Tarihçe-i Hayat - page 323

Bunu bir temsil ile fehme takrip edece¤iz. fiöyle ki
:
Bir padiflah›n umumî saltanat› ve kanunuyla, merha-
met-i flahanesi umum efrad-› millete teflmil edilebilir. Her
fert, do¤rudan do¤ruya o padiflah›n lütfuna, saltanat›na
mazhard›r. O suret-i umumiyede, efrad›n çok münase-
bat-› hususiyesi vard›r.
‹kinci cihet
, padiflah›n ihsanat-› hususiyesidir ve eva-
mir-i hassas›d›r ki, umumî kanunun fevkinde, bir ferde
ihsan eder, iltifat eder, emir verir.
‹flte bu temsil gibi, Zat-› Vacibü’l-Vücud ve Hâl›k-› Ha-
kîm ve Rahîm’in umumî rububiyet ve flümul-i rahmeti
noktas›nda her fley hissedard›r. Her fleyin hissesine isa-
bet eden cihette, hususî Onunla münasebettard›r. Hem
kudret ve irade ve ilm-i muhitiyle her fleye tasarrufat›,
her fleyin en cüz’î ifllerine müdahalesi, rububiyeti vard›r.
Her fley, her fle’ninde Ona muhtaçt›r; Onun ilim ve hik-
metiyle iflleri görülür, tanzim edilir. Ne tabiat›n haddi var
ki, o daire-i tasarruf-i rububiyetinde saklans›n ve tesir sa-
hibi olup müdahale etsin; ve ne de tesadüfün hakk› var
ki, o hassas mizan-› hikmet dairesindeki ifllerine kar›fls›n.
Risalelerde, yirmi yerde, kat’î hüccetlerle tesadüfü ve ta-
biat› nefyetmifliz ve Kur’ân k›l›c›yla idam etmifliz, müda-
halelerini muhal göstermifliz. Fakat, rububiyet-i amme-
deki daire-i esbab-› zahiriyede, ehl-i gafletin nazar›nda
hikmeti ve sebebi bilinmeyen ifllerde, tesadüf nam›n› ver-
mifller. Ve hikmetleri ihata edilmeyen baz› ef’al-i ‹lâhiye-
nin kanunlar›n›, tabiat perdesi alt›nda gizlenmifl, göre-
memifller, tabiata müracaat etmifller.
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 323
B
ARLA
H
AYATI
mahlûkuna hususî ihsanlar›, ik-
ramlar›.
ilm-i muhit:
her fleyi ihata edici,
kuflat›c› ilim.
iltifat:
güler yüzle muamele, na-
zik davranma, gönlü hofl etme,
teveccüh etme, iyilik etme.
irade:
dileme, isteme, bir fleyi
yapma veya yapmama konusun-
da karar verebilme ve bu karar›
yerine getirme gücü.
isabet:
uygunluk, yerine oturma,
yerini bulma, tam zaman›nda ve
yerinde olma.
kat’î:
kesip, flüphesiz.
kudret:
Allah’›n bütün varl›¤› çev-
releyen ezelî kuvveti.
lütuf:
iyi muamele, iyilik, iyi, yu-
muflak, dostça davran›fl.
mazhar:
nail olma, flereflenme,
kavuflma; nail olmufl, eriflmifl, ka-
vuflmufl.
mizan-› hikmet:
hikmet terazisi.
muhal:
imkâns›z, olmas› müm-
kün olmayan, olmaz, olmayacak.
muhtaç:
ihtiyac› olan, kendisine
bir fley lâz›m olan, ihtiyaç içinde
bulunan, bir eksi¤i olup onu ta-
mamlamak isteyen.
müdahale:
güç kullanma.
münasebat-› hususîye:
özel ilgi-
ler, özel yak›nl›klar, özel iliflkiler.
münasebettar:
ilgili, alâkal›, bir
fleye uygun ve yak›n olan.
müracaat:
dan›flma; baflvuru.
nam:
ad, isim.
nazar:
düflünme, fikir, bak›fl.
nefiy:
inkâr etme.
rububiyet:
Cenab-› Allah’›n her
zaman, her yerde, her mahlûka
muhtaç oldu¤u fleyleri vermesi,
terbiye, tedbir ve malikiyeti ve
besleyicili¤i keyfiyeti.
rububiyet-i amme:
Cenab-› Al-
lah’›n her fleyi içine alan terbiye
edicili¤i.
saltanat:
sultanl›k, hükümdarl›k.
suret-i umumiye:
genel tarz, ge-
nel görünüfl.
fle’n:
hâl, keyfiyet, durum, özellik,
yap›, istidat.
flümul-i rahmet:
rahmetin ihata-
s›, Allah’›n rahmetinin her fleyi içi-
ne almas›, kaplamas›.
tanzim:
düzenleme, tertipleme,
›slah etme, düzeltme, iyilefltirme.
tasarrufat:
tasarruflar.
temsil:
benzetme.
tesadüf:
bir fleyin kendili¤inden
meydana gelmesi.
teflmil:
yayma, geniflletme, flü-
mullendirme.
umum:
hep, bütün, herkes.
umumî:
umuma ait, umumla ilgi-
li, herkesle alâkal›, herkese ait.
Zat-› Vacibü’l-Vücut:
varl›¤› mut-
laka gerekli olan zat, Cenab-› Al-
lah.
cihet:
yan, yön, taraf.
cüz’î:
küçük.
daire-i esbab-› zahiriye:
gö-
rülebilen, görünür sebepler
dairesi.
daire-i tasarruf-› rububiyet:
‹lâhî irade ve terbiyenin ta-
sarruf dairesi, makam›.
efrad-› millet:
milletin fertle-
ri.
efrat:
bireyler.
ehl-i gaflet:
dünyaya dald›-
¤›ndan dolay› ahiretin fark›n-
da olmayan.
evamir-i hassa:
hususî emir-
ler, özel ifller.
fert:
birey, flah›s, kifli.
fevk:
üst, üst taraf, yukar›,
üzeri.
had:
yetki.
Hâl›k-› Hakîm-i Rahîm:
Ra-
hîm ve hakîm olan yarat›c›,
Allah.
hikmet:
kâinattaki ve yarat›-
l›fltaki ‹lâhî gaye.
hususî:
bir fleye, bir kifliye, bir
yere has olan, herkese âid ol-
mayan, özel.
hüccet:
delil, ispat, burhan;
bir iddiân›n do¤rulu¤unu is-
pat için gösterilen vesika, se-
net.
ihata:
tam kavray›fl, zihnen,
aklen ve bilgiyle kavray›fl,
mükemmel bir flekilde anla-
ma.
ihsan:
iyilik etme, güzel dav-
ranma, ba¤›fllama, ikram et-
me, lütuf, ba¤›fl, yard›m.
ihsanat-› hususiye:
hususî
ihsanlar, özel hediye ve ik-
ramlar; Cenab-› Hakk›n her bir
1...,313,314,315,316,317,318,319,320,321,322 324,325,326,327,328,329,330,331,332,333,...1390
Powered by FlippingBook