23 Eylül 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

ERDOĞAN, İSRAİL'İ ZİYARET EDECEK Mİ?

Yahudi lobiciler Ortadoğu'da kitle imha silâhlarının yayılmasından ve Ahmedinejad'ın Yahudi soykırımını reddeden sözlerinden duydukları kaygıyı ilettikleri Erdoğan'dan “Bölgede ve dünyada her türlü kitle imha silâhı ile nükleer silâha karşıyız. İran bize nükleer programını barışçı amaçlarla yürüttüğünü söylüyor” cevabını aldılar. Erdoğan, yakında İsrail'i ziyaret etmesinin gündemde olup olmadığı sorusuna “Henüz kesinleşmiş birşey yok, ama dışişleri bakanlarımız BM'de her an görüşebilir” karşılığını verdi.

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta, ABD’deki önemli Yahudi kuruluşlarının temsilcilerini kabul etti. Başbakan Erdoğan, 64. dönem BM Genel Kurulu üst düzey toplantıları ve G20 zirvesi nedeniyle geldiği ABD’de, New York’ta ilk görüşmesini yaptı. Erdoğan, beraberindeki heyetle birlikte geldiği New York’ta kaldığı The Plaza Oteli’nde, aralarında Abraham Foxman’ın ulusal direktörlüğünü yaptığı ‘’İnkâr ve İftiraya Karşı Birlik’’ (AntiDefamation LeagueADL) kuruluşunun da bulunduğu New York ve Washington merkezli önemli Yahudi kuruluşlarının temsilcileriyle görüştü.

Toplantının iyi geçtiği, Yahudi cemaati temsilcilerinin Başbakan Erdoğan’a çeşitli konularda soru sordukları öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, Başbakan Erdoğan, toplantıda, eşbaşkanlığını ABD’nin yaptığı AGİT Minsk grubunun Ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesi sürecine katkısının önemli olduğunu belirterek, ilişkilerin geliştirilmesinde bu grubun daha fazla gayret göstermesi gerektiğini söyledi. Yahudi kuruluşları, Başbakan Erdoğan’a Orta Doğu bölgesindeki kitle imha silâhlarının yayılmasından ve İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın Yahudi soykırımını inkar eden konuşmalardan kaygı duyduklarını belirtti, Erdoğan da Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada her türlü kitle imha silâhına ve nükleer silâha karşı olduğunu bildirdi.

Erdoğan, İran ile yaptıkları görüşmelerde İran tarafının Türkiye’ye nükleer programını barışçıl amaçlarla yürüttüğünü anlattığını ve Türkiye’nin de nükleer silâhlara karşı olduğunu bu görüşmelerde her zaman ifade ettiğini kaydetti.

Yahudi kuruluşları temsilcilerin Başbakan Erdoğan’a İsrail’i yakında ziyaret etmesinin gündemde olup olmadığını sorunca Erdoğan’ın henüz kesinleşmiş birşey olmadığını, ancak BM Genel Kurul toplantıları sırasında Türk ve İsrail dışişleri bakanlarının her an görüşebileceklerini söylediği belirtildi. Erdoğan’ın toplantıda İsrail ile Suriye arasında daha önce Türkiye’nin aracılığında yapılan dolaylı görüşmeler konusunda ise belli bir noktaya kadar ilerleyen, ancak İsrail’in Gazze’ye saldırısı nedeniyle duran bu süreci Türkiye’nin iki tarafın da talebi olması halinde devam ettirme konusunda elinden geleni yapacağını söylediği ifade edildi.

Bu arada, Yahudi temsilcilerin Erdoğan’a, İstanbul’daki Yahudi cemaatinin Türkiye’de ders yılının başında okullarda ayrımcılığın kaldırılması ve ilk derste dil, din ve ırk ayrımcılığına karşı saygı, sevgi ve hoşgörü konusunun işlenmesiyle ilgili ‘’ilk ders genelgesini’’ çok olumlu karşıladıklarını söyledikleri de öğrenildi. Kalabalık bir Yahudi grubunun (Yaklaşık 50 kişi) katıldığının gözlemlendiği toplantıda, Erdoğan’ın Yahudilerin yeni yıllarını kutladığı bildirildi.

Bu arada Başbakan Erdoğan ile birlikte New York’a gelen Dışişleri Bakanı Ahmet Davuoğlu’nun da New York’taki ilk görüşmesini, AB dönem başkanı İsveç’in Dışişleri Bakanı Carl Bildt ve AB’nin gelecek dönem başkanı olacak İspanya’nın Dışişleri Bakanı Miguel Angel Moratinos ile yaptığı öğrenildi. New York’a, Başbakan Erdoğan ile birlikte eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Devlet Bakanı Ali Babacan, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve bazı milletvekilleri de geldi. New York / aa

23.09.2009


 

Sınırötesi bayramlaşma bereket getirdi

Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz, Suriye ve Türkiye arasında vize uygulamasının kaldırılması nedeniyle ‘’sınır ötesi bayramlaşma’’ uygulamasında bir değişiklik yapılmadığını bildirdi.

Vali Lekesiz, yaptığı açıklamada, yıllardır sınır ötesi bayramlaşmanın yapıldığını hatırlatarak, vizesiz geçiş uygulamasının, bölgede her gün bayram havası meydana getirimesini beklediklerini söyledi. Vize uygulamasının kaldırılmasının iki ülkeye ticaret ve turizm anlamında büyük bir avantaj sağlayacağını vurgulayan Lekesiz, uygulamanın etkisini Ramazan Bayramı’nda gösterdiğini kaydetti. Ramazan Bayramı’nda Suriye’den yaklaşık 50 bin kişinin gelmesinin beklendiğinin altını çizen Lekesiz, şöyle devam etti:’’Artık Türkiye ve Suriye sürekli hareketli yerler olacak. İki ülke insanları diledikleri zaman hem akrabalarını ziyaret edebilecek hem de seyahat ederek ekonomiyi canlandıracak. Bu kapsamda, bu yıl Ramazan Bayramı’nda idari mektupla bize başvuran ve vizesiz geçiş uygulamasının kaldırılmasından faydalanan binlerce kişi kentimize geldi. Bu da esnafımızın yüzünü güldürdü.’’ Hatay / aa

23.09.2009


 

Aleviler de insanca yaşamak istiyor

Alevi Çalıştayı Moderatörü Necdet Subaşı, ‘’Alevi çalıştaylarının, toplumun tüm üyeleri gibi insanca yaşamak, kendi hak ve hürriyetini teminat altına almak isteyen bir grupla karşı karşıya olunduğunu ortaya koyduğunu’’ söyledi.

Alevİ Çalıştayı Moderatörü Necdet Subaşı, ‘’Alevi çalıştaylarının, toplumun tüm üyeleri gibi insanca yaşamak, kendi hak ve hürriyetini teminat altına almak isteyen bir grupla karşı karşıya olunduğunu ortaya koyduğunu’’ söyledi. Subaşı, ‘’Alevi çalıştayları’’ ile ilgili yaptığı değerlendirmede, çalıştaylara başlarken ana hedeflerinin Alevilerin topluluk olarak devlet katında tanınmalarını sağlayacak bir girişimi başlatmak olduğunu söyledi. Toplumda Aleviler hakkında kırık dökük, yalan yanlış, eksik fazla bir takım bilgiler olduğunu ifade eden Subaşı, şöyle konuştu:’’Aleviler bu toplumun eşit yurttaşları ama eşitliklerine dair kaygıları var. Koşullarının iyileştirilmesini, diğer vatandaşlarla aynı sosyal haklara sahip olmayı istiyorlar. İnançlarının yeterince dikkate alınmadığını, taleplerinin devlet katında bir karşılık bulmadığını iddia ederek bir yandan siyasal anlamda taleplerini dile getirecek bir dil üretmeye çalışıyorlar, bir yandan da devletle müzakere alanlarını genişleterek kendi çıkarlarının peşine düşüyorlar.’’ Subaşı, ‘’Pek çok Alevinin geleneklerini koruyamadıkları, bilgiyi yeni kuşaklara aktaramadıkları, Alevi inanç ve ritüellerinin eridiği yönünde kaygıları olduğunu’’ ileri sürdü. Subaşı, ‘’Alevi açılımı’’ adı altında düzenlenmesi planlanan 7 çalıştayın üçünü gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, dördüncü çalıştayın sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla 30 Eylülde yapılacağını belirtti. Ankara / aa

23.09.2009


 

Üniversitelilerin derdi, işsizlik

Türk Eğitim-Sen’in yaptırdığı araştırmaya göre, üniversite öğrencilerin yüzde 33’ü Türkiye’nin en büyük sorununun ‘’işsizlik’’ olduğunu düşünüyor. Bunu yüzde 25.1 ile ekonomik kriz, yüzde 15 ile terör ve yüzde 8.6 ile ‘’demokrasi’’ konuları izliyor.

