çin’in en çok turist çeken yeri durumunda olan Yasak Şehir, her gün on binlerce turisti yeni bir hediyelik eşya merkezi ve cafeyle ağırlamaya başladı. Yetkililer, yeni hediyelik merkezde Yasak Şehir’deki tarihi dokudan esinlenerek yapılan anahtarlıklar, tişörtler, ipek ayakkabılar ve el işi ürünleri satılacağını belirtti. Bu ürünlerin hazırlanması için, başşehirdeki bir sanat okulundan öğrenciler davet edildi. Yasak Şehir Ming Hanedanı’nın ortalarından Çing Hanedanı’nın sonuna kadar (1421-1911) 27 imparatora ev sahipliği yaptı. Yaklaşık 720 bin metrekare alanı kaplayan Yasak Şehir, güneyden kuzeye yaklaşık bin metre uzunluğunda, doğudan batıya yaklaşık 800 metre genişliğinde. Yasak Kent’in dört tarafı, 10 metreyi aşkın yükseklikteki duvarlarla çevrili. Şehir duvarı dışında 5 metre genişliğinde koruma kanalı var. Yasak Şehir, feodal hanedanın kuralları, siyasî ölçütleri ve töre ruhuna sıkı bir şekilde uyularak yapılmış. Tarihi kayıtlarda, Ming Hanedanı döneminde Yasak Şehir inşa edilirken, 100 bin işçi ve onlara yardımcı milyonlarca kişi kullanıldığı ve Yasak Şehir’in inşası için kullanılan malzemelerin, birkaç bin kilometre uzaklıktan, ülkenin güneybatısındaki Yunnan eyaleti de dahil Çin’in dört yanından getirildiği anlatılır. Resmi verilere göre, Yasak Şehir’de toplam bir milyonu aşkın tarihi eser bulunuyor. Pekin / aa

11.08.2009


 

Kanseri üzerinize giymeyin

Tüketİcİler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Engin Başaran, yaptığı açıklamada, Türkiye’de tüketici sorunlarının daha çok finans ve telekomünikasyon sektöründe yoğunlaştığından gıda ve giyim güvenliğinin arka planda kaldığını söyledi. Son günlerde tekstil ürünlerinde kullanılan, ter yoluyla vücuda nüfuz eden kanserojen etkili boya ve kimyasalların tüketicilerin sağlığını tehdit ettiğinin gündeme gelmeye başladığını belirten Başaran, ‘’Bu bağlamda, İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) ve İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliğinin (İTKİB) özellikle Çin ve Hindistan gibi ülkelerden ithal edilen tekstil ürünlerinde çok yüksek limitlerde kanserojen etkili boya ve ağır metal içeren maddelerin tespit edildiği ve halk sağlığının ciddî tehdit altında olduğu yolundaki söylemleri tüketiciler için büyük önem taşımaktadır’’ dedi.

Başaran, 1995 yılından beri Gümrük Birliği antlaşması ile Türkiye’nin, AB standartlarını kabul ettiğini ve azo boyar maddesinin Türkiye’de yasaklandığını belirterek, şöyle konuştu: ‘’Ne yazık ki ne ithal ürünlerde ne de iç piyasada bu yasaklı maddelerin kullanımının denetimi sağlanamamıştır ve tüketicilerden de bu konuda talep gelmemiştir. Bu yüzden AB standardı olan Eko-Teks 100 standardının kullanımı çoğu kez yalnızca AB ülkelerine ihraç ürünlerinde gerçekleştirilmekte, iç piyasada ise merdiven altlarında dahi ne olduğu belirsiz sağlıksız boyalarla giyim ürünleri boyanmaktadır. Uzmanlar da bunun da en iyi belirtisinin giyerken veya yıkarken boyanın akması olduğunu belirtmektedir.’’ Ankara / aa “GİYSİLER BİLİNÇLİ SEÇİLMELİ” Tüketİcİlerİn yedikleri kadar giydiklerini de sorgulamalarının zamanının geldiğini vurgulayan Başaran, ‘’Tüketicileri sağlıklarına sahip çıkmaya, giysileri bilinçli seçmeye çağırıyoruz’’ dedi. Başaran, şöyle devam etti: ‘Bilinçsizce pazarlarda etiketsiz, gelişigüzel satılan, nerede, nasıl üretildiği belli olmayan, üzerinde kullanım etiketi ve ürün içeriği yazılı olmayan ve ucuz olduğu için satın alınan ürünlerden vazgeçilmelidir. Tüketici sağlığı ve güvenliği için risk teşkil edenlerden 3 adet almak yerine daha güvenli tek ürün almak çok daha bilinçli bir davranış olacaktır.’’

11.08.2009


 

Uzak Doğu balıkları Akdeniz’i kuşattı

Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Musa Sarı, Akdeniz ve Ege’deki balık çeşitliliğinin giderek değiştiğini, Süveyş Kanalı’ndan giren egzotik balık türlerinin yerli balık türleri üzerinde baskı kurması sebebiyle pek çok balık türünün daha derin bölgelere göç etmek zorunda kaldığını bildirdi. Doç. Dr. Sarı, Türkiye’de balık çeşitliliğinin son 100 yıl içerisinde önemli ölçüde değiştiğini belirtti. Doç. Dr. Sarı, Süveyş Kanalı’nın açılmasının ardından zamanla Akdeniz’e giriş yapan uzak doğu kökenli egzotik balık türlerinin, giderek baskın ırk olmaya başladığını da sözlerine ekledi. Uşak / aa

11.08.2009


 

