Tarihçe-i Hayat - page 1012

de¤il, dinsizliktedir. Bunu Baflvekilimiz de söyledi: ‘Sa¤-
c›l›¤›n, memleket için tehlikeli oldu¤u görülmemifltir. Bu-
gün din propagandas›na mâni bir hal yoktur; tedbir al-
maya da lüzum kalmam›flt›r.’
“Muhterem hâkimler! Siz bilirsiniz, fakat bir kere de
davay› açan savc›ya sorunuz... Bakal›m ‘Hay›r’ diyebile-
cek mi? Allah’›n emirleri, Kur’ân-› Azîmüflflan’›n hikmet-
leri gençlere anlat›lmaz, bildirilmezse, ‘Propaganda suç-
tur’ diye menedilirse, ahlâks›zl›k, iffetsizlik, köksüzlük,
fuhufl, zina, katl suçlar›n›n önüne geçmek yaln›z ceza ka-
nunlar›yla kabil midir? ‘Komünizm’ gibi bütün dünyay›
tehdit eden erzel afetin, gizli ve aflikâr, seri ve sinsi tah-
ribat›n› tamamen ne ile önlemek mümkündür?
“Muhterem vatansever, Allah’›na ve mukaddesat›na
ba¤l› necib Türk hâkimleri! fiu korkunç küfür propagan-
das›na körpe Müslüman Türk çocuklar›n›n temiz ve saf
dima¤lar›n› senelerce tahrip ederek felce u¤ratan kor-
kunç din düflmanlar›n›n ak›tt›¤› zehirlere bak›n.
“Ne korkunç hal ve tezatlar içindeyiz. Savc› bunu gör-
mez, ‹slâm dinine ve bütün mukaddes dinlere yap›lan bu
korkunç taarruz ve hakareti takip etmez de, bu taarruz-
dan gençli¤e muhafaza tedbirleri tavsiye edeni mi yaka-
lar?
“Pek muhterem Türk Müslüman hâkimler! Siz
Kur’ân-› Mübin’in Allah’›n nurunun p›r›lt›lar› ile dolu
olan ve yaln›z o nur-i ‹lâhîyi aksettiren Risale-i Nur
Gençlik Rehberi’
nden dolay› müvekkilimi mahkûm ede-
mezsiniz!...
afet:
belâ, musibet, büyük felâ-
ket.
aks:
yans›ma.
aflikâr:
aç›k, belli, meydanda.
dima¤:
ak›l, fluur.
erzel:
daha rezil, en, pek, çok re-
zil.
fuhufl:
kötülük, namusa ayk›r›
hareket, zina, gayr-› meflru cinsî
münasebet.
hakaret:
sayg› göstermeme, al-
çak görme, afla¤›lama.
hikmet:
‹lahî gaye, yüksek bilgi,
fayda.
iffet:
namus, ›rz.
kabil:
mümkün, ihtimal dairesin-
de.
katl:
öldürme.
Komünizm:
bütün mallar›n or-
taklafla kullan›ld›¤› ve özel mülki-
yetin olmad›¤› iddias›nda bulu-
nan düzen.
körpe:
genç, yeni yetiflmifl, henüz
bozulmam›fl, y›pranmam›fl.
küfür:
Allah’›n varl›¤›na, birli¤ine
inanmama, müflriklik, imans›zl›k.
Kur’ân-› Azîmüflflan:
flan ve flere-
fi yüce olan Kur’ân.
Kur’ân-› Mübin:
hak ve hakikati
aç›klayan Kur’ân.
mahkûm:
bir mahkemece hü-
küm giymifl, hükümlü.
mâni:
engel.
men:
yasak etme, engelleme,
mâni olma.
muhafaza:
koruma.
muhterem:
sayg› de¤er, hürmete
lay›k, sayg›n.
1012 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
mukaddes:
takdis edilmifl,
kutsal, aziz, temiz.
mukaddesat:
mukaddes,
kutsal, temiz ve yüce olan
fleyler.
müvekkil:
vekil tayin eden,
vekâlet veren.
necip:
asil, soylu kimse.
nur:
ayd›nl›k, par›lt›, ›fl›k.
nur-i ‹lahî:
Allah’›n verdi¤i
nur.
propaganda:
bir inanç, dü-
flünce, doktrin v.b. ni baflkala-
r›na tan›tmak, benimsetmek
amac›n› güden ve çeflitli vas›-
talarla yap›lan faaliyet.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
saf:
hâlis, temiz kalpli, hilekâr
olmayan.
seri:
çabuk, h›zl›, sür’atli.
sinsi:
gizli ve kurnaz bir flekil-
de kötülük yapan.
taarruz:
sald›rma, sataflma,
iliflme.
tahribat:
tahripler, y›k›p boz-
malar.
tahrip:
harap etme, y›kma,
bozma.
tedbir:
idare etme; önlem,
çare.
tehdit:
tehlike.
tezat:
z›tl›k, ayk›r›l›k.
zina:
nikâhs›z olarak yap›lan
cinsî münasebet, ‹slâm›n ha-
ram sayd›¤› meflru olmayan
cinsî münasebet, aralar›nda
nikâh olmayan kad›n ve er-
kek aras›ndaki cinsî münase-
bet, nikâhs›z çiftleflme, fuhufl.
1...,1002,1003,1004,1005,1006,1007,1008,1009,1010,1011 1013,1014,1015,1016,1017,1018,1019,1020,1021,1022,...1390
Powered by FlippingBook