Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Aile

Kanama ve kanamaların kontrol altına alınması

Kanama, tartışmasız, belli başlı acil sorunlardan biridir. Kanama mutlaka kısa sürede belirlenmeli ve ciddiyeti değerlendirilerek, kontrol altına alınmalıdır.

Kanın damar dışına çıkmasına kanama(hemoraljı) denir. İç ve dış kanama olmak üzere ikiye ayrılır.

İç kanamalar gözle görülemediklerinden, belirlenmeleri ve en kısa zamanda hastaneye ulaştırılmaları önemlidir. Halbuki dış kanamalar gözle görülebilir ve durdurulma yöntemleri ile kontrol altına alınabilirler. Kanama başlangıçta halsizlik yapar, eğer kontrol altına alınmazsa şok ve ölüm gelişebilir.

Normal bir erişkinin vücut ağırlığının ortalama 1/13’ ünü kan oluşturmaktadır. 70 kg’lık bir kişide 5-6 lt civarında kan bulunduğu varsayılmaktadır. Yüzde 10 oranındaki kan kaybı (ortalama erişkinde 600 ml, çocukta 200-300 ml, bebekte 25-30 ml) oldukça tehlikelidir.

Kanamaların sınıflandırılması:

I- Kanamanın meydana geldiği yere göre:

1- İç kanama

2- Dış kanama

II- Kanayan damarın cinsine göre :

1- Atardamar (arter) kanaması: Parlak kırmızı renklidir, kalp atımı ile eşzamanlı fışkırır

2- Toplardamar (ven) kanaması: Koyu kırmızı renklidir, devamlı akar.

3- Kılcaldamar (kapiller) kanaması: Devamlı, yavaş, sızıntı şeklinde akar.

** Kısa sürede fazla miktarda kan kaybını vücut dengeleyemez (tolare edemez) ve şok gelişir. Oysa az miktarda ve uzun zaman süresi içindeki kan kaybını vücut kısmen de olsa dengeleyebilmektedir. Meselâ: kan verme işleminde 500 ml kan, 10 - 15 dakika gibi bir zaman zarfında ve kontrollü olarak alındığından, vücutta herhangi bir sorun oluşturmamaktadır.

1- İÇ KANAMA

İç kanamanın vücut dışında en sık görülen belirtileri ezikler ve çürüklerdir. Bu belirtiler yumuşak doku içine kanama olduğunun göstergesidir. İç kanamalar, gözle görülemeyen kanamalar olmasına rağmen, dışa açılan bir iç organda meydana gelmişse, daha kolay ve çabuk fark edilirler; örneğin: mide, akciğer, böbrek kanamalarında olduğu gibi. İç kanamayı düşündüren bulgular genellikle hipovolemik şoka ait bulgulardır.

İç kanama bulguları:

* Nabız zayıf ve süratlidir (ipliksi)

* Deri soğuk ve nemlidir (yapışkandır)

* Gözler donuk, gözbebekleri genişlemiş ve ışık refleksi zayıftır

* Hastada genelde susuzluk hissi ve huzursuzluk vardır

* Bulantı, kusma olabilir

* (Geç bulgu: Kan basıncı düşer)

İlkyardım:

Herhangi bir vurma, çarpma, darbe sonrası bu belirtiler söz konusuysa, bu durumda yapılacak en doğru şey, kişiyi bir an önce hastaneye ulaştırmak olmalıdır. (bakınız: şok)

2- DIŞ KANAMA

Kanamayı durduran savunma mekanizmaları damarın kesilmesi sonucu hava ile temas edince faaliyete geçerek önce kesilen damar uçlarının büzülmesini sağlarlar. Daha sonra kesik damar uçlarında pıhtı oluşur, pıhtı büyüyerek damarı tıkar ve böylece kanama durur.

Vücuttaki pıhtılaşma mekanizmalarını dokular ve doku sıvıları uyarır. Normalde atardamar ve toplardamardaki kan, aradaki damar duvarı nedeniyle, doku ve doku sıvıları ile temas etmediğinden, damar yaralanmadıkça pıhtılaşma olmaz. Damar yaralandığında, kanama fazla olacağından pıhtılaşma gecikebilir, o nedenle pıhtılaşmayı hızlandırmak için kanama durdurma yöntemlerine başvurulur.

