Sözler - page 745

ve mutavass›t sureyi birer küçük Kur’ân hükmüne getir-
mek için, ehemmiyetli erkân-› imaniye gibi o k›ssalar›
tekrar etmesi, de¤il israf, belki mukteza-i belâgattir. Ve
hâdise-i Muhammediye (a.s.m.), bütün benîâdemin en
büyük hâdisesi ve kâinat›n en azametli meselesi oldu¤u-
nu ders vermektir.
Evet, Kur’ân’da zat-› Ahmediyeye en büyük makam
vermek ve dört erkân-› imaniyeyi içine almakla
1
*G s
’ p
G n
¬
'
d p
G n
B’
rüknüne denk tutulan
2
$G o
?ƒo
°Sn
Ql
ós
ªn
fio
risa-
let-i Muhammediye (a.s.m.) kâinat›n en büyük hakikati
ve zat-› Ahmediye (a.s.m.) bütün mahlûkat›n en eflrefi ve
hakikat-i Muhammediye (a.s.m.) tabir edilen küllî flahsi-
yet-i maneviyesi ve makam-› kudsîsi iki cihan›n en par-
lak bir günefli oldu¤una ve bu harika makama liyakatine
dair pek çok hüccetleri ve emareleri kat’î bir surette
Ri-
sale-i Nur
’da ispat edilmifl. Binden birisi fludur ki:
3
p
?p
YÉn
Ø r
dÉn
c o
Ön
Ñ°s
ùdn
G
düsturuyla, bütün ümmetinin bütün
zamanlarda iflledi¤i hasenat›n bir misli onun defter-i ha-
senat›na girmesi ve bütün kâinat›n hakikatlerini getirdi¤i
nur ile nurland›rmas›, de¤il yaln›z cin ve insi ve mele¤i
ve zîhayatlar›, belki kâinat› ve semavat› ve arz› minnettar
eylemesi ve istidat lisan›yla nebatat›n dualar› ve ihtiyac-›
f›trî diliyle hayvanat›n dualar› gözümüz önünde bilfiil ka-
bul olmas›n›n flahadetiyle, milyonlar, belki ruhanîlerle be-
raber milyarlar f›trî ve reddedilmez dualar› makbul olan
süleha-i ümmeti her gün o Zata (a.s.m.) salât ve selâm
SÖZLER | 745
Y
‹RM‹
B
Efi‹NC‹
S
ÖZ
gamberli¤i.
hakikat:
gerçek, as›l, esas.
hakikat-› Muhammediye:
Pey-
gamber efendimizin yüce manevî
makam›
harika:
ola¤anüstü.
hasenat:
iyilikler.
hayvanat:
hayvanlar.
hüccet:
delil.
hüküm:
de¤er, k›ymet.
ihtiyac-› f›trî:
yarat›l›fltan gelen
ihtiyaç.
ins:
insan.
ispat:
do¤ruyu delillerle göster-
me.
israf:
gereksiz harcama.
istidat:
f›trî meyil, kabiliyet.
kâinat:
bütün âlemler, varl›klar.
kat’î:
kesin.
k›ssa:
ibret verici hikâye.
küllî:
umumî, bütüne ait.
liyakat:
lây›k olma.
mahlûkat:
Allah taraf›ndan yara-
t›lanlar.
makam:
derece, seviye, mevki.
makam-› kudsî:
mukaddes ma-
kam.
makbul:
kabul edilmifl, geçerli.
melek:
Allah’›n nurdan yaratt›¤›,
iradeleri, cinsiyetleri, yeme ve iç-
meleri olmayan, çeflitli flekillere
girebilen, göze her zaman görül-
meyen ve Allah’›n emirlerine tam
itaat eden mahlûk.
minnettar:
minnet duyan.
misil:
efl, kat.
mukteza-i belâgat:
belâgat gere-
¤i.
mutavass›t:
orta.
nebatat:
bitkiler.
risalet-i Muhammediye:
Hz. Mu-
hammed’in peygamberli¤i.
ruhanî:
gözle görülmeyen, cismi
olmayan varl›klar.
rükün:
esas.
salât:
Hz. Peygambere dua.
selâm:
esenlik, mutluluk, emni-
yet dileme.
semavat:
gökler.
sure:
Kur’ân-› Kerîm’in ayr›ld›¤›
114 bölümden her biri.
suret:
biçim, tarz.
süleha-i ümmet:
ümmetin salih-
leri.
flahadet:
flahitlik.
flahsiyet-i maneviye:
manevî ki-
flilik.
tabir:
manas› olan söz, terim.
ümmet:
Allah taraf›ndan kendile-
rine peygamber gönderilen ve bu
peygambere inan›p ba¤lanan ce-
maat.
zat-› Ahmediye:
Hz. Peygambe-
rin zat›.
zîhayat:
hayat sahibi.
arz:
yer, dünya.
azamet:
büyüklük.
benîâdem:
insanlar.
bilfiil:
fiilen.
cihan:
dünya, âlem.
cin:
gözle görünmez, lâtif ci-
simlerden ibaret bir yarat›k.
defter-i hasenat:
iyilikler def-
ter.
denk:
eflit.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
düstur:
kaide, prensip.
ehemmiyet:
önem.
emare:
alâmet, belirti.
erkân-› imaniye:
imana ait
esaslar; iman›n esaslar›.
eflref:
en flerefli.
f›trî:
yarat›l›fltan.
hâdise:
olay.
hâdise-i
Muhammediye:
Peygamber efendimizin pey-
1.
Allah’tan baflka hiçbir ilâh yoktur.
2.
Muhammed (a.s.m.) resulüdür.
3.
Bir fleye sebep olan onu iflleyen gibidir.
1...,735,736,737,738,739,740,741,742,743,744 746,747,748,749,750,751,752,753,754,755,...1482
Powered by FlippingBook