Sözler - page 1078

On Birinci Pencere
1
o
܃o
?o
? r
dG t
øp
Än
ª r
£n
J $G p
ôr
c
p
òp
H n
’n
G
Bütün ervah ve kulûbun dalâletten nefl’et eden ›zt›ra-
bat ve keflmekefl ve ›zt›rabattan nefl’et eden manevî
elemlerden kurtulmalar›, bir tek
Hâl›k
’› tan›makla olur.
Bütün mevcudat› bir tek
Sânia
vermekle necat buluyor-
lar. Bir tek
Allah
’›n zikriyle mutmain olurlar.
Çünkü, hadsiz mevcudat bir tek zata verilmezse, Yir-
mi ‹kinci Sözde kat’î ispat edildi¤i gibi, o zaman, her bir
tek fleyi hadsiz esbaba isnat etmek lâz›m gelir ki; o hâl-
de bir tek fleyin vücudu, umum mevcudat kadar müflkül
olur.
Çünkü, Allah’a verse, hadsiz eflyay› bir zata verir. Ona
vermezse, her bir fleyi hadsiz esbaba vermek lâz›m gelir.
O vakit, bir meyve kâinat kadar müflkülât peyda eder,
belki daha ziyade müflkül olur. Çünkü, nas›l bir nefer yüz
muhtelif adam›n idaresine verilse, yüz müflkülât olur ve
yüz nefer, bir zabitin idaresine verilse, bir nefer hükmün-
de kolay olur; öyle de, çok muhtelif esbab›n bir tek fleyin
icad›nda ittifaklar›, yüz derece müflkülâtl› olur. Ve pek
çok eflyan›n icad›, bir tek zata verilse, yüz derece kolay
olur.
‹flte, mahiyet-i insaniyedeki merak ve taleb-i hakikat
cihetinden gelen nihayetsiz ›zt›raptan kurtaracak, yaln›z
tevhid-i Hâl›k ve marifet-i ‹lâhiyedir.
cihet:
yön, taraf.
dalâlet:
‹man ve ‹slâmiyetten ay-
r›lmak.
derece:
mertebe, kademe.
elem:
ac›, keder, s›k›nt›.
ervah:
ruhlar, canlar.
esbap:
sebepler.
eflya:
fleyler, varl›klar.
hadsiz:
s›n›rs›z, sonsuz.
Hâl›k:
yoktan yaratan Allah.
huzur:
rahat.
hükmünde:
gibi, yerinde.
›zt›rabat:
›zt›raplar, s›k›nt›lar, ac›-
lar.
›zt›rap:
ac›, üzüntü, s›k›nt›.
icat:
yoktan var etme, yaratma.
idare:
yönetme.
isnat:
dayand›rma.
ispat:
do¤ruyu delillerle göster-
me, kan›tlama.
ittifak:
beraber harekete etmek
için sözleflmek anlaflmak.
kâinat:
bütün âlemler, varl›klar.
kat’î:
kesin, flüphesiz.
keflmekefl:
kar›fl›k olma durumu,
kar›fl›kl›k.
kulûp:
kalpler, gönüller.
mahiyet-i insaniye:
insan›n ma-
hiyeti, yap›s›.
manevî:
maddî olmayan, mana-
ya ait; ruha ait, içe ait; fikrî, hissî;
görünmeyen.
marifet-i ‹lâhiye:
sadece Al-
lah’›n kudretinde olan bilgi.
mevcudat:
varl›klar.
muhtelif:
çeflitli, farkl›.
mutmain:
tatmin olan, içi ra-
hat ve gönlü hofl olan.
müflkül:
güç, zor.
müflkülât:
güçlükler, zorluk-
lar.
necat:
kurtulufl.
nefer:
rütbesiz asker, er.
nefl’et eden:
kaynaklanan, ç›-
kan, meydana gelen.
nihayetsiz:
sonsuz.
peyda:
meydana gelmek.
Sâni:
her fleyi sanatl› olarak
yaratan Allah.
taleb-i hakikat:
hakikati, ger-
çe¤i isteme.
tevhid-i Hâl›k:
sadece bir ya-
rat›c›n›n oldu¤una, baflka ya-
rat›c›lar›n olmad›¤›na inan-
mak.
umum:
bütün.
vakit:
vakit, zaman.
vücut:
var olma, varl›k.
zabit:
subay.
zat:
kifli, flah›s.
zikir:
Allah’› hat›rlama, isimle-
rini söyleyerek onu anma.
ziyade:
çok.
1.
Haberiniz olsun ki, kalpler ancak Allah’›n zikriyle huzura kavuflur. (Ra’d Suresi: 28.)
1078 | SÖZLER
O
TUZ
Ü
ÇÜNCÜ
S
ÖZ
1...,1068,1069,1070,1071,1072,1073,1074,1075,1076,1077 1079,1080,1081,1082,1083,1084,1085,1086,1087,1088,...1482
Powered by FlippingBook