Uyku alışkanlığı anne karnında kazanılıyor

Hamİlelİkte anne adayı tarafından tüketilen alkolün yanı sıra düşük ağırlıklı doğumun, bebeklerin uyku düzenini olumsuz etkilediği belirlendi. Amerikan Uyku Bilimi Akademisince yaptırılan, sonuçları ‘’Uyku’’ dergisinin Ağustos sayısında yayımlanan ‘’Çocuklarda Kalitesiz Uykunun Hamilelikteki Temelleri’’ başlıklı araştırmaya göre, hamilelikte alkol tüketen annelerin bebekleri ile küçük doğanlar, diğer bebeklere oranla daha kısa ve ‘’huzursuz’’ uykuya sahip oluyor. Bebeklerde 7.7 saatin altındaki gece uykusu ‘’kısa’’ kabul ediliyor. Araştırmaya göre, hamilelik sırasında alkol tüketen annelerin bebekleri, alkol tüketmeyenlerin bebeklerine oranla kısa uyku sorununu 2.5 kat daha fazla yaşıyor. Araştırmayı yürüten ekibin başında bulunan Helsinki Üniversitesinden Dr. Katri Raikkönen, küçük miktarlarda bile olsa, gebelikte kullanılan alkolün bebeğin uyku süresi ve kalitesi üzerinde etkili olduğunun unutulmaması gerektiğini kaydetti. Araştırmaya göre, ‘’küçük’’ olarak dünyaya gelen bebekler de benzer uyku sorunlarını daha sık yaşıyor. Araştırmanın ulaştığı ilginç sonuçlardan biri de sezaryen doğum ile dünyaya gelen bebeklerin normal doğanlara oranla daha kısa uyku dilimlerine sahip olması. Dr. Raikkönen, az ve kalitesiz uyku ile obezite, depresif davranışlar, dikkat eksikliği, hiperaktivite ve zayıf sinirsel fonksiyonlar arasında bağlantı bulunduğunu kaydetti. İzmir / aa

11.08.2009


 

Güneş ve hidrojen yarışları sona erdi

İzmİr’dekİ Pınarbaşı pistinde düzenlenen TÜBİTAK ‘’Formula G - Güneş Arabaları Yarışı’’ ve ‘’Hidromobil - Hidrojen Arabaları Yarışı’’ final etaplarıyla sona erdi. Günün ikinci finalinde hidromobil araçlar yarıştı, birinciliği Makine Mühendisleri Odası, ‘’Poseidon’’ isimli aracıyla kazandı. Şehirde 5 Ağustos’ta başlayan yarışlar, önceki gün düzenlenen final yarışlarıyla sona erdi. Öğleden önce düzenlenen ve güneş enerjisiyle çalışan arabaların katıldığı yarışın ardından öğleden sonra hidrojen enerjisiyle çalışan arabalar yarıştı. Yarışlara çoğu üniversitelerden 18 ekip katıldı. Teknik aksaklıklar sebebiyle 16 arabanın start alabildiği yarışta Makine Mühendisleri Odası Takımı, ‘’Poseidon’’ isimli arabasıyla birinci oldu. Öğleden önce yapılan güneş arabaları yarışında ise İTÜ ekibi, ‘’Socrat’’ isimli aracıyla birinci oldu. İzmir / aa

11.08.2009


 

Üniversite kendi enerjisini üretecek

Yozgat’ta rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik enerjisi elde edilmesi için çalışma başlatıldı. Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İnci Varinli, yaptığı açıklamada, sürdürülebilir enerjinin özellikle son yıllarda gerek dünyada, gerekse Türkiye’de oldukça önemli bir konuma geldiğini hatırlatarak, ‘’Gerek güneş enerjisi gerekse rüzgâr enerjisi yoluyla elektrik elde etmeyi planlıyoruz. İlk etapta amacımız kampüsümüzün elektrik ihtiyacını karşılayıp ihtiyaç fazlasını da satmaktır’’ dedi. Prof. Dr. Varinli, üniversite olarak sürdürülebilir enerjide öncü olmaları gerektiğini kaydederek, bunun konuyla ilgilenen kişilerin yatırım yapmalarını sağlayacağını bildirdi. Yozgat / aa

11.08.2009


 

Ergenekon sanıkları yönlendirilmiş

ERGENEKON'UN üçüncü iddianamesinin tutuklu sanıklarından Hasan Ataman Yıldırım’da ele geçirilen CD’de, bazı Ergenekon sanıklarının yönlendirilmesi yönünde yer alan bilgiler dikkat çekiyor. Talimatlarda, “Veli Küçük, hakkındaki suçlamaları reddetmeli, Turhan Çömez yurt dışından kesinlikle dönmemeli, Sedat Peker Küçük paşa ile beraber yaptıklarını örtmeli” gibi ifadeler yer alıyor.

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve üçüncü iddianamede ismi yer alan sanıklardan Hasan Ataman Yıldırım’da ele geçirilen bir CD’de dikkat çekici bilgiler yer alıyor. CD içeriğinde yapılan incelemede şu ifadeler bulunuyor: “Mehmet Fikri Karadağ: Tutuklu Sanık Em. Kur. Alb. Tv’de yayınlanan kavga görüntüleri ile ilgili dernekten bilgi alınacak, Hüseyin Görüm: Tutuklu sanıkKuvva-i Milliye Derneği Teşkilat Başkanı Ulaşabilecek kişi vasıtasıyla duruşma öncesi hap aldırılmalı, konuşmaları kontrol altına alınmalı, Levent Ersöz: Em.Tuğg. yurt dışından dönmemesi gerek, bulunduğu yerden siyasi nüfuzunu kullanmalı, Erkut Ersoy: Tutuklu Sanık Özel Büro Sorumlusu, kesinlikle bilgi vermemeli, ailesine gerekli uyanlar yapılmalı, Mehmet Şener Eruygur: Tutuklu. Eski Jandarma Genel Komutanı, önemli kişilerin ilgisi sağlanmalı, kurumsal himaye sağlanmalı, Alparslan Arslan: Danıştay’a yönelik saldırının ve Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasının asli faili. Avukatlık stajını Sedat Peker’in avukatının yanında yaptı. Muzaffer Tekin ve Veli Küçük ile ilişkisi tespit edildi. Arslan’ın aracında yapılan aramada, Ercan Cin adına düzenlenmiş VKGB kartviziti çıktı. Cin ‘Benim kartvizitim binlerce kişide var’ dedi. Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasını barmen Tekin İrşi ile birlikte yaptığı tespit edildi. Arslan’ın TİT’in kurucusu Gülaltay ile de ilişkisi olduğu iddia edildi. Babasıyla gerekli görüşmeler yapıldı. Ferid İlsever: Tutuksuz sanık. Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmenliği yaptı. Hastalığı belli aralıklarla medyada yer almalı Hukuki süreçle ilgili sürekli bilgilendirilmeli.”

