Emirdağ Lâhikası - page 547

risale-i nur’dan bazı kitabı istediğine dair mektubunu,
onu da Ankara yoluyla size gönderecektim. Birden An-
talya elmalı’nın gayet halis nurcuları namına, hem ken-
disi haremiyle beraber Afyon’a kadar gelen ve orada nur-
ların neşrine vasıta olan İbrahim efendi birden şimdi gel-
di; ben de onunla size gönderdim. Umuma selâm.
ì®í
Œ
2 5 2
œ
Aziz,SıddıkKardeşlerim!
Medresetüzzehra erkânlarına ehemmiyetli bir mesele-
yi havale ediyorum.
seyyid salih, “Arabistan’da
Asa-yıMûsa
’nın çok lüzu-
mu ve çok faydası olduğunu, oralarda seyahatimde anla-
dım. Herhalde Arabcaya tercümesi lâzım geliyor” dedi.
Benim hâlim ve hastalığım müsaade etmediği için, benim
bedelime Medresetüzzehra erkânı, dört yere, güzelce
Arabcaya tercümesi için muhabere etsinler.
Bir mektubu Camiü’l-ezher’e, emirdağlı kılıç Ali vası-
tasıyla orada birkaç edip zatlar tercüme etsinler. Bir mek-
tup da, Ankara diyanet dairesinde risale-i nur’u ciddî
takdir eden ve alâkadar olan bir iki âlim Arabcaya tercü-
me etsinler.
Biri de; kayseri kazalarından ürgüp Müftüsü kar-
deşim Abdülmecid’e yazsınlar ki, yirmi sene bütün
Emirdağ Lâhikası – ıı | 547 |
gelen kimse.
sıddık:
çok doğru, dürüst, hakkı
ve hakikati tereddütsüz kabulle-
nen.
takdir:
beğenme, beğendiğini be-
lirtme.
umum:
herkes.
vasıta:
aracı.
zat:
kişi, şahıs.
alâkadar:
ilgili, ilişkili, müna-
sebetli, bağlı.
âlim:
ilim ile uğraşan, ilim
adamı.
aziz:
izzetli, muhterem, say-
gın.
bedel:
bir şeyin yerini tutan,
karşılık.
Camiü’l-Ezher:
Mısır’daki Ez-
her Üniversitenin adı.
ciddi:
güvenilir, sağlam,
önemli.
dair:
alakalı, ilgili.
diyanet:
Din işleri ile ilgilenen
kuruluş, teşkilat.
ehemmiyetli:
önemli.
erkân:
ileri gelenler.
gayet:
son derece.
halis:
samimî, her amelini yal-
nız Allah rızası için işleyen.
harem:
kadın eş.
havale:
bir şeyi başkasının üs-
tüne bırakma.
kaza:
ilçe.
medresetüzzehra:
Bediüzza-
man’ın doğuda (Van) yapılma-
sını idarecilere teklif ettiği, fen
ilimleriyle din ilimlerinin bir-
likte okutulmasını düşündüğü
üniversite.
mesele:
konu.
muhabere:
haberleşme.
müftü:
İl ve ilçelerde din işle-
rine bakan ve dinî meselelerle
ilgilenen görevli kimse.
müsaade:
izin.
nam:
ad, yerine.
neşir:
kitap basma, çıkarma;
herkese duyurma, yayma.
selâm:
barış, rahatlık, selamet
ve esenlik dileme.
seyyid:
Hz. Muhammed’in
(asm) torunu Hz. Hasan’ın so-
yundan olan kimse; Hz. Mu-
hammed’in temiz soyundan
1...,537,538,539,540,541,542,543,544,545,546 548,549,550,551,552,553,554,555,556,557,...1032
Powered by FlippingBook