Sözler - page 1082

‹flte, bu acz içindeki kudret ve zaaf içindeki kuvvet ve
fakr içindeki servet ve g›nâ ve cümut ve cehil içindeki ha-
yat ve fluur, bilbedahe ve bizzarure, bir
Kadîr-i Mutlak
ve
Kavi-i Mutlak
ve
Ganî-i Mutlak
ve
Alîm-i Mutlak
ve
Hayy-› Kayyum
bir Zat›n vücub-u vücuduna ve vahdeti-
ne karfl› her taraftan pencereler açar; hey’et-i mecmuas›
ile, büyük bir mikyasta, bir cadde-i nuraniyeyi gösterir.
‹flte, ey tabiat batakl›¤›na düflen gafil! E¤er tabiat› b›-
rak›p kudret-i ‹lâhiyeyi tan›mazsan, her bir fleye, hatta
her bir zerreye hadsiz bir kuvvet ve kudret ve nihayetsiz
bir hikmet ve maharet, belki ekser eflyay› görecek, bile-
cek, idare edecek bir iktidar, her fleyde bulundu¤unu ka-
bul etmek lâz›m gelir.
On Beflinci Pencere
1
o
¬n
? n
?n
N m
Ar
?n
T s
?o
c n
øn
°ùr
Mn
G …/
ò s
dn
G
s›rr›nca, her fleye, o fleyin
kabiliyet-i mahiyetine göre kemal-i mizan ve intizam ile
biçilip hüsnüsanat ile tertip edilip, en k›sa yolda, en gü-
zel bir surette, en hafif bir tarzda, istimalce en kolay bir
flekilde, meselâ kufllar›n elbiselerine ve her vakit tüyleri-
ni kolayca oynatmalar›na ve istimal etmelerine bak.
Hem, israfs›z hikmetli bir tarzda vücut vermek, suret giy-
dirmek, eflya adedince diller ile bir
Sâni-i Hakîm
’in vü-
cub-u vücuduna flahadet ve bir
Kadîr-i Alîm-i Mutlak
’a
iflaret ederler.
acz:
zay›fl›k.
adet:
say›.
Alîm-i Mutlak:
sonsuz ve s›n›rs›z
ilim sahibi olan Allah.
bilbedahe:
apaç›k bir flekilde.
bizzarure:
kesinlikle, zorunlu ola-
rak.
cadde-i nuraniye:
nurlu, ayd›nl›k
cadde.
cehil:
bilgisizlik.
cümut:
cans›zl›k.
ekser:
pek çok, birçok.
fakr:
fakirlik.
gafil:
gerçekleri görmeyen,
önemsemeyen, iyi düflünmeyen.
Ganî-i Mutlak:
sonsuz ve s›n›rs›z
zenginlik sahibi ve hiç bir fleye ih-
tiyac› olmayan Allah.
g›nâ:
zenginlik.
hadsiz:
s›n›rs›z, sonsuz.
hayat:
dirilik, canl›l›k.
Hayy-› Kayyum:
her canl›ya ha-
yat veren ve onlar› ayakta tutan,
Allah.
hey’et-i mecmua:
hepsi birden,
tamam›.
hikmet:
belirli gayelere yönelik,
faydal› ve yerli yerinde olufl; ilim,
bilgi.
hüsnüsanat:
güzel sanat.
idare:
yönetme.
iktidar:
güç, kudret.
israf:
gereksiz ve bofl yere kul-
lanma.
istimal:
kullanma.
iflaret:
gösterme, bildirme.
kabiliyet-i mahiyet:
tabiat›ndaki,
iç yüzdeki kabiliyet, yetenek.
Kadîr-i Alîm-i Mutlak:
her fleye
gücü yeten ve her fleyi bilen, s›-
n›rs›z kudret ve ilim sahibi Allah.
Kadîr-i Mutlak:
hiç bir kay›t ve
flarta tâbi olmaks›z›n her fleye
gücü yeten sonsuz kudret sahibi,
Allah.
Kavi-i Mutlak:
s›n›rs›z kuvvet sa-
hibi olan Allah.
kemal-i mizan ve intizam:
tam
bir düzen ve ölçü.
kudret:
güç, kuvvet.
kudret-i ‹lâhiye:
Allah’›n kudreti,
Allah’›n kudretiyle yapt›¤› ifller, fi-
iller, tasarruflar.
kuvvet:
güç, kudret.
maharet:
beceriklilik, ustal›k.
mikyas:
ölçü, ölçek.
nihayetsiz:
sonsuz.
Sâni-i Hakîm:
her fleyi sanat-
la ve hikmetle yaratan Allah.
servet:
zenginlik, varl›k.
s›rr›nca:
hakikatinin bildirdi-
¤ine göre.
suret:
flekil, biçim.
flahadet:
flahitlik, tan›kl›k.
fluur:
bilinç, anlay›fl, idrak.
tabiat batakl›¤›:
Allah’› inkâr
edenlerin yarat›c› bir güç ola-
rak gördükleri içinde yaflad›-
¤›m›z do¤a ve madde âlemi.
tabiat:
do¤a, Allah’› inkâr
edenlerin yarat›c› bir güç ola-
rak gördükleri içinde yaflad›-
¤›m›z do¤a ve madde âlemi.
tarz:
biçim, flekil.
tertip:
düzenleme.
vahdet:
birlik.
vakit:
zaman.
vücub-u vücut:
varl›¤› gerek-
li olma, olmamas› imkâns›z
olma.
vücut:
beden.
zaaf:
zay›fl›k.
Zat:
büyüklük ve yücelik sa-
hibi Allah.
zerre:
en küçük parça, atom.
1.
O her fleyi en güzel flekilde yaratt›. (Secde Suresi: 7.)
1082 | SÖZLER
O
TUZ
Ü
ÇÜNCÜ
S
ÖZ
1...,1072,1073,1074,1075,1076,1077,1078,1079,1080,1081 1083,1084,1085,1086,1087,1088,1089,1090,1091,1092,...1482
Powered by FlippingBook