‘Veli Küçük suçlamaları reddetmeli’

NOTLARDAN Veli Küçük, Turhan Çömez ve Sedat Peker ile ilgili notlar da dikkatlerden kaçmıyor. Notlarda; Veli Küçük: Tutuklu Em. Tuğg. Başlangıçta hakkındaki suçlamaları reddetmeli, devleti zan altında bırakacak ifadeler kullanmalı. Bu ifadeleri destekleyecek bilgiler derlenip Zeynep’e teslim edilecek. Zeynep’in mesleki tecrübesi zayıf, dikkat edilmeli, tecrübeli bir arkadaşımız yanında bulunmalı, Mustafa Ali Balbay: Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi, Meşhur ‘Genç Subaylar Rahatsız’ yazısını kaleme alarak Org. Özkök’e en büyük darbeyi vurdu. Gazetenin avukatlarıma gerekli yönlendirme yapıldı, Turhan Çömez: Ek savunmaya gerek yok, yurt dışında. Kesinlikle dönmemeli, Sedat Peker: Tutuksuz sanık, Kelebek operasyonunda tutuklandı. Drej Ali ile uzun yıllardır tanışıyor. Caner Yiğit’i Veli Küçük’e koruma olarak tahsis ettiği iddia ediliyor. Susurluk hükümlüsü Korkut Eken’e para gönderdiğini telefon kayıtlarında söylemişti. Peker’in www.öztürkler.com adlı internet sitesinin açılışına Veli Küçük de katılmıştı. Yaptığı çek senet tahsilatı vurgulanmalı, Küçük Paşa ile beraber yaptıklarını örtmeli. Sinan Aydın Aygün: Tutuksuz sanık. ATO Başkanı, Ankara’ya gidildiğinde beraber durum değerlendirmesi yapılacak” ifadelerine yer veriliyor.

Savcılar, bu CD’deki bilgiler ışığında ise iddianameye şu notu düşmüş: “Notlardan Şüpheli Hasan Ataman Yıldırım’ın örgütün kendisine verdiği görevleri yerine getirdiği gibi örgütün üst yönetimine de kendisine verilen görevleri yaptığına dair aldığı notları rapor olarak yazdığı anlaşılmaktadır” Tutuklu sanık Yıldırım, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Devletin Güvenliğine İlişkin Gizli Belgeleri Temin Etme, Açıklanması Yasaklanan Gizli Bilgileri Temin Etme, Hukuka Aykırı Olarak Kişisel Verileri Kaydetmek” suçlarından yargılanacak. İstanbul/cihan

11.08.2009


 

CÇG, ADD çatısı altında faaliyet yürütmüş

İSTANBUL 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen Ergenekon’un 3. iddianamesine göre, Cumhuriyet Çalışma Grubu’nun (CÇG), Ergenekon sanığı eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur’un başkanlığını yaptığı Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) çatısı altında faaliyet yürüttüğü ortaya çıktı. CÇG’nin bu faaliyetleri gerçekleştirebilmesi için başlangıç olarak asgari 200 bin ABD doları kaynak ayırması gerektiği belirtiliyor. CÇG’nin 19 Ocak 2004 tarihli devre raporunda, Cumhuriyet Platformu Çalışmaları başlığı altında Ulusal Birlik Hareketi STK Platformundan bahsedildiği, bu kapsamda Ulusal Birlik Hareketinin yaygınlaşması için işbirliğinin sürdürülmesi gerektiği ve bunun için hazırlanacak basın bildirisinin, bedeli 830 kaleminden ödenmek suretiyle Ulusal Birlik Hareketi ve Cumhuriyet Platformu imzası ile yüksek tirajlı gazetelerde yayımlanması gerektiği ifade ediliyor. Cumhuriyet Çalışma Grubu Teşkilat ve Faaliyetleri başlıklı sunumda; CÇG’nin yıkıcı, bölücü ve irticaî unsurlar ile bunların uzantılarının, Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı giriştikleri eylem ve faaliyetlerine karşı; (1) toplumsal refleksi harekete geçirmek, (2) dezenformasyon ile mücadele etmek, (3) özel istihbarat bilgilerini üretmek, kullanmak ve arşivlemek ve (4) kurum kimliği adı altında yapılması mahzurlu olan ve fakat yapılması gereken eylem ve faaliyetleri organize etmek maksadıyla, ‘Jandarma Genel Komutanı’nın emirleri’ ile ‘bizatihi kontrol ve denetimleri’ altında görev yapmak üzere kurulduğu aktarılıyor. Ankara/cihan

11.08.2009


 

“Seçimde Karayalçın’a destek vermeliyiz”