TÜRK Eğitim - Sen’in yaptırdığı araştırmaya göre, üniversite öğrencilerinin yarısından çoğu, ‘’iş garantisi’’ olduğu gerekçesiyle kamu sektöründe çalışmayı özel sektöre tercih ediyor. Gazi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erdal Aksoy’un başkanlığında Marmara, Gazi, Dokuz Eylül, Karadeniz Teknik, Atatürk ve Gaziantep üniversitelerinde 953 öğrenci arasında ‘’Üniversite Öğrencilerinin Eğitimden Beklentileri, Sosyal İlişki Kurma Becerileri, Geleceğe Bakışları’’ konulu anket uygulandı. Anket sonuçlarına göre, öğrencilerin yüzde 33’ü Türkiye’nin en büyük sorununun ‘’işsizlik’’ olduğunu düşünüyor. Bunu yüzde 25.1 ile ekonomik kriz, yüzde 15 ile terör, yüzde 13.3 ile ‘’siyasal gerginlikler’’, yüzde 8.6 ile ‘’demokrasi’’ konuları izliyor. Öğrenciler, ‘’iş garantisi olduğu’’ gerekçesiyle kamu sektöründe çalışmayı özel sektöre tercih ediyor. Öğrencilerin 60.3’ü kamu sektöründe, yüzde 25.1’i özel sektörde, yüzde 14.6’sı ise kendi iş yerlerinde çalışmak istediğini dile getiriyor. Kamu sektöründe çalışmak isteyenlerin yüzde 69.8’i ‘’iş garantisi olduğu için’’, yüzde 12.2’si ‘’ekonomik krizden etkilenmemek için’’ yüzde 11.7’si de maaşını zamanında alabilmek için bu sektörü tercih ediyor. ‘’Üniversite öğretimi beklentinize cevap veriyor mu?’’ sorusunu öğrencilerin yüzde 34.8’i ‘’olumsuz’’ cevaplarken, yüzde 49.4’ü ‘’kısmen’’, yüzde 15.8’i ise ‘’tamamen karşıladığını’’ dile getiriyor. Öğrencilerin yüzde 16.1’i ders dışı faaliyetlerin çok az olmasından yakınıyor.

İLİŞKİLERİNDEN MEMNUN DEĞİLLER

‘’Üniversitedeki ilişkilerinizde en önemli problem nedir’’ sorusuna ankete katılanların yüzde 26.9’u ‘’ilişkilerin çıkara dayanması’’ cevabını veriyor. Öğrencilerin yüzde 19.4’ü ilişkilerin ‘’yüzeyselliğinden’’, yüzde 17.5’i ‘’aşırı bireysellik ve bencillikten’’ şikayet ediyor. Öğrencilerin yüzde 16.9’u öğrenciler arasında ‘’gruplaşma’’, yüzde 11.8’i ‘’iletişimsizlik’’ olduğunu belirtiyor. Üniversite öğrencileri karşı cinsle arkadaşlık ilişkilerinde karşılaştıkları en önemli sorunun (yüzde 28.8), ‘’ön yargılı tutum ve davranışlar’’ olduğunu ifade ediyor. Öğrencilerin yüzde 24.7’si ‘’karşı cinsle iletişimsizlik yaşandığını’’ düşünürken, ‘’karşı cinsin kendini üstün gördüğünü’’ dile getirenlerin oranı yüzde yüzde 10.6 olarak belirlendi. Öğrencilerin yüzde 50.3’ü gelecekten umutlu, yüzde 31.5’i umutsuz olduğunu ifade ediyor. Ankara / aa

23.09.2009


 

İnsanlık yeni hayat alanları arıyor

SON yıllarda artan sel, kuraklık, fırtına, tayfun, tsunami gibi afetlerin insanları yeni hayat alanları aramaya iteceği, bazı ülkelerin bunun için kolları şimdiden sıvadığı bildirildi.

Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atabay Düzenli, yaptığı açıklamada, dünyadaki değişimlerin “normal zamanlarda gerçekleşen olaylar” olmadığını, tüm bu olayların canlıların hayat ortamlarını çok hızlı şekilde etkilediğini belirtti. Düzenli, şunları kaydetti: “Bu oluşumlar karşısında tedbir alınması gerekmektedir. Bu tedbirlerden ilki insanoğlunun bu olaylarla yaşamayı öğrenmesidir. Bunun için deprem eğitimi gibi diğer tabiî afetlerin eğitiminin de alınması zorunludur. İkinci önlem ise insanoğlunun bu tür afetlerin en az görüleceği ya da görülme ihtimali olmayan alanlarda yaşamayı tercih etmesidir. Bu amaçla uzun süredir kolları sıvayan ülkeler var. Dünyadaki tüm hayat alanlarının güncel özelliklerinin belirlenmesi için araştırmalar yapılmaktadır. Böylece gelecekte hangi canlıların nerelerde daha iyi yaşayıp, nesillerini devam ettireceği bulunmaya ve hesaplanmaya çalışılmaktadır.” Adana / aa

23.09.2009


 

Diyarbakır cazibe merkezi olacak

Türkiye’de cazibe merkezlerini oluşturmak amacıyla 9. Kalkınma Planı kapsamında uygulanan ‘’Cazibe Merkezleri Destekleme Programı’’ çalışmasında Diyarbakır pilot il seçildi.

VALİLİK Proje Koordinasyon Merkezi Proje Koordinatör Yardımcısı Şerif Yılmaz, yaptığı açıklamada, Cazibe Merkezleri Destekleme Programlarının Devlet Planlama Teşkilâtı (DPT) Müsteşarlığı tarafından 2007-2013 dönemini kapsayan 9. Kalkınma Planı’nda belirlendiğini söyledi.

Programın ilk pilot uygulamasının Diyarbakır’da hayata geçirildiğini anlatan Yılmaz, programın temel amacının görece az gelişmiş bölgelerin ekonomik kalkınmasına ivme kazandırılması ve kalkınmanın çevre merkezlerine yayılmasını sağlamak olduğunu belirtti. Programın Diyarbakır’dan sonra Şanlıurfa ve Gaziantep’te de uygulanacağını, program kapsamında DPT tarafından onaylanan 16 projeden 13’ünün hayata geçirildiğini aktaran Yılmaz, projelerin çeşitli kurumlarla işbirliği yapılarak yürütüldüğünü bildirdi. Projelerin toplam maliyetinin 42 milyon TL olduğunu ifade eden Yılmaz, şöyle dedi: ‘’Bu yıl 14 milyon TL bütçe geldi. Toplum yararını gözeten istihdam amaçlı projeleri hayata geçirdik. Bu yıl hayata geçirilen projeler 2010 yılı sonunda tamamlanacak. Bu projeler sayesinde 409 kişi istihdam edildi. Bunlara ailelerini de eklersek, bu projelerle 2 bin kişi iş ve aşa kavuşmuş oldu.’’

PROJELER

Yılmaz, projeleri tek elden yürütebilmek amacıyla öncelikle Cazibe Merkezi Uygulama Birimi kurduklarını, birimde 3 proje uzmanı, 3 birim uzmanı, 2 teknik destek personelinin çalıştığını aktardı. Projede 100 gencin çalıştığını, Çağrı Merkezi sayesinde bir telefonla vatandaşların kamu kurumlarıyla ilgili çalışmaları öğrenebildiğini dile getiren Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Vatandaşlara daha sonra cep telefonuyla kamu kurumuyla ilgili işleri bildiriliyor. Vatandaş, bir telefonla kamu kurumundaki işlerini görebiliyor. ‘İpek Üretim Merkezlerinin Oluşturulması Projesi’ ile de geçmiş yıllarda ipek böcekçiliği konusunda merkez olan Diyarbakır’da bu sektörü tekrar canlandırmak amaçlanıyor.’’

