Tarihçe-i Hayat - page 397

tefsiri var. Elbette kuyud-i ihtiraziyesi bulunacak. Yoksa,
bu madde, bu genifl mana ile beni mahkûm etti¤i gibi,
bütün ehl-i diyaneti ve baflta Diyanet Riyaseti olarak bü-
tün vaizlere ve bütün imamlara, bana teflmil edildi¤i gibi
teflmil edilebilir. Çünkü, yüz sahifeden fazla müdafaat-›
kat’iye ve hakikiyem ile beraber, bana temas ettirilebile-
cek bir mana veriliyor ki, o mana her nasihat eden kim-
seye ve hatta bir dostunu iyili¤e sevk etmek için irflat
eden herkesi daire-i hükmü alt›na alabilir. Bu madde-i
kanuniyenin manas› flu olmak gerektir ki, taassup perde-
si alt›nda muhalif bir siyaseti takip ve terakkiyat-› mede-
niyeye set çekenlere set çekmek içindir. Bu maddenin,
bu manada, çok kat’î delillerle ispat etmifliz ki, bize bir
cihet-i temas› yoktur.
Evet, bu madde, bu manada, tefsirsiz ve kuyud-i ihti-
raziyesiz ve garazkâr istedi¤i adamlar› onunla çarpmas›-
na müsait hudutsuz bir manada olamaz. Evet, ben on se-
ne nezaret ve dikkat alt›nda ve yirmi senede telif etti¤im
yüz yirmi risale ile bu kadar hakk›mdaki tetkikat-› amika
neticesinde cüz’î bir derece asayifli ihlâl etmifl bir emare,
ne bende ve ne de o risaleleri okuyanlarda bulunmad›¤›
hâlde; ve yirmi veçhile ispat etti¤im ve beni yak›ndan ta-
n›yan zatlar›n flahadetiyle, on üç seneden beri fleytandan
kaçar gibi siyasetten kaçt›¤›m› ve hükûmetin ifline kar›fl-
mad›¤›m›; ve tahammül-i befler fevkinde iflkencelere ta-
hammül edip, dünyaya kar›flmad›¤›m ve iman hizmetini
bu dünyada en büyük maksat telâkki etti¤im hâlde, “Sa-
id dini siyasete alet edip, asayifli ihlâle teflebbüse niyet
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 397
E
SK‹fiEH‹R
H
AYATI
kat’î:
kesip atan, flüpheye ve te-
reddüde mahal b›rakmayan, ke-
sin, flüphesiz.
kuyud-› ihtiraziye:
korunmak
için ileriye ait tedbir kay›tlar›, ba-
z› haklar› kullanabilme flart›.
madde-i kanuniye:
kanun mad-
desi.
mahkûm:
bir mahkemece hü-
küm giymifl, hükümlü.
maksat:
kastedilen, istenilen fley,
var›lmak istenen nokta, niyet,
meram.
mana
:
anlam.
muhalif:
iktidara ve iktidar gö-
rüfllerine z›t düflüncede bulunan.
müdafaat-› kat’iye ve hakikiye:
do¤ru ve tereddüte imkân b›rak-
mayan savunmalar, tamamen
gerçe¤e dayanan savunmalar.
müsait:
elveriflli, uygun, muvaf›k.
nasihat:
ö¤üt.
netice:
sonuç.
nezaret:
gözalt›.
sahife:
sayfa.
set çekme:
mani olma, engel ol-
ma.
sevk:
yönlendirme.
siyaset:
politika.
flahadet:
flahit olma, flahitlik, ta-
n›kl›k.
tahammül:
zora dayanma, sab-
retme, sab›r gösterme.
tahammül-i befler:
insan›n ta-
hammülü, insan›n dayanmas›.
tedkîkât-› amika:
derin incele-
meler, çok inceden ve derinden
yap›lan, araflt›rmalar, analizler.
tefsîr:
aç›klama, tamamen aç›kla-
ma, izah.
telâkki:
kabul etme, alma.
telif:
kitap yazma, eser ortaya
koyma.
terakkiyat-› medeniye:
medenî
ve teknolojik ilerlemeler, mede-
niyetle ilgili geliflmeler.
teflmil:
s›n›rl› olan bir kural veya
manay› herkesi kapsayacak fle-
kilde geniflletme, daha genel bir
mana verme.
vaiz:
vaaz eden, nasihat eden, di-
nî meseleler üzerinde ö¤üt vere-
rek irflat eden, ibadet yerlerinde
dinin emir ve yasaklar›n› anlata-
rak nasihat eden.
veçhile:
yön ile.
zat:
kifli, flah›s, fert.
asayifl:
rahat, huzur, emniyet.
cihet-i temas:
ba¤lant› yönü,
temas yönü.
cüz’î:
küçük, az, pek az.
daire-i hüküm:
hüküm daire-
si, hakimiyet dairesi.
delil:
bir davay›, meseleyi is-
pata yarayan fley, bürhan,
beyyine.
Diyanet Riyaseti:
Diyanet ‹fl-
leri Baflkanl›¤›.
ehl-i diyanet:
dindar kifliler.
elbette:
kesinlikle, mutlaka,
flüphesiz.
emare:
alâmet, niflan, eser,
ipucu, belirti, karine.
fevk:
üst, üst taraf, yukar›,
üzeri.
garazkâr:
kinli, düflmanl›k
güden, garaz› olan, kötü kas›t
sahibi.
hatta:
manaya kuvvet ver-
mek için “üstelik, fazla olarak,
bundan baflka, kadar, bile,
dahi, hem de...” manalar›nda,
cümle bafllar›nda kullan›lan
edatt›r.
hudutsuz:
s›n›rs›z.
hükümet:
devlet.
ihlâl:
bozma, sakatlama, sa¤-
laml›¤›na zarar verme.
imam:
namazda kendisine
uyulan, Müslüman cemaate
namaz k›ld›ran kifli.
iman:
inanma, inanç, itikat,
tasdik.
irflat:
do¤ru yolu gösterme,
do¤ru yola yöneltme, gaflet-
ten uyand›rma, uyarma.
ispat:
delil ve flahit göstere-
rek do¤ruyu ortaya koyma,
do¤ruyu delillerle gösterme.
1...,387,388,389,390,391,392,393,394,395,396 398,399,400,401,402,403,404,405,406,407,...1390
Powered by FlippingBook