Ergenekon Terör Örgütü davası kapsamında hazırlanan 3. iddianamede, Uludağ Üniversitesi eski rektörü ve ADD Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran’ın, Tuncay Özkan’la birlikte ADD’yi ele geçirmeye çalıştığı belirtildi. Mustafa Yurtkuran’ın, Bursa ili Mudanya İlçesi Bademli Mahallesi’ndeki evinde ele geçirilen belgede mason olduğu, adına düzenlenen ‘Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Üye Kartı’nın olduğu kaydedildi. Yurtkuran’ın, 16 Aralık 2008 tarihinde Kemal Gürüz’le yaptığı bir telefon görüşmesinde, “Ankara’da Karayalçın’a sıkı destek vermemiz lazım abi” diyor. Şener Eruygur’la sık sık görüştüğü ve yapılacak eylemlerle ilgili fikir alışverişinde bulunduğu tesbit edilen Yurtkuran’ın 03 Mart 2008 tarihinde yaptığı telefon görüşmesinde kullandığı “Bir emriniz var mı bana paşam” ifadesi de iddianamede yer alıyor. Tuncay Özkan’la da görüşen Mustafa Yurtkuran, Özkan’ın kendisine ADD Genel Başkanı olmayı teklif ettiğini aktarıyor. Uludağ Üniversitesi yeni rektörünün bir uygulamasını eleştiren Yurtkuran, 08 Eylül 2008 tarihinde Levent G. İsimli şahısla yaptığı telefon görüşmesinde, “Bilmiyorum, bu Atatürk matatürk işlerinde böyle Ak partinin fazla dikkatini çekmek istemiyorum” şeklinde cevap veriyor. Bursa/cihan

11.08.2009


 

Tetikçi yakalanmasaydı, Baydemir’i öldüreceklerdi

ERGENEKON yapılanmasının Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’i öldürmek istediği, fakat polisin son anda tetikçiyi yakalamasıyla bu eylemin gerçekleşemediği belirtiliyor. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen Ergenekon soruşturmasıyla ilgili 3. iddianamede yer alan bilgilere göre, tetikçi Selim Akkurt’un 2 ayrı cinayet dosyasından firari olduğu ifade ediliyor. Ergenekoncuların, 2007 yılında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ve DTP Milletvekili Sebahat Tuncel’e silahlı saldırıda bulunacağı ortaya çıktı. Ergenekon sanıklarından Mehmet Fikri Karadağ ve etrafındaki şahıslara yönelik yapılan teknik takip çalışmalarında Karadağ’ın Veli Küçük ile gizlice görüştüğü günlerde suikast hazırlığı yapıldığı belirlendi. Özellikle DTP’li şahıslara yönelik eylem hazırlıklarını hızlandırdıkları görülünce Mehmet Fikri Karadağ ve olayda tetikçi olarak kullanacakları şüpheli şahıslara yönelik fiziki takip çalışmaları yapıldığı belirtildi. Yapılan takip çalışmalarında Mehmet Fikri Karadağ’ın olayda tetikçilik yapacak Selim Akkurt ile gizlice buluşmaya çalıştığı belirlendi. İstenmeyen olayların engellenmesi için olayda tetikçilik yapacak olan Selim Akkurt, polisin düzenlediği operasyon sonucu yakalandı. Akkurt, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Ankara/cihan

11.08.2009


 

Başbakanlık önünde harç eylemi

ÜNİVERSİTE öğrencileri Başbakanlık binası önünde harç zammı eylemi yaptı. Öğrenci Kollektifi üyesi bir grup öğrenci Başbakanlık Merkez Binası’nın Vekaletler Caddesi girişine “Teşekkür ederiz Başbakanım” sloganlarıyla geldi. Ellerinde “Teşekkür ederiz Başbakanım” pankartı bulunan öğrenciler, basın açıklaması yaparak üniversite harçlarına yapılan zammın geri alınmasını istedi. Daha sonra “Teşekkür ederiz Başbakanım” pankartını çöpe atan öğrenciler, “Teşekkür de yok, pazarlık da yok. Harçlara hayır” yazan pankartı açtı. Bu esnada Başbakanlık korumaları tarafından eylemci öğrenciler çembere alındı. Güvenpark’ta bulunan Çevik Kuvvet ekipleri Başbakanlık girişini kapattı. Öğrenciler, basın açıklamasını yaptıktan sonra olaysız dağıldı. Ankara/cihan

11.08.2009


 

Trafik Kanunu’nda yeni düzenleme yolda

TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Alt Komisyonu Başkanı ve AKP Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, Trafik Kanunu ve ateşli silahlarla ilgili düzenleme yaptıklarını açıkladı. Köylü, ‘6136 Sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun’un ismini “Silah Kanunu” diye tamamını içine alacak şekilde değiştireceklerini söyledi. Silahları sınıflandırarak yeni yaptırımlar getiren yasa tasarısının, TBMM Başkanlığı’na yakın bir tarihte sunulacağını belirten Hakkı Köylü, “Tasarıda ruhsatlı silahı yanında olmadığı takdirde, bankaya kiralık kasaya veya silah taşımaya yetkili olan başka bir kişiye polise haber vererek emanet bırakabilecek. Ruhsatsız silahı kırsal alanda taşıyorsa cezası 1 yıldan 3 yıla kadar olacak. Şehir içinde taşıyorsa 2 yıldan az olamaz. Mesken mahalde ateş atmış ruhsatlı kişi, kabahat işlediyse, silahı elinden almak yerine 500 TL idare para cezası verilecek.” dedi.