Dış kanamaları durdurma yöntemleri:

* Parmakla (lokal, yerel) basınç

* Basınçlı sargı

* Yaranın üstünde yer alan artere / damar köküne basınç (femoral arter, brakial arter, temporal arter, vd)

* Elevasyon (kanayan kısmın kalp seviyesinde veya üzerinde tutulması )

* Turnike

* Atelleme (kanamayı doğrudan durdurma yöntemi değildir! Kırıkların sabitlenmesi sonucunda kanamanın da kontrol altına alınmasını sağlar).

Turnike:

Diğer yöntemlerle durdurulamayan kanamalarda en son seçenek olarak uygulanmalıdır. Genellikle organ kopmalarında veya derin arter kesilerinde, tek kemikli olan üst kola veya üst bacağa uygulanır. Amaç, kanayan atardamarı, kemik ile deri arasında sıkıştırarak, yaralı yere olan kan akımını engellemektir. Ara ara gevşetilmelidir, aksi halde gangren gelişebilir.

İp, tel, ince sert lastik cilde zarar vereceğinden kesinlikle kullanılmaz.

Üçgen sargı bezi, çorap, kravat veya herhangi bir enli kumaş parçası ile turnike yapılabilir.

Turnike en fazla iki saat uygulanabilir. Gevşetme süresi ilk bir saatte 10- 20 dakikada bir, sonraki bir saatte ise 5-10 dakikada bir olmalıdır. Gevşetme süresi turnike uygulanan yerin, yaralı kısma olan uzaklığı ile ters orantı olmalıdır. Mesafe uzunsa, gevşetme süresi kısa olmalıdır. Turnike gevşetildiğinde, lokal basınç yapılmalı ve cilt normal rengine döndüğünde, turnike yine sıkılmalıdır.

Destekleme (Atelleme):

Yaralı kol veya bacaklardaki kanamaların çoğu, kırılan kemiğin sivri uçları ile kasların yırtılması ya da kırılan kemiğe yakın damarların yırtılması sonucunda meydana gelir. Kol veya bacak sabitlenmezse, hasar ve kanama devam eder. Ekstremitenin (kol veya bacak) sabitlenmesine destekleme denilmektedir. Kırık kemik uçları kontrol altına alındıklarında kanama da azalacaktır.

BURUN KANAMASI (Epistaksis):

Kafatası kırığı, darbe sonucu oluşan yüz yaralanmaları, sinüzit, enfeksiyon, burun anomalisi, yüksek tansiyon, kanama bozuklukları gibi nedenlerle oluşabilir.

İlkyardım:

* Kişi dik oturtulur, başı hafif öne eğilir ve burun kanatlarından iki parmakla bastırılır.

* Burna, alna ve enseye soğuk ıslak bez konarak lokal soğutma ile kanama kontrol altına alınabilir.

* Özellikle endişeli ve yüksek tansiyonlu kişilerin sakinleştirilmesi önemlidir.

Dr. Mehmet BEŞİROĞLU

23.09.2006


Bebeklerin dili

Bebekler; açlıktan, altlarını kirletmiş olmaktan, altlarında pişik olmasından veya gaz sancısından dolayı ağlayabilecekleri gibi özellikle 2 aylıktan büyük olanlar kucak isteklerini, ilgi beklentilerini belirtmek için de ağlayabilirler. Biz bugün gaz sancısı üzerinde duracağız.

GAZ SANCISI

Altı henüz değiştirilmiş, karnı doyurulmuş ve pişiği olmayan bir bebek, ayaklarını karnına doğru çekip kızararak ağlıyorsa gaz sancısı var demektir. Gazını çok rahat çıkarabildiği halde gözlenebilen bu sancının asıl nedeni bağırsakların anormal kasılmasıdır. Erişkinler nasıl, karnı ağrıdığında iki büklüm olarak karnını içe doğru çekip rahatlamaya çalışırsa, bebekler de ayaklarını karınlarına doğru çekip ağrı duyduklarını ağlayarak gösterirler.

* Bebeğin hasta mı yoksa gaz sancısından mı ağladığı nasıl anlaşılır?

Bebeğin ağlama nedeni her zaman gaz sancısı nedeniyle olmayabilir. O halde bir bebeğin hasta mı, yoksa sadece gaz sancısından mı ağladığı ayrımı anne ve babalar tarafından yapılabilir? Eğer ağlamaya eşlik eden ateş, kusma, ishal, burun tıkanıklığı, öksürük, hırıltı, deride döküntü, emmeme, keyifsizlik, halsizlik gibi bulgular varsa mutlaka doktora başvurmak gerekir. Aksi halde bu bir gaz sancısıdır.

* Ne kadar süren ağlama normal, ne kadarı anormaldir?

Gün içinde avutmakla dinmeyen 2 saatten uzun süren ağlama nöbeti ikiden fazla sayıda tekrarlıyorsa bu ağlamanın altında yatan nedenin gaz sancısı dışında olması muhtemeldir ve araştırılması gerekir. Bu duruma başta idrar yolu enfeksiyonları düşünülmelidir. Çünkü özelikle 0-3 ay arasında çok sık olarak gaz sancısı denerek geçiştirilir. Anne sütünün yetmemesi ve açlık ağlamaları da ayırt edilmesi gereken diğer durumlardır. Bunun ayırımı tartı yapılarak çok kolay sağlanabilir. Haftada 150 gr’dan fazla kilo alımı olan bir bebek, doyuyordur. Sürekli meme arama, ellerini emme çoğu annenin zannettiğinin aksine o bebeğin aç kaldığını göstermez.

Dr. İsrafil BEDRE

23.09.2006


Dokuzuncu Devâ

Ey Hâlıkını tanıyan hasta!

Hastalıklardan elem çekip tevahhuş edip korkma

hastalık bazan ölüme vesile olduğu cihetiyledir senin korkun

nazar-ı gafletin çirkin gösterir

zâhirî ciheti de dehşetlidir,

Ölümün ona vesile olabilen hastalıklar korkutuyor, seni

sanki telâş veriyor sana,

seni ölüme yaklaştıran her günün

Evvelâ bil ve kat’î iman et ki,

ecel mukadderdir, tagayyür etmez

Çok ağır hastaların başında ağlamaklı olanlar

Hasta olur sıhhatine geri dönemez

Bazen sıhhatleri yerinde olanlar ölmüş

o ağır hastalar şifa bulup gün görmüş

Ölüm, sureten göründüğü gibi dehşetli değil.

vazife-i hayat külfetinden bir terhistir ehl-i iman için ölüm,.

Hem dünya meydanındaki imtihanda, az değil gitmek istiyor insan

hayattan biraz kırıldığı zaman

bir paydos istiyorken talim ve talimattan

ölüm nikmet değil, nimet oluyor o zaman

Hem öteki âleme gitmiş yüzde doksan dokuz ahbap

Bizde burada kalmayacağız muhakkak

Baş ağrısı rahatsızlığından dolayı yıllardır uyuma sıkıntısı çeken babama ve tüm hastalara şafi-i hakikiden hayırlı ve sabırlı şifalar niyaz ederiz.

Ömer Faruk TOPÇU

23.09.2006


Elinde ilacın var

Sosyal sigortalar kurumu internet üzerinden ilaçların kaydını almaya başladıktan sonra ilacın kutu içindeki miktarına ve hastanın ilacı günde kaç kere kullandığına göre hastanın elindeki ilacın ne zaman biteceğini internet üzerinden göstermektedir. Ve elindeki ilaç bitmeden aynı ilaç verilememektedir.

Mide ilacı kullanan Ayşe teyze elindeki ilaç daha bitmeden hastaneye gelmiş. Aynı ilaçtan yazdırmıştır. İlacı almak üzere eczaneye gelen Ayşe teyze ilacı almak ister.

Eczacı: Teyzem elindeki ilaç bitmemiş der.

Şaşıran Ayşe teyze; yatağın da altına saklamıştım ama..

Ecz. Ali İhsan AZILI

23.09.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004