Sözler - page 736

dünyay› kald›r›p onun yerine azametli ahireti kuracak ve
zerrattan y›ld›zlara kadar bütün cüz’iyat ve külliyat›n tek
bir zat›n elinde ve tasarrufunda bulundu¤unu ispat ede-
cek ve kâinat› ve arz› ve semavat› ve anas›r› k›zd›ran ve
hiddete getiren nev-i beflerin zulümlerine, kâinat›n neti-
ce-i hilkati hesab›na gadab-› ‹lâhîyi ve hiddet-i Rabbani-
yeyi gösterecek, hadsiz harika ve nihayetsiz dehfletli ve
genifl bir ink›lâb›n tesisinde binler netice kuvvetinde baz›
cümleleri ve hadsiz delillerin neticesi olan bir k›s›m ayet-
leri tekrar etmek, de¤il bir kusur, belki gayet kuvvetli bir
i’caz ve gayet yüksek bir belâgat ve mukteza-i hâle gayet
mutab›k bir cezalettir, bir fesahattir.
Meselâ, bir tek ayet iken yüz on dört defa tekrar edi-
len
1
p
º«/
Ms
ôdG p
ø '
ªr
M s
ôdG $G p
º° r
ùp
H
cümlesi,
Risale-i Nur
’un On
Dördüncü Lem’as›nda beyan edildi¤i gibi, arfl› ferfl ile
ba¤layan ve kâinat› ›fl›kland›ran ve her dakika herkes
ona muhtaç olan öyle bir hakikattir ki, milyonlar defa
tekrar edilse, yine ihtiyaç vard›r. De¤il yaln›z ekmek gibi
her gün, belki hava ve ziya gibi her dakika ona ihtiyaç ve
ifltiyak vard›r.
Hem meselâ, Sure-i
= º° = ù
n
W
’de sekiz defa tekrar edilen
flu
2
o
º«/
Ms
ôdG o
õjp
õn
© r
dG n
ƒo
¡ n
d n
?s
`Hn
Q s
¿p
Gn
h
ayeti, o surede hikâye edi-
len peygamberlerin necatlar›n› ve kavimlerinin azaplar›-
n›, kâinat›n netice-i hilkati hesab›na ve rububiyet-i am-
menin nam›na, o binler hakikat kuvvetinde olan ayeti
ahiret:
k›yametten sonra kurula-
cak olan âlem.
anas›r:
unsurlar.
arfl:
gö¤ün en yüksek kat›.
arz:
yer, dünya.
ayet:
Kur’ân’›n her bir cümlesi.
azamet:
büyüklük.
azap:
ceza, fliddetli ac›.
belâgat:
sözün düzgün, kusursuz,
yerinde ve makam›n icab›na göre
söylenmesi.
beyan:
anlatma.
cezalet:
mevzu ve makama uy-
gun olarak söyleme.
cüz’iyat:
ufak tefek fleyler.
dehflet:
büyük korku hâli.
delil:
bir davay›, meseleyi ispata
yarayan fley, bürhan, kan›t.
ferfl:
yeryüzü.
fesahat:
sözün aç›k ve ak›c› ol-
mas›.
gadab-› ‹lâhî:
Cenab-› Hakk›n ce-
lâli ile tecelli etmesi.
hadsiz:
s›n›rs›z.
hakikat:
gerçek.
harika:
ola¤anüstü.
hiddet:
öfke.
hiddet-i Rabbaniye:
Cenab-›
Hakk›n Kahhar ismiyle tecelli et-
mesi.
hikâye:
anlatma.
i’caz:
mu’cize olufl.
ink›lâp:
de¤iflim.
ispat:
kan›t.
ifltiyak:
flevklenme, arzu etme.
kâinat:
bütün âlemler, varl›klar.
kavim:
millet.
k›s›m:
parça.
kusur:
eksiklik, özür.
külliyat:
bir fleyin tamam›, genel-
lik.
lem’a:
par›lt›.
meselâ:
misal olarak.
muhtaç:
ihtiyac› olan.
mukteza-i hâl:
hâlin gerektirdi¤i
flekilde.
mutab›k:
uygun.
nam:
ad.
nam›na:
yerine, ad›na.
necat:
kurtulufl.
netice:
sonuç.
netice-i hilkat:
yarat›l›fl›n netice-
si.
nev-i befler:
insanl›k.
nihayet:
son.
peygamber:
Allah’›n elçisi.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi.
rububiyet-i amme:
Allah’›n
her bir varl›¤a yarat›l›fl gaye-
lerine ulaflmalar› için muhtaç
oldu¤u fleyleri vermesi, onlar›
terbiye edip idaresi ve ege-
menli¤i alt›nda bulundurmas›.
semavat:
gökler.
sure:
Kur’ân-› Kerîm’in ayr›ld›-
¤› 114 bölümden her biri.
tasarruf:
idare etme, kullan-
ma.
tesis:
kurma.
zat:
azamet ve ululuk sahibi
kifli.
zerrat:
zerreler, atomlar.
ziya:
›fl›k.
zulüm:
haks›zl›k, eziyet.
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah’›n ad›yla.
2.
Rabbin ise, flüphesiz ki, kudreti her fleye galip olan ve rahmeti her fleyi kuflatand›r. (fiuarâ
Suresi: 9, 68, 104, 122, 140, 159, 175, 191. ayetler.)
736 | SÖZLER
Y
‹RM‹
B
Efi‹NC‹
S
ÖZ
1...,726,727,728,729,730,731,732,733,734,735 737,738,739,740,741,742,743,744,745,746,...1482
Powered by FlippingBook