11.08.2009


 

DUBLE YOLDA HIZ SINIRI 110 KM OLUYOR

Trafik Kanunu’nda da önemli değişikliklerin yapılacağını aktaran Köylü, “İçişleri Bakanlığı, araç satışlarında galericilere yetki verecek. Bilgisayarlı sisteme girip araç kayıtları görülebilecek. Duble yollarda ise hız limiti 110’a çıkartılacak. Otoyollardaki 120 olan hız limiti devam edecek. Şehir içi azami sürat ise 50 olacak. Ancak önümüzdeki yıllarda trafik komisyonu bu limiti duruma göre 20 km daha arttırabilecek.” diye konuştu. Kastamonu/cihan

11.08.2009


 

Kâtibim’den kanserli çocuklara destek

Ramazan’da Kâtibim— Ramazan Ayı’nda Kaâtibim Et Lokantası’nda sınırsız yiyecek-içecek iftar menüsü 44 TL olurken, gruplara yüzde 15 indirim uygulanacak. Lokantada her gün 600 kişiye aynı anda iftar yemeği verilebiliyor. Mehmet Yörükoğlu’nun birbirinden değerli hat tablolarını da görme imkanı bulacak olan misafirlerin, çocuklarıyla birlikte gelmeleri halinde çocuklarını “Çocuk Oyun Alanı”nda oyunlar oynayıp çizgi film izlemeleri için gözetmenlere emanet edebilecekler.

KIZ Kulesi’nin komşusu Katibim Et Lokantası’nda Ramazan ayı boyunca Ünlü Hat Sanatçısı Mehmet Yörükoğlu, “yaprak üstüne” uyguladığı hat sanat eserlerini sergileyecek. Yörükoğlu’nun birbirinden değerli tablolarının satışa sunulacağı serginin geliri “Kansere Karşı Çocukları Tedavi ve Koruma Sosyal Yardımlaşma Derneği”ne bağışlanacak. 14 yıldır büyük mücadeleler vererek kanser olan oğlunu tekrar hayata bağlamak için bütün servetini harcayan Dernek Başkanı ve Hat Sanatçısı Mehmet Yörükoğlu, kurduğu bu dernekle önemli bir projenin de oluşmasına öncülük edecek. Kanserli çocuklara yönelik yapılacak “Hasta Konuk Köyü” projesiyle, İstanbul’a taşradan gelen kanserli hasta çocukların konuk olabileceği tam donanımlı, steril bir yer düzenleyeceklerini açıklayan Yörükoğlu, Ramazan ayında Feshane ve Kâtibim Et Lokantası’nda kuracağı sergiden elde edeceği gelirle projeye önemli katkı sağlamış olacak.

ÜSKÜDAR’A GİDER İKEN KÂTİBİM’E UĞRAYIN

Eşsİz Boğaz manzarası ile Mihrimah Sultan Camii, Rumi Mehmet Paşa Camii, Şemsipaşa Camii ve Kız Kulesi’nin komşusu Katibim Et Lokantası’nda, misafirler Osmanlı iftar sofralarını yeniden bulabilecek. 1990 yılında hizmete giren ve Türk Sanat Müziği’nin önemli sanat eseri olan “Katibim” şarkısından ve Üsküdar’da olmasından esinlenerek ismini alan Katibim Et Lokantası & Kafeterya, Kâtip-Kâtibe nostaljisi ve Osmanlı sanat motifleriyle misafirlerini ağırlıyor. Geleneksel Türk ve Osmanlı yemek kültürü ve fizikî atmosferi ile ziyaretçilerine eski Üsküdar ve Osmanlı havasını hissettiren Kâtibim Et Lokantası’na yerli ve yabancı turistler büyük ilgi gösteriyor.

AHMET CEYLAN / İSTANBUL

11.08.2009


 

Kur’ân kursları alternatifsiz

Dİyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, ‘’Kur'ân kurslarımızın alternatifi yine Kur'ân kurslarıdır’’ dedi. Bardakoğlu, ‘’Türkiye Hafızlık Yarışması’’ finaline katılmak üzere geldiği Kastamonu’da gazetecilerin sorularını cevapladı.

Türkiye’de Kur'ân kurslarının desteklenmesinin genellikle halkın teveccühüyle gerçekleştiğini belirten Bardakoğlu, ‘’Artvin Hopa’dan Muğla’ya kadar geniş bir satıhta 8 bine yakın kursumuz kanunlara ve nizama uygun şekliyle açık ve şeffaf şekilde hizmet veriyor. Bu bakımdan Kur’ân kurslarımızın alternatifi yine Kur’ân kurslarıdır. Biz onun verdiği eğitimi başka bir şeyle dolduramayız. O eğitim boş kaldığı vakit de onun yerini insanımızın dünyasını ve ahretini karartan şeyler doldurur’’ dedi. Tarihi binaların kıymeti bilinsin istediklerini, söz konusu binaları restore ettiklerini aktaran Bardakoğlu, şunları kaydetti: ‘’Biz aslında fazla ihtiyacımız olduğu için değil, tarihi binaların kıymeti bilinsin diye tarihi binaları restore edip din ve Kur'ân hizmeti veriyoruz. Ama halkımızda bize bu konuda yardımcı olacak. Diyanet İşleri Başkanlığı para basan bir kurum değil. Onun için şayet bize destek verirlerse o binalarda Kur'ân okunmasına, din hizmeti verilmesine yardımcı oluruz. Ama destek verilmezse metruk kalır veya başka işlerde kullanılır.’’ Ankara-Kastamonu / aa

ENGELLİLER DE

KUR’ÂN ÖĞRENDİ

Dİyanet İşleri Başkanlığı, yaz aylarında düzenlediği Kur’ân kurslarında engellileri de unutmadı. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Erzurum, Diyarbakır, Trabzon ve Adana’da kurslar düzenleyen Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam dininin engellilere yaklaşımı ve engellilere tanıdığı kolaylıklar, engellilerin din hizmeti ve eğitim ihtiyacı’’ konularında eğitim verilmesini sağladı. Keçiören Mecidiye Camisi’nde açılan kursa katılan görme engelli 13 yaşındaki Çağrı Fidan, Braille Alfabesi’ni ilkokulda öğrendiğini, bu sebeple Kur’ân okumakta zorlanmadığını, ancak yavaş okuduğunu ve hata yapabildiğini ifade etti. Görme engelli Çağrı Fidan’ın Kur’ân-ı Kerim öğrenmede sağlıklı çocuklardan hiçbir farkı olmadığını, hatta daha azimli olduğunu vurgulayan Tel, bazı çocuklara nazaran Fidan’ı duaları hızlı ezberleyebildiğini kaydetti.