KAMU KURUMLARINDA

GÜLERYÜZLÜ REHBERLER

Program kapsamında uygulanan ‘’Sosyal Danışmanlık Projesi’’ ile de kamu kurumlarında okuma yazma ve Türkçe bilmeyen, engellilere, hasta ve yaşlılara rehberlik edecek danışmanların yetiştirildiğini söyleyen Yılmaz, kamu kurumlarında vatandaşları güler yüzle karşılayan rehberlerin bulunduğunu, refakat ettikleri vatandaşların işlerini kolaylaştırdıklarını aktardı.

129 CAMİ TEMİZLENDİ

‘’Tarihî ve Kültürel Varlıkların Korunması ve Geliştirilmesi Projesi’’ni de Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü işbirliğiyle yürüttüklerini, projeyle tarihî Diyarbakır surlarının, turistik değeri olan yapıların tanıtımı, korunması ve güzelleştirilmesinin hedeflendiğini belirten Yılmaz, projede 11’i tanıtım görevlisi, 57’si temizlik elemanı olmak üzere toplam 68 kişinin istihdam edildiğini ifade etti. Yılmaz, proje sayesinde 129 cami ile Dağkapı Burcu, İçkale, Gazi Köşkü, Kültür Turizm binası, Keçiburcu ve Hasanpaşa Hanı’nın temizliğinin yapıldığını, bu tarihî mekânların daha güzel hale getirildiğini aktardı.

OKULLAR GÜZELLEŞTİRİLİYOR

Millî Eğitim Müdürlüğü’nün “Okullar Güzelleşiyor’’ projesiyle ilk ve ortaöğretim kurumlarının iç ve dış mekanlarının temizlendiğini, öğrencilerin daha temiz bir ortamda eğitim ve öğretime devam etmelerinin sağlandığını da bildiren Yılmaz, 41’i erkek, 9’u kadın 50 kişinin istihdam edildiğini, 388 okulun temizlendiğini anlattı.

23.09.2009


 

Sabır kazandırdı

Pazara ilk indiğinde 3,5 liradan satılan fındığın fiyatı, üreticinin ürününü bekletmesi sayesinde 4,7 liraya ulaştı. Giresun Ziraat Odası Başkanı Özerd Akbaşlı, “15 Ağustos’ta pazara ilk indiğinde 3,5 liradan işlem gören fındık bugün 4,7 liraya kadar yükseldi. Burada üreticinin gösterdiği ‘sabır’ çok önemlidir’’ dedi.

Pazara ilk indiğinde 3,5 liradan satılan fındığın fiyatı, üreticinin ürününü bekletmesi sayesinde 4,7 liraya ulaştı. Giresun Ziraat Odası (GZO) Başkanı Özer Akbaşlı, yaptığı açıklamada, Eylül ayının, piyasalarda fındık fiyatlarının oluşmasında çok önemli bir ay olduğunu belirterek, ‘’Çünkü fındığın her yıl ortalama 150 bin tonluk bölümü bu ayda pazara iniyordu. Bu nedenle fındık bu ayda oluşan fiyat üzerinden sezon sonuna kadar piyasada işlem görüyordu’’ dedi. Hükümetin fındık fiyatının serbest piyasa şartlarında oluşacağı yönünde karar alması üzerine ziraat odaları olarak üreticiye fındığını pazara az miktarda indirmeleri konusunda sürekli uyarıda bulunduklarını anlatan Akbaşlı, şöyle devam etti: ‘’Üreticiye, Türkiye’nin, 2009 yılı tahmini fındık rekoltesinin 400 bin ton dolayında olduğu söyledik ve bu miktardaki fındığın da piyasalar için yeterli olmadığını vurguladık. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) deposundaki fındığı, 2009 ürünü fındık satılana kadar piyasaya sürmeyeceğini ifade ettik. Bunun için de gazetelere başta Tarım ve Köyişleri Bakanı, TMO genel müdürü ve bununla ilgili karar alan tüm bürokratlara teşekkür ilanı verdik. Gelinen bu süreçte 15 Ağustos’ta pazara ilk indiğinde 3,5 liradan işlem gören fındık bugün 4,7 liraya kadar yükseldi. Burada üreticinin gösterdiği ‘sabır’ çok önemlidir.’’ Giresun / aa

23.09.2009


 

Tarım kredi yüzde 20 büyüdü

Türkİye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği (TTKKMB) Genel Müdürü Bedrettin Yıldırım, dünyada yaşanan küresel kriz, kuraklık ve sıkıntılara rağmen, tarım kredi kooperatifleri kuruluşunun ortalama yüzde 20 oranında büyüdüğünü söyledi. Yıldırım, programa alınan projelerin kademeli olarak uygulamaya alınması sonrasında da, 2004 yılında yüzde 40’larda olan tahsilatın şu an yüzde 85 düzeylerine yükseldiğini hatırlattı. Bedrettin Yıldırım, bu projelerin en önemlisinin insan kaynakları projesi olduğunu hatırlattı. Akaryakıt ve gübre fiyatlarındaki dalgalanmalara ilişkin görüşlerini açıklayan Yıldırım, gübrede piyasayı kendilerinin regüle ettiklerini belirterek, hiçbir kuruluşun kendi fiyatlarının üzerinde gübre satamayacağını söyledi. Yıldırım, gübre fiyatlarının şu anda normal seviyelere indiğini belirterek, bu pozisyonda Tarım Kredi kooperatiflerinin piyasayı regüle ettiğine dikkat çekti. Gübre fiyatlarında, iç piyasa dengelerinin sağlanması için kooperatiflere de çağrıda bulunan Yıldırım, şunları söyledi:’’Bizimle yarışmak için mutlaka düşük satmak zorunda kalınıyor. Tarım kredi olmadığı zamanda fahiş fiyattan satış yapıyorlar. Bu yüzden benim kooperatifçilerimizden isteğim gübreyi, piyasayı iyi analiz ederek satışlarını arttırmalıdır.’’ Ankara / aa

23.09.2009


 

Açılımın gayesi, 72 milyonu kardeş yapmak

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, ‘’Bizim bu demokratik açılımdan gayemiz, 72 milyonu bir daha ayrılmayacak şekilde tam olarak kardeş yapmaktır’’ dedi. AKP Afyonkarahisar İl Başkanlığı tarafından düzenlenen bayramlaşma törenine katılan Veysel Eroğlu, parti binasına gelişinde belde belediye başkanlarının büyük kısmının hazır bulunduğu kalabalık bir partili topluluğu tarafından karşılandı.

Ramazan Bayramı’nın tüm ulusu birlik, beraberlik ve kardeşliğinin pekişmesine vesile olmasını dileyen Eroğlu, ‘’Bizim bu demokratik açılımdan gayemiz, 72 milyonu bir daha ayrılmayacak şekilde tam olarak kardeş yapmaktır. Bu bir kardeşlik projesidir. Hayır anlamıyorum, bu mu onur kırıcı? Biz zaten kardeşiz. 72 milyon kardeştir. Biz bütün Türkiye’ye, Hakkari’den Kars’a, Edirne’den Muğla’ya kadar her yere hizmet götürüyoruz. Geçmişte yapılanlarla hükümetimizin son 6.5 yılda yaptıklarını lütfen mukayese edin’’ diye konuştu.

Afyonkarahisar’da yapılan yatırımlara da değinen Eroğlu, yapılan duble yol çalışmaları hakkında gelinen son noktayı anlattı. Bakanlığınca Afyonkarahisar’da yapılan çalışmalar ile gölet ve barajlarla ilgili bilgi veren Eroğlu, diğer bakanlıklarla ilgili her konuyu da izlediklerini dile getirdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, G-20 Zirvesi için ABD’ye gittiğini belirten Eroğlu, Türkiye’nin, 800 milyar dolar Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) ile dünyada 17. sırada bulunduğunu söyledi. Türkiye’nin 17.’liğinin bir övünç kaynağı olduğunu, ancak yeterli olmadığını ifade eden Eroğlu, şunları kaydetti:’’GSMH’da 17. sırada olmak bizim gibi büyük, şanlı geçmişe sahip bir millete, gönlümüze yine de az geliyor. Başbakanımız, biz bakanlara şöyle bir talimat verdi: ‘Gece gündüz çalışacaksınız’ İnşallah hedefimiz dünyada ilk 10’a girmek. Tamam, ekonomik kriz var ama inşallah bunu da aşacağız. Çünkü bu millet herşeyi aşacak güçtedir. Yeter ki birlik, beraberlik ve kardeşliğimize herhangi bir helal gelmesin. Her güçlüğü aşarız.’’

