Sözler - page 680

Hem meselâ:
s
º o
K m
?És
`jn
G p
ás
àp
°S /
¢n
Vr
Qn
’r
Gn
h p
äGn
ƒ'
ª°s
ùdG n
? n
?n
N …= /
ò s
dG *G o
ºo
µ s
`Hn
Q s
¿p
G
¢n
ùr
ª°s
ûdGn
h Ék
ã«/
ãn
M o
¬o
Ñ o
? r
£n
j n
QÉn
¡s
ædG n
?r
« s
dG Àp
ûr
¨o
j ¢p
Tr
ôn
© r
dG n
¤n
Y …'
ƒn
à°r
SG
n
?n
QÉn
Ñn
J o
ôr
en
’r
Gn
h o
? r
?n
îr
dG o
¬ n
d n
’n
G =/
?p
ôr
en
Ép
H m
äGn
ôs
în
°ùo
e n
?ƒo
ét
ædGn
h n
ôn
ªn
? r
dGn
h
1
@ n
Ú
/
ª n
dÉn
© r
dG t
Ün
Q *G
‹flte, Kur’ân, flu ayette azamet-i kudret-i ‹lâhiye ve sal-
tanat-› rububiyeti öyle bir tarzda gösteriyor ki, günefl, ay,
y›ld›zlar emirber neferleri gibi emrine müheyya. Gece ve
gündüzü, beyaz ve siyah iki hat gibi veya iki flerit gibi bir-
biri arkas›nda döndürüp, ayat-› rububiyetini kâinat sahi-
felerinde yazan ve arfl-› rububiyetinde duran bir Kadîr-i
Zülcelâl’i gösterdi¤inden, her ruh iflitse,
2
n
Ú/
ª n
dÉn
© r
dG t
Ün
Q *G n
?n
QÉn
Ñn
àn
a ,*G n
ABÉ°n
TÉn
e ,*G n
?n
QÉn
H
demeye hâhiflger olur. Demek,
3
n
Ú/
ª n
dÉn
© r
dG t
Ün
Q *G n
?n
QÉn
Ñn
J
sa-
b›k›n hulâsas›, çekirde¤i, meyvesi ve âb-› hayat› hükmü-
ne geçer.
Be fl i n c i mez i ye t - i c eza l e t :
Kur’ân, bazen ta-
gayyüre maruz ve muhtelif keyfiyata medar maddî
cüz’iyat› zikreder. Onlar› hakaik-› sabite suretine çevir-
mek için sabit, nuranî, küllî esma ile icmal eder, ba¤lar;
veyahut, tefekküre ve ibrete teflvik eder bir fezleke ile ha-
time verir.
âb-› hayat:
hayat suyu.
arfl-› rububiyet:
terbiye edicili¤in
yüce makam›.
ayat-› rububiyet:
Allah’›n besle-
me, büyütme, idare ve terbiye
edicilik s›fat›n› anlatan ayetler.
ayet:
Kur’ân’›n her bir cümlesi.
azamet-i kudret-i ‹lâhiye:
Al-
lah’›n kudretinin büyüklü¤ü.
cüz’iyat:
de¤ersiz, ufak tefek fley-
ler.
emirber:
emir alt›nda, emre
uyan.
esma:
isimler.
fezleke:
netice, özet.
hâhiflger:
istekli.
hakaik-i sabite:
de¤iflmeyen ha-
kikatler.
hatime:
son, nihayet.
hulâsa:
öz.
hüküm:
de¤er, yerine.
ibret:
ders ç›karma.
icmal:
özetleme, ayr›nt›lar›na gir-
meme.
Kadîr-i Zülcelâl:
büyüklük sahibi
ve her fleye gücü yeten Allah.
kâinat:
bütün âlemler, varl›klar.
keyfiyat:
nitelikler, özellikler.
küllî:
umumî, genel.
maddî:
madde ile ilgili.
maruz:
etkilenme, karfl›s›nda bu-
lunma.
medar:
sebep, vesile.
meselâ:
örne¤in.
meziyet-i cezalet:
ifade güzelli¤i,
üstünlü¤ü.
muhtelif:
çeflitli, farkl›.
müheyya:
haz›r.
nefer:
er, rütbesiz asker.
nuranî:
nurlu, parlak.
ruh:
insandaki canl›l›¤›n ve dirili-
¤in, iradeyle ilgili ve irade d›fl› ha-
reketlerin ve idrak kabiliyetinin
kayna¤›.
sab›k:
geçmifl.
sabit:
de¤iflmeyen.
sahife:
sayfa.
saltanat-› rububiyet:
kâinat› ter-
biye ve idare edici olan Allah’›n
saltanat›, hâkimiyeti.
suret:
biçim, flekil.
tagayyür:
de¤iflme, baflkalaflma.
tarz:
biçim, suret.
tefekkür:
derin düflünme.
teflvik:
flevklendirme.
zikir:
anma, bildirme.
1.
fiüphesiz ki sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri alt› günde yaratan, sonra da Arfl üzerinde hük-
münü icra eden Allah’t›r. O, gündüzü, pefli s›ra kovalayan gece ile örter. O, günefli, ay› ve y›l-
d›zlar› da emrine boyun e¤mifl olarak yaratt›. ‹yi bilin ki, yaratmak da Ona aittir, yarat›klar›-
n›n tedbir ve idaresi de. Âlemlerin Rabbi olan Allah’›n flan› ne yücedir! (A’raf Suresi: 54.)
2.
Allah’›n flan› ne yücedir! Allah diledi¤ini yapar! Âlemlerin Rabbi olan Allah’›n flan› ne yüce-
dir!
3.
Âlemlerin Rabbi olan Allah’›n flan› ne yücedir!
680 | SÖZLER
Y
‹RM‹
B
Efi‹NC‹
S
ÖZ
1...,670,671,672,673,674,675,676,677,678,679 681,682,683,684,685,686,687,688,689,690,...1482
Powered by FlippingBook