Tarihçe-i Hayat - page 1008

edinceye kadar ayn› yolda yürümeye azmetmifl; bina-i
Sübhanî olan bedenini, yaln›z Allah yolunda y›pratm›fl
olan büyük bir Müslüman. Bugün, ‘Demokrasi vard›r’
denilen bir gün, kalk›yor, yaln›z ‘Allah’ diyor, ‘Kitap’ di-
yor, ‘Resul’ diyor ve gençli¤e, ‘Dikkat’ diyor. Der demez,
arkas›ndan savc› (davay› açan savc›) yap›fl›yor, ‘Gel bura-
ya! Suç iflledin’ diyor.
“Ve afak› kapkara bir zulmet kaplam›flt›r.
“Fakat, bak›n flu asil ve necip ihtiyar Müslümana! Ne
kadar sakin ve ne kadar rahatt›r. Zira kesrette de¤il, vah-
dettedir. Gecenin zulmetinden ve gündüzün rengâren-
ginden bîfüturdur. Belâ zindan›nda safây› seyretmekte-
dir. Cefa sofras›nda vefa bulan, mazhar-› tecelli oland›r.
Zira eflya hakikatlerinden haberdard›r. Kesafeti letafete
kalbetmifltir. Kan› çekilmifl damarlar›nda, kan yerine
feyz-i Hak ve Nur cereyan etmektedir; ve savc› (davay›
açan savc›) bu Müslüman› kolundan yakalam›fl, hapse
sürüklemektedir.
“Niçin? Neden? Ne yapt› bu pir-i fânî? Nedir kabaha-
ti bu ihtiyar Müslüman›n? Ne mi yapt›? Bak›n; savc›ya
(davay› açana) göre neler ve neler yapt›?
"
Gençlik Rehberi
ad›yla bir kitap ç›kard›.
“A. Lâikli¤e ayk›r› hareket etti. Allah, din, iman lâikli-
¤e ayk›r› olur mu? Olur! Peki, baflka?
“B. Devletin içtimaî, iktisadî, siyasî ve hukukî temel ni-
zamlar›n› dinî esaslara uydurmak istedi.
“Nas›l, niçin ve ne maksatla yapt› bunlar›?
afak:
ufuklar.
asil:
soylu.
Belâ:
musibet, s›k›nt›.
bîfütur:
korkusuzca, ald›rmaya-
rak, cesurca.
Cefa:
eziyet, s›k›nt›, zulüm.
cereyan:
ak›m, fikir, sanat veya
siyaset hareketi.
feyz-i Hak:
Hakk›n bereketi, ihsa-
n›.
haberdar:
haberli, bilgili.
hakikat:
gerçek, görülen bir fle-
yin asl› esas›.
hukukî:
hukuka ait, hukukla ilgi-
li, hukuk iflleriyle alâkal›.
içtimaî:
toplulu¤a ait, toplumla il-
1008 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
gili, toplumsal.
iktisâdî:
iktisada ait, iktisatla
ilgili, tutumla alâkal›.
iman:
inanç, itikat.
kalbolma:
bir halden di¤er
bir hale geçme, dönüflme.
Kesafet:
bulan›kl›k, kir, aç›k
veya berrak olmama.
kesret:
çokluk.
letafet:
latiflik, hoflluk, ince-
lik.
mazhar-› tecelli:
görünme
yeri, tecellilerin ortaya ç›kt›¤›
mekân.
necip:
asil, soylu kimse.
nizam:
düzen.
nüfuz:
bir kimsenin emir ve
hükümlerinin ifllemesi, geçer-
li olmas›.
pîr-i fânî:
çok yafll› kimse.
Resul:
Allah’›n elçisi, pey-
gamber.
safa:
rahat ve huzurlu olma,
gönül flenli¤i.
fiahsî:
flahsa, kifliye ait, husu-
sî.
siyasî:
siyasetle ilgili, siyasete
ait.
temîn:
sa¤lama.
tesis:
kurma, meydana getir-
me.
vahdet:
birlik ve teklik.
vefa:
dostluk ve sevginin ge-
rektirdi¤i davran›fllarda de-
vaml› olma.
zulmet:
karanl›k.
1...,998,999,1000,1001,1002,1003,1004,1005,1006,1007 1009,1010,1011,1012,1013,1014,1015,1016,1017,1018,...1390
Powered by FlippingBook