Parti binasındaki bayramlaşmanın ardından Elazığ’da el bombası patlaması sonucu şehit olan Ali Osman Altın’ın Büyükkalecik beldesindeki ailesini ziyaret eden Eroğlu, şehit babası Ali İhsan Altın’a, Kur’an-ı Kerim ve Türk bayrağı hediye etti. Şehit ailesinin evinde bir süre aileyle sohbet eden Eroğlu, ailenin isteklerini dinledi. Afyonkarahisar / aa

23.09.2009


 

Tarıma dönüş başladı

Türkİye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, ekonomik kriz nedeniyle sanayide istihdam edilen kesimin, tarım sektörüne dönüş yaptığını söyledi.

Bayraktar, Akyazı Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ve Akyazı Ticaret Borsası’nın düzenlediği bayramlaşma törenine katıldı. Törende konuşan Bayraktar, Türkiye’de ve dünyadaki ekonomik krizin ortaya koyduğu sıkıntıların başında işsizliğin geldiğini belirterek, işsiz sayısının yüzde 13’lere ulaştığını ve kalkınma oranının yüzde 7’lere çıkmaması halinde, işsiz sayısının artarak devam edeceğini savundu.

Ülke ekonomisinin 20 yıl daha bu sıkıntıları yaşayacağını ileri süren Bayraktar, ‘’Bize iş arayan, 3 dil bilen gençler ve çocuklarını işe sokmak isteyen aileler geliyor’’ dedi. Ülke kalkınması ve istihdamın lokomotifi olan kesimlerin, önünün açılması gerektiğini ifade eden Bayraktar, şunları söyledi:’’Ekonomik kriz nedeniyle sanayide istihdam edilen kesim, kriz nedeniyle tarım sektörüne dönüş yapmakta. TZOB’nin üye sayısı 4 milyon iken, bu gün üye sayımız 4 milyon 900 yüz bin olmuştur. Şimdi benden bu 900 yüz bin kişiyi de istihdam etmem isteniyor. Elbette ki, bunlara sahip çıkacağız. Tarım kesiminde çalışan herkesin haklarını aramak ve korumak adına, demokratik ve hukuk çerçevesinde kalmak kaydıyla her türlü eylemi yaparız. Bu eylemlerimiz hükümetlere karşı değildir. Bizler bu sektörün sorunlarını dile getirmek ve çözüm üretilmesi için eylemler yaparız. Geçmişte bunun örnekleri var, Ordu mitingi fındık sektörünü canlandırdı. Manisa’da yapılan miting sayesinde, yurt dışından 3 yıldır mısır ithal edilmiyor. Randevular talep ederek, Başbakanımızla bu sorunları paylaşıyoruz ve destek alıyoruz.’’

HÜKÜMET ÇİFTÇİYİ DESTEKLEMELİ

Gelecek dönemde yatırımlara hız verilmesi ve tarım sektörünün öneminin bilinerek hareket edilmesi gerektiğini dile getiren Bayraktar, sözlerini şöyle tamamladı:’’Bu ülke bizim, bu ülkede her sektör önemli. Ancak odamızın üye sayısının 5 milyon olması gururlanılacak ve övünülecek bir durum değil. Üye sayısının çok olması, sanayinin gelişmemesinin bir sonucudur. Tarım sektöründe çalışanların risklerini azaltmak, üreticiyi mağdur etmemek lazım. Bu konuda hükümetin çiftçiyi desteklemesi gibi, bir görevi vardır. Tarımı güçlü olan ülkeler şanslıdır. Tarım sektörü güçlü olmayan ülkeler, bu krizlerden daha çok etkilenmekte. Hükümet bu konuya kaynak aktardı. Çiftçinin ürettiği tarım ürünlerinin para yapması sağlanmalı. Yapıştığımız görüşmeler sonucunda bu yıl TMO mısır alımı yapacak. Fındıkla ilgili bakanımız söz verdi. Ocak veya ocak ayı sonuna kadar TMO fındığı piyasaya çıkarmayacak. Buda fındık fiyatını, 4 liranın üzerine çıkarmıştır. Üreticiyi bir kez daha uyarıyoruz, malınızı hemen satmayın.’’ Sakarya / aa

23.09.2009


 

Nusaybin Sınır Kapısı’nda bayramlaşma izdihamı

BAYRAM ziyareti için Suriye tarafına geçmek isteyen Türk vatandaşları Nusaybin Sınır Kapısı’nda izdiham oluşturdu. Nusaybin Kaymakamlığı tarafından verilen 24 saatlik izin belgesini alan binlerce kişi Suriye’deki akrabalarını görmek için sabahın erken saatlerinden sınır kapısına geldi. Yoğun güvenlik tedbiri alınan sınır kapısında Suriyeli sağlık görevlileri Türk vatandaşlarına domuz gribi kontrolü yapıyor. Akrabalarına bayram ziyareti için dün 3 bin 500, bugün 3 bin Türk vatandaşının geçiş izni aldığı belirtildi. Zekiye Koçan (64), 50 yıldır hasretini çektiği kardeşleri Cemile Ahmet ile Türkiye Ahmet’i görmek için sınır kapısına geldi. Heyecanlı olduğu görülen Koçan, kardeşlerine kavuşacağı için mutlu olduğunu söyledi. Mardin / cihan

23.09.2009


 

Van Gölü sahilleri, kamu tesisleri işgali altında

Van Gölü sahillerindeki çarpık yapılaşma gölü tehdit ediyor. Van’ın Gevaş ve Edremit sahillerindeki en büyük çarpık yapılaşmayı kamu kurum ve kuruluşlarının dinlenme tesisleri ve kamplar oluşturuyor. Mimarlar Odası Van Şube Başkanı Şahabettin Öztürk, sahildeki sosyal tesislerinin revize edilmesini, gerekirse bir kısmının yıkılması gerektiğini belirtiyor. Van Gölü’nün yaklaşık 450 km uzunluğunda kıyı sınır çizgisi bulunuyor. Göl çevresindeki yerleşim birimlerinde yaşayan yaklaşık 1 milyon insanın kanalizasyon ve katı atıkları direkt olarak göle akıtılıyor. Bir taraftan katı ve sıvı atıklarla her geçen gün biraz daha kirlenen dünyanın en büyük sodalı gölünü diğer taraftan kıyılardaki çarpık yapılaşma da tehdit ediyor. 1990 yılında yürürlüğe giren ve 2005 yılında revize edilen 3621 sayılı kıyı kanuna göre, kıyıdan 100 metreye kadar yapının yasak olduğu belirtilmesine rağmen, Van Gölü sahillerinde bu kıyı kanunu uygulanmıyor. Üstelik kıyı kanununu uygulaması gereken kamu kurumları, gölün en güzel sahillerine eğitim ve dinlenme tesisleri adı altında yapılar tesis ederek, etrafını tel örgülerle çevreliyor. Van / cihan

23.09.2009


 

Konya, beşik gibi sallanıyor

Konya 10 Eylül’de yaşadığı orta şiddetteki üç depremin ardından artçı sarsıntılarla sallanmaya devam ediyor. Uzmanlar tarafından deprem riskinin en az olduğu illerin başında gösterilen Konya’da artçı sarsıntılar sürüyor. 10 ve 11 Eylül’de art arda yaşanan 4.5, 4.7 ve 3.5 şiddetindeki depremler dolayısıyla 690 kişi yaşadığı panik sonucu ev ve balkonlarından atlayarak yaralanmıştı. Aradan geçen 12 günde 36 artçı sarsıntı yaşandı. Yüzeye yakın yerlerde meydana gelen artçı sarsıntılar vatandaşları bayramda da tedirgin etti. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü kayıtlarına göre, Ramazan Bayramı süresince 2.7 ile 3.4 arasında değişen 14 hafif şiddette deprem yaşandı. Konya / cihan

23.09.2009


 

