Tarihçe-i Hayat - page 578

bütün masnuat miktar›nca ve ilimle idare ve tedbir ve
tezyin ve temyiz edilen bütün mahlûkat adedince, mev-
suflar› olan bir tek Zat-› Akdes’i bildirir.
Ve hayat s›fât› ise, kudreti bildiren bütün eserler ve il-
min vücudunu bildiren bütün intizaml› ve hikmetli ve mi-
zanl› ziynetli suretler, hâller ve sair s›fatlar› bildiren bütün
deliller, s›fat-› hayat›n delilleriyle beraber, hayat s›fât›n›n
tahakkukuna delâlet ettikleri gibi; hayat dahi, bütün o
delilleriyle, aynalar› olan bütün zîhayatlar› flahit göstere-
rek Zat-› Hayy-› Kayyum’u bildirir. Ve kâinat›, serbeser
her vakit taze taze ve ayr› ayr› cilveleri ve nak›fllar› gös-
termek için, daima de¤iflen ve tazelenen ve hadsiz ayi-
nelerden terekküp eden bir âyine-i ekber suretine çevirir.
Ve bu k›yasla, görmek ve iflitmek, ihtiyar etmek ve ko-
nuflmak s›fatlar› dahi, her biri birer kâinat kadar, Zat-› Ak-
des’i bildirir, tan›tt›r›r.
Hem o s›fatlar Zat-› Zülcelâl’in vücuduna delâlet ettik-
leri gibi, hayat›n vücuduna ve tahakkukuna ve o Zat›n
hayattar ve diri oldu¤una dahi bedahetle delâlet ederler.
Çünkü, bilmek, hayat›n alâmeti; iflitmek, dirilik emaresi;
görmek, dirilere mahsus; irade, hayat ile olabilir; ihtiya-
rî iktidar, zîhayatlarda bulunur; tekellüm ise, bilen dirile-
rin iflidir.
‹flte, bu noktalardan anlafl›l›r ki, hayat s›fât›n›n yedi
defa kâinat kadar delilleri ve kendi vücudunu ve mevsu-
fun vücudunu bildiren bürhanlar› vard›r ki, bütün s›fatla-
r›n esas› ve menba› ve ‹sm-i azam›n mastar› ve medar›
ayine:
ayna.
âyine-i ekber:
en büyük ayna.
basar:
Allah'›n kendi flan›na lây›k
bir tarzda görme s›fat›.
celâl:
nihayet derecede büyük-
lük, azamet, ululuk.
cemal:
güzellik, iç ve d›fl güzelli¤i.
cilve:
Esma-i ‹lâhînin tecellisi.
daima:
sürekli, her zaman.
delâlet:
delil olma, gösterme.
furkan-› cismanî:
cisim hâline
gelmifl hakk› bât›ldan ay›ran
Kur'ân.
hadsiz:
s›n›rs›z.
hikmet:
belirli gayelere yönelik,
faydal›, anlaml› ve yerli yerinde
olufl.
hükmünde:
yerinde, de¤erinde.
idare:
yönetme.
ihtiyar:
seçme, tercih, irade.
ilham:
belli bilgi vas›talar›na bafl-
vurmadan Allah taraf›ndan insa-
n›n kalbine veya zihnine indirilen
mana.
ilim:
bilme, bilifl, bilgi.
intizam:
düzgün olma, düzgün
dizilme, düzgünlük, tertipli olma.
irade:
dileme, isteme, bir fleyi
yapma veya yapmama konusun-
da karar verebilme ve bu karar›
yerine getirme gücü.
Kadîr-i Zülcelâl:
sonsuz büyük-
lük, haflmet ve kudret sahibi, Al-
lah.
kâinat:
yarat›lm›fl olan fleylerin
tamam›, bütün âlemler, varl›klar.
kelâm:
konuflma.
kerîmane:
kerîm olan, kerem sa-
hibine yak›fl›r surette, kerîmce,
cömertçe, bol ihsan ve ikram ile.
k›yas:
benzetme yolu, örnekle-
me.
kudret:
Allah'›n bütün varl›¤› çev-
releyen ezelî kuvveti.
mahiyet
:
bir fleyin asl›, esas›, ha-
kikat›, iç yüzü, bir fleyi tayin eden
aslî unsur, neden ibaret oldu¤u,
nitelik.
mahlûkat:
yarat›lm›fllar, yarat›k-
lar, Allah taraf›ndan yarat›lanlar.
masnuat:
sanatla yap›lm›fl fleyler.
mevsuf:
vas›flanan, vas›flanm›fl,
nitelenmifl.
mizan:
ölçü.
mücessem:
tecessüm etmifl, ci-
simlenmifl, cisim hâline gelmifl.
rahimane:
rahim olarak, merha-
met ederek, merhametli olarak.
sair:
di¤er, öteki, baflka.
sem:
iflitme, iflitifl.
serbeser:
bafltan bafla, tamam›y-
la büsbütün.
s›fat-› hayat:
hayat s›fat›.
s›fat-› sübutiye:
Allah'›n subutî
s›fatlar›.
suret:
biçim, görünüfl.
flahit:
flahitlik yapan, gördü¤ü ve-
578 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
K
ASTAMONU
H
AYATI
ya bildi¤i fleyi mahkeme
önünde yemin ederek söyle-
yip davan›n sonuçlanmas›na
yard›m eden kimse, flahit, ta-
n›k.
tahakkuk:
gerçekleflme,
meydana gelme, olma.
tarif:
etraf›yla anlatma, anla-
t›lma, etraf›yla bildirme, bildi-
rilme.
tavsif:
vas›fland›rma, mahi-
yetini ve s›fatlar›n› ortaya
koyma, etrafl›ca tarif etme,
niteleme.
tecelli:
‹lâhî kudret ve s›rlar›n
insanlarda ve nesnelerde gö-
rünmesi, Cenab-› Hakk›n gü-
zel isimlerinin kâinatta ve in-
sanlarda zahir olmas›.
tedbir:
idare etme, çekip çe-
virme.
temyiz:
ay›rma, dikkatle ay›r-
ma.
terekküp:
mürekkep olma,
kar›fl›p birleflme, birden fazla
fleyin birleflmesinden oluflma.
tezyin:
süsleme, ziynetlendir-
me.
vahiy:
Cenab-› Hakk›n diledi¤i
hükümleri, s›rlar› ve hakikat-
leri peygamberlere bildirme-
si.
vücut:
var olma, var olufl, var-
l›k.
Zat-› Akdes:
en mukaddes
zat, her türlü kusur ve nok-
sandan uzak ve pak olan zat.
Zat-› Hayy-› Kayyum:
varl›¤›,
dirili¤i her an için olup gökle-
ri ve yerleri her an için tutan.
zîhayat:
hayat sahibi.
ziynetli:
süslü.
1...,568,569,570,571,572,573,574,575,576,577 579,580,581,582,583,584,585,586,587,588,...1390
Powered by FlippingBook