Sözler - page 351

‹kinci Levha
[Ehl-i hidayet ve huzurun hakikat-i dünyalar›na iflaret eder
levhad›r.]
Demâ gaflet zeval buldu;
— Ve nur-u Hak ayan gördüm.
Vücut bürhan-› Zat oldu;
— Hayat mir’at-› Hak’t›r, gör.
Ak›l miftah-› kenz oldu;
— Fenâ bab-› bekad›r, gör.
Kemalin lem’as› söndü;
— Fakat, fiems-i Cemal var, gör.
Zeval ayn-› visal oldu;
— Elem ayn-› lezzettir, gör.
Ömür nefs-i amel oldu;
— Ebed ayn-› ömürdür, gör.
Zalâm zarf-› ziya oldu;
— Bu mevtte hak hayat var, gör.
Bütün eflya enis oldu;
— Bütün asvat zikirdir, gör.
Bütün zerrat-› mevcudat,
— Birer zakir müsebbih, gör.
Fakr› kenz-i g›nâ buldum;
— Aczde tam kuvvet var, gör.
E¤er Allah’› buldunsa,
— Bütün eflya senindir, gör.
E¤er Malik-i Mülk’e memlûk isen,
— Onun mülkü senindir, gör.
E¤er hodbin ve kendi nefsine malik isen,
— Bilâaddin belâd›r gör;
Bilâhaddin azapt›r tat;
— Bilâgayet a¤›rd›r, gör.
E¤er hakikî abd-i hudabin isen,
— Hudutsuz bir safad›r, gör;
Hesaps›z bir sevap var tat;
— Nihayetsiz saadet, gör.
@@@
SÖZLER | 351
O
N
Y
ED‹NC‹
S
ÖZ
ehl-i hidayet:
iman ve ‹slâmla
flereflenmifl insanlar.
ehl-i huzur:
kendilerinin her an
Allah’›n huzurunda oldu¤unu bi-
len ve ona göre davranan insan-
lar.
enis:
dost.
fakr:
fakirlik, ihtiyaç içinde olma.
fenâ:
geçicilik.
gaflet:
‹lâhî hakikatleri ve ahireti
unutma ya da fark›nda olmama
hâli.
gayet:
son derece.
hakikat-i dünya:
dünyan›n ger-
çe¤i.
hakikî:
gerçek.
hesaps›z:
say›s›z.
hodbin:
kendini be¤enmifl.
hudutsuz:
s›n›rs›z.
huzur:
gönül ferahl›¤›, sükûnet.
kemal:
mükemmellik, güzellik.
kemalin lem’as›:
güzelli¤in par›l-
t›s›.
kenz-i g›nâ:
zenginli¤in hazinesi.
lem’a:
›fl›k huzmesi.
levha:
tablo.
malik:
sahip.
Malik-i Mülk:
her fleyin sahibi
olan Allah.
memlûk:
köle.
mevt:
ölüm.
miftah-› kenz:
hazine anahtar›.
mir’at-› hak:
Cenab-› Hakk› gös-
teren ayna.
mülk:
mal.
müsebbih:
tesbih eden.
nefis:
kiflinin kendisi.
nefs-i amel:
ifllerin, fiillerin kendi-
si.
nihayetsiz:
sonsuz.
nur-u hak:
hakk›n nuru, ›fl›¤›.
saadet:
mutluluk.
safa:
sefa, keyif.
flems-i cemal:
cemal günefli, gü-
nefl gibi parlak güzellik.
vücut:
varl›k.
zakir:
zikreden, anan.
zalâm:
karanl›k.
zarf-› ziya:
parlak k›l›f.
zerrat-› mevcudat:
varl›klar›n
zerreleri, atomlar›.
zeval:
yokluk.
zikir:
anma.
abd-i hudabin:
Cenab-› Hakk›
tan›yan kul; iyiyi, do¤ruyu gö-
zeten kul.
acz:
güçsüzlük, zay›fl›k.
asvat:
sesler.
ayan:
apaç›k.
ayn-› lezzet:
lezzetin tâ ken-
disi.
ayn-› ömür:
hayat›n tâ ken-
disi.
ayn-› visal:
kavuflman›n tâ
kendisi.
azap:
ac›, s›k›nt›.
bab-› beka:
sonsuzluk kap›s›.
belâ:
s›k›nt›, keder.
bilâaddin:
say›s›z.
bilâgayet:
sonsuz, gayet de-
recede.
bilâhaddin:
hadsiz, s›n›rs›z.
bürhan-› zat:
Allah’›n zat›n›n
varl›¤›n›n delili.
demâ:
her zaman.
ebed:
sonsuzluk.
1...,341,342,343,344,345,346,347,348,349,350 352,353,354,355,356,357,358,359,360,361,...1482
Powered by FlippingBook