Tatilciler dönüş yolunda

Ramazan Bayramı tatilini Ege ve Akdeniz yörelerinde geçiren tatilcilerin dönüş yolculuğu başladı. Bayram tatili dolayısıyla, Ege ve Akdeniz bölgesindeki çeşitli tatil merkezlerine giden tatilciler, İstanbul ve Trakya bölgesine geçmek için Çanakkale güzergâhını kullanınca, zaman zaman yoğunluk yaşandı. İskele Meydanı’ndaki trafik ekipleri ile belediye görevlileri, yoğunluğu azaltmak için çaba gösterdi. Yolcular, Çanakkale-Kilitbahir Köyü ile Çanakkale-Eceabat hattında araba vapurlarıyla taşındı. Çanakkale Boğazı ile adalar arasında deniz ulaşımını sağlayan GESTAŞ A.Ş yetkilileri, tatilcilerin mağdur olmaması için Çanakkale-Eceabat ve Gelibolu-Lapseki hatlarında 3’er araba vapurunun sefer saatlerini beklemeden sefer yaptığını belirtti. Çanakkale / aa

23.09.2009


 

Kaçak balık avına karşı ekip

Mersİn Balıkçılar Derneği’nin, Kazanlı-Anamur arasında 12 milin altında yapılan kaçak ve bilinçsiz avlanmaya karşı özel eğitimli ekip kuracağı bildirildi. Dernek Başkanı Faruk Bolat, üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye’de, yıllık balık üretiminin, iç sular ve çiftliklerde olmak üzere yılda ortalama 700 bin ton civarında olduğunu söyledi. Balık tüketiminin kişi başına her yıl artış göstererek 5 kilogramı aşmasının sevindirici bir gelişme olduğunu belirten Bolat, Avrupa ülkelerine oranla bu rakamın düşük olduğunu da ifade etti. Aşırı ve kaçak avcılığın da balık ve diğer deniz canlıları üzerinde risk oluşturduğunu anlatan Bolat, şöyle konuştu: ‘’Biz de dernek olarak 12 milin altında yapılan kaçak avcılığın önlenmesine katkıda bulunmak amacıyla, yetkili kurum ve kuruluşların görevlileri tarafından eğitimden geçirilecek 20-25 kişiden oluşan bir ekip kurmayı planladık. Bu konuda Mersin Valiliği ve Sahil Güvenlik Komutanlığı yetkilileriyle görüşeceğiz. Bu sistem başladığında, Kazanlı ve Anamur arasında 12 milin altında kaçak avlananları hemen Sahil Güvenlik yetkililerine ihbar edeceğiz.’’ Adana-Mersin / aa

23.09.2009


 

SGK, doktorlarla ilâç firmalarının ‘işbirliğini’ bozacak

SAĞLIK Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu, hangi doktorun ne kadar ilaç yazdığını aylık-yıllık takip edecek. Bu amaçla Türkiye’de görev yapan 102 binden fazla hekim diploma numaraları, uzmanlık alanları gibi bilgilerle Medula’ya atılıyor. Eczaneler, diploma numaralarını girmeden hastalara ilâç veremeyecek. Ekim sonunda bitecek çalışmayla hekimlerin hangi firmaların ilâçlarını yazdığı, hastaları hangi eczaneye yönlendirdiği tesbit edilecek. ‘Bilinçli yönlendirme’ varsa hekimler uyarılacak. İlaç mümessillerinin hastanelere girip doktorlara ilâç tanıtımını yasaklayan Sağlık Bakanlığı’nın bu tedbiri yeterli olmadı. Kapıdan giremeyen ilâç firmalarının çalışanları çeşitli yöntemlerle sağlık kuruluşlarına girip ilâç tanıtımını sürdürdü. Bu yıl 14,5 milyar lirayı aşacak olan ilâç harcamalarını frenlemek için ilâç konusunda radikal tedbirler alındı. Maliye, Çalışma, Sağlık Bakanlığı yetkililerinin Hazine Müsteşarlığı’nda yaptıkları toplantıda doktor bilgi listelerinin güncellenmesi kararlaştırıldı. Ankara / cihan

BİR DOKTORUN İSMİYLE 284 DEFA İLÂÇ

ALINDI

BU çalışmanın yapılmasının altında SGK müfettişlerinin denetimlerinde ortaya çıkarılan ‘trajikomik’ uygulama yatıyor. Müfettişlerin incelemesinde bir doktorun isminin 284 defa Medula’ya farklı girildiği ve 284 kez aynı doktor adına ilâç alındığı belirlendi. Buna benzer usûlsüzlüklerin önüne geçmek için yapılan çalışma gereği doktorlarla diploma numaraları eşleştirilip sisteme atılıyor.

23.09.2009


 

Disiplinli otogar

Konya Otogarında, İstanbul, Ankara, İzmir, Kayseri gibi büyükşehirlerin aksine, hareket saati gelen otobüslerin beklemesi bir yana, sırasını bozan otobüs 150 lira ceza alıyor. Konya Şehirlerarası Otobüs Terminali, çok göz önünde olmasa da 30 yıldır Türkiye’ye, düzeniyle ve disipliniyle örnek olmaya devam ediyor. Otogarda, bırakın hareket saati gelen otobüslerin beklemesini, sırasını bozan otobüse dahi para cezası uygulanıyor. Türkiye’ye adeta ‘’Otogar böyle de işletilir’’ dersi veren Konya Otogarı, disiplini ve düzeniyle, Konya ile yeni çalışmaya başlayan, ilk otobüsleri geç kalktığı için ceza yiyen firmalardan bile takdir topluyor. Konya / aa

23.09.2009


 

Palandöken’e kar yağdı

Erzurum’da Palandöken dağının yüksek kesimlerine kar yağdı. Bayramın birinci gününden beri bölgede etkili olan sağanak yağışın ardından, Palandöken’in yüksek kesimlerinde, önceki gece kar yağışı başladı.Kar yağışı, Palandöken Dağı’nı beyaz örtüyle kaplarken, gece en düşük hava sıcaklığının 4 derece olarak ölçüldüğü Erzurum’da dün en yüksek hava sıcaklığının ise 12 derece oldu. Erzurum / aa

23.09.2009


 

Sanıldığı gibi su zengini değiliz

ONDOKUZMAYIS Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, Türkiye’nin sanıldığı gibi su zengini bir ülke olmadığını belirterek, ‘’Türkiye, kişi başına düşen bin metreküpün altında kullanılabilir su miktarıyla, 2030 yılında su sıkıntısı çeken bir ülke durumuna gelecektir’’ dedi. Demir, ikame edilemeyen bir kaynak olan suyun, yaşayan bütün canlılar için en önemli tabiî kaynaklardan biri olduğunu hatırlatarak, dünyanın bir çok bölgesinde çekilen su sıkıntısının gelecekte daha çok hissedileceğine dikkati çekti. “Türkiye sanıldığı gibi su zengini bir ülke değil’’ diyen ve yakın gelecekte ciddî sorunlarla karşılaşacağı uyarısında bulunan Prof. Dr. Demir, şöyle konuştu: ‘’Sadece, içinde bulunduğu coğrafyada Ortadoğu’ya göre avantajlı durumda sayılabilir. Çünkü, bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için kişi başına düşen yıllık su miktarı en az 8 bin ile 10 bin metreküp arasında olmalıdır. 2030 yılında ise nüfusu 100 milyona ulaşacak olan Türkiye, kişi başına düşen bin metreküpün altında kullanılabilir su miktarıyla su sıkıntısı çeken bir ülke durumuna gelecektir.’’ Samsun / aa

23.09.2009


 

Genel liselerde mevcut, 36’yı geçmeyecek

MİLLÎ Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürü Emin Gürkan, genel liselerde sınıf mevcudu sayısının bundan böyle 36’yı geçmemesinin kurala bağlandığını bildirdi. Gürkan, genel liselerde Türkiye genelinde sınıf mevcutlarının ortalama 38 olduğunu, bu rakamın azaltılmasına çalıştıklarını söyledi. Türkiye’de, Ortaöğretim Genel Müdürlüğüne bağlı (meslek liseleri hariç) toplam 3 bin 76 lise bulunduğunu belirten Gürkan, bu okullarda 1 milyon 739 bin 261 öğrencinin öğrenim gördüğünü, Anadolu güzel sanatlar liselerinde 8 bin 705, Anadolu liselerinde 401 bin 992, fen liselerinde 21 bin 382, genel liselerde 1 milyon 301 bin 827, sosyal bilimler liselerinde 2 bin 803, spor liselerinde ise 2 bin 552 öğrencinin okuduğunu bildirdi. Genel liselerde derslik başına şu anda 38 öğrenci düştüğünü ifade eden Gürkan, yönetmelikler gereği bu rakamın fen ve sosyal bilimler liselerinde 24, Anadolu liseleri ile güzel sanatlar ve spor liselerinde ise 30 olduğunu olduğunu kaydetti. Ankara / aa

