03 Aralık 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Görüş

Kitap

Düşünceler, tasavvurlar sözden yazıya intikal ettikten sonra bir çeşit devamlılık kazanır. Her insan, yaratılışında bekaya olan arzûsu dolayısı ile fikirlerinin ürünlerini ebedîleştirmek ister. Bunun en kolay yolu, yazı ve kitaptır. Harfler yazı olur; yazılar satır, sayfa, forma derken kitap olur… Yazının hangi malzeme üzerine yazıldığı artık önem arz etmiyor: günümüzde insanın hayâlini aşan nice gelişmeler oldu! Daha nicelerini de görmek imkân dışı değil…

Cenâb-ı Hakk, kullarına yazıyı ihsân ettikten sonra, hem devâmlı göz önünde bulundurulması, hem de gelecek nesillere aktarılmasını te’min bakımından emir ve yasaklarının sahîfelerde ve kitaplarda toplanmasını münâsip görmüştür. Ba’zı peygamberlere suhûf, ba’zılarına kitap verilmesi kıyâmete kadar gelecek insanlara İlâhî hitâbın erişmesini sağlamıştır.

Hayrın geldiği yolu kapatmak isteyen şer de aynı şekilde yayılmıştır. Kötülüklerin kayıt edildiği kitaplar, insanları idlâl için çalışanların vâsıtası olmuştur.

Bir insanın iyiyi kötüden ayırt etme duygusu, temyîz çağında tam inkişâf eder. Vicdân, böyle bir insanda şaşmaz ölçü olarak hayât boyu görevini icrâ eder. İşte bu duyguyu devamlı uyanık tutmak sûretiyle büyük ölçüde doğru yolu bulabiliriz. Ancak, aklın ve kalbin idrâkinden âciz olduğu hallerde, elimizden tutup bizi selâmete ulaştıracak ölçü ise İlâhî vahy ve ilhâmlardır.

Allâhu Teâlâ’nın emir ve yasaklarındaki sâik yalnızca fayda ve maslahât değildir. İmtihân sırrı sebebiyle, ba’zen kendi açımızdan faydalı sandığımız husûslarda da yasak getirildiği vâriddir. Fıtratımızdaki kuvvetlere belirli bir sınır konulmadığından, bunlar vâsıtası ile kendimize ve etrâfımıza zarar vermememiz için dînî hükümlerle çizgiler çekilmiştir. Bütün bu konularda sahîh bilgi İlâhî hitâbın toplandığı kitaplarda bulunmaktadır.

Bu kitaplardan Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (asm) verilen Kur’ân-ı Kerîm dışındakiler, ne yazık ki, insanların ihmâl ve kasıtları sonucu tahrîf edilmiş; asliyetini muhâfaza edememişlerdir. Kur’ân ise, İlâhî va’de binâen, kıyâmete kadar korunmuş olarak insanlara doğru yolu göstermeye devâm edecektir.

Kitapları seçmek çok mühimdir. Her kitap insana yararlı olamaz. İnsanlığı isyâna ve tuğyâna sürükleyen, ma’sûm görünüşlü nice kitap vardır… Kitap vardır: yalnızca duygulara seslenir. İnsanın nefsine ve hevâsına hoş gelir. Kazandıracağı bir fazîlet yoktur. Hissiyâtı kanatlandırıp insanı baş aşağı süfliyât uçurumlarına atar. Kitap vardır: bâtılı inceden inceye tasvîr ve ta’rîf ederek, insanın aklına–hayâline gelmeyen sapıklıklara yönlendirir. Envâ-i cinâyeti işlemesini öğretir. Zulüm ve tecâvüzlere özendirir. İnsânı insanlık mertebesinden canavarlık derekesine indirir. Kitap vardır: şirki, küfrü, isyânı tervîc ederek kişiyi insânî değerlerden uzaklaştırır. Maddî ve ma’nevî cehennem çukurlarına yuvarlar. Kitap vardır; hakkı, hakîkati, kemâlâtı, ulviyeti öğretir. İnsanların yaratılış gayesine ulaşmasına, dünyâ ve âhiret saâdetine erişmesine vesîle olur.

Çocukluk, delikanlılık, olgunluk çağlarında okunan kitaplar insan hayâtında önemli sonuçlar doğurur. İhtivâ ettiği bilgiler, örnek gösterdiği vak’alar, me’hâz olarak dayandığı kaynaklar insanı yönlendirir, numûne-i imtisâl olur, istinâd noktası teşkîl eder. Yaşadığı günü, çevreyi, istikbâlini aydınlatır veyâ karartır. Cem’iyyetine faydalı, fazîletli bir şahıs olmasına veyâ kendi dâhil herkesi râhatsız eden biri hâline gelmesine sebep olur.

Hayâtın hep ciddiyet içinde geçmesi; varlığının hikmet ve netîcelerinin her an göz önünde bulundurulması mümkin değildir. Havâs denilen üstün kabiliyetli insanlara ancak müyesser olur. Hevese ve eğlencelere ayrılması câiz kısım günün ve ömrün beşte biri olabilir. Ondan ötesi fıtrata aykırıdır. İnsana aslî vazîfesini unutturur. Lüzûmsuz işleri ön plana aldırır. Mühim görevleri aksatır. Farkına varılmadan bütün zamânını heder eder.

Kitaplarımızı seçerken bize kazandıracakları kadar kaybettirecekleri de göz önüne alınmalıdır. Muhtevâsının gayelerimizle ne derece mutâbık olduğu tedkîk edilmelidir. Fenâ ve fânî insanların da zaman zaman güzel ve bâkî hakîkatleri ifâde ettikleri olmuştur. Fakat, saman anbarında mücevher kırıntısı aramaktansa; kuyumcu dükkânında elmâs ve altunların kolay ve bol bulunacağı akıldan çıkarılmamalıdır.

Ma’sûmâne eğlenceler, nezîh mîzâhlar, hikmetli ve ibretli hikâyeler, hakîkî vukûâtı kaydeden târîhî eserler, rûha sürûr ve ulviyet kazandıran şiirler, ilim ve irfân menbâı olarak yaşamamızı kolaylaştıran fennî ve içtimâî mevzûlarda insanların ortak mesâîsi netîcesinde hâsıl olan faydalı bilgiler, dünyâ ve âhiret hayâtını tanzîme sebep olan dînî ma’lûmât binlerce kitap içerisinde bizi bekliyor.

Onları bulmak, keşfetmek, istifâde etmek, hayâtımızı huzûr içinde geçirmek ve başkalarının menfaatlanmasını sağlamak bize düşüyor…

EKREM KILIÇ

03.12.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl