Sözler - page 640

fiu lem’aya misal getirilse, bir cilt yazmak lâz›m gelir.
Öyle ise, yaln›z numune olarak flu yirmi befl adet Sözle-
ri gösteriyoruz. Evet, bütün yirmi befl adet Sözlerin do¤-
ru hakikatleri, Kur’ân’›n bahr-i ilminden ancak yirmi befl
katredir. O Sözlerde kusur varsa, benim fehm-i kas›r›ma
aittir.
DÖRDÜNCÜ LEM’A:
Mebahisindeki camiiyet-i hari-
kad›r.
Evet, insan ve insan›n vazifesi, kâinat ve Hâl›k-› Kâi-
nat’›n, arz ve semavat›n, dünya ve ahiretin, mazi ve
müstakbelin, ezel ve ebedin mebahis-i külliyelerini cem
etmekle beraber; nutfeden halk etmek, tâ kabre girin-
ceye kadar yemek, yatmak adab›ndan tut, tâ
kaza
ve
kader
mebhaslar›na kadar; alt› gün hilkat-i âlemden tut,
1
p
äÉn
jp
QGs
òdGn
h ,p
än
Ón
°S r
ô o
Ÿr
Gn
h
kasemleriyle iflaret
olunan rüzgârlar›n esmesindeki vazifelerine kadar;
2
/
¬p
Ñ r
?n
bn
h p
Ar
ô n
Ÿr
G n
ør
«n
H o
?ƒo
ën
j @ *G n
ABÉ°n
ûn
j ¿n
G s
B’p
G n
¿o
D
hBÉ°n
ûn
J Én
en
h
iflarat›y-
la, insan›n kalbine ve iradesine müdahalesinden tut, tâ
3
/
¬p
æ«/
ªn
«p
H l
äÉs
jp
ƒ r
£n
e o
äGn
ƒ'
ªs
°ùdGn
h
yani, bütün semavat› bir kabza-
s›nda tutmas›na kadar;
4
m
ÜÉn
ær
Yn
Gn
h m
?«/
în
f r
øp
e m
äÉ s
æn
LÉn
¡«/
a É n
æ r
?n
©n
Ln
h
zeminin çiçek ve üzüm ve hurmas›ndan tut, tâ
5
Én
¡n
dGn
õ r
dp
R ¢o
Vr
Qn
’r
G p
ân
dp
õr
do
R Gn
Pp
G
ile ifade etti¤i hakikat-i acibeye
kadar; ve seman›n
6
l
¿Én
No
O n
?p
g n
h p
ABÉ n
ª° s
ùdG n
‹p
G …
n
ƒn
à°r
SG s
º o
K
adap:
usul, davran›fl kurallar›.
ahiret:
k›yametten sonra kurula-
cak olan âlem.
arz:
yer.
bahr-i ilim:
ilim denizi.
camiiyet-i harika:
harika bir fle-
kilde bir hakikati ve manay› top-
lama.
cem:
toplama.
cilt:
bir konuda yaz›lm›fl kitaplar-
dan her biri.
ebed:
sonu olmayan gelecek za-
man.
ezel:
bafllang›c› olmayan geçmifl
zaman.
fehm-i kas›r:
k›sa anlay›fl.
hakikat:
gerçek.
hakikat-i acibe:
hayret verici
gerçek.
Hâl›k-› Kâinat:
kâinat›n yarat›c›s›
olan Allah.
halk:
yaratma.
hilkat-i âlem:
âlemin yarat›l›fl›.
ifade:
anlatma, söyleme, bildir-
me.
irade:
bir fleyi yapma veya yap-
mama konusunda karar verebil-
me ve bu karar› yerine getirme
gücü.
iflarat:
iflaretler.
kabir:
mezar.
kabza:
el, avuç.
kader:
Cenab-› Hakk›n ezelî ilmi
ile, kâinatta olmufl ve olacak bü-
tün fleyleri bilmesi.
kâinat:
bütün âlemler, varl›klar.
kasem:
yemin.
katre:
damla.
kaza:
Cenab-› Hak taraf›ndan bili-
nen ve takdir olunan fleylerin za-
man› gelince yarat›lmas›.
lâz›m:
gerekli.
lem’a:
par›lt›.
mazi:
geçmifl zaman.
mebahis:
bahisler, konular.
mebahis-i külliye:
büyük genifl
ve çok fleylerle ilgili konular.
mebhas:
bölüm.
misal:
örnek.
müdahale:
kar›flma.
müstakbel:
gelecek zaman.
numune:
örnek.
nutfe:
erkek ve difli üreme
hücrelerinin birleflmifl flekli.
sema:
gökyüzü.
semavat:
gökler.
vazife:
görev.
zemin:
yer.
1.
Yemin olsun... meleklere. (Mürselât Suresi: 1.); Yemin olsun esip savuran rüzgâra (Zariyat
Suresi: 1.)
2.
Allah dilemedikçe siz hiçbir fleyi isteyemezsiniz. (‹nsan Suresi: 30.) • Allah, kiflinin kalbine
ondan daha yak›nd›r. (Enfal Suresi: 24.)
3
. Gökler de Onun kudretiyle dürülmüfltür. (Zümer Suresi: 67.)
4
. Biz o ölmüfl yeryüzünde hurma ve üzüm bahçeleri yaratt›k. (Yâsin Suresi: 34.)
5.
Ne zaman ki yer müthifl bir sars›nt›yla sars›l›r. (Zilzal Suresi: 1.)
6
. Sonra ‹lâhî iradesini, buhar hâlindeki dünya semas›na yöneltti. (Fuss›let Suresi: 11.)
640 | SÖZLER
Y
‹RM‹
B
Efi‹NC‹
S
ÖZ
1...,630,631,632,633,634,635,636,637,638,639 641,642,643,644,645,646,647,648,649,650,...1482
Powered by FlippingBook