23.09.2009


 

Her yağışta nöbetteler

ZONGULDAK'IN Ereğli ilçesinde 2007 yılı Ağustos ayında sel felâketinde 97 evin zarar gördüğü Kavaklık mahallesinde yaşayan vatandaşlar, her sağanak sonrası olduğu gibi önceki gece etkili olan sağanak yağış sonrası da sokağa döküldü. Mahalleden geçen Kabasakal deresinin taşmasından endişe ettikleri için geceyi dışarda geçiren vatandaşlar, Belediye ve Devlet Su İşleri (DSİ) Müdürlüğü’nün gerekli tedbirleri almadığından yakındı. Öte yandan, Elazığ’da önceki geceden beri etkili olan yağmur, hayatı olumsuz etkiliyor. Yağmur dolayısıyla taşan Elemi-Yurtbaşı Köyleri arasındaki derenin yola sürüklediği mil ve büyük taşlar, ulaşımın aksamasına sebep oldu. Zonguldak /cihan

23.09.2009


 

Bakan Ergün, hem tüketicileri hem de operatörleri uyardı

SANAYİ ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, GSM operatörleri aracılığıyla sunulan eğlence, oyun ya da müzik mesajları konusunda hem tüketicileri hem de operatörleri uyardı.

Bakan Ergün, yaptığı açıklamada, Türk toplumunda teknolojinin çok hızlı tüketildiğini, bu sebeple de çeşitli sorunların gündeme geldiğini söyledi.

Teknolojinin dikkatsiz kullanıldığını ve zaman zaman zarara yol açtığını ifade eden Ergün, buna örnek olarak GSM operatörleri aracılığıyla sunulan eğlence, oyun ve müzik mesajlarını gösterdi.

‘’GSM operatörleri üzerinden alınan mesajlar, eğlence içeren, bilgi içeren mesajlar var. Ayrıca 3G teknolojisiyle de internete daha hızlı erişim imkânı sunuyor’’ diyen Ergün, tüketicilerin önemli bir bölümünün bunların maliyeti hakkında bilgi sahibi olmadığını, çünkü bu hizmeti sunanların maliyeti ‘’biraz sakladıklarını’’ dile getirdi. Son dönemlerde bu konuda fazlaca şikayet aldıklarını belirten Ergün, Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü’nün bu çerçevede ciddî bir denetim mekanizması işlettiğini söyledi.

Tüketicilerin duyarlı olmaları ve bu tür mesajların kendilerine maliyetinin ne olacağını araştırmaları, firmaların da bu hizmetleri tüketiciyi yanıltmayacak şekilde sunmaları gerektiğini ifade eden Ergün, şöyle konuştu: ’Bu hizmetleri tüketiciyi yanıltacak şekilde sunanlar, yanılttıkları her bir tüketici için en az 200 lira para cezasına çarptırılacaklar. Yüz binlerce tüketici olduğu düşünülürse 100 milyonlara varan cezalarla karşı karşıya kalabilirler. Tüketiciler de teknolojiyi daha dikkatli bir şekilde tüketsinler. Çünkü bu hizmetlerin bilinçsiz tüketimi size beklemediğiniz ağır maliyetler getirebilir. Yeni 3G teknolojisini tüketirken de aynı şekilde dikkatli olmak lâzım. Bu görüşmeler normal telefon görüşmesi gibi olacak zannediliyor ama tarifeler değişebiliyor, paketler değişebiliyor. Telefonunuz 3G’ye uyumlu değildir fakat yeni bir paket sözleşmesi yapmışsınızdır. 3G’yi kullanmadığınız halde o paketin içinde kullanma bedeli olduğu için onu ödüyor olabilirsiniz. Elektronik sözleşmeler yapılırken, mesafeli sözleşmeler yapılırken tüketicinin çok dikkatli olması gerekiyor.’’ Ankara / aa

23.09.2009


 

Türkiye’de iş yapmak kolay değil

ndünya Bankası raporuna göre, Türkiye, ‘’Koşulların işçi istihdam etmeye uygunluğu’’ bakımından 183 ülke içinde 145. durumda bulunuyor. Alınan bilgiye göre, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Dünya Bankasının, 183 ülkenin iş ve yatırım ortamının uygunluğu açısından kıyaslandığı ‘’İş ve Yatırım Ortamı 2010’’ isimli raporundan yola çıkarak, Türkiye’nin bu alanda dünyadaki yerini değerlendiren bir çalışma yaptı. TİSK’in çalışmasına göre, Türkiye, ‘’İş yapma kolaylığı’’ açısından bir önceki yıl 63. sırada yer alırken, 10 sıra kaybederek 73. sıraya geriledi. Ülkelerin iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi açısından yarış halinde olduğu, geri düşmemek için mevcudu korumak yerine, ‘’En reformcu’’ ülkeler içine girmek gerektiği belirtildi. Çalışmaya göre, iş ve yatırım yapmaya en elverişli ilk 10 ülke ise Singapur, Yeni Zelanda, Hong Kong, ABD, İngiltere, Danimarka, İrlanda, Kanada, Avustralya ve Norveç’ten oluşuyor. Bu konudaki genel sıralama, ‘’İş yeri açma’’, ‘’İnşaat ruhsatı alma’’, ‘’İşçi istihdamı’’, ‘’Mülkiyet devri’’, ‘’Kredi alma’’, ‘’Yatırımcıları koruma’’, ‘’Vergi ödeme’’, ‘’Sınır ötesi ticaret’’, ‘’Sözleşme uygulama’’ ve ‘’İş yeri kapatma’’ kategorilerinde elde edilen notların bileşkesi ile ortaya çıkıyor. Türkiye’nin, Haziran 2009’da bir yıl önceye göre yapılan değerlendirmede bu 10 alandan hiçbirinde nispi ilerleme gösteremediği, ‘’İnşaat ruhsatı alma’’ kategorisinde 133. sırasını korurken, diğerlerinde 1 ila 12 sıra gerilediği bildirildi. Ankara / aa

23.09.2009


 

İş ilânları azaldı, başvurular arttı

İNTERNETTEN yapılan iş başvuruları bu yıl ocak ağustos arasında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25 artarken, ilân sayısı ise yüzde 35 azaldı. İnsan kaynakları sitesi Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz, internetten yapılan iş başvuruları ve yayımlanan ilanlara ilişkin yaptığı açıklamada, bu yılın 8 aylık döneminde iş başvurularının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25 oranında arttığını söyledi. Karşılaştırmanın aynı dönemdeki ilân sayıları için yapıldığında ise yüzde 35’lik azalma olduğununu belirten Azoz, ‘’Böyle bir karşılaştırma ile aslında az ilâna daha çok başvuru olduğundan başvurularda 2 katı kadar artış olduğunu söyleyebiliriz’’ dedi. Geçen yılın Mayıs ayında 9 bin seviyelerine ulaşan yeni ilan sayısının, Eylülden sonra çok sert bir düşüşle neredeyse yüzde 55 azalarak aralık sonunda 4 bin adetlere kadar indiğini bildiren Azoz, Ocak ayından itibaren ise yeni ilan sayılarının yavaş bir artışla stabil bir çizgide ilerlediğini kaydetti. Azoz, son aylarda ilân sayısında artışın göze çarptığını, artık krizin etkilerinin azalma eğilimine geçtiğini hissettiklerini söyledi. İstanbul / aa

23.09.2009


 