11.08.2009


 

BM gibi kamp

İstanbul’un Beyoğlu İlçesi Belediyesi, 5 yılda Türkiye’nin çeşitli illeri ile Tunus, Belçika, Yunanistan, Macaristan, Bulgaristan, Azerbaycan, Türkmenistan, Çin, Makedonya ve İspanya’dan yaklaşık 25 bin genci Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde bulunan Kefken Çevre ve Yaz Kampı’nda ağırladı. Beyoğlu Belediyesi, Çevre ve Orman Bakanlığı’na ait 46 dönüm arazi üzerine kurulu kampta 6 sezondur Türkiye ve dünyanın dört bir yanından gelen gençleri konuk ediyor. Kampta, başta Beyoğlu ilçesinden olmak üzere yaşları 13-17 arasında değişen Türkiye’nin çeşitli illerinden başarılı öğrenciler, engelliler, yaşlılar, Beyoğlu sakinleri ve dünyanın değişik ülkelerinden öğrenciler bir hafta süreyle misafir ediliyor. Kocaeli / aa

11.08.2009


 

Yeni Asya Neşriyat Kocaeli Kültür Sanat Fuarı’nda

Yenİ Asya Yayınları’ndan çıkan kitaplar, İzmit’te her sene yapılan ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Fuar Müdürlüğü’nün tertip ettiği fuarda okuyucuyla buluşuyor. 5 Haziran - 20 Eylül 2009 tarihleri arasında Kocaeli Kültür Sanat Eğlence Festivali’ni görmeye gidecek olan ziyaretçiler Yeni Asya standına da uğrayarak Yeni Asya yayınlarından çıkan tüm eserleri bulabilecek. Risale-i Nur Külliyatı ve çocuk yayınlarının özellikle dikkat çektiği fuarda çok cazip seçeneklerle yayınevimizden çıkan kitapları bulabilirsiniz. Kocaeli Gönüllü Kültür Kuruluşlarından İrfan Bozbağ’ın yetkisi altında açılan Yeni Asya standında yayınevimizden çıkan tüm eserler sizleri bekliyor. İstanbul / Yeni Asya

11.08.2009


 

Ramazan kampanyamız TV ve radyolarda duyuruluyor

Gazetemİzİn Ramazan ayında düzenleyeceği “Her cuma bir kitap” kampanyasının tanıtım reklamları televizyon ve radyolarda yayınlanmaya başlandı. Türkiye genelinde 76 Mahalli televizyon ile, uluslar arası yayın yapan Hilâl, Dost ve Mehtap TV gibi kanallar ve bir çok radyoda eş zamanlı olarak gösterilecek kampanya reklamlarıyla daha çok sayıda okuyucunun bu cazip kampanyadan haberdar edilmesi planlanıyor. Televizyon ve radyo reklamlarıyla duyurulacak olan Yeni Asya Gazetesi’nin Ramazan kampanyası çerçevesinde, Ramazan’ın ilk Cuma’sında “100 Soruda Ramazan Orucu” adlı kitap, ikinci Cuma’da Bediüzzaman Said Nursi’nin telif ettiği “Ramazan, İktisat, Şükür Risaleleri” eseri, üçüncü Cuma’da ise “100 Soruda Zekât” eseri okuyuculara hediye edilecek. İstanbul / Yeni Asya

11.08.2009


 

Bankaların büyüklüğü 768 milyar liraya ulaştı

Haziran itibariyle sektörün aktif toplamı yıl sonuna göre, yüzde 4,9 artarak, 768,2 milyar liraya yükseldi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Bankacılıkta Yapısal Gelişmelerin 3. Sayısını yayımladı. Buna göre, 2009 Haziran itibarıyla Türk Bankacılık Sektörü’nde çalışan personel sayısı 182 bin 468 kişi, sektörün şube sayısı 9 bin 374 oldu. 2008 yılının ilk yarısında 9 bin 415 adet artan personel sayısı, 2009 yılının ilk yarısında 197 kişi azaldı. 2008 yılının ilk yarısında 600 adet artan şube sayısı ise 2009 yılının ilk yarısında 70 adet arttı. Haziran 2009 itibarıyla sektörün aktif toplamı yıl sonuna göre yüzde 4,9 artarak 768,2 milyar liraya yükseldi. Sektör aktiflerinin GSYH’ye oranı 2008 yıl sonunda yüzde 77,1 düzeyindeyken, 2009 Haziran ayında yüzde 81,3 düzeyine yükseldi. Haziran 2009 itibarıyla sektörün toplam kredileri de 368,2 milyar lira olarak gerçekleşirken, krediler, yüzde 47,9 aktif payı ile bankacılık sektörünün bir numaralı plasman kalemi olmaya devam etti. Aralık 2008’de yüzde 3,7 olan kredilerin takibe dönüşüm oranı, Haziran 2009’da yüzde 4,9’a yükseldi. En yüksek takibe dönüşüm oranı yüzde 6,6 ile küçük ve orta boy işletme (KOBİ) kredilerinde olup, KOBİ kredileri aynı zamanda Eylül 2008’den Haziran 2009’a kadar olan dönemde takibe dönüşüm oranında en yüksek artışın gerçekleştiği kredi türü oldu. Ankara / aa

