Lem'alar - page 163

edildi. dava vekâletine teşebbüsünü bilmediğimiz için,
parmağına hayret ediyorduk. sonra anlaşıldı ki, kudsî, sa-
fî hizmet-i kur’âniye, gayet temiz, kendine mahsus par-
makları başka işe karıştırmak istemiyor. Her ne ise... Hu-
lûsî Beyi kendim gibi bildim, ona bedel konuştum. Hakkı
efendi de aynen onun gibidir. eğer benim vekâletime ra-
zı olmazsa, kendi tokadını kendi yazsın.
AltıNCıSı
Bekir efendidir. Şimdi hazır olmadığı için, ben, karde-
şim Abdülmecid’e vekâlet ettiğim gibi, onun itimat ve sa-
dakatine itimadım ve Şamlı Hafız ve süleyman efendi gi-
bi bütün has dostlarımın hükümlerine, bildiklerine istina-
den diyorum ki:
Bekir efendi onuncu sözü tab etti. İ’caz-ı kur’ân’a da-
ir Yirmi Beşinci sözü yeni huruf çıkmadan tab etmek için
ona gönderdik. onuncu sözün matbaa fiyatını gönderdi-
ğimiz gibi, onu da göndereceğiz diye yazdık. Bekir efen-
di, benim fakr-ı hâlimi düşünüp matbaa fiyatı dört yüz
banknot kadar olduğunu mülâhaza ederek ve kendi ke-
sesinden vermek, belki Hoca razı olmaz diye, onun nef-
si onu aldattı. tab edilmedi. Hizmet-i kur’âniyeye mü-
him bir zarar oldu. İki ay sonra dokuz yüz lira hırsızların
eline geçti. Şefkatli ve şiddetli bir tokat yedi. İnşaallah, zı-
yaa giden dokuz yüz lira, sadaka hükmüne geçti.
YEDİNCİSİ
Şamlı Hafız tevfik’tir. o kendisi diyor:
evet, itiraf ediyorum ki, ben bilmeyerek ve yanlış dü-
şünerek hizmet-i kur’âniyede fütur verecek harekâtım
Lem’aLar | 163 |
o
nuncu
l
em
a
nefis:
maddî arzuların kaynağı
olan duygu.
sadaka:
Allah rızası için ihtiyaç sa-
hibi fakirlere yapılan yardım.
sadakat:
bağlılık, doğruluk.
safî:
halis, samimî.
tab:
kitap basma.
teşebbüs:
harekete geçme, giriş-
me.
vekâlet:
vekillik.
zıya:
zarar, ziyan, kaybolma.
banknot:
kâğıt para.
bedel:
karşılık.
dava vekâleti:
Avukatlık.
fakr-ı hâl:
fakir olma hâli.
fütur:
gevşeklik, usanç.
gayet:
son derece.
harekât:
hareketler.
has:
özel.
hizmet-i Kur’âniye:
Kur’ân’ın
hizmeti.
huruf:
harfler.
hükmüne:
değerine, yerine.
hüküm:
karar.
i’caz-ı Kur’ân:
Kur’ân’ın yük-
sek ve erişilmez ifadesi.
inşaallah:
Allah izin verirse
manasında bir dua.
istinaden:
dayanarak, güve-
nerek.
itimat:
güvenme.
itiraf:
kabahatini gizlemeyip
söylemek.
kudsî:
mukaddes, kutlu.
mahsus:
has.
matbaa:
basımevi.
mühim:
önemli.
mülâhaza:
düşünme.
1...,153,154,155,156,157,158,159,160,161,162 164,165,166,167,168,169,170,171,172,173,...1406
Powered by FlippingBook