IMF olmazsa olmaz değil

TÜRKİYE Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Türk Bankaları’nın aldığı Sendikasyon kredilerinde sıkıntı çekmediklerini, hatta sendikasyonların ucuzlamaya başladığını belirterek, ‘’bu maliyetleri de azaltacaktır’’ dedi. Ersin Özince, Orta Vadeli Program konusundaki değerlendirmesinde, ise Türkiye’nin ortaya koyduğu bu programın, özel sektör açısından gerçekçi ve net hedefler içerdiğini kaydetti. IMF ile bir anlaşma yapma konusuna da değinen Özince, Türkiye’nin, her şartta dış finansman sağlayabilen güçlü bir ülke olduğunu belirterek şunları söyledi:’’Biz de, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın, ‘IMF anlaşmasının olumlu yönleri vardır, ancak bu hiçbir zaman Türkiye için olmazsa olmaz değildir’ sözüne tamamen katılıyoruz. Ben de bir vatandaş olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni (IMF konusunda) böyle bir söylem içinde görmek isterim.’’ Ersin Özince, son haftalarda tüketici kredilerindeki artışın, konut, otomotiv ve ihtiyaç harcamalarına giderek, reel ekonomiye intikal etmeye başladığını belirterek, reel ekonominin yeniden güçlü bir şekilde canlanması için ise Türkiye’nin eski büyüme oranlarını yeniden yakalaması gerektiğini kaydetti. Ankara / aa

23.09.2009


 

Enerji sektöründe “e-imza” dönemi

enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), e-imza uygulamasına dönük çalışmalarında son aşamaya geldi. Alınan bilgiye göre, sektörün içine aldığı geniş kapsam ve hacim noktasında bir ilk özelliği taşıyan e-imza uygulaması, petrol piyasasına dönük işlemlerin ardından yıl başından itibaren doğal gaz, elektrik gibi diğer piyasaların işlemlerinde de uygulamaya geçecek. E-imza kullanımına geçiş ile birlikte artık lisans sahiplerinin bildirimlerini sisteme yapmaları kanunen yeterli olacak. Bunun yanı sıra kurumun sistemine e-imza aynı zamanda kimlik denetimi amaçlı da kullanılacağı için sistem girişleri ve işlemler daha güvenli olacak. Buna göre EPDK açısından gelen evrak ve arşiv yükü kalkacak, ayrıca sistemde yapılan giriş ve bildirim işlemleri ‘’inkâr edilemez’’ olacak. Piyasa oyuncuları açısından ise hem yaptıkları işlemler daha güvenli hale gelmiş olacak hem de kâğıt ortamında bildirim yapma prosedürü ortadan kalktığı için işlemlerini daha hızlı yapabilme imkânı sağlanacak. Kuruma ulaşacak elektronik imzalı bildirimler de uzun yıllar boyunca tekrar bir arşivleme işlemine gerek kalmadan saklanabilecek. Buna göre EPDK’nın uygulaması ilk defa zorunlu olarak çok sayıda tüzel veya gerçek kişinin e-imza ile işlemlerini dilerlerse akıllı kart ile dilerlerse de mobil imza ile yapabilecekleri bir uygulama olacak. Kanuna göre elektronik imza, elle atılan imza ile aynı hukuki sonucu doğuran, elle atılan imza ile aynı ispat gücüne haiz, elektronik veriler üzerine nitelikli elektronik sertifikalar kullanılarak eklenen başka bir elektronik veri olarak tanımlanıyor. Ankara / aa

23.09.2009


 

Araçların yüzde 30’u, ilk muayeneden sınıfta kaldı

TÜVTURK araç muayene istasyonlarında yapılan kontrollerde taşıtların yüzde 30’u ilk muayeneyi geçemedi. Alınan bilgiye göre, araç muayene istas-yonlarının devreye girdiği 11 Ocak 2008’den 9 Eylül 2009’a kadar 6 milyon 368 bin 201 araç ‘periyodik’’ muayeneye girdi. Muayene edilen taşıtların, 422 bin 721’i ‘’kusursuz’’, 4 milyon 29 bin 874’ü ‘’hafif kusurlu’’ bulunarak muayeneden geçerken, 1 milyon 775 bin 308’i ‘’ağır kusurlu’’ ve 140 bin 298’i ‘’emniyetsiz’’ bulunarak tekrar muayeneye çağrıldı. Buna göre, geçen yıl ocak ayından Eylül 2009 başına kadar Türkiye’de muayene edilen araçların yüzde 15’i ‘’kusursuz’’, yüzde 30’u ‘’ağır kusurlu’’ ya da ‘’emniyetsiz’’, yüzde 55’i ise ‘’hafif kusurlu’’ bulundu. Araç muayenelerinde en çok far ayarı bozukluğu ile karşılaşılırken, ‘ağır kusur’ sebeplerinin başında fren sistemleri, frenleri yöneten sistemler ve direksiyon yönetim sistemleri geldi. En çok araç muayene edilen il sıralamasında ise İstanbul, İzmir ve Ankara liste başında yer aldı. Araç muayene istasyonlarında yapılan kontroller sonucunda ‘’emniyetsiz’ ve ‘ağır kusurlu’ gruplarına giren araçlar ikinci kez muaye-neye çağrılıyor. Bu seferde muayeneden geçemeyen araçlar, sonraki muayeneler için ücret ödemek zorunda kalıyor. ‘’Hafif kusurlu’ bulunan araçların muayenesi ise onaylanıyor. Ankara / aa

23.09.2009


 

Gelir İdaresi’nden mükelleflere karne

GELİR İdaresi Başkanlığı, risk analizlerini yapacak yeni bir yazılım sistemiyle bütün mükelleflere karne vermeye hazırlanıyor. Edinilen bilgiye göre, Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Merkezinde, Vergi Daireleri Otomasyon Sistemi VEDOP-3 çerçevesinde yeni bir yazılım programı uygulamaya konuluyor. Program, Türkiye çapında bütün mükelleflerin çeşitli kriterler çerçevesinde değerlendirmeye tabi tutulması öngörüyor. Yeni sistemde gelir ve kurumlar vergisi, katma değer vergisi, özel iletişim vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi, özel işlem vergisi ile diğer vergi mükellefleri elektronik ortamda sürekli takibe alınacak. Mükelleflerin beyanname bilgileri, beyannamelerde yer alan gelir rakamları, ödedikleri ve ödemedikleri vergiler, alış ve satışlarıyla ilgili bilgi formları, banka, tapu ve araç bilgileri, kredi kartı alış verişleri ve sahte fatura kullanımı ile Vergi İstihbarat Merkezinde yer alan diğer bilgiler, Bilgi İşlemde toplanacak. Yeni yazılım programında mükelleflerin risk analizi ve değerlendirmelerine dönük onlarca değişik kriter yer alacak. Örneğin beyannamesini düzenli veren ile naylon fatura düzenlediği tesbit edilen bir mükellefin karnesine bu bilgiler işlenecek ve buna göre bir puanlama yapılacak. A mükellefinin sahte fatura kullandığı tespit edilmişse, kendisine örneğin eksi 10 puan, beyanname vermediyse eksi 2 puan verilecek. Sektör ortalamalarının üstünde gelir beyan ettiyse artı 3 puan alacak. Yine bir mükellef yeni bir yatırıma giriyor, ancak vergisel yükümlülüklerini yerine getirmeden, burayı öylece bırakıp, başka bir işe başlıyorsa bu da mükellefin eksi hanesine yazılacak. Her sektör ve her mükellef için çeşitli kriterlere göre yapılacak değerlendirme ve not verme işlemi, mükellefin yıl içindeki ve yıl sonundaki karnesini de ortaya koyacak. Yeni yazılım sayesinde Gelir İdaresi Başkanlığında bir tuşa basılarak, Edirne’den Kars’a, Artvin’den Muğla’nın en uç noktasındaki mükellefe kadar Türkiye genelindeki bütün mükellefler için belirlenen kriterler çerçevesinde notlama işlemi gerçekleştirilecek. Söz konusu işlem, aylık ya da 3 ayda bir yine elektronik ortamda güncellenecek. Böylece hangi mükellefte hangi gelişmenin yaşandığı an ve an izlenebilecek. Ankara / aa

23.09.2009


 

Sigarayı bırakmak artık daha kolay

UZMANLAR, sigara bağımlığında profesyonel desteğin çok önemli olduğunu, ancak farmakolojik tedavi (ilaç tedavisi) ile başarı oranının arttığını belirterek, ‘’Tedavi almaksızın kendisi bırakan kişilerin sadece yüzde 5’inin bir yıl sonunda sigara içmediğini; profesyonel destekle başarı şansı yüzde 15 olurken, farmakolojik tedaviyle yüzde 25-30’a yükseldiğini’’ kaydetti. Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. İsmail Çelik, yaptığı açıklamada, tütün ve tütün mamullerinin her türünün kansere yol açtığına dikkati çekerek, kanserden ölümlerin yüzde 60-80’inin sigarayla ilişkili olduğunun altını çizdi. Tütün çiğnenmesinin, sigara içilmesinin, pipo ve puro kullanımın bırakılmasıyla kanser gelişme riskinin zamanla düzenli olarak azaldığını bildiren Çelik, ‘’Sigarayı bırakmak için hiç bir yaş geç değildir. Tütün ve tütün mamullerini kullanan kişinin hemen bırakma girişiminde bulunması ve bunun için tescilli sigara bırakma merkezlerinden yardım alması gerekmektedir’’ dedi. Sigaranın hem fiziksel, hem psikolojik bağımlılık yaptığı için bırakılmasının zor olduğuna işaret eden İsmail Çelik, kendi başına sigarayı bırakmayı deneyenlerin büyük çoğunluğunun 1 yıl içinde tekrar sigara içmeye başladığını söyledi. Ankara / aa

23.09.2009


 

Bayram sonrası kalp şikâyetleri artıyor

BAYRAMDA kalp ve damar hastalıkları için hastaneye başvuranların sayısı ikiye katlanıyor. Uzmanlar bunun bayramda tüketilen gıdalardan kaynaklandığına dikkat çekiyor. Özel Bahar Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ali Özeren, kalp hastalıklarının dünyada en önemli ölüm nedenlerinden biri olduğunu hatırlatarak, sağlık boyutunda oluşan sorunların özellikle Ramazan ve bayramdan sonra artış gösterdiğini belirtti. Kalp, damar ve şeker hastalarının zararını bildikleri halde bayramda ikram edilen yağlı yemekler, tatlı, şeker ve pastalardan uzak kalamadıklarını vurgulayan Yrd. Dr. Özeren, şunları söyledi: “Bayram süresince şeker tüketimi sonucu ortaya çıkan yüksek şeker ve kolesterolle kalp yetmezliği, koroner yetmezlik ve kalp krizleri ölüm riskini bile taşıyabiliyor. Çünkü hastalar bu sürede doktor kontrolünde hareket etmiyorlar. Diyete sağlıklı bireylerin bile dikkat etmesi gerekirken, kalp, tansiyon ve şeker hastalarının diyete uymaması ciddi boyutlarda sağlık sorunlarına yol açabilir.” Dr. Özeren, hastaların Ramazan’da oruç tuttukları için vücudun sıvı dengesinde bozulmalar olabildiğini, ilaçlarını düzensiz almalarına rağmen ciddi rahatsızlıklar yaşayan hastalar olduğunu söyledi. Kalp ve damar hastalıklarının sürekli kontrol gerektiren bir hastalık olmasının yanında, beslenme alışkanlığının da önemli payının bulunduğunu belirten Özveren, perhiz yapılmadığı sürece de sorunlar yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu kaydetti. Bursa / cihan

23.09.2009


 

AB ülkelerinde süt israfı

HOLLANDALI ve Alman süt üreticileri, Avrupa’da süt fiyatlarının düşmesini protesto etmek için 500 bin litre sütü Hollanda’nın doğusundaki Winterswijk’de tarlaya döktüler. Hollanda süt üreticileri kuruluşu Dutch Dairymen Board (DBB) yetkilisi Geert Kroes, eylemlerinin ardından, ‘’Masraflarımızı bile çıkaramadık. Süt üretmek bize pahalıya patlamaya başladı’’ dedi. Hollanda-Almanya sınırındaki eylem, süt fiyatlarını protesto eden üreticilerin Avrupa çapında 40 milyon litre sütün dökülmesi eyleminin bir parçası olarak yapıldı. Amsterdam / aa

23.09.2009


 

Tarihî konaklar hikâyeleriyle yaşayacak

KARABÜK'ÜN Safranbolu ilçesinde, Anadolu şehir kültürünün günümüzde yaşayan en önemli yapı taşlarından gösterilen tarihi evler için, içerisinde yaşamış kişilerin öyküleri ve şahit oldukları olayları da anlatan levhalar hazırlanacak. Alınan bilgiye göre, 18 ve 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl başlarında inşa edilen yaklaşık 2 bin geleneksel Türk evinin bir bütün olarak korunduğu ilçede, tarihî konakların mimarisi kadar öykülerinin de turistlerin ilgisini çekmesi bekleniyor. Büyük kültür birikiminin, maddî zenginliğin ve yüksek düzeyde ustalığın ürünü konakların, inşaları sırasında yaşanan ilginç olaylar, içinde yaşayan ailelerinin hayat öyküleri ve ünlü kişilerin hikâyelerinin derlenmesi amaçlanıyor. Safranbolu / aa

23.09.2009


 

BM, 7 milyar ağaç dikti

BM'NİN, küresel ısınmayla mücadele amacıyla ‘’bir milyar ağaç’’ kampanyası çerçevesinde dünya çapında dikilen ağaç sayısının 7.3 milyara ulaştığı bildirildi. BM Çevre Programı’nın yayımladığı bildiride, Çin Hükümetinin kampanya çerçevesinde 2.6 milyar ağaç diktiği ve 167 ülkede dikilen toplam ağaç sayısının 7.3 milyara ulaştığı belirtildi. BM Çevre Programı Direktörü Achim Steiner, ‘’bu durumun, bu amaca dünya çapında bağlılığın olağanüstü bir belirtisi olduğunu’’ kaydetti. Nobel Barış Ödülü sahibi Kenyalı çevreci Wangari Maathai’nin fikriyle 2006 yılının Kasım ayında başlatılan kampanyayla başlangıçta bir milyar ağaç dikilmesi amaçlanıyordu. BM, bu yıl sonuna kadar 7 milyar fidan dikmeyi tasarlıyordu. Ankara / aa

23.09.2009


 

Türkiye’nin ormanları çoğaldı

ORMAN Genel Müdürü Osman Kahveci, Türkiye’nin dünyada orman varlığı artan ender ülkelerden olduğunu belirterek, son 30 yılda ülke genelindeki ormanların 1 milyon hektar arttığını, bu rakamın 1,5 milyon futbol sahasına denk geldiğini bildirdi. Kahveci, yaptığı açıklamada, yangınlar sebebiyle Türkiye’nin orman varlığının azaldığına yönelik söylemler ortaya çıktığını, ancak bunun aksine orman alanının arttığını söyledi. Türkiye’deki orman varlığının 1963-1973 yılları arasında 20,2 milyon hektar olduğunu ifade eden Kahveci, 2004 yılında yapılan ölçümlerde bu rakamın 21,2 milyon hektar olarak belirlendiğini kaydetti. Ankara / aa

23.09.2009


 

‘Safran’ın artık kolonyası da var

DÜNYANIN en pahalı baharatı ve kendi ağırlığının 100 bin katı kadar sıvıyı sarı renge boyayan, tarihî ve turistik ilçemiz Safranbolu’ya da adını veren safran çiçeğinden kolonya üretildi. Özellikle gıda boyası ve tat verici olarak kullanılan, ülkemizde Safranbolu ilçemizle sınırlı olan, dünyada ise İspanya, Fransa, İtalya ve İran’da da yetiştirilen safran bitkisinden üretilmeye başlanan kolonyanın satışı, şimdilik Safranbolu ile sınırlı olacak. Safran kolonyasını üreten işletmeci Can Kuş, yaptığı açıklamada, fiyat olarak gramı 5-6 avro arasında değişen safran bitkisinin, ilçede 30 çiftçi tarafından sadece 26 dönüm bir alanda yetiştirildiğini söyledi. Yaptıkları araştırmalar sonrası safrandan kolonya üretimine başladıklarını, böylece üreticilere de destek sağladıklarını ifade eden Kuş, şunları anlattı: ‘’Araştırmalarımız sonucu safran çiçeğinden kolonya üretmeye başladık. Safran dünyanın en pahalı bitkisi ve ilçemizde yetişiyor. Bunu değerlendirerek safranlı kolonya üzerine firma kurdum. Ürünlerimiz, özellikle Safranbolu’ya gelen yerli ve yabancı turistleri ilgisini çekiyor. Şimdilik kolonyalarımızı, sadece ilçemizde pazarlıyoruz.’’ Kastamonu / aa

23.09.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.