11.08.2009


 

Benzinde 3 kuruş indirim

Enerjİ Piyasası Düzenleme Kurulu, benzinin fiyatını 3 kuruş indirirken, motorine 4 kuruş, gazyağına ise 6 kuruş zam yaptı. Akaryakıt bayileri, kurşunsuz benzinin fiyatını, 3,34 liradan 3,31 liraya düşürdü. Kurul ayrıca, motorinin dağıtım şirketi tavan fiyatını 2,48 liradan 2,52 liraya, bayi tavan fiyatını 2,66 liradan 2,70 liraya, yükseltti. Bayiler de buna paralel olarak, kırsal motorinin fiyatını 2,52 liradan 2,66 liraya, motorinin fiyatını 2,66 liradan 2,70 liraya, gazyağının fiyatını ise 6 kuruş artırarak da 2,35 liradan 2,41 liraya çıkardı.

11.08.2009


 

ÖTV’deki artış, satışları olumsuz etkiledi

Hükümetin krizin etkilerini azaltmak amacıyla çıkardığı teşvik paketi kapsamında, 15 Mart-15 Haziran tarihleri arasında uyguladığı ÖTV indirimini kademeli olarak artırması, otomobil satışlarını olumsuz etkiledi. Teşvik paketinde yüzde 37’den yüzde 18’e indirilen ÖTV oranının 15 Haziran’dan itibaren yüzde 28’e çıkarılması, otomobil satışlarının yarıdan fazla düşmesine neden oldu. Duğles Otomotiv Genel Müdürü Tolga Duğles, yaptığı açıklamada, bu değişimin etkilerini hemen hissetmeye başladıklarını söyledi. İndirimin uygulandığı 3 aylık dönemde sektörde ‘’hızlı’’ bir süreç yaşadıklarını aktaran Duğles, ‘’İnsanlarımız bu fırsattan yararlanıp ciddi alımlar yaptı. Fakat 15 Haziran’dan itibaren ÖTV’nin yükselmesiyle beraber alımlarda ciddi bir azalma olduğunu görüyoruz’’ dedi. İzmir / aa

11.08.2009


 

Ramazan ayında harcamalar yüzde 20 artıyor

Ipsos KMG’nin Ramazan Ayındaki tüketim eğilimi ve artışlarını izlediği Ramazan Raporuna göre, Türkiye’de geçtiğimiz yıllarda Ramazan döneminde harcama ortalama bir aya kıyasla yaklaşık yüzde 20 daha yüksek olurken, 2008 yılında ortalama bir aya göre haneler, harcamalarını yüzde 13 artırdı.

Ipsos KMG’den yapılan yazılı açıklamada yer verilen rapora göre, Türkiye’de hızlı tüketim ürünleri için harcanan para 2008 yılında önceki yıla kıyasla yüzde 5 artarken, enflasyondan arındırıldığında yüzde 5 daralma gerçekleşti. Önceki yıla kıyasla 2008 yılında enflasyon artışına paralel olarak hanelerin bir seferde harcadığı para artarken, haneler daha seyrek alım yaptı. Harcamadaki genel azalma, Ramazan dönemindeki harcamada da görüldü. 2006, 2007, 2008 yılları Ramazan döneminde harcanan para, aylık ortalamaların üzerinde oldu. Ancak 2008 yılı Ramazan dönemindeki harcama artışı önceki yıllara göre daha düşük seviye görerek, ay ortalamasına göre 113 endeks aldı. Et ve et ürünlerinde tüm Ramazan boyunca, yüksek harcama olurken, içeceklerde Ramazan ortasında yükselme görülüyor. İstanbul / aa

11.08.2009


 

‘Hakimler ve Savcılar Kanunu, Anayasa’ya aykırı hüküm içeriyor’

Hukukçular, hakimler ve savcıların herhangi bir suç veya disiplin soruşturması gerekçesiyle meslekten çıkarılmasını kapsayan 2082 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 69. maddesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kanunun ‘hakim ve savcıların özgürlüğünü tehdit eder’ bir nitelikte olduğunu belirtti. Kanunu’nda yer alan “Mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte görüldüğü takdirde de meslekten çıkarma cezası verilir” bölümünün hakimler ve savcılar üzerinde baskı oluşturduğunu vurgulayan Eski Savcı Sacit Kayasu, kanundaki belirsizliğin keyfi uygulamalara sebep olduğunu söyledi. Yozgat eski Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek ise, “Hâkim ve savcının eylemi suç teşkil etmiyor, hükümlülüğü gerektirmiyor ama HSYK doğrudan meslekten ihraç kararı verebiliyor. 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu Anayasa’ya aykırı hüküm içeriyor” dedi. İstanbul / cihan

11.08.2009


 

İhracat 92, ithalat 119 milyar dolar olacak

İlk 6 ay verileri baz alınarak yapılan projeksiyona göre, yıllık ihracat 91,7, ithalat ise 118,9 milyar dolar olacak. Yılın ikinci yarısında dünya ekonomisinde yaşanan olumlu gelişmelerin ihracatı 104 milyar dolara taşıyabileceği tahmin ediliyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Ocak-Haziran verilerini baz alarak yaptığı hesaplamalara göre, 2009 sonunda ithalat rakamı ise 118,9 milyar dolar olacak. İlk 6 aylık verilerin devamı halinde dış ticaret açığı 27,2 milyar dolara kadar düşecek. TÜİK rakamlarına göre, ilk 6 ayda geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 30,6 gerilemeyle 47 milyar 746,2 milyon dolar tutarında ihracat, yüzde 41,1 gerilemeyle 62 milyar 325 milyon dolar tutarında ithalat gerçekleşti. Ankara / aa

11.08.2009


 

Türkiye İran demir yolu hattı ulaşıma açıldı

Türkİye-İran demir yolu hattının bir hafta aradan sonra yeniden ulaşıma açıldığı bildirildi. Batı Azerbaycan Demiryolları Müdürlüğü, İran sınırları içinde meydana gelen heyelan ve göçük nedeniyle kapanan İran-Türkiye demir yolunun yeniden ulaşıma açıldığını bildirdi. Demir yolu hattında gerekli bakım ve onarım çalışmalarının da yapıldığı, yolcu ve yük trenlerinin bugünden itibaren seferlerine başlayabileceği kaydedildi. Batı Azerbaycan eyaleti sınırları içindeki demir yolu hattı 2 Ağustostan beri ulaşıma kapalı tutuluyordu.

11.08.2009


 

Musul’daki saldırıda yaralananlar Ankara’dA

Irak’In Musul kentini, cuma günü kana bulayan bombalı saldırıda yaralananlardan 39’u Ankara’ya getirildi. Musul’daki saldırıda yararlanan 276 kişiden 39’unu taşıyan askeri uçak dün akşam Etimesgut Havaalanı’na indi. Yaralılar, Numune, Dışkapı, Atatürk, Ankara, Onkoloji ve Keçiören Hastanesi’nde tedaviye alındı. Aralarında, 8 çocuk ve 3 kadının da olduğu yaralılardan 20’sinin durumu ciddiyetini koruyor. Musul’da, çoğunlukla Türkmenlerin yaşadığı Şerihan köyünde bombalı saldırıda 37 kişi hayatını kaybetmişti.

11.08.2009


 

Nükleer ihalesinde karar Eylül’de alınacak

Enerjİ Bakanı Taner Yıldız, Mersin Akkuyu’ya yapılması planlanan nükleer santral ihalesi ile ilgili çalışmaların önümüzdeki ay mutlaka karara bağlanacağını söyledi. Yıldız, geçen hafta Rusya Başbakanı Putin’in Ankara ziyaretinde de konunun gündeme geldiğini,, her iki tarafın makul bir noktada buluşma amacında olduklarını belirtti. Enerji Bakanı, kamunun da projeye katılmasının gündeme gelebileceğini söyledi.

Gündemdeki konulara ilişkin bir basın toplantısı düzenleyen Yıldız, Rusya’dan Batı Hattı’ndan alınan gaz için yeni kontratın 15-25 yıl arasında olacağını belirterek, “Batı Hattı’ndan alınacak gaz için reeksport talebimiz oldu, nasıl karşılanacağını bilmiyoruz. Azerbaycan’dan toplam 8 milyar metreküp gaz alımı üzerinde görüştük, miktarda değişiklik yok” dedi. Enerji Bakanı Yıldız, İran ve Rusya ile yıl sonunda “al-ya da-öde” yükümlülüğü ortaya çıkabileceğini, böyle bir durum için erteleme talepleri olduğunu söyledi. Yıldız, gelecek hafta doğalgaz ve elektrik interkonneksiyon anlaşmaları imzalamak için Suriye’ye gideceğini söyledi. Ankara / aa

Yaz geldi,

elektrik tüketimi çift haneli arttı

Elektrİk tüketimi Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 11.5 arttı. Temmuz’da elektrik tüketimi, bir önceki yılın aynı ayına göre, her ne kadar yüzde 3.2 oranında düşse de, Haziran ayına göre yüzde 11.57 arttı. Haziran ayına göre 1 milyar 835 milyon kwh artışla 17 milyar 694 milyon kwh’ye çıkan Temmuz tüketimi, geçen yılın Ağustos ayından bu yana en yüksek aylık tüketim olarak gerçekleşti.

11.08.2009


 

Sağlık harcamaları 3 yılda 13 milyar TL arttı

Türk Sağlık Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türkiye’nin sağlık harcamalarının 2006 yılında 23 milyar TL iken, 2009 yılında 36 milyar TL olacağını bildirdi, bu tablonun uygulanan yanlış sağlık politikasından kaynaklandığını iddia etti. Kahveci, yaptığı açıklamada, “Sevk zincirinin kaldırılmasından tedavi eksenli bir sağlık hizmeti politikasına kadar birçok yanlış uygulama sonucunda sağlık harcamaları çok hızlı bir şekilde yükseliyor. Tetkik ve tedavilerdeki aşırı artışın sonucu olan sağlık harcamaları Türkiye ekonomisine büyük bir yük getiriyor” dedi. Sağlıkta temel politikanın insanları tedavi etmek yerine insanların hasta olmalarının önüne geçmek olduğunu kaydeden Kahveci, “ Ne yazık ki ülkemizde koruyucu sağlık hizmetleri yerine tedavi edici sağlık hizmetleri ön planda görülüyor. İnsanların hasta olmasının önüne geçmek yerine tedaviye dayalı bir sağlık sistemi benimsenmiş durumda. Sevk zinciri sisteminin uygulanmaması nedeniyle hastaneler sağlık ocağı gibi çalışıyor” diye konuştu. Sağlık harcamalarındaki artışın faturasının vatandaşa kesilmemesi gerektiğini ifade eden Kahveci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sağlık politikaları gözden geçirilmeli, koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmelidir. Sağlıkta ilaca ve tedaviye para harcamak yerine yatırıma ve önleyici sağlık hizmetlerine para harcanırsa bu işten hem devlet hem millet kârlı çıkar